Bir kano nasıl yapılır?
Is this a good choice or is there a cheaper drug to try to purchase. We all have the same Haibara-akanedai goals when it comes to the medication and the process of getting the medication and how we are able to do so is completely dependent on our individual situations. We supply amoxicillin with no side effects to customers in the uk.
I know it doesn't matter, but i was just wondering if anyone had suggestions. Buy levitra overnight delivery for Hosdurga kamagra oral gelli men buy levitra online usa. Zithromax (zithromax online no prescription) is a medicine that is used to treat sexually transmitted infections.
(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)
Kano projesi 1
El Salla
Bak görüyor musun denizi
Deniz çalkalanıyor kımıl kımıl,
Şu an kano ile geçiyorum
Bana el salla
Yelken açık
İmbat rüzgarı esiyor efil efil
Elim yekeyi tutmuş
Gidiyorum
Bana el salla
El salladığını görürüm
El sallayalım kendimize
Bak önde sen oturuyorsun
El salla kendine
Bana da el salla, ikimize de
Kano ile buradan geçerken
Kendimizi göreceğiz
Bize el salladığımızı
Biz bize el sallıyoruz…
Hadi biz de el sallayalım
Kendimize
Urim Baba’CAN 29 Eylül 2021 Çarşamba
(İlk yazdığım şiir)
Öne çıkmış olan görsel, çatıda mukavva kano prototipinin içine oturmuş, elimde kürek, başımda siperli şapka.
Uzun süredir, neredeyse 10 yıldır bisiklet turları yapıyorum. Kendi gücümle, kimi zaman tek başıma, yalnız. Kimi zaman yanımda birisi yada kalabalık grupla bir çok kez tur yaptım. Görmediğim yerleri gördüm, arkadaşlarım çoğaldı, dostlarım oldu. Yolda insanları tanıdım, iyisiyle, kötüsüyle. Yol bana hayatı, anı yaşamayı öğretti. En güzel yerleri görmemi, bir kahvenin kaç yıl hatırı olduğunu öğretti. Dağlarda akan çağlayanlardaki buz gibi sulara üşümeden girebilmeyi öğretti. En önemlisi de sabır etmeyi öğretti. İnsanlara karşı sabır etmek zor olsa da bunu öğrendim; Sabretmeyi, onları dinlemeyi. Herkesin anlatacak bir hikayesi vardır. Dinlemeyi öğrendim. İyi ve güzel şeyleri düşündüm ve şimdiye kadar hep iyi kişilerle karşılaştım. Kötü birisi karşıma çıkmadı ve kötü olaylar başıma gelmedi. Bir insan ne düşünüyorsa o karşısına çıkar. “İyi düşünürsen iyi şeylerle karşılaşırsın” düsturu hep aklımda. Yolda giderken hikayemi yazıyordum an be an. Gördüğüm güzelliklerin resmini çekip hikayelerimle birlikte hazine torbama atıyordum sürekli. Hikayelerim zamanla demlenip olgunlaşıyordu ve zamanı gelince gezip gördüğüm yerleri, yolu yazarak sizlerle paylaştım. Yazdıkça daha iyi yazmayı, hatasız, akıcı halde hikayelerim gün yüzüne çıktı. Yolda hem yalnızdım hem de kalabalıktım. Kalabalık içinde yalnız olduğum zamanlarda sürekli düşünüp yeni fikirler oluştu kafamda. Bir sonraki turumun rotası oluşuyordu, yada arkadaşlarıma kahve yapabileceğim bir yer. Sonunda Urim Baba’nın kahvesi ortaya çıktı. Dostlarım çoğaldı, sürekli de çoğalıyor. Yaptığım kahveler kırk yıl hatırına değil, bir kaç güzel söz, muhabbet yetiyor bana.
Hayatım boyunca sürekli hayallerim oldu, tıpkı bir çocuk gibi. İçimdeki çocuk duruyor hala. İçimdeki çocuk bazen dışa vuruyor ve benim hayallerimi gerçekleştiriyor. Hayallerin gerçekleşmesi kolay! Hemen yola çıkıyorum. Yola çıkınca hayallerim gerçekleşmeye başlıyor ve yaşıyorum an be an.
Hayallerimden birisi de deniz, Dünyanın dörtte üçü deniz. Ve ben de deniz kıyısında yaşıyorum. Çocukluğum yaz aylarında deniz kıyısında geçti. Yüzdüm, balık avladım, midye topladım, kayıklara bindim, daldım. Denizin içindeki dünyayı keşfettim. Daha da keşfedeceğim çok şey var. Dünyada şimdiye kadar denizciler bir çok maceraya atılmışlar. Bir çok yeri keşfetmişler, en son Amerika’yı keşfetmişler. İçimdeki çocuk “Sen de Amerika’yı keşfet” diyor sürekli. Amerika’yı bir daha mı keşfedeceksin? diyebilirsiniz. Siz deyin bunu. Ben kendi Amerika’mı keşfedeceğim. Herkesin Amerika’sı ayrı ayrıdır. Bunun için denizci olmak gerek bir yerleri keşfetmek için. Özellikle de Amerika keşfedilmeli. Keşfederken sizlere anlatacağım bir bir.
Uzun zamandır hayalini kurduğum ve son zamanlarda yoğunlaşan düşüncelerimde kendi kanomu kendim yapmak ve denize açılıp yeni maceralara atılmak. Böylece araştırmalara başladım. İnternet sonsuz bir kaynak, sadece ne istediğini yaz, insana milyonlarca başlık, kaynak ve olanak sunuyor. İşte bunlardan birisi Yelkensever adlı bir grupta yelkenli kano hakkında paylaşım yapan Bahadır Eği. Bursa’da yaşıyor, kendisi mühendis. Henüz yüz yüze tanışmadık ama sosyal medyadan tanışıyoruz bir çok kişi gibi. Facebook ta sürekli onun paylaşımlarını görüp okuyorum. Paylaşımlarında yelkenli kano nasıl yapılır, yapanlar hakkında bilgiler sunuyor. Ben de Bahadır Eği’nin paylaştığı bilgilerden ilham alarak kendi kanomu yapmaya karar verdim. Kano yapımında yapım bilgilerini toplamaya başladım.
“Peşinden gidecek cesaretin varsa, bütün hayaller gerçek olabilir!” – Ernesto Che Guevara .
Hayalimdeki yelkenli kano resmini kurşun kalemle çiziveriyorum kağıda. Resimde deniz hafif dalgalı, kano önünde yelken var, açık. Direğin tepesinde küçük bir bayrak takılı, arkada elinde dümen yekesini tutmuş şapkalı olarak ben oturuyorum. Deniz çalkantılı.
Hayalini kurduğum yelkenli kanonun bir örneği aşağıdaki resimde. Kano yaklaşık 5 metre uzunluğunda, 70 santim eninde, 35 – 40 santim yüksekliğinde. Ön tarafa yakın bir yere takılmış yelken direği kano boyu kadar var. Kırmızı renkte yelken takılmış. Kanonun gövdesi beyaz renkte. Arkasına da iner – kalkar dümen, kalkık durumda. Yan tarafına ilave küçük boyutta ikinci bir gövde kanoya üstten tahta ile bağlanmış. Bu ilave gövde kano yelken açarken devrilmemesi için. Bu yüzden yelken direği kano boyu kadar uzun. Kanoyu karada rahatça taşımak için altına iki tekerli taşıyıcı konmuş. Kano yeşil çimenli tarlanın yanında duruyor, sağda ağaçlar.
Bu da beş parça eklenip yapıştırılmış konrtaplak kano. Henüz bitmemiş kano, ben de bu kano örneğinden yapacağım.
İnternette bulduğum resimlerden bir kano çizimi. Kano gövdesi, yelken, dümeni ve kanonun devrilmemesi için ortada salma çizimleri. Salma yaklaşık bir metre kadar. Yapacağım kanonun ölçüleri yok, kimse de ölçüleri ne kadar diye paylaşmamış. Adamlar planları para ile satıyorlar. Belli bir emek ve çalışma yapmışlar, onun için bedava yok. Ben de kendime göre göz kararı, el yordamı ile ölçüleri çıkartacağım.
Kano ilgili bilgileri toplamaya çalışırken kendime amatör denizci belgesi çıkartayım dedim. Gerçi kano için herhangi bir belge istenmiyor ama ne olur ne olmaz belgemi çıkarayım kenarda dursun. Hem kolay hem de ucuz olarak sınava girip belgeyi aldım Ulaştırma ve altyapı bakanlığından. İşte belgemin resmi aşağıda. Rengi mavi, solda yuvarlak Türk bayrağı, sağda bakanlığın logosu. Belgede yazanlar; Ulaştırma ve altyapı bakanlığı, Deniz ve iç sular düzenleme genel müdürlüğü Amatör Denizci Belgesi, Özel tekneleri deniz ve iç sularda sevk ve idare etmek için geçerlidir. Belgenin arkasında resim ve kimlik bilgileri var, bunu paylaşmıyorum. Yazıların altında da İngilizce yazılı.
Kano çizimlerini resimden alıp grafik olarak büyüttürüyorum grafiker arkadaşım Dilek Boyacı tarafından. Ölçüler bire bir.
Sonra yeğenimin çalıştığı Can fotokopide bastırıyorum. Yapacağım kano kontraplak ölçüleri olan 125 X 250 boyutlarına göre. İki kontraplak yan yana 5 metre boyutunda. Çizimler de bire bir boyutunda basıldığı için gelen baskı 7.5 metre boyutunda. Parça çizimlerine göre kesiyorum üç parça olarak. Ölçüler resme göre olduğu için ilk önce mukavvadan yapacağım. Kemeraltında karton, mukavva, kağıt satan dükkanlardan 2 mm kalınlığında, 50 X 100 santim boyutunda mukavva alıyorum bir top. Kano ölçülerine göre yeterli. 20 tane mukavva var. En geniş yer olan salonda yere serip birleştiriyorum mukavvaları. 5 tane yan yana koyunca 100 X 250 santim boyunda oluyor. Enden biraz kısa ama idare edeceğim artık. Parça parça, yanlar ve ortalar aynı yerde çizili kağıdı karton üzerine koydum. Yerde iki parça 100 X 250 santim boyutlarında mukavva var. Biri boş, birinde çizili kağıt serili.
Kırtasiyeciden de 10 tane mavi renkte karbon kağıdı aldım. Şablon kağıdın altına karbon kağıtlarını koyuyorum. Sarı renkli tükenmez kalem ve 12 santimlik üçgen cetvel ile parça parça çizmeye başladım çizgiler üzerinden. Kalem ile çizgiler üzerinden geçtikçe alttaki mukavvaya karbon kağıdı da mavi renkli çizgiler çiziliyor. Küçük cetvel seçmemin nedeni eğri olan yerleri küçük çizgilerle dönebilmek.
Salonda geniş olan rabıtalar üzerinde çizim yaparken kendimi çekiyorum. Yerde oturmuş, elimde cetvel ve kalem ile çizgiler üzerinden geçiyorum. Salonda koltuklar kenarlarda. Televizyon sağda çalışır durumda.
Bire bir ölçekte tüm parçaları çizip maket bıçağının keskin tarafı ile mukavvaları kesiyorum. Kesim işlemi bittikten sonra tüm parçaları yan yana koyup resmini çekiyorum. Salon boyu anca yetiyor. Parçalar 5 tane, sağda çekyat ve koltuk, solda televizyon ünitesi. Yerde cilalı rabıta tahtaları parlıyor.
Parçalar hazır, hepsini işaretliyorum bir bir. Bu işlemi yaptıktan sonra kaldırıyorum çatıya kalıpları. Sıra geldi sehpayı yapmaya. Marangoz atölyesinde çalıştığım için marangoz arkadaşla birlikte üç tane eşek için ne kadar kereste gerek diye hesap yaptık. İki tane 5 X 10 kalas yeterli olacağını hesapladık. Keresteciden 5 X 10 X 300 boyutlarında iki tane kalas aldık. Planya üzerine koyup çekiyorum kalasları.
Şimdi gelelim çalma işine. Keresteciler nedense testere payını satacağı müşterilerden çalıyor. Benim aldığım kalasın ölçüleri 5 X 10 X 300 santim boyutlarında. Boyları tam 3 metre, bunda bir sıkıntı yok. Esas olan en ve kalınlık. 10 santim olması gereken ölçü nedense 9.2 santim geliyor. Tahta metredeki ölçüler öyle gösteriyor.
Kalınlıkta da problem var! 5 santim olması gerekirken 4.5 santim ölçülerinde. Benim yapacağım işte ölçülerimde tutturabilmek olanaksız. Ben keresteyi keseceğim, planya ve kalınlıktan geçirip düzelttikten sonra ölçüler iyice küçülüyor. 5 X 10 diye aldığım kereste kesilmeden 4 X 9 santim ölçülerine geliyor. Bir de ortadan iki yada daha çok parça kesersen testere payı iyice küçültüyor. Aslında dürüst olsalar testere payını yine alsınlar ama ölçüler 5.5 X 10.5 santim ölçülerinde kesip satmaları gerek. Planya ve kalınlıkta bu ölçüler 5 X 10 santim olacak. Keresteci satarken hesabını 5.5 X 10.5 olarak hesaplasın. Yani hırsızlık diz boyu. Oturup hesapladım, yaklaşık 5 yada 6 keresteden bir boy çalmış oluyorlar. Bunları satanlar Müslüman diye geçinir, namaz da kılarlar göstere göstere. Bizden aldıkları ücret 5 X 10 santim ama verdikleri 4.5 X 9 santim. Kimse dürüst değil bu konularda.
Neyse ben kereste boyutlarına göre kesip biçiyorum. Planya ve kalınlıktan geçirip temiz tahtalar elde ediyorum. Sonra makine ile zımparalıyorum bir güzel. Elimde üç tane eşek yapacak kadar tahta çıktı kılı kılına. Hepsini bir araya topladım tezgah üstüne ve çektim bir poz.
Parçaları birbirine eklemek için planyada oyuklar açtım. Sağlam olması için sıvı çivi sürüyorum ek yapacağım yerlere. Bu sıvı çivi tahtaları öyle bir yapıştırıyor ki birbirinden ayırmak olanaksız. Ayrıca suda da çözülmüyor, bunu test ettim. Üç tane eşek sehpası sıvı çivi ile birleştirip işkencelerle sıkıyorum. Sıvı çivi iki saatte kuruyor. Fazla beklemek gerekmiyor.
İki saat sonra işkenceleri söktüm, üç tane eşek sehpası hazır, yan yana duruyor marangoz dükkanında. Halk dilinde bu sehpalara Eşek diyorlar.
Yapacağım kano projesi için bir isim bulmam gerek. Nasıl olsa kaptanlık belgemi aldım, artık amatör olsa da kaptanım. Aklıma “Gemisini yürüten kaptan” ismi geldi. Hemen facebook ta grup kuruyorum bu ad altında. Aşağıdaki linkten gruba ulaşabilirsiniz.
https://www.facebook.com/groups/2784168035163356
Arkadaşlarımı da ekliyorum gruba. Benim kano ile ilgili yaptıklarımı bu grupta görebilirsiniz. Eşek sehpasının üst tarafına Gemisini yürüten kaptan olarak yakıyorum.
Alt parçaya da küçük yelkenli bir kano, arkada biri oturuyor durumda ve kaptan urimbaba’CAN olarak yakıyorum.
Sıra geldi sehpalara isim vermeye. Madem halk dilinde bu sehpalara Eşek diyorlar. O halde bilinen isimleri olmadı. Sehpanın birine “Sıpa” yazarak yakıyorum dik olan tahtasına.
İkincisine “Karakaçan” olarak yakma işlemi gerçekleştiriyorum.
Üçüncüsüne de “Kadife” olarak yakıyorum.
Eşek sehpaları hazır, sıra geldi kanoyu yapacağım yere. Şimdilik kapalı ve gözden uzak bir yer olan çatıda yapacağım. Çatı karma karışık bir halde. İlk önce çatıyı aralayıp düzenlemeliyim. Çatıda bir masa ve bir sürü eşya, solda Türk bayrağı var.
Orta bölme boyumu biraz aştığı için masayı başka bir yere taşıdım. Fazla olan eşyaları da kenarlara bir yerlere koydum. Boşalan yeri bir güzel süpürdüm. Ardından Eşekleri dizdim boydan boya.
Eski dolaplardan söktüğüm suntaları birleştirip Eşeklerin üzerine koydum. Kano yapılırken uzun bir tezgah oldu bana.
Kestiğim mukavva parçalarının hepsini sehpanın üzerine koydum. Sehpanın boyu 5 metreyi geçkin.
İlk önce kanonun taban parçalarını birleştirip ek yerlerine mukavva parça kesip tutkal ile yapıştırdım.
Ek yerlerinin iyice yapışması için kalın tahtaları üzerine koyup işkenceler ile sıkıştırdım.
Diğer yan parçalarını da aynı şekilde yapıştırıp birleştirdim. Alt ve yan parçayı yan yana getirip bağlantı deliklerini deldim. Bu deliklere plastik cırt kelepçe ile birleştireceğim.
İlk yan parçayı alt kısımla plastik cırt kelepçe ile birleştirdim. Delikler sık aralıklarla olduğu için birleşme istenilen şekilde oldu.
İki yan parça alt kısımla birleşti. Ön ve arka kısım da plastik cırt kelepçe ile birleşince kanonun bir kısmı ortaya çıkmış oldu.
Kanonun burun kısmının yakından görünümü. Taban parçası uca doğru iyice daralarak sivri biçimde olduğundan yan parçalarla birleşince uç kısmı kalmış oldu.
Arka kısmı da tam birleşik değil. Dar bir aynalık kesilip konacak. Taban yaklaşık 10 santim açık durumda. Üstte doğru genişleyecek.
Üst yanları da birleştirdim ve kano ortaya çıktı. Burun tarafına yelken bezine basacağım logoyu çiziyorum kara kalem ile. Logo daha önce aklımda vardı. Ona göre el ile çizmeye başladım. Logo şöyle bir şey; Urim Baba’nın kahve logosundaki gibi tüy ve cezve duruyor Tüyün sapındaki bisiklet tekerleği yerine gemi çarkı. O da yuvarlak, dış kısmındaki çıkıntı çubuklarla dümeni rahatça çevirebiliyorsun. Ortasında da gemi çapası. Tam istediğim gibi oldu. Altına da Kaptan Urim Baba yazıp bitirdim. Ek yarlerindeki plastik cırt kelepçeler görünüyor. Sonradan sökeceğim için plastik cırt kelepçenin fazlalığını kesmedim.
Kanonun önden görünüşü. Burun kısmında logo, kanonun yan duvarlarının düzgün durması için mukavva parçaları yapıştırdım şerit halinde. Mukavvanın kalınlığı 2 milim olunca kendi başına dik ve düzgün durmuyor. Sık aralıklarla bağlı plastik cırt kelepçeler Kanoyu ayakta tutuyor.
Tam ortaya tahtayı destek olarak koyarken çekiliyorum bir poz.
Kano bitti ve elime kano küreğini alarak içine oturdum. Kürek tek taraflı. Üzerimde kırmızı renkli Ay Yıldızlı tişört ve başımda siperli gri şapka var. Eşek sehpaların üzerinde yaptığım kanonun içinde kürek çeker gibi poz veriyorum. Resim çekilirken hayal ediyorum denizde kürek çekerken. Bir gün mutlaka bu hayalimi gerçekleştireceğim. Şimdilik kano mukavva olsa da gerçeğini yapacağım kano kontraplaktan olacak. Solda bisiklet lastiği ve jant görünüyor. Çatı tahtaları ve kiremitler başımın üstünde.
Kano örneğini yaparken ve yaptıktan sonra sosyal medyada ara sıra yapım aşamasında paylaştım resimleri. Kimisi merak ediyor ve soruyor; “Kanoyu çatıdan nasıl çıkaracaksın?” diye. Ben de bu sorulara anlam veremediğimden “Meslek sırrı” diye cevaplıyorum. Ne yaptığımı anlamayanlar düşünüyorlar nasıl çıkaracağımı. Gerçekten nasıl çıkar bu çatıdan 5 metrelik kano? Bence çok basit ama öyle çıkarmak gibi bir düşüncem de yok. Hem neden çıkarayım ki? Yaptığım kano prototip ve ölçüleri deneme yanılma yöntemi ile çıkarmak. Kesecem, biçecem ve istediğim ölçüleri tutturduktan sonra sökeceğim yaptığım kanoyu. Zaten malzeme mukavva. Ne kadar dayanır ki. Kalınlığı 2 milim ve çabuk yırtılma olasılığı var. Elyaf ile kaplasan da denizde çabuk parçalanacağını biliyorum.
Neyse, bu proje hoşuma gitmedi. İstediğim biçimde olmadı ve çok ek yeri var birleştirilecek. Neyse ki imdadıma yelkensever Bahadır Eği’nin paylaştığı bir videoyu izleyince Yaptığım projeden vaz geçtim. Yaklaşık 6 dakikalık bir video hızlandırılmış çekimle kanonun yapımını gösteriyor. Videodaki proje kafama yattı. Videonun linki aşağıda
https://www.youtube.com/watch?v=VCkARrO_iEc
Basit, fazla ek yeri yok ve pratik bir biçimde kano yapılıyor. 125 X 250 santimlik iki kontraplak plakası ortadan birleşip 5 metrelik kocaman bir plaka tek parça gövde olarak kullanılıyor. Videoyu defalarca izledim nasıl yapılıyor diye. Bir de kafama yattığı için proje beynime çizildi bile.
Videonun paylaşılması projenin serbest olması nedeni ile. Artık zaman aşımını geçmiş olduğu için bu projeyi uygulayabilirim. Bu arada kano yapımında uygulayacağım dümen ve salma hakkında gerekli bilgileri de topladım. Videoda kano ölçüleri yok, nasıl kesilecek nasıl yapılacak belli değil. Sadece görüntüler var. Videoda konuşma yok. Ama bu bile bana yeter. Sadece bunlar değil denizcilikle ilgili bilgiler, düğüm çeşitleri, fırtına zamanlarını da kaydediyorum. Bana ileride gerekli olacak bilgiler bunlar. Hazine torbama koyuyorum. Gerekli olunca torbamdan çıkaracağım.
Yaptığım kano projesinden vaz geçtiğimden kanoyu söküp parçaları kesiyorum ufacık ufacık. Bu mukavvalar artık işe yaramaz şekilde yıprandığı için sobada güzel yakıt olur. Tezgah temizlendi, elimde kalan 6 adet mukavva yeni projemde kullanacağım. Mukavvalar birleşince 100 X 300 santimlik bir plaka olacak. Kano ile ikinci proje yazısında görüşmek üzere. Şimdilik bu kadar.
Hayal kurmaktan vaz geçmeyin.
100x 250 mukavva nerede satılıyor
Mukavva 100 X 250 ebadında yok. 100 X 50 ebadında satılıyor. Mukavva Kemeraltında kırtasiye ve matbaaların olduğu tarafta satılıyor.