Keşan Bisiklet Festivali 7. Gün

8 eylül 2013 Pazar

Gökçetepe sahil – Çamlıca – Keşan

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

“Dünyanın fısıltılarını dinle kalbim, o fısıltılardır ki dünya senin için aşk dokur”
Tagore

 

Öne çıkmış olan görsel, Keşan Dağ Bisiklet Festivaline katılan katılımcılar Gökçetepe sahilinde toplu olarak poz vermişler. Yaklaşık 200 bisikletli var.

7-2-1

Dünkü zorlu bisiklet turu ve akşamında kurtları dökmemiz gece iyi uyumaya yetti. Sabah dinlenmiş olarak uyandım erkenden. Kalkar kalkmaz çadırımı ve eşyaları toplayıp bisikletime yükleyip erkenden hazırlanıyorum. Bisikletim hazır olduktan sonra sabah kahvaltısı için kuyruğa girerek hep birlikte kahvaltımızı yapıyoruz neşeyle. Kahvaltı neşe içinde, tatlı sohbet ile dostluğumuzu pekiştiriyoruz. Kahvaltı için kuyruğa girenler bekliyor kahvaltısını almak için.

7-1

Keşan turunda tanıştığım güleç yüzlü Tevfik Oytun Aka. Gülümsemesi hiç eksik değildi festival boyunca. Oytun burada kalıyor, arabası burada olduğu için akşama kadar tatiline devam edecek. Oytun ile vedalaşıyorum, ardından hatıra resmi çekiliyorum. Oytun benden yarım baş daha uzun.

7-2

Saroz körfezinin bu cennet köşesinde festival resmini hep birlikte çekiliyoruz. 200 demir atlı DOÇEK selamı vererek festivalin güzel karesinde yerimizi alıyoruz. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

7-2-1

Resimden sonra yola çıkıyoruz. Deniz ile vedalaşıp kamp alanından, kumsaldan çıkarken resmimizi çekiyorlar.

7-3

Elbette yol dikleşmeye başlıyor ama herkes kendi temposunda çıkıyor. Koru dağı mükemmel manzarası ile kendini hissettiriyor.

7-4

Sabahın ilk saatlerinde birden bire yokuşa sarınca haliyle kısa molalar başlıyor. Ara sıra lastikler de patlamıyor değil. Şansıma bu turda, taşlı topraklı yollarda henüz lastiğim patlamadı. Patlak lastiğini onaranların yanında durup yardım gerek var mı? diye soruyorum. Hallederiz deyince kameraya poz veriyorum bisikletim KUZ üzerinde.

7-4-1

Gördüğünüz gibi yolumuz da bu gün harika. Asfalt yoldan çıkmışız, toprak yolda doğanın içinde ilerlemeye başladık. Elbette yaz aylarında güzel oluyor, yoksa yağmurlu havalarda kesinlikle çamurlara batmıştık. Buralardan yol bisikleti ile kışın, bir de yüklü olarak gidemezdim.

7-5

Kendimi ormanın içinde kaybolmuş gibi hissettim. Ormanın içi loş, güneş ışıkları yaprakların arasından süzülerek ışık oyunları arasında, ormanın sesini dinleyerek şu anı yaşamaya çalışıyorum. Orman kuşları bana harika müzik ziyafeti çekiyor resmen. İçime tatlı bir huzur doluyor, buradan hiç ayrılmak istemiyorum ama gruptan geri kalmamam gerek. Bisikletim KUZ yüklü olarak park etmiş, ben ayakta durmuş ormanı dinlerken.

7-6

DOÇEK ekibi bizleri susuz bırakmadı yol boyunca. Zaten çevrede herhangi bir çeşme yada su pınarı yok. Bizlere su takviyesi olarak yarım litrelik pet şişede su dağıtarak susuz bırakmıyorlar. Fakat ormanın içinde suyunu içenler nedenini bir türlü anlayamadığım, çözemediğim bir şekilde şişeleri yerlere atıyorlar. Ben de ormanı böyle plastik şişelerin kirletmesine dayanamayıp bütün şişeleri toplamaya başladım. Kimisi bagajları ve çantaları olmadığı için dolu şişelerini  düşürmüşler. Böylece 6 adet su dolu pet şişe ve bir sürü boş şişe topluyorum. İlerde çöp tenekesine atmak için bagajımda taşıyorum. Yapacak bir şey yok. Doğayı birileri korumak zorunda, bir yerde hazinemi de toplamış oluyorum böylece. Doğaya ait olmayan nesneler ormanın güzelliğini bozuyor. Bu bana bir fikir veriyor, önümüzdeki yılda bir proje hazırlayacağım çevre için. Bisikletimin yanında durmuş halde çekiyorlar beni. Ön bagajımın üstünde topladığım pet şişe.

7-7

Dünyayı hemen hemen on kez tavaf etmiş bir bisiklet gezgini Rahman Karataş. Rahman bisiklet kompedanı, bisiklet hakkında bilmediği bir şey yok. Aralıkta Başak ile birlikte Morocco da tur düzenleyecekler. Ben ve Rahman yan yana bisiklet sürerken çekiyorlar toprak yolda.

7-8

Buradan aşağıya indim, gördüğünüz gibi ormana aykırı herhangi bir şey yok. Etraf tertemiz gayet güzel görünüyor. Ormanı seviyorum, sizleri sevdiğim gibi, kardeşcesine ve hür. 7-9

Çam ormanı içinde orman yolu açılmış yangını söndürmek için.

7-10

Bazı yerler iniş için bayağı dik ve tehlikeli. Kimisi bisikletten inip yürüyerek aşağı iniyor. Ormanda geçtiğimiz yer yangın yolu, ormanda yangın olduğu zaman diğer ağaçları korumak için orman ekibi böyle yollar açarak bir nebze olsun diğer ağaçları koruyor. Önümde bir kişi bisikletinden inip eliyle dik yokuşu inerken.

7-11

Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik, bir de baktık ki yol bitmiş. Önümüzde patika ve dere, patika bile yok o derece yani. Gideceğimiz yöne doğru ağaçlara şeritler bağlayarak bizlere yardımcı oluyor. Kalabalık olduğu için arkadaşların inmesini bekledim bir süre.

7-12

Patikadan iniş dik olduğundan patikanın boşalmasını bekliyorum. Çünkü bir tek bende bagajlar yüklü, ağır vasıta olduğum için bekliyorum. Ön ve arka bagajlar yüklü çantalarla. Arkadaki çantalarımın üstüne fosforlu sarı yelek bağlı.

7-14

Resimde görüldüğü gibi bisikletleri dere yatağından böyle geçiyoruz. Derede su olmaması bizlerin ıslanmamasına sebep oluyor. Yoksa sudan çıkmış balığa dönerdik.

7-15

Dere yatağını geçip diğer yola çıkıyoruz. Dere tarafında çınar ağaçları ormana ayrı bir renk katıyor. Çınar ağaçları suyu sevdiğinden dere yataklarında, su kaynakları ve göl kenarlarında görürüz. Doğal ortamda ormanın içinde her yerde göremezsiniz.

7-17

Yine bir bisikletçinin lastiği patlamış, yardıma ihtiyaç olup olmadığını soruyorum. Kendisi halledebileceğini söyleyince yoluma devam ediyorum. Üç gündür bisikletim yüklü olarak, taşlı topraklı ve dikenli yerlerden geçtim, şansıma lastiklerim patlamadı. İçimde bir his var dikenler benden korkunç bir şekilde intikamını alacak gibi geliyor. Hadi hayırlısı.

7-18-1

Orman içinde giden yol dönemeçten sonrası görünmüyor. Karşıma neler çıkacak belli değil. Bilinmeze doğru gidiyorum, bu daha heyecan verici.

7-20

Güçmen kızı Mavie’nin hikayesi

III

Yanık türküsünü duyan Bilge Urim Baba,
Oduncu Sencer’in yanına çöker, demir atından çıkardığı cezvesinde kahvesini yapar ikram eder.
– Diyesin derdini kızancık, türkünü ürekten sülersin yanık yanık. Bilirim ki dolaştırır durursun kervanı. Daglar aştık dereler geçtik çetrefilli yolları kat ettik, bilirim ki düner düner aynı yere celiriz. Uzaklaşmayız Cennet köyünden. Diyesin derdini, dolaştırmayasın bu ka demir atlıyı, Çeyiz toz toprak , güçmen celini Mavie perişan.
– Mavia benim sevdamdır Kosovali Bilge, biz kurduk birlikte hayalleri, kasap aldı akıttı paraları. Bilirim yoktur o ka para bende ama bilırım üregim doldukça taşar Mavie sevdamla. Süliyesin Kosovali Bilge nasıl verırım bu ka yanıkken sevdalimi el eline. Bu ka demiratlıyı sürün üstüme üldürün beni cürmesin bu cüzlerım….
Uzaklara baktı koyu kahvesini içen Kosovali Urim Bilge. İçtiği kahve kadar acıydı, dingediği hikaye.

Yol kıyısında oturmuş kahve içerken. Kahve takımları önümde.

7-20-1

Topladi Kosovali bilge Kumandan Aakan’ı ve kurmaylarını.
-Bir angi şey mi oldi? Neden topladın bizi anglamayz Kosovali?
– İsteym bişey sülema size. Bir angi şey olmuştur.
Kosovali Bilge Urim anlatır Sencer ile Mavie’nın sevdasını, ürekleri sızlar dingleyenlerin. Aakan kumandan kurmaylarına döner
– Süleyin yigitler bu durumda biz ne ederiz bir yanda emanet var bir yanda yanık sevda?
Faruk kararlıdır bakar Ayşe’ye :
– Biz sevdik kavuştuk pişman olmadık, üregımız tek atar, biz aşktan yanayız
Selda tutar elini Ayhan’ın
– Yolumuz sevda yoludur, biliriz aşik dilinden
Bıçkın Aykut ayağa fırlar:
– Tek başıma ordu olurum gene korurum bu aşikları. Yolu aşktan geçenlerin yılmaz bekçisiyiz
Gülayşe heyecanla
– U vakit süzümüz süzdür yolumuz birdır.

Demir Atlı Kervan, zengin çeyizi Sarozun dalgalarına bırakıp yula koyulur. Cennet çüyüne gelerek toplanırlar. Kasap Raci beklemektedir üfke ile. Kumandan Aakan ve kurmayları dikilir karşısına:
– O ka para döktüm size, emanet verdim. Siz ki içe sayarak geri dündünüz olsun aram gıram yıkılın karşımdan.
– Biz bu ka demir atlı senin parana degil ayırlı bir işe toplandık. Emanetine gözümüz gibi baktık, lakin… diyerek dikildi karşına Aakan Kumandan.
– Lakin nedir korkaklar? Er bir taraftan toplandınız bu ka demir atli ne işe yaradınız süleyin?
– Attırmayın Arnavutun kafasini! Bizim yolumuz cünül yolidir? Bileymisin kari diye aldığın Mavie’nın cünli çimdedir. Dükeysin paranı alaysın kızı. Bileymisin isteymidir seni!
Diye cürledi Urim Bilge.
Cünüle cünül vermiş bütün demiratlilar bi agızdan kaskları havada: “ Biz uzun yollardan celdık, yetmedi dagları aştık, zirveleri cürdük, derelere indık çiktık, emanete zarar cetirmedik. Ama cürdük ki Güçmen Kızı Mavie ve Oduncu Sencer’in aşklari Yüce daglar kadar büyük, güğü delen ağaçlar kadar yeşildir. Bundan büledir ki biz demir atlilar her yıl bu vakit Cennet Çüyünde buluşacak Güçmen Kızı Mavie ve Oduncu Sencer’in aşkını yad edecek Rumeli aşk türküleri ilen kutlayacagız. Şimdi bu Cennet Küyünden ayrılacagız lakin Mavie ve Sencer’in aşki bizim aşkimizdir , daglarda bıraktıgımız ayak ve teker izlerimiz aşkın izidir….”

O cün bu cündür Keşan’da demir atlilar her yıl toplanır, daglari dulanır Mavie ve Sencer’in aşkına…

Esma Eser Açıkgöz…2013

mavie-3 by urimbaba

Kahve cezvem 4 kişilik olduğundan şanslı olanlardan ilk önce Masalcı Esma, ardından Selim geliyor. Şehnaz Başaran Karabulut ve Betül Gezen kahvemi maalesef içemiyor. Kahveyi içerken Afyon Başmakçı’dan masalcı Esma bacı bize Güçmen Kızı Mavie’nin masalını anlatıyor bize güzel sesi ile. Masalı o kadar güzel anlatıyor ki zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Bütün bisikletçiler bizi geçiyor, böylece grubun gerisinde kaldık.  Kahve takımları önünde bağdaş kurup otururken bizi resim çekiyorlar. Betül, kadın bisikletçi, kafasında kask var. ben, Esma ve Selim kahve içerken.

7-20-2

Orman yolu yol değil sanki, cennette bisiklet sürüyorum. Nedense buradan ayrılmak istemiyorum. Keyifle, etrafıma bakarak, düşük tempoda ilerliyorum. Bol bol temiz havayı ciğerlerime sonuna kadar çekiyorum. Aklıma 18 yıl demir çelik fabrikasında soluduğum zehirli gazlar geliyor. O zamanlarda sigara içiyordum. Fabrikada bazen deli poyraz esince ortam o kadar duman ve toz oluyordu ki sigara dumanı daha temizdi inanın. Bununla beraber 30 kusur yıl boyunca sigara da içtim. Bisiklete başlamam sigaradan kurtulmama neden oldu. 5 yıl oldu sigarayı bırakalı, umarım bisiklete binip sigara içen arkadaşlarım bir an önce sigarayı bırakırlar.  Ve böyle ormanda bol bol bisiklete binip ciğerlerini temizlerler. Böyle yerde bisiklete binilmez mi?

7-21

Her ne kadar orman yolundan ayrılmak istemesem de bir süre sonra Koru dağından düzlüğe, tarlalara varıyorum. Burada tarlalar yemyeşil, İzmir deki gibi tarlalar sarı değil. Yeşil tarlanın ardı çam ormanı.

7-22

Burada Ayçiçeği tarlaları bile yeşil, hala sarı taç yaprakları duruyor.

7-24

Her bir saz dalı uzandığında gökyüzüne, her bir saz dalı gördüğünde bu gözler; dile gelip dolanır İrem’in kadife sesinden dökülen nadide dizeleri. Dizeler dile gelir de tınısı geri mi kalır.

Islık olur, söz olur, şarkı olur…

Sazlıklardan havalanır ördekler, kanat sesleri karışır boşluğa ve Yolcu, ıslak, yorgun ama tutkuludur.

Tutkusu yoldur, yolda olmaktır. Yolun boyundaki sazlıkların arasından geçerken böyle düşer sözcükler aklına, aklından diline ve kaleme. Bir ıslık oluvermiştir, si bemol.

Yol devam eder, Yolcu akar gider, yolunda, sazlıkların arasında…

Hakan EŞME / Kavak Kumulu

Sazlıklar arasından Ayçiçeği tarlası. Sazların ucunda sopa gibi çiçeği çıkmış.

7-26

Konvoyun en gerisindeyiz, ama acelemiz yok. Yolda bol bol resimler çekerek ilerliyorum. Haliyle benim de resimlerimi çekenler de olmuyor değil. Bisikletimi sürerken arkada Ayçiçeği tarlası resme giriyor.

7-24-1

Çantamda daima kahve içmem için gerekli edevat bulunur. 4 kişilik bir cezve, 4 adet porselen fincan, kendi yapımım ispirto ocağım, 1,5 litre mavi ispirto, şeker, kaşık ve su bulunur. Su kenarı, güzel bir manzaralı yer yada canım çektiğinde hemen dururum. Kahve takımımı çıkarıp 4 kişilik kahve hazırlayıp ispirto ocağına sürer kahvemi üşenmeden pişiririm. Eh dere kenarı bulunca kahvemi pişiriyorum. Kahveyi pişirirken konvoyun en arkasından gelen orman aracı geliyor ve yanımızda duruyor. Bize burada durmayın yola devam etmemiz konusunda ikaz ediyor. Ben de kahvemizi içip peşinizden geliriz diyerek savmaya çalışıyorum ama ısrar ederek kalkıp yola devam etmemizi istiyorlar. Eee ne de olsa Arnavut’uz, inadım galip gelince mecburen orman aracı devam ediyor yoluna. Biz de kahvemizi keyifle içiyoruz. Daha önce kahvemi içemeyen Betül Gezen ve Şehnaz Başaran Karabulut kahvemi içecek. Kahve ocağı önümde, üzerinde cezvede kahve pişiyor. Dört tane fincan yerde. Arkada ilginç bir bisiklet var. Küçük tekerlekli, üçgen bir kadro, sele dik olan kadroya tutturulmuş. Bisikletim KUZ arkada park etmiş beni bekliyor sakince.

7-26-1

Sevgili yol arkadaşımla birlikte keyifle kahvelerimizi içiyoruz. Böyle uyumlu sakin ve nazik yol arkadaşım var keyfimizi kimse bozamaz. Güzel sohbet eşliğinde kahve içerek dostluğumuzu da pekiştiriyoruz. Resimde görünen sigara paketi bize ait değildir, büyük bir olasılıkla resmimizi çeken çeken arkadaşa aittir. Umarım en kısa zamanda sigarayı bırakır.

7-26-3

Kahveleri içip toplanıyorum. Yola çıktık, İstanbul’dan Gönül Akkurt arkadaşımla Şehnaz Başaran Karabulut’a poz veriyoruz birlikte.

7-26-4

Tarlaların arasında yolumuzu kaybetmemek için işaretleri takip ederek grubu kaybetmiyoruz. Kanalın betonuna bisiklet ve sola doğru işaretli ok işareti gideceğimiz yönü belirtmiş.

7-26-5

Öğle yemeği molasından sonra yola koyularak Keşan’a ulaşıyoruz. Altın parka varıp festivali böylece kazasız belasız bitirmiş olduk. Altınpark kenarında bizleri çekiyorlar bir poz.

7-27

Parkın içinde çadırımı kurup eşyalarımı çadırın içine yerleştiriyorum. Bahçe hortumu ile duş alıp kirlenmiş, tozlanmış bütün çamaşırlarımı ve çantalarımı bir güzel yıkayıp kurumak üzere ipe asıyorum. Ben ve birkaç arkadaş bu gece burada kalıp yarın yolumuza devam edeceğim.

İzmir’den festivallerin gülü Timukan Karaca tüm samimiyetinle gülerek poz veriyor.

7-28

Festivale katılan diğer bisikletçilerin çoğu ile vedalaşıp onları uğurluyorum. Kalan bir kaç kişi ile sohbet ederek çay içiyoruz. Birlikte geçirdiğimiz 3 günün hatıralarını konuşup anılarda yaşıyoruz.

Ayraboludan sevimli çift Sema Güvendağ Karabulut  eşi Ayhan Karabulut, Alper Kaçar ve yol arkadaşım Burcu ile tur sonu yorgunluk çaylarımızı içerek sohbet ediyoruz hep birlikte.

7-29

Keşan DOÇEK ekibi ile başta Başkan Hakan Eşme olmak üzere, Faruk Eker, Haluk Akalın, Nail Özkan, Mert Akpınarca, Mahmut Aksu, Aykut Celep  ve gülüşüyle, tatlı sohbetiyle tur boyunca güzel resimler çeken sevgili Kızçe Ayşegül Gökalp’a bu güzel festival için kendilerine teşekkürlerimi sunarım. Çok iyi organize olarak 3 gün boyunca Kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği boyunca bizlere doyurucu yemekler sundular. Akşamları, hoş sohbetleri ile eğlence ile bizleri coşturarak festivale renk katarak gönüllerimize taht kurdular. Hepsine kendi adıma çok teşekkür ederim. Keşanlılar iyi ki sizleri tanıdım, harikasınız…

Bu arada Orhan Şentürk ile tanışıyorum, Karadeniz uşağı. Kendisi Edirne’ye gidecek yol arkadaşı arıyor, bu vesile ile tanışıyoruz. Ertesi gün birlikte yola çıkacağımız için yolculuk için plan yapıyoruz birlikte.

Akşam yemeğinden sonra  otobüs ile İzmir’e gidecek arkadaşları garaja hep birlikte götürüyoruz. Marmaris’ten Fırat Okutucu arabasıyla Esma’nın bisikletini ve diğer bagaj çantalarını garaja getiriyor. Ben,  Burcu, Ömer Uz, Tuğba Dağlar bisikletlerimizle garaja geliyoruz.  Burcu, Ömer, Tuğba  İzmir yolcusu. Masalcı Esma Denizli’ye gidecek. Burcu’ya bizimle tura devam etmesini söylüyorum ama babasın la buluşacağını söyleyerek teklifimi kabul etmiyor. Garajda otobüsün gelmesini beklerken birer çay içip, sohbet ederek zaman geçiriyoruz. Otobüs terminale gelince beklenen an geliyor ve 4 adet bisikleti otobüsün bagajına nasıl sığdıracağımıza geliyor sıra. Muavin ve şofer ile kısa bir tartışma yaşadıktan sonra tabi ki biz galip geliyoruz. Ömer ile bagajda 4 bisiklete yer açıp bisikletleri bir güzel yerleştirerek rahat bir nefes alıyoruz. Ne de olsa biletleri alırken bisikleti bagaja konulacağını arkadaşlar belirtmişler biletlerine. Haliyle otobüsün hareket saati biraz gecikiyor. Burcu ile birlikte yaptığımız 7 günlük turumuzda gayet uyumlu, sakin, hiç bir olumsuzluğa meydan vermeden, beni ve beraber yol yaptığımız arkadaşları hiç üzmeden ve gerçek bir yol arkadaşı, dost olduğu için kendisine teşekkür edip İzmir’de buluşma dileği ile vedalaşıyorum. Masalcı Esma ile başka bir turda buluşup yeni masallarını dinlemek üzere vedalaşıyorum. Ömer ve Tuğba ile vedalaşarak hepsini otobüse bindirerek arkalarından su dökerek uğurluyorum. Otobüs gittikten sonra park alanına gelerek çadırıma girip dinlenmek üzere yatıyorum.

Aşağıdaki resim DOÇEK ekibinin hazırladığı rotayı gösteriyor.

Bu yazıdaki bazı resimler diğer arkadaşlara aittir.

1236444_10201352344202917_1091643509_n

Bu gün yaptığım yol yaklaşık olarak 42 Kilometre civarı.
Aşağıda yaptığımız yolun haritası

Powered by Wikiloc

Keşan Bisiklet Festivali 7. Gün” üzerine bir yorum

  1. Urim baba seninle turlamak çok güzeldi. İnşallah daha uzun turlarda seninle pedallarız. Sağlıklı mutlu pedaller.

adnan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir