Etiket arşivi: gediz

Suyun Kaynağına Yolculuk Gediz Nehri 2. Gün

25 Nisan 2019 Perşembe

Maltepe köyü – Buruncuk – Menemen – Muradiye

(Görme engelli arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

Har içinde biten gonca güle minnet eylemem

Arabi farisi bilmem, dile minnet eylemem

Sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi

İblisin talim ettiği yola minnet eylemem

 

Bir acaip derde düştüm herkes gider karına

Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına

Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına

Rızkımiı veren huda dır kula minnet eylemem

 

Ey nesimi, can nesimi ol gani mihman iken

Yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken

Cümlenin rızkını veren ol gani settar iken

Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem

Kul Nesimi

 

Öne çıkmış olan görsel, Gediz deltasında toprak alırken. Suyun kaynağına yolculuk pankartı da sazlıkta serilmiş.

IMG_20190425_110720

İyi bir uykudan sonra erkenden uyanıyorum. Hava aydınlanmış, çadırdan dışarı çıkınca çadırı, bisikletim KUZ piknik masasına dayalı olarak çekiyorum. Pankart ağaca bağlı. Bu gün kendimi Kalabalık içinde yalnız, yalnızlık içinde kalabalık halde hissediyorum.

DSCN7591

Suyun kaynağına yolculuk pankartı iple ağaca bağlı durumda. Görselde yüksek dağlardan akan şelale nehir olup akıyor. Nehirde tahta köprü var, üzerinden bisikletliler geçiyor. Sol tarafta ağaçlıklar içinde köy evleri.

DSCN7592

Geleneksel olarak pankartın yanında resim çekiliyorum, sabah serinliğinde deri ceketi giydim.

DSCN7593

Sabah kalktığımda  ilk işim kahve pişirmek. Aç karnına kahve içerek güne başlarım her zaman. Tek kişilik cezvede köpüklü kahve pişiyor, ocağın etrafında rüzgarlık var. Rüzgarlıkta Urim Baba’nın logosu var. Bir tane de fincan ocağın yanında duruyor.

DSCN7594

Beni ortalıkta gören akşamki misafirim koruyucu köpek yanıma geldi. Sevip okşadım, hayvanlar nedense sevilmeyi seviyorlar. Kahvaltımı karşıdaki benzin istasyonunun arkasındaki bahçede yapıyorum. İstasyonda su ve tuvalet te var.

DSCN7595

Mihaly Csikszentmihalyi’nin ortaya koyduğu “Flow Theory” Akış Teorisi

Şöyle diyordu Mihaly, “Yaşamımızın en mükemmel anları pasif, alıcı ve dinlenme halinde olduğumuz anlar değildir. En mükemmel anlar genellikle, kişinin beden ve zihnini gönüllüce bir çaba harcayarak, zor ve denemeye değer bir şeyi başarmak amacıyla en uzak sınırlarına kadar esnettiği anlarda yaşanır.”

Bisiklete 2008 yılında binmeye başladım. İlk en uzun bisiklet turunu 2010 yılında İzmir’den Alaşehir’e kadar gidip geldim. Bu turu 3 günde yaptım. Hem de tek başıma. Oğlum Alaşehir’de askerlik yapıyordu. Ben de onu ziyarete bisikletimle gittim. Ondan sonra da turlar yaptım şimdiye kadar. İlk yaptığım tur tek başına yapmakla başladı ama sonraki turları tek başıma yapamadım. Her turda mutlaka birisi yada birileri mutlaka yanımda vardı. Bundan hiç bir zaman gocunmadım ve yanımdakilerle sorunsuzca, çok iyi turlar yaptım. Ne zaman bir tura gitmeye çalışsam mutlaka birisi bana katılır birlikte turu yapar dönerdim.

Suyun kaynağına yolculuk turunda insanlardan kaynaklı çevre kirliliği, insan eliyle yapılan erozyonu, nehirlerimiz temiz aksın diye çabaladığım bu tura sabah olmasına rağmen kimse gelmedi. Ben de turu tek başıma yaparım diyerek Mihaly’nin akış teorisindeki gibi ” Beden ve zihnimi gönüllüce bir çaba harcayarak, zor ve denemeye değer bir şeyi başarmak amacıyla en uzak sınırlarına kadar esnettiğim anlarda yaşamaya” karar verip yola çıktım. İnsanlar bu konuda duyarsız olabilir ama ben duyarlı bir vatandaş olarak sorumluğum gereği görevimi yapacağım ve insanları aydınlatacağım. Yanıma kimse gelmeyince yalnız olarak içimdeki kalabalık ile yola çıktım. Artık yoldayım ve Dünyayı arkamda bırakarak Maltepe köyünden geçip daha önce toprak alacağım Gediz nehrinin kıyısına geldim. Gediz nehrinin kıvrıldığı yer yola en yakın yer ve haritada buradan daha yakın nehre ulaşacağım bir yol yok. Kıyılarında sazlar bitişmiş, geniş Gediz nehri sakince akıp denize kavuşacak bir süre sonra. Su çamur renginde bulanık akıyor.

DSCN7596

Mil toprak kaplı Gediz nehrinin kıyısında sazlıklara pankartımı serdim, kahve takımlarını da çıkardım çantadan.

DSCN7597

Toprak yumuşak ve milli olduğundan bisikleti sehpası üzerine park edemiyorum. Tarım aracının demirine bisikleti dayadım. Bisikletim ve arkasında sazlıklarda serili pankart ve kahve takımı.

DSCN7598

Bisikletin aparatına kamerayı bağlayıp toprağı yerden alırken bir poz çekiliyorum otomatik olarak. İnsan eli ile kirlenmiş toprağı alarak Gediz nehrini takip edip doğduğu yer olan suyun kaynağına götürüp dökeceğim. Toprağı güvenle taşımak için yarım litrelik pet şişeye dolduruyorum. Suyun kaynağı olan Murat Dağına kadar 500 kusur kilometreden fazla çantamda taşıyacağım. Birçok köy, kasaba ve şehirden geçerken yeni yollar, yeni yüzler göreceğim. Taşıyacağım toprağı suyun kaynağına dökerek denize ulaşasıya kadar kirlenmeden, arınarak ulaşmasını dileyeceğim. Bu resmi öne çıkmış görsel olarak seçiyorum.

 

IMG_20190425_110720

Toprağımı pet şişeye doldurup çantama yerleştirdim. Ardından kahvemi pişirip içiyorum afiyetle pankartımın yanında.

IMG_20190425_111335

Kahve takımlarını çantaya yerleştirip  yola çıktım. Nehre yakın su kanallarının yanından giden set üzerindeki toprak yoldan gideceğim İzmir – Çanakkale yoluna kadar. Sağda kanalın içi boş, su akmıyor.

DSCN7599

Set üzerinde giderken bir kaç koyun sürüsüne ve ağılına denk geldim. Burada iri çoban köpekleri beni hoş karşılamadı, korkutucu şekilde havlıyorlardı. Ağıl kanalın karşı tarafında olduğu için serbest dolaşan köpekler tahta köprüden geçmeye cesaret edemediler. Ben de bisikletten inip yürüyerek ağıldan uzaklaştım. Köpekler havlamayı kesince bisiklete binip yoluma devam ettim. Yeri geldiğinde köpeklere dayı diyeceğimi biliyorum. Kanal boyu beni Buruncuk köyünün olduğu yerdeki ana yola çıkardı. Köprü başındaki Gediz tabelasını uzaktan çekiyorum. Karşıda kayalık yamaç var. Bu kayalıkların üstünde Larissa antik kenti var, henüz kazı yapılmamış az bilinen antik kentlerden birisi.

DSCN7602

Gediz nehri için için akıyor ama yüzeyinde belirtisi görülmüyor. Sanki durgun bir su birikintisi gibi. Her iki kıyısında taşkınlar için set yapılmış Gediz nehrinin. Setin dışında tarlalar, bahçeler uçsuz bucaksız. Gediz nehrinin bereketi ile ürünler yetişiyor.

DSCN7604

Yol duble olunca ortadaki bariyerleri bisikletimle aşmak olanaksız. O yüzden ters şeritten olabildiğince karşıdan gelen araçları kollayıp gideceğim karşı tarafa. Karşıda yüksek bir kayalık tepe. Tepedeki Larissa antik kenti fark edilmiyor bile.

DSCN7605

Ben yola çıkınca karşı şeritteki bir bisikletçi beni görüp bekledi. Ben köprüyü geçip karşı şeride geçince beni bekleyen arkadaşla tanıştım. İsmini deftere not aldığımdan unutmadım. Hikmet Ulaş Şimşek beni tanıyormuş ve bana kendi turuna çıkarken Güney kasabasında nerede kaldığımı ve hangi yolu gideceğini sormuştu. Ben de elimden geldiği kadar yardımcı oldum bildiğim kadarı ile. Öğle zamanı olunca acıkmışım, Hikmet te acıkmış. Buruncuk’ta güzel köfte yaptıklarını biliyorum.  Birlikte lokantaya oturup yarım ekmek köfteleri ve ayranı ısmarlayıp yemeğe başladık masada. Garson da bizi çekiyor köfte ekmeği yerken.

DSCN7607

Hikmet Ulaş Şimşek Çanakkale’ye kadar pedallamayı düşünüyor. Ona gideceği yolu, kamp yapacağı yerleri söyledim. Bir süre turlar, yollar hakkında sohbet ettik lokantada. Eh yola çıkma zamanı diyerek son kez birlikte resim çekiliyoruz ayakta. Üzerimde beyaz tişört, kırmızı ay yıldız baskılı. Hikmet ise düz beyaz tişört giymiş.

IMG_20190425_141523

Hikmet ile iyi yolculuk dilekleri ile ayrılıp Gediz nehrinin kıyısından gitmeye başladım. Aslında nehir kıyısındaki set üzerinde toprak yol var Emiralem yakınlarındaki regülatöre kadar ama yaptığımız keşifte Set bir kaç yerden nehre akan dereler büyük yarıklar açıp geçilmeyi olanaksız kılmış olduğunu görmüştüm. O yüzden nehre paralel giden asfalt yolda gidiyorum. Karşıma eski beton köprü geldi. Çanakkale yolu eskiden bu köprüden geçiyormuş. Şimdiki yol düz olarak başka bir yerden gidiyor.

DSCN7612

Köprüden geçince Menemen kasabasına ulaştım, buradan tekrar Gediz nehrini yanına geldim. Gediz nehrinin yanında dev kanallar var. Buradan Menemen ovasına suları dağıtıyorlar, tarlalara, bahçelere. Kıyıları beton kaplı kanala bahçedeki bir borudan su akıtıyorlar.

DSCN7615

Gediz nehrinin Emiralem civarında Yamanlar dağı ile Dumanlı dağ arasında dar bir geçit var. Bu dar geçitten sonra genişleyen Menemen ovası geniş bir tarım arazisi olarak Gediz nehrinin taşıdığı bereketli topraklarla dolmuş zamanla. Burada devlet su işleri kurumu regülatör kurup kanallarla Menemen ovasını sulamada kullanıyor. Regülatör kapaklarından sonra akan sular nehir yatağından köpürerek akıyor.

DSCN7616

Regülatörün kapağından fışkıran sular köpürerek dar bir yerden akmaya devam ediyor. Tam aşağısını çekiyorum.

DSCN7617

Regülatör olan yer nehirdeki suyu tutuyor. Geniş bir gölet oluşturmuş, karşıda dar geçit ve nehir yatağı.

DSCN7618

Regülatör kapaklar bölümü, burada köprü ile karşı taraf birleştirilmiş. Sadece 1 arabanın geçeceği kadar genişlikte. Solda kapakların demir konstrüksüyonu köprünün bir başından diğer başına kadar.

DSCN7619

Demir platformda kapaklara bağlı çelik halatlar en üstte makarada toplanıyor. Her makarada elektrik motoru var. Elektrik motoru yardımı ile kapaklar açılıp kapanıyor. Sayabildiğim kadarı ile 20 civarı kapak var.

DSCN7620

Tarım sulama ihtiyacına göre kapaklardan kanallara veriliyor. Geri kalan fazlalık su nehir yatağına bırakılıp akması sağlanıyor. Nehir yatağı dar geçitten akıyor.

DSCN7622

Mayıs ayının uzun dikenli Katır tırnağı çiçekleri sarıya boyamış baharı. Katır tırnakları yol kıyısında, kokusu doğaya karışmış, rengi de öyle.

DSCN7623

Yamaçta taş ev, bağ evi olarak kullanılıyor sanırım. İçinde oturan yok gibi. Bodrum katında kapı, üzerinde bina taştan örülmüş. Balkon beton ile yapılsa da pek sağlam görünmüyor. Altında sadece bir destek konulmuş. Evin ön kısmına bakan sundurmanın önü açık. Binanın üstü kiremitle kaplanmış

DSCN7625

Gediz nehri kenarları yeşillikler içinde sakince akıyor. Kıyılarda sazlıklar, kavak ağaçları, söğüt ağaçları var.

DSCN7627

İki dağın arasındaki dar geçitten geçip Manisa ovasına vardım. Burada arazi iyice genişlemiş. Her taraf bağ bahçe.

DSCN7628

Manisa’nın Yağcılar köyüne geldim. Köyün meydanında gezinen tavuklar ve hindiler ortalıkta dolaşırken erkek hindi dişilere kur yapıyor kabararak. Daha ilerde çocuk oyun parkı var.

DSCN7629

Çocukken erkek hindilerin kabarması için “Kabaramazsın kel Fatma, annen güzel sen çirkin” diye söylenirdik. Hindi de suratındaki ibikler kıpkırmızı olur, tüylerini iyice kabartır, kuyruğunu yelpaze gibi açar, kanatlarını genişleterek yere kadar değdirip bizi korkutmaya çalışırdı. Hindi beni görünce kabararak poz veriyor. Ben de onu çekiyorum yandan.

DSCN7630

Hindi tam olarak arkasını dönünce kuyruk tüyleri büyük bir yelpaze gibi açılarak güzelliğini gösterdi bana.

DSCN7632

Hindi etrafında bir tur atarak yüzünü bana döndü. Başının üst tarafı beyaz, gözlerinin etrafı mor karışımı bir renk, ensesinden aşağısı, boynu, ve burnunun ucu kabarık kırmızı renkte. Gagası görünmüyor kabarık kırmızı deriden. Hindinin savunma sistemi tam kapasiteyle devrede.

DSCN7633

Gediz nehrinden ayrılmadan önce son bir kez çekiyorum. Kıyıları ağaçlar kaplamış, karşı kıyıda ise kum birikintileri.

DSCN7635

Manisa Celal Bayar üniversitesinin yerleşkesindeki yola çıktım. Nehrin üzerinden karşıya yol olmuş köprüden geçiyorum. Buradan Muradiye kasabasına gideceğim.

IMG_20190425_185855

Muradiye kasabasına geldim, burada hanımın akrabasında bu gece kalacağım. Akrabanın oğlunun dükkanına, oradan evine gidip yerleştim. Bisikletim KUZ dükkanda duruyor. Yengenin hazırladığı nefis yemekle karnımı doyuruyorum. Sıcak bir duşun ardından yumuşak yatakta rahatına varsam da çadırda kalmanın rahatı daha güzel bence.

Bu gün yaptığım yol yaklaşık olarak 58 Kilometre civarı

Aşağıda yaptığım yolun haritası

Powered by Wikiloc

Suyun Kaynağına Yolculuk Gediz Nehri 1. Gün

24 Nisan 2019 Çarşamba

( Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır )

Bostanlı – Kaklıç – Seyrek – Maltepe

 

Ben yitirdim ben ararım
Yâr benimdir kime ne
Gâh giderim öz bağıma
Gül dererim kime ne

Gâh giderim medreseye
Ders okurum Hak için
Gâh giderim meyhaneye
Dem çekerim kime ne

Sofular haram demişler
Bu aşkın şarabına
Ben doldurur ben içerim
Günah benim kime ne

Ben melâmet hırkasını
Kendim giydim eğnime
Ar ü namus şişesini
Taşa çaldım kime ne

Sofular secde ederler
Mescidin mihrabına
Yâr eşiği secdegâhım
Yüz sürerim kime ne

Gâh çıkarım gökyüzüne
Hükmederim kaf’tan kaf’a
Gâh inerim yeryüzüne
Yâr severim kime ne

Kelp rakip böyle diyormuş
Güzel sevmek pek günah
Ben severim sevdiğimi
Günah benim kime ne

Nesimî’ye sordular ki
Yârin ile hoş musun
Hoş olayım olmayayım
O yâr benim kime ne

Kul Nesimi

 

Öne çıkmış olan görsel, İki tarafında zakkum bitkileri olan mavi boyalı bisiklet yolunda bisikletim KUZ, bagajında siyah, turuncu çantalar, üstünde turuncu sosis çantası kancalı lastik ile bağlı.

IMG_20190424_165817

Yeni bir yazı dizisi başlıyor;

7 Yaşımdan beri gezmeye başladım desem yeridir ve hala gezmeye doyamadım. Canlıların genlerinde yazılmış bir kod olmalı. Göç, yada gezme kodu. Canlılar sürekli bir yerden bir yere hareket ederler veya göç ederler, gezinirler. Yaşam da bunu gerektirir. Yiyecek bulma, barınma, mevsimsel döngüler, savaşlar, depremler, salgın hastalıkları. Dünyada ki tüm canlıların hareket olmaları sürekli, genlerine yazılmış bu kod insanlarda da yazılmıştır.

7 yaşımda küçük bir çocuktum. Kendi başıma yaptığım ilk yolculuk Yugoslavya da Kosova Özerk bölgesinde Prizren den Pirana köyüne olmuştu. Yaklaşık 10 Kilometre civarı. Her yaz babamın köyü olan Pirana köyüne mutlaka giderdik ailece. O zamanlarda araba felan gibi bir şey yok, köyden bir at arabası gelip bizi eşyalarımızla birlikte alırdı. Orada tarlalar, bahçeler, otlatılacak koyun sürüleri, mandalar var. Hele o kaymaklı manda sütü hala damağımda. Orada sınırsız arazi, sınırsız oyun alanı ve yapılacak bir çok iş vardı. Köyde olmayı seviyordum bir çocuk olarak. Nedenini bilmediğim bir şekilde o yaz köye gitmemiştik. Günlerce ha bu gün ha yarın köye gitmek için sabırsızlanıyordum. Evdekiler, önemle annem hazırlık yapmaya niyeti bile yoktu. Günler geçtikçe sabırsızlanıyordum ve o gün hala gelmemişti. Anneme soruyordum ne zaman gideceğiz diye, o da gitmeyeceğimizi söyledikten sonra kendi kendime karar verdim. Siz gitmezseniz ben tek başıma giderim. Yolu da biliyordum nasıl olsa. Öğlen olmadan yola çıkıp yürümeye başladım. Kasabanın ana caddesinden devam edip köy yoluna çıkarak yürüdüm tek başıma. Küçük bir çocuk, korkmadan büyük bir cesaretle giderken hiç kötülük, yada bir köpeğin saldırısına uğrar mıyım diye düşünmeden yolun çoğunu almıştım bile. Köye yakın bir at arabasına binip köye ulaştığımı hatırlıyorum ama ilk yolculuğumu tek başıma yaptığımdan dolayı kendimi kutlamıştım. Karar verdim mi yola çıkarım ve hedefime giderim ne olursa olsun.

Gelelim turumuza, bildiğiniz gibi insanların doğaya verdiği zararı, insan eli ile yapılan erozyon nehirlerdeki kirliliği dikkat çekmek için Suyun Kaynağına Yolculuk Turu yapıyorum. Bu yıl Gediz nehri temiz aksın etkinliği olacak. Facebook grup sayfasında etkinliği açtım. Bir kaç kişi katılacağını belirtti. Kesin olarak kimler gelecek bilmiyorum bile. Daha önce bir günlük keşif turu yapmıştım. İlk gün kamp yeri, Gediz nehrinin denize döküldüğü yeri, Menemen Emiralem köyüne kadar ki kısmının keşfini yapmıştım. Ondan sonrası Allaha kerim. Ben de bir gün önce Az bilinen antik kentler bisiklet turunu bitirip eve gelmiştim. Yaptığım programa göre Ramazan ayı başlamadan turu bitirip eve gelmek. Bir gecelik dinlenmeden sonra ertesi gün yola çıkmak için hazırlığımı yaptım. Buluşma yeri Maltepe köyü yakınlarındaki çam koruluğunda kamp yeri. O yüzden evden biraz geç çıkacağım. Çantalarım hazırdı, bir tek kap kacak ve yanıma konserve türü bir kaç eşyayı ön bagaj çantasına yerleştirdim. Yiyecek olarak zeytin, bal da çantamda yerini aldı. Yedek batarya ve güneş panelini de unutmadım. Ayrıca pankart çantaya yerleşti. Yola çıkmaya hazırım. Bisikletim KUZ evimin bahçesinde park halinde.

IMG_20190424_144125

Evden çıktım ve fazla uzakta olmayan Üçkuyular vapur iskelesine gelip karşıya arabalı vapurla  Bostanlı iskelesine geçtim. Buradan yaklaşık 16.6 Kilometrelik bisiklet yolundan gideceğim ilk önce. Tek başıma yola çıktım. Bisikletim KUZ mavi boyalı bisiklet yolunda park edip resmini çekiyorum. Bisiklet yolunun kıyılarında zakkum bitkileri var. Yo düz olarak devam ediyor, ucu görünmüyor bile. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçtim.

IMG_20190424_165817

Bisiklet yolundan köy yollarına girdim. Seyrek köyünde 250 gramlık paket çay ve ekmek aldım, hem akşam için hem de sabah kahvaltılık için. Daha 4 gün önce bu yoldan geçmiştim ABAK turunda asfalta işaretleri de görünce resmini çekiyorum. Sola dönüş ok işareti sprey boya ile işaretlenmiş.

IMG_20190424_193738

Daha ilerlerde “ABAK HER YERDE yazısı da sprey boya ile şablonla boyanmış

IMG_20190424_193804

Akşama daha çok var ve ağır ağır gidiyorum. Panaztepe antik kentin olduğu yere geldim. Tepeyi çekiyorum yeşillik içinde.

IMG_20190424_193809

Daha önce çektiğim Eurovelo bisiklet rotasının tabelasını da çekiyorum Panaztepe de. Seyrek 8 km, Maltepe 3 km ve Panaztepe yönlerini gösterir tabela üç yönü de gösteriyor.

IMG_20190424_193830

Daha önceden belirlediğim çam koruluğuna geldim. Sıralı dikilmiş fıstık çamı ağaçlarının altına gelip bisikletimi park ediyorum bir piknik masasının yanında.

IMG_20190424_194847

Çadırı kurup, matı uyku tulumunu ve gerekli eşyaları yerleştirdim. Çadır yatmaya hazır. Suyun kaynağına yolculuk pankartımı da ağaçların gövdesine bağladım. Akşam oldu, hava karardı, ne gelen var, ne giden var ne de arayan soran. Flaş ışığında bisikletimin gidonu, tüyleri ve pankartı çekiyorum.

IMG_20190424_203022

Akşam yemeğimi yedim, kahvemi içtim, çayımı da demledim. Çayı sıcak sıcak içerken bir misafir geldi. Sibirya kurt köpeği, köpeği biraz sevdim okşadım. O da bundan memnun kaldı ki yanıma oturdu ve bana bakarken flaş ışığında çekiyorum bir poz. Kulakları dik, yüzü, önü ve ön ayakları beyaz, diğer tarafları siyah tüylerle kaplı. Konserve kutusunda biraz barbunya ve ekmeği banıp ikram ettim yemedi, dışarıdan yemeğe alışkın değil sanki.

IMG_20190424_210050

Sıcak çayımı içim bir süre, gecenin karanlığında oturdum köpekle birlikte. tek başıma. Dört günlük bir turdan döndükten sonra yol yorgunluğu devam ediyor. Fazla geç olmadan çadırıma girip yattım. Bisikletim KUZ’u kilitlemedim bile. Akşamdan kimse gelmemişti, pek geleceklerini de sanmıyorum, yarın belki gelen olur umuduyla uykuya dalıyorum.

Bu gün yaptığım yol yaklaşık olarak 38 Kilometre civarı

Aşağıda yaptığım yolun haritası

Powered by Wikiloc

Gediz Keşif Bisiklet Turu 4. Gün

5 Temmuz 2018 Perşembe

Eğlence – Emirfakı – Uşak

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır )

 

Bir sabah tanıdık bir şehre girerken
Sıcak ve dost şeyler düşünür insan
Tanıdık bir yatak bekler sizi
Bir çocuk yüzü gülümser anılardan

Ataol Behramoğlu

 

Öne çıkmış olan görsel, beyaz badanalı, aynası ve yalağı uzun olan çeşme. Bisikletim KUZ da sol tarafta park etmiş durumda. Çeşmenin arkasında üç tane meşe ağacı gölgelik yapıyor.

20180705_121748_HDR

Gün ağarır ağarmaz uyanıyorum, doğada erken kalkmak var, ben de doğaya ayak uyduruyorum. Kalkınca ilk işim çadırımın fermuarını açıp dışarısını çekmek. Küçük bir ağaç, çalılar, zambak çiçekleri ve aşağıda olan tarla görünüyor.

20180705_062751_HDR

Çeşmeden elimi yüzümü yıkadım, ardından sabah kahvemi pişirip keyifle içtim ilk önce. Sonra çayı demledim, ardından iki yumurta kaynatıyorum. Kahvaltı hazır, diğer malzemeleri de çıkarıp sofraya serdim. 40 çeşit olmasa da köy kahvaltısı gibi oldu. Kahvaltıyı yaparken çay poşeti gözüme ilişti. Eskişehir bisiklet evinden aldığım poşet çay paketinde yazanlar “1 poşetten 20 bardak çay. 30 g demlik süzen poşet çay.” Basit bir hesap yapıyorum aklımdan. 1 poşetten 20 bardak çay çıktığına göre 1 çay bardağı 1.5 Liradan hesaplarsan 30 Lira yapar. 1 Kiloda kaç poşet var? 33 poşet. Onla onu çarpınca 660 bardak çay çıkıyor. O da 990 Lira yapıyor 1 Kilo çaydan. 1 Kilo çay kaç para? 30 yada 40 Lira. Çaycılık işi epey kazançlı ki bir poşetten 20 bardaktan fazla çay çıkarır bizim esnaf. Sonra poşet çayın fiyatı daha pahalı normal toz çaya göre. Gerisini varın siz hesaplayın. ( Yıl 2018, fiyatlar o yıla göre ) Sabah sabah bu hesap işi iyi oldu kahvaltı yaparken. Kırmızı pakette yazılanları yakından çekiyorum.

20180705_073330_HDR

Kahvaltımı keyifle yaptım, ardından topladım kahvaltılık malzemelerini. Çadırı ve eşyaları toparlayıp çantalarına yerleştirdim. Biraz da sanat çalışması yapmam gerek. Fotoğraf makinesini alıp resim çekmeye başladım. Yalağın bir ucundan iki borudan akan suyu yakınlaştırıp çekiyorum. İki borudan akan su yalağın içine dökülüyor. Boruların uçları 45 derece açılı kesilmiş. Borunun altından su ayrıca damlıyor.

DSCN4322

Çektiğim yerden normal olarak yalağı komple çekiyorum. Yalaktan bir boru ile dışarı fazlalık sular dışarı akıyor başka bir taş yalağın içine. Buradan da aşağıdaki bahçeye gidiyor sanırım.

DSCN4321

Çitlembik ağacının kalın gövdesini yakından çekiyorum. Çitlembik ağacı kayaların yarıklarına köklerini daldırmış, sağlam bir biçimde tutunuyor. Kökün biri gövdenin dışından 1 metre kadar uzaktaki kaya çatlağına girmiş.

DSCN4324

Hazırlığımı bitirip yola çıktım. Bir süre asfalt yoldan gidip rotaya göre sağa doğru, toprak yola girdim. Burada maden sahası var, işçiler çaya davet ettiler sağ olsunlar ama teşekkür ediyorum. Henüz kahvaltıda çokça çay içtiğimi belirterek yoluma devam ettim. Yol çay boyunca devam ediyor. Çay düzlüğüne tarlalar ekilip biçiliyor. Her tarlanın kıyısında uzun uzun kavaklar dikilmiş. Haliyle köylülerden hayırsever birisi çeşme yaptırmış yoldan gelip geçenler içsin diye. Ben de bir yolcu olarak içiyorum suyumu. Çeşme tuğladan yapılmış, aynası duvar olarak yüksek, içine kemerli çeşme aynası, borudan akan su, yanına iki tane tas konulmuş. Yalak ta tuğla örülerek yapılmış.

20180705_084132_HDR

Toprak yolda, çam ormanı içinde ilerliyorum. Hava Temmuz sıcağı, toprak yol kurumuş, toza dönüşmüş halde.

20180705_085941_HDR

Çay yatağında çınar ağaçları görünüyor. Bir kaç kavak ağacı da var.

20180705_091901_HDR

Küçük vadi giderek darlaşıyor.

20180705_092653_HDR

Toprak yol bazı yerlerde kötüleşiyor. İri taşlar iyice belirginleşti, dikkatli bir biçimde ilerliyorum.

20180705_093027_HDR

Çay yatağına geldim, burada çınar ağaçları kendilerine yer tutmuş başka ağaçların yetişmesine izin vermiyorlar sanki. Asırlık çınar ağaçları var kalın gövdelerine bakarak.

20180705_093411_HDR

Çayda az da olsa su akıyor çınar ağaçlarının gölgesinde.

20180705_093423_HDR

Çayın diğer tarafına geçtim, çam ormanı açıklığında bir ağaç kurumuş öylece duruyor.

20180705_094022_HDR

Toprak olan orman yolları karışık. Bazı yerde yolumu şaşırmadan gitmek olanaksız. Yoldan ayrıldığımı navigasyon uyarı sesi ile bildiriyor. İlk önce ne olduğunu anlamadan yoluma devam ettim. Resimde gördüğünüz çatalın sağından gittim bir süre. Haritaya bakınca yoldan uzaklaştığımı görünce tekrar yol çatağına geldim. Bu kez soldaki dik yokuşa sardım ama bisikleti ittirerek bir süre gittim. Yine rotadan uzaklaşınca tekrar yol çatağına döndüm. Bisikletim KUZ park etmiş yol çatağında.

20180705_094143_HDR

Yoldan ayrıldığımı haritadan görüyorum, gerisin geri gelerek rotaya girdim. Navigasyon beni takip ettiği için uyarı sesi vererek rotaya girdiğimi belirtiyor. Çay üzerindeki köprüde KUZ park etmiş olarak duruyor. Ben de gölgede rotayı inceliyorum. Ne tarafa gideceğimi kestirmeye çalışıyorum.

20180705_095540_HDR

Toprak yoldaki izlere bakarak yoldan araçlar geçmiş. Haliyle yine yanlış yollara saptığımı haritada görünce rotanın düz çizildiğini görüyorum. Ama ortalarda düz gideceğim bir yol görünmüyor. Cep telefonumdaki haritada çizilmiş rota yeşil renkte. Benim gittiğim çizgiler kahverengi renkte. Uydudan takip ediliyorum. Aşağıda geldiğim yolu ve sağa sola çizilmiş kahverengi çizgiler ve rotanın düz gittiğini gösterir resmi çekiyorum ekrandan.

QuickMemo+_2018-07-05-10-29-20

Sonunda gideceğim yolu güç bela gördüm. Yolun girişi derin kanal açılmış düz yolda. Hiç bir araç giremez yola, çünkü hendeği aşması olanaksız. Bisikletim KUZ yola girmiş, park halinde. Yol çamlarla örtülmüş neredeyse. Düz olan yol geniş ve açık.

20180705_101318_HDR

Yol kullanılmadığı için yağmur suları bozmaya başlamış. Yolun ortasında dere akmış yağmur yağınca, az derinlik oluşturmuş yatakta. Burası dik olduğundan bisikleti elimle ittirerek çıkarıyorum.

20180705_101422_HDR

Bir üst kademede olan düz yola çıktım. Burada da sağa, sola gittim ama haritadaki izler düz devam edeceğimi gösterince kayıp olan yol girişini aramaya başladım. Burada yolu daha zor buldum. Öyle ki yol girişi aşağıdaki yol girişinden daha da beter. Yine dozerle yolun kıyılarına kanal açılmış. Ve yol demeye bin şahit ister. Yağmur suları derin yarıklar açmış yola ve yol olduğu anlaşılmıyor. Bisikletim KUZ düz yolda park etmiş, yukarıya doğru giden açıklık takip ettiğim yol. Yani haritaya göre karşıdaki yoldan gideceğim.

20180705_102942_HDR

Neyse rotayı takip etmem gerekiyor, çünkü sağa ve sola giden yol hiç bir yere çıkmıyor haritaya göre. Bisikletimi elimde taşıyıp hendeği aşıyorum ilk önce. Beni epey zorladı hendeği aşmam. Sonra daha da dik olan yokuşu elimde bisikleti ittirerek çımaya başladım Sık sık dinlenmem gerek yoksa nefesim yetmiyor. Büyük güç harcıyorum yüklü bisikleti ittirirken. Yokuşun bir yerinde durup nefeslenirken beyaz akik taşı buldum. Bu beyaz akik taşı bana doğru yolda olduğumun bir işareti. Beyaz akik taşı Tevrat kitabında geçiyor. Adı da Urim. Bu taşı simyacılar da kullanıyor. Beyaz akik taşın adı Urim, siyah akik taşının adı da Tumim. Zor durumda kalınca karar vermek için bu taşları kullanıyorlar. Beyaz akik taşı evet, siyah akik taşı ise hayır demek. Hangi taşı çekerlerse o taşın rengine göre evet, yada hayır olarak karar veriyor simyacılar. Beyaz akik taşı Urim gidon çantamın üzerinde resmini çekiyorum.

20180705_103451_HDR

Güç bela, kan ter içinde yokuşu çıktım. Düzlüğe ulaşınca biraz dinleniyorum. Geldiğim yol aşağıya doğru gidiyor. KUZ park etmiş yolda. Etraf çam ormanı.

20180705_111302_HDR

Dinlenirken etrafı inceliyorum. Beyaz naylon poşetin dibine örümceğin birisi yuva yapmış kendine. Yuva ağ gibi değil de delik şeklinde. Dıştaki ağlara takılan avları yuvasında gizlenen örümcek çıkıp avlıyor hemencecik.

20180705_112202_HDR

Dağ çiçekleri de görmek ne güzel. Beş taç yapraklı eflatun renkli çiçeği yakından çekiyorum. Taçların birleştiği iç kısmında çember şeklinde siyah benekler var. Az dışında da mor beneklerle bezenmiş.

DSCN4330

Çıktığım yer yayla, buralarda buğday tarlaları görüyorum. Tarla kıyısında kurumuş ağaç kütükleri öylece duruyor.

DSCN4331

Tarla kıyısında örümcek yuvası kocaman. İçindeki örümcek epey büyük olmalı. Toprağın içine doğru açılan delik örümceğin mağarası gibi. Sanki örümcek içinde ayakları görünüyor.

DSCN4335

Tarlasına bakmaya gelmiş bir aile ile tanışıyorum. Beni çaya davet ediyorlar. Çayı semaverde, odun ateşi ile yapacaklar. Yanlarına oturuyorum ve muhabbet ediyoruz. Kadın pişirdiği pişilerden ikram ediyor. Buz gibi su da veriyor. Soğuk su epeydir içmemiştim, iyi geldi. Çay demlenmeden telefonla haber geliyor, adamın oğlunu arılar sokmuş. Apar topar motorlarına binip gittiler.  Ben de kendime yorgunluk kahvesi yapıyorum. Elimde kahve fincanı, içinde kahve ile kendimi elçek resim çekiyorum bisikletim KUZ ile birlikte.

20180705_114202

Kahvemi içtikten sonra yola çıktım. Köy yolu taş döşeli, makadam. Bisiklet için iyi değil, çünkü sarsıntılı gitmek zorunda kalıyorum.

20180705_115318_HDR

Neyse makadam yolda fazla gitmeden yol sola döndü. Yine toprak yolda, tarlalar arasında gidiyorum. Etrafta tek tük çitlembik ağaçları var.

20180705_120910_HDR

Uzun aynası ve yalağı olan çeşme görünce duruyorum. Burada meşe ağaçları var, gölgelik yapıyorlar. Burada mola veriyorum. Bisikletim KUZ solda park etmiş, uzun çeşme ve meşe ağaçları. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

20180705_121748_HDR

Az önce kadının verdiği pişileri yiyorum, henüz taze olduğundan tadı da güzel. Pişiler yağlı olduğundan karnım iyice doyuyor. Naylon torba üzerinde pişiler.

20180705_122348_HDR

Toprak yol yine ikiye ayrılıyor, biri sağa, biri sola. Neyse ki rotada çizdiğimiz yol bana gideceğim yeri belirtiyor. Sağdaki yoldan gideceğim.

20180705_123355_HDR

Yüksek yayladayım, etrafı rahatça görebiliyorum. İlerisinin rakımı bulunduğum yere göre epey aşağıda kalıyor. Buralar kayalık arazi ve yol da toprak değil kayalık.

20180705_124340_HDR

Kayalık dağın tepesinden gidiyorum. Önümde küçük bir vadi ve tepelerinde kayalıklar baş göstermiş.

20180705_124957_HDR

Kaya olan yoldan gidiyorum, önümde bir köy var, evler görünüyor.

20180705_125001_HDR

Yolun yan tarafı kazılmış ve buraya kuyu kazılarak tulumba konulmuş. Kuyunun üzeri beton dökülerek örtülmüş.

20180705_130034_HDR

Köyden sonra asfalt yol başladı.

20180705_134416_HDR

Karşıma başka bir köy çıktı. Buradaki evin birisi yarım olarak pembe renge boyanmış, diğer yarısı kerpiç, taş olarak kalmış. Boyalı olan yer sıvalı.

20180705_140233_HDR

Yaklaşık 7 Kilometrelik bir inişten sonra Gediz – Uşak yoluna geldim. İniş çabuk oldu, sadece frene bastım, hiç pedal çevirmedim 7 Kilometre boyunca. İndiğim yolun ana yola bağlantısını çekiyorum.

20180705_141022_HDR

Düzlüğe inip rakım azalınca Temmuz ayının kavurucu sıcaklığı yüzüme vurdu. Yüzüme vurduğu gibi asfalt yola da vurunca yaylalardaki serin havanın etkisi geçti. Asfalt yol tamamen erimiş, yoldan gitmenin olanağı yok. Yol tek şerit ve banket kısmı çok dar. Tam kenarından gidiyorum erimiş asfalta değmeden. Ara sıra banket durumuna göre toprak yere inip oradan sürmeye başladım. Bir benzinlikte mola verdim, karnım da zil çalıyor. Markete ekmek ve soğuk su bulunca alıyorum. Yanına da bir kaç domates ve barbunya konserve ile karnımı doyuruyorum. Bolca soğuk su içerek biraz olsa da serinlemeye çalıştım. Bir karar vermem gerek, yola bu sıcakta devam etmem olanaksız. Asfalt erimiş, yol dar, kamyonlar, otobüsler tehlike yaratıyor. İlk önce Kula’ya kadar pedal çevirip kamp atmayı düşündüm. Haritaya baktım Kula 75 Kilometre kadar. Nasıl olsa çoğu yokuş aşağı, giderim dedim. Yola çıktım, Önüme gelen tabelada Uşak iline 20 Km kaldığını yazınca birden aklım başıma geldi. Ben niye Uşak’a gitmiyorum? Oradan da otobüse binip İzmir’e giderim ve akşam evde olurum. Bu fikir hoşuma gitti ve ana yola çıkıp sola, Uşak tarafına yöneldim. Bir kaç sert yokuştan sonra Uşak’a vardım. Girişte bir benzinliğe girip serinlemek ve dinlenmek için oturdum. Gölgede serin gazoz içerek ferahladım biraz.

Bu arada pazarlamacılık yapan komşum Halil aradı telefonla. Bana neredesin diye sordu. Ben de Uşak’tayım diye cevap verdim. O da ben Gediz’deyim, yarın Uşak’a geleceğim, beraber döneriz İzmir’e deyince bu gece Uşak’ta kalmaya karar verdim. Dinlenirken iki bisikletli yanıma gelip “Merhaba Urim Baba” diye selam verdiler. Arkadaşı tanımıyordum ama o beni İzmir’den, Perşembe akşamı bisikletçilerinden tanıyor. Neyse tekrar tanıştık, keşif turunda olduğumu, arkadaşlara bu gece nerede kalabilirim diye sordum. Onlar da parkta kalabilirsin dediler. Parkın yerini tarif edip evlerine gittiler.

Parkın olduğu yere geldim. burası büyük bir park. İlk önce bisikletle parkın içinde dolaşıp nereye çadır kuracağımı bakmaya başladım. Etrafta dolaşırken işgüzar park güvenlik görevlisi yanıma geldi. Hazır yanıma gelmişken o sormadan ben sordum nereye çadır kurabilirim diye. O da ilk önce burada çadır kurmak yasak deyince amirinle görüşeyim dedim. Yolcuya böyle yasaklarla mı savuşturacaksınız. Nerede misafirperverlik dedim. Güvenlik görevlisi amirini telefonla aradı, durumu anlattı ve bana dönüp parkın arka kısmında çadır kurabilirsin dedi. İçime su serpildi hava kararırken. Bisikletimden inip beraber yürümeye başladık. Bana nereye çadır kuracağımı gösterdi. Kendisine teşekkür ettim ve güvenlik görevlisi önemli bir görevi yerine getirmiş komutan edası ile görev gereği parkta dolaşmaya başladı.

Gece çadır yerine hamağı iki ağaca bağlayıp hamakta yatmaya karar verdim. Piknik masasının birinde konserve yemeği ve kalan ekmekle birlikte karnımı bir güzel doyurdum. Yandaki masadaki aile bana çay ikram etti. Ben de karşılık olarak kahve takımlarımı alıp onlara kahve pişirdim. Birlikte içtik sohbet ederek. Gece 12 ye kadar oturdum, insanlar evlerine gidip ortalık sakinleşince yol kıyısındaki iki ağaca hamağı bağlayıp yattım. Gece boyu köpeklerin bazıları havlayıp durdu. Köpekler yanımda yatıyorlardı. En ufak bir hareket yada seste havlamaya başlıyorlar yattığı yerden doğrulup. Hani sesin geldiği yere gitmeye gerek bile görmüyorlar. Bir derece beni koruduklarını anladım, çünkü ekmek verdim köpeklere. Gecenin bir vaktinde köpeklerin kimisi  yanına kadar gelip kokladıklarını görünce kalkıp bağırdım, hepsi çil yavrusu gibi dağıldı. Köpeklere oturun oturduğunuz yerde diye bağırdım ama pek anladıklarını sanmıyorum. Sabaha kadar aralıklarla havlayıp durdular.

20180706_073836

Kesik kesik bir uykuyla geceyi geçirdim, sabah oldu, Güneş çıktı ve parkın içinde dolaşan tavus kuşunu görünce resmini çektim. Mavi, yeşil, gri ,kahverengi renkleri ile erkek tavus kuşu etrafımda dolaşıyor. Yiyecek aradığı belli. Renkli ve gösterişli kuyruğunu açmadı.

20180706_080742_HDR

Komşum Halil öğleye doğru işi biteceğinden onu bekleyeceğim. Uşak’ın girişindeki kahveye gidip kahvaltımı yapıyorum bir güzel. Sakallarım da uzamıştı, kahvenin yanında berber dükkanı vardı. Bir güzel sinek kaydı tıraş oluyorum. Yüzüm ferahlıyor biraz. Bir de banyo yapsam diye düşünüp kahvede oturanlara buralarda hamam var mı? diye sorunca hamamın yerini tarif ettiler. Hamamı buluyorum, içeri girip bir güzel yıkandım. Temiz kalan eşyaları giydim. Hamamdan çıktım ve benzinliğe gelip Halil’i beklemeye başladım. Halil arabası ile geldi. Bisikleti ve çantaları boş olan kamyonetin kapalı kasasına yerleştirdik.  2 Saatlik bir yolculuktan sonra eve geldik.

Böylece bir turun daha sonuna geldik sevgili okurlar. Bir taşla iki kuş vurmaya çalıştım ama Temmuz ayının sıcaklığı Gediz keşif turunu yarıda bırakmama neden oldu. Eskişehir’in bozkırındaki serin havayı, sıcak dostluklarını yaşadım. Yeni dostlarla tanıştım, yeni hikayeler biriktirdim ve torbama yerleştirdim. Anca zaman oldu ve torbamdaki olgunlaşmış anılarımı sizlere anlatıp bitirdim.

Bir sonraki turlarda güzel anılarla sizlerle baş başa olacağım, sağlıcakla ve güzel kalın

Bu gün yaptığım yol yaklaşık 53 Km civarı

Aşağıda yaptığım yolun haritası

Powered by Wikiloc

Gediz Keşif Bisiklet Turu 3. Gün

4 Temmuz 2018 Çarşamba

Yeşilyurt – Çamsu – Eğlence

( Körler için betimleme yapılmıştır )

 

Odama bir an giren uçucu bir böcek
-Arıdan irice, kanatları renkli-
Dolaştı bir süre, vızıldamadan.
Sonra bulup yolunu pencerenin
Çıkıp gitti

Ataol Behramoğlu

 

Öne çıkmış olan görsel, açık alanda ikiye ayrılan toprak yol. Bisikletim KUZ park etmiş ayakları üzerinde. Önüm çar ormanı.

20180704_152545_HDR

Sabahın serinliğinde kalkıyorum, hava akşamdan kalan serinlik sabahta devam ediyor. Üzerime kalın ceketi giyiyorum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra ilk işim kahve pişirmek. Bisikletin üzerindeki aparattan kendimi kahve içerken otomatik çekiyorum çadırım ile birlikte. Tabureme oturmuş, önümde ocak, elimde kahve fincanı. Uzun saçlarım salınık.

20180704_062421_HDR

Sabah rutubetli olduğundan çadırımın üstü tamamen çiğ damlaları ile dolu. O yüzden Güneşin doğup çadırımı kurutmasını bekleyeceğim. Ve Güneş ağaçların arasından kendini göstermeye başladı.

20180704_063633_HDR

Kahvaltımı yapıyorum, güneş biraz yükselince çadırım hemen kurudu, Çadırı ve malzemeleri çantalara yükleyip yola çıktım. Köy yolundayım, burada köyler ardı sıra. Tabelada bir köy bitiyor, diğer köy başlıyor. Aynı Dere Mah. yazan köy tabelasında olduğu gibi. Arkasında başka tabelada diğer köy ismi yazıyor. Tarla kıyısına kavaklar dikilmiş.

20180704_090212_HDR

Yolda normal bir hızda giderken evin yanından geçiyordum. Bahçeden fırlayıp gelen köpek saldırınca arkama bir an için baktım. Arkaya bakmamla ön teker dengesini kaybetti ve hop yerdeyim. Ben yere düşünce köpek amacına ulaşmış komutan edası ile durdu. Yerden ayağa kalktım, kendimi şöyle bir kontrol ettim. Herhangi bir şeyim yok, her tarafım sağlam. Köpek o kadar ani çıktı ki bağırmaya fırsat bulamadım. Her şey bir anda oldu. Yoksa köpek beni düşürmesine fırsat vermeden def ederdim. Neyse buna da şükür, olacağı varmış. Bisikletim KUZ yerde yatıyor, bana saldıran köpek evinin önünde sessizce bekliyor benim ne yapacağımı.

20180704_092014_HDR

Bisikletimi yerden kaldırıp kontrol ediyorum, çantalar bisikletimi korumuş düşerken. Köpek ne havladı ne de peşimden geldi. Bisikletime binerek yoluma devam ettim. Fazla gitmeden karşıma vişne ağacı çıktı ödül olarak. Nasibime düşen yolcu hakkı olan vişnelerden biraz yiyorum. Kızıl renkli vişneler dalların ucunda benim yememi bekliyorlar ikişer, üçer tane.

20180704_093039_HDR

Köpeğin saldırısından sonra daha yavaş ve dikkatli gitmeye başladım. Yolun solunda bir evin yanından geçerken köpek kulübesi gözüme ilişti. Kulübede ucu boş zincir yerde duruyordu, Ev sahibi köpeği serbest bırakmış, ortalarda dolaşan bir köpek var demek ki. Dikkatli olmak gerek diyerek daha yavaş gitmeye başladım. Derken az ilerde gayet iri, genç ve sağlıklı beyaz renkli köpek göründü. Köpek sağ tarafta, tarlanın içinde, ben de yollun sol tarafına geçip indim bisikletten. Köpek beni görünce hırlamaya, ayakları ile durduğu yerde toprağı kazımaya başladı. Bisikletimi siper alıp köpeğe “Sensin, abimsin, buraların kralısın, sakin ol, hadi oğlum” gibi sözleri sakince söyleyip bir taraftan da yürüyorum. Böyle saldırmaya hazır durumda bana tehditkar davrandıktan sonra köpeğin olduğu yerden uzaklaşınca tehlikeli durum geçti. Köpek kendi yoluna devam etti, ben kendi yoluma. Haliyle bu durumda resim çekecek zaman olmadı, sadece bir köpeğin tehditlerini savuşturdum ve anı olarak kaldı.

Uzun kavakların yükseklerdeki dallarına asalak bitkiler kendilerine beleşten geçinmenin yolunu bulmuş. Ağacın dallarında çalı yumağı gibi bir çok yerde yeşermişler.

20180704_093748_HDR

Arpa tarlası henüz tamamı ile sararmamış. Rüzgara kendini bırakmış salınıyor bir o yana bir bu yana.

20180704_094521_HDR

Rakım giderek yükseliyor, köy yollarına uyarı levhası konulmuş. Buralara çokça kar yağdığından arabalara zincir takılması isteniyor karayolları tarafından. Üstte soldan gelen bir yolun bağlandığını üçgen tabelada belirtilmiş.

20180704_094903_HDR

Çamsu köyüne geldik, köye giden yol sağa viraj işareti ile belirtilmiş. Köy ağaçlardan görünmüyor.

20180704_095539_HDR

Köye girince başka bir tabelada yazan Camsu, bir tarafa Çamsu, bir tarafa Camsu neden yazılmış anlamış değilim. Herhalde bu tabelaları takanların bir bildiği var. Bu köyde büyük bir ortaokul var, diğer köylerden gelen öğrencilerle öğretim yapılıyor. Araçlar için uyarı levhaları konulmuş. Üçgen tabelada iki öğrenci elinde çanta yürürken. Yanında sarı tabelaya kırmızı üçgen içinde ! işareti ve Dikkat Yavaş yazılmış. Tabelaları, bisikletim KUZ ve okulun bahçesini birlikte çekiyorum.

20180704_095839_HDR

Az ileride çeşme var. Hayvanlar rahat içsin diye yalağını uzunca yapılmış. Çeşmeyi betondan yapmışlar, üstüne beton plaka, plaka çıkıntıları alttan iki boru ile desteklenmiş. Sağdaki destek borusunu yamultmuşlar biraz. Su borudan yalağa akıyor. Aşağıda ağaçlar ve tepeler.

20180704_095933_HDR

Üç katlı, büyükçe bir binada öğrenciler eğitim yapıyor. Geniş bir bahçesi var. Bahçe duvarları taş örülü 1 metre kadar, iç kısımda sıralı olarak kavak ve servi ağaçları dikilmiş duvar boyu.

20180704_095937_HDR

Köydeki kavşakta iki yöne giden köy yolları var. Sol tarafa giden yol tabelasına; Karacahisar 7 km, Küçükler 4 km, Ayrancı 5 km, Baltalı 7 km. Sağ tarafa giden yol tabelasına; Gürlek 6 km, K. Oturak 12 km, Muratlı 16 km, Banaz Köyü 17 km olarak belirtilmiş. Ben sol tarafa gideceğim

20180704_100315_HDR

Bir evin bahçe duvarının dışına açık hava müzesi yapılmış. Eskiden kullanılan tarım aletleri, kağnı araba tekerlekleri sergilenmiş.

20180704_100926_HDR

Diğer tarafta iki tane sedir, çanak, çömlek, testi gibi eşyalar tahta perdeye asılmış. İki tane de kağnı arabasının tekerleği konulmuş. Tekerleklerin göbeğinde kare delikler var. Serginin üstü kapatılmış yağmurdan ıslanmasın diye.

20180704_100959_HDR

Köyden yukarıya çıktım, geldiğim yerleri çekiyorum. Aşağıda büyük okul binası ve uzun uzun kavaklar araziye yayılmış durumda.

20180704_101619_HDR

Ferdimen tarafından çizilen rotayı cep telefonuma daha önce yüklemiştim. Haritayı açtım ve çizilen rotaya vardığımı gördüm. Bundan sonra telefon gidonda aparata bağlı olarak harita açık rotayı takip edeceğim. Köy yolundan toprak yola doğru girdim. Bu yol aynı zamanda Küçükler barajına giden yol. Devlet su işleri tabela koymuş baraja gider diye. Ayrıca başka bir tabelada da Avlanmak ve piknik yapmak yasaktır yazılmış.

20180704_104432_HDR

Yol ayrımına geliyorum, işte burada açtığım haritada gideceğim yolu kolayca buluyorum. Telefonumun navigasyonu iyi çalışıyor. Soldaki yoldan gideceğim.

20180704_104434_HDR

Küçükler baraj göletini görünce durup manzarayı çekiyorum. Çam ağaçları, gölet ve karşıda dağlar. Gölet kıyısında sarı çiçekler kaplamış kıyı boyunu.

20180704_105117_HDR

Yine bir yol ayrımındayım, harita sağ taraftan gideceğimi belirtiyor. Bisikletim KUZ da o yolda park etmiş durumda beni bekliyor. Sol taraftaki yol asfalt, sağ taraftaki yol toprak.

20180704_105836_HDR

Soğuk iklime dayanıklı çam ağaçları arasında giden toprak yoldayım. Yolun iki yakasında da çam ağaçları var.

20180704_110413_HDR

Rotayı takip ede ede hedefe yaklaştığımı gördüm. Artık bundan sonra aşağıda görünen tarlaların dibindeki çalıların kapladığı dere yatağı. Çizilen rotaya göre aşağıda gördüğüm yer olmalı suyun kaynağı.

20180704_111554_HDR

Yoldan az aşağıya inip çam ağacının gölgesine oturup kahve pişiriyorum. Hem epeydir bisiklet üstündeyim, yokuşları çıktım ve biraz dinlenmek gerek. Yere bağdaş oturmuş, önümde kahve takımları, elimde fincan kahve içerken otomatik zaman ayarlı çekiyorum. Kamera bisikletimdeki aparata takılı.

DSCN4301

Suyun kaynağı olan hedefim aşağıda beni beklerken kahve fincanını elimin ucunda çekiyorum.

20180704_113401_HDR

Çam ağaçları olmayan geniş alanda buğday ekilmiş tarla var.

20180704_113518_HDR

İndiğim tarafta yukarıdan başlayan dere yatağında yeşil sazlar kaplamış. Diğer taraftaki otlar ve ekinler sapsarı.

20180704_114156_HDR

Hedef aşağıdaki dere yatağında, kenarında sarı çiçekler açmış bir alan var. Daha yüksekte çam ormanı başlıyor.

DSCN4298

Sarı çiçek açmış yeri yakınlaştırıyorum kameramla. Dere yatağı saz kaplı, bir kaç ağaçta var dere yatağında. İki tarla arasında üstü kiremit kaplı çardak görünüyor. 200 metrelik bir alanda ve dere yatağında çam ağacı yok, buraları ekilip biçiliyor. Çamlar daha yukarı seviyede başlıyor.

DSCN4299

Sol tarafta baraj göleti başlıyor.

DSCN4304

Dere yatağına tarlaların arasından iniyorum. Söğüt ağacı dere yatağını tamamen kaplamış. Derede su akıyor kendi halinde. Burada iki tane çeşme yapılmış betondan. Biri eski biri yeni.

DSCN4306

Çardağı çekiyorum, etrafı otlar bürümüş olduğu halde. Çardak dört tane direğin üstüne çatı yapılarak üstü kiremit ile kaplanmış. Tabanı düz beton atılmış.

DSCN4309

Çardağın iki tarafında da buğday tarlası var, buğdaylar olgunlaşmış, sapları sararmış, biçilmeyi bekliyor. Çardağın altında gölgede buğday tarlasını çekiyorum.

DSCN4310

Tamamı betondan yapılmış çeşme, iki borudan uzun beton yalağa su akıp duruyor sürekli. Çeşme çukurda kalmış gibi, sazlıklar ve otlar neredeyse kapatmış.

DSCN4312

Su kaynağının dibi tamamen sazlık ile kaplanmış. Bir kaç söğüt ağacı da büyümüş.

DSCN4314

Buraya ikinci bir çeşme daha yapılmış ama bu çeşmeden su akmıyor, bakımsız, otlar kaplamaya başlamış beton çeşmeyi.

DSCN4315

Burasını suyun kaynağı olarak kafama işaretliyorum. Suyun kaynağını buldum sayılır ama benim bildiğim Gediz nehri Gediz ilçesinde bulunan Murat dağından çıktığı. Neyse keşif turundayım nasıl olsa. Bir şekilde doğru yerlere geleceğime inanıyorum. Yalağın ucuna yerleştirilen plastik borudan yalaktaki su dışarıya akıyor. Aynı zamanda yalağın ilerisinde iki borudan su akıp duruyor. Yalak ve çeşme betondan yapılmış.

DSCN4316

Aynı yerden optik zoom ile borulardan akan suyu daha yakınlaştırıp çekiyorum. Su o kadar berrak ki içerken bile berraklığı içimi temizliyor sanki.

DSCN4317

Kamerayı yalağın bir tarafına koyup zamanı ayarlıyorum. Ben de koşarak çeşmelerden akan suyun altına ayaklarımı yıkarken çekiyorum otomatik olarak. Pistonlar ısınmış, biraz soğutmak gerek. Hem önümde bilmediğim zorlu bir yol var.

DSCN4318

Dere yatağına başka yerlerden de sular akıyor, kaynağı belli değil. Sular çalıların arasından çıkıp taşlarda akıyor.

DSCN4320

Artık çizilen rotada keşif turuna başlıyorum. Bisikletimin yanına gelerek yola çıktım. Toprak yolun ucunda baraj göleti görünüyor. Etraf çam ormanı.

20180704_121206_HDR

Yükseklerden iniyorum ve köprüden geçerken çay yatağının resmini çekiyorum. Çay yatağında söğüt ağaçları çıkmış. Köprü korkuluk demirleri arkasında ekilmiş tarlalarda sebze yetiştiriliyor.

20180704_123942_HDR

Az ilerde küçük bir köy var, minaresi olan cami ile etrafı evler yoğunlaşmış şirin bir köy.

20180704_124112_HDR

Atlar çayırda otluyor, İkisi kırmızı, biri beyaz üç at var.

20180704_124629_HDR

Köydeki taş binanın resmini çekiyorum, çatısının yarısı teras olarak üzeri kapalı, kenarları tahta perde ile kapatılmış. Taşlar düzgün örülmüş, köşe taşlarından belli.

20180704_132455_HDR

Kimsenin olmadığı, ıssız yolda ilerliyorum. Yol toprak.

20180704_135409_HDR

Yol kıyısında çeşme görmek olası, hem insanlar için hem de hayvan sürüleri için yapılan çeşmelerin yalağı uzun, hayvanlar rahatça su içsinler diye.

20180704_135555_HDR

Küçük dereler çimenlerin arasından kendine yol bulmuş akıyor. Su olunca söğüt ağaçları da kendine yer bulmuş.

20180704_140546_HDR

Boynunda tasması olan küçük bir köpek karşıma çıkıyor. Köpek yanıma pek yaklaşmıyor, uzaktan bakışıyoruz. Ağaçların arasından bir poz çekiyorum çaktırmadan.

20180704_141618_HDR

Küçük bir sulama göletinin dibinden geçiyorum. Etrafı çam ormanı olan göletin ismi, cismi yok. Dağların arasında çukur olan bir yerde çayın önü toprak bent kapatılarak gölet meydana getirilmiş. Gölet sulama amaçlı olarak kullanılıyor.

20180704_142733_HDR

Çam ormanı içinde, toprak yolda bol oksijeni içime çekerek gidiyorum. Çamlar kalem gibi ve uzun.

20180704_143025_HDR

Su her zaman var, çeşmeler yol kıyısına yapılmış sürekli. Yalağı kare olan çeşmeden sürekli su akıyor borudan. Yalağın içi yosun tutmuş, pırıl pırıl su dökülüyor.

20180704_145716_HDR

Bazı yerlerde orman yok, kıraç arazide sert toprak yolu çıkmak gerek. Önümde yokuş var.

20180704_151402_HDR

Burası yayla sayılır, otlaklarda otlayan hayvanlar için uzun yalaklı çeşme yapılmış.

20180704_151544_HDR

Otlak arazide küme halinde kaya kütlesi toprağın dışında kalmış. Kayalar dağın zirvesi olması gerek, çünkü rakım 1400 metreyi aşmış durumda.

20180704_151733_HDR

Asırlık çam ağacı zirvede doğa şartlarına direniyor sanki. Kalın gövdesi dallarını tutmak için yeterli sanırım. Buralara epey kar yağıyor olmalı ki karların ağırlığına dayanması için çam ağacının boyu bodur kalmış. Yukarıya değil de yanlara doğru uzamış. Çam ağacının altında bir mezar var.

20180704_151929_HDR

Dağın zirvelerinde rotayı takip ediyorum. Bazen yol çatallaşıyor, haritadan ne tarafa gideceğimi biliyorum bulunduğum konuma bakarak. Önümde ikiye ayrılan yol, çam ağaçlarının arasında. Herhangi bir yol tabelası da yok. Bisikletim KUZ yol çatağında, ne tarafa gidecek acaba? Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

20180704_152545_HDR

Vadide, ormanın içinde bisiklet sürmenin keyfi hiçbir yerde yok. Genç, kalem gibi çam ağaçları sık ormanı oluşturuyor. Önümde hafif bir tırmanış var.

20180704_154228_HDR

Bazen tırmanış sertleşiyor ve yağmurdan arta kalan iri taşlar yolu bozmuş.

20180704_163528_HDR

Sonunda zirveye çıktım. Geniş alanda çam ağaçları yok, yerde çimenler bitişmiş.

20180704_170504_HDR

Bir kaç ev küme halinde dağın dibinde.

20180704_171436_HDR

Zirveye çıktıktan sonra iniş başlıyor. Yol iki dağın birleştiği yere doğru dar bir geçitten geçiyor.

20180704_171439_HDR

Çeşme var ama suyu bir boru ile başka yere almışlar. Nereye, kim tarafından alındığı belli değil.

20180704_174926_HDR

Neyse ki başka çeşmelerde su akıyor. Çeşme tel örgüsü olan bahçe dibine yapılmış. Tamamen beton.

20180704_180908_HDR

Toprak yol başladı ve bir yokuşun başındayım. Yokuş dik ve bisikletle inmek tehlikeli olduğundan bisikletten inip yavaş yavaş iniyorum acele etmeden. İniş yaklaşık 1100 metreden 800 metreye kısa mesafede. Yaklaşık 300 metre alçaldım.

20180704_180913_HDR

Düzlüğe inince yol tekrar asfalt oldu, bir süre daha bisiklet sürüyorum. Kapalı bir durak ve çeşme görünce durdum. Akşam olmak üzere, yol biraz yordu ve dinlenmem gerek diyerek akşam için kampı burada yapmaya karar verdim. Kapalı otobüs durağında bisikletim KUZ park etmiş. Sağ tarafta uzun yalağı olan çeşme. Arkasında piknik masası ve çitlembik ağaçları. Kamp yapmak için uygun bir yer.

20180704_185631_HDR

İlk önce çadırımı kuruyorum durağın arkasında. Biraz yoruldum ve akşam olmadan hamağı bağladım iki ağaç dalına. Hamak ta uzandım bir süre. Oh dünya varmış demeden gözlerimin önünde sinekler uçmaya başladı birden bire. Sinekler nerden geldi belli değil. Bir de arsız sinekler gözümün önünde bir süre uçtuktan sonra gözümün içine pike yapıyor. Sürekli gözümün içine girmelerinden dolayı gözlerim yaşarmaya başladı. Ne kadar kovalasam da bir türlü gitmiyorlar. O kadar rahatsız ettiler ki yatıp rahat edemedim. Çareyi gözüme Güneş gözlüklerini takmak oldu. Bir süre daha gözlerimin önünde uçtular, gözlük camına pike yaptılar ama göz yaşımın içine giremediler ya oh olsun. Öyleyken böyle diyerek bir süre sonra yok oldular. Göz içine dalan sinekleri ilk defa gördüm, gözlerimi yaşarttılar. Bana yaptıkları gibi diğer canlıların gözlerine daldıkları kesin. Gözler içindeki göz yaşları ile yaşıyorlar sanki. Öyle arsızlar. Neyse Güneş olmamasına rağmen gözümü koruyorum böylece. Bir süre yattım hamakta. Hatta yorgunluktan biraz kestirdim sayılır. Kendimi elçek resim çekiyorum hamakta uzanmış olarak. Gözümde Güneş gözlükleri takılı.

20180704_204207

Diğer yanımı, ayaklarımın resmini de çekiyorum. Çorapları bile çıkarmamışım.

20180704_204346_HDR

Hava kararmadan önce kalkıyorum. Çeşmede duşumu alıyorum bir güzel. Kurulandıktan sonra akşam yemeğimi hazırladım. Akşam yemeğini yiyorum piknik masası üzerinde. Hava kararasıya kadar Güneş gözlüklerini çıkarmadım her olasılığa karşı. Sinekleri tekrar toplamanın alemi yok. İlk önce kahvemi, sonra iki bardak çay içerek içimi ısıttım. Buraların rakımı yüksek olduğundan geceleri serin oluyor. Yemek artıklarını ve çöpleri naylon poşete koyup benden uzakta bir yere astım. Gece hayvanlar gelip rahatsız etmesin diye. Fazla geç olmadan çadırıma girip yatıyorum, bu gün yaşadığım anıları düşünerek tatlı düşlere daldım.

Bu gün yaptığım yol yaklaşık 53 Km civarı.

Yaptığım yolun haritası aşağıda

Powered by Wikiloc

Eskişehir Bisiklet Festivali 4. Gün

1 Temmuz 2018 Pazar

Velsebid bisiklet evi – Musaözü – Kızılinler

( Görme engelli arkadaşlar için betimleme yapılmıştır )

Yüzümü bulutlara kaldırıp
Dua eder gibi mırıldanıyorum
Kuşlarla, otlarla yıkanıyorum
Rüzgarla, ilkbaharla

Ataol Behramoğlu

Öne çıkmış olan görsel, akan porsuk çayı, söğüt ağaçları, bir ağaç çaya doğru yatmış gövdesi. İleride köprü yeşillikler arasında.

DSCN4271

Sabah erkenden uyanıp kahvemizi içiyoruz ilk önce. Kahve içmeden güne başlamak dereyi görmeden paçaları sıvamaya benzer. Yani güne iyi başlamak gerek. Ben de öyle yapıyorum, güne kahve içerek başlıyorum. Gece çok kalabalıktı, bu kadar kalabalık ardından çöpleri beraberinde getiriyor. Aynı zamanda kahvaltı tabakları köpükten olunca çöp torbaları dolup taşıyor. Gönüllü çöp toplayıcısı olan Hakan çöpleri toplayıp çöp torbalarını duvar dibine yerleştiriyor. Hakan çevreye duyarlı bir insan. Etrafta çöp gördü mü alır çöpe atar. Bu huyunu severim Hakan’ın.

DSCN4152

Küçük adam Ömer Kemal sabahın erken saatinde yanımıza geldi. Birlikte resim çekiliyoruz. Ben onun boyuna erişmek için yere çömeliyorum.

DSCN4157

Kahvaltıyı yaptık, Eskişehir’de oturan bisikletçiler bisiklet evine geldikten sonra bahçede toplanıp resim çekilmek için poz veriyorlar. Ben de hepsini topluca çekiyorum. Yere Eskişehir bisiklet derneğinin pankartı serilmiş durumda.

DSCN4159

Belirli saatte yola çıktık, bu gün farklı rotada farklı yerleri göreceğim. Bana doğru gelen bisikletçilerin resmini çekiyorum. Gelen bisikletçiler buradan sağa dönecekler. Yere sağa doğru ok işareti çizilmiş.

DSCN4160

Tepe kireç taşından oluşmuş kayalık dikine kesilmiş sanki. Kayalık duvarda çeşitli boyutta delikler, mağaralar var. Arazi kıraç, tek tük ağaçlar dağınık.

DSCN4163

Tepelerden, vadilerden gidiyoruz.

DSCN4164

Küçük bir köye geldik, kerpiçten yapılmış uzun damlar ve köyün camisi görünüyor.

DSCN4165

Köyde kısa bir mola verdik, bisikletimin selesinin boyunda olan Ömer Kemal KUZ ile poz veriyor.

DSCN4166

Köyden çıktık, kaymak gibi yeni dökülen asfalt yolda giden bisikletçileri çekiyorum. Kadının biri sağda yere yapışmış gibi durarak cep telefonu ile çekim yapıyor. Bir tandem bisiklet yanımdan geçerken kareye giriyor.

DSCN4167

Perihan arabası ile bizi takip ediyor. Ömer Kemal arkada beni görünce el sallıyor ve Urim Baba diye sesleniyor.

DSCN4169

Musaözü tabiat parkına geldik. Henüz girişteyiz, girişte gişe kulübesi var. Araçlardan park ve giriş parası alıyor. Bisikletçiler olarak biz beleşe giriyoruz parka.

DSCN4176

Bir grup bisikletçi gölet kıyısında durmuş resim çekilirken ben de onları çekiyorum. Hepsi de bana el sallıyor.

DSCN4180

Parkta gölet var, Eskişehir’den buraya gezmeye, piknik yapmaya geliyorlar. Rabia Ömer Kemal’i omuzuna alıp poz veriyorlar bana.

DSCN4183

Eşpedal derneği üyeler, gölün kıyısındaki terasta durup poz veriyorlar. Aralarında Ferdimen de var. Önlerinde bir tane tandem bisiklet duruyor.

DSCN4185

Gölet kıyıları tamamen ağaçlarla kaplanmış.

DSCN4187

Bizler de ağaçların gölgesinde oturup dinleniyoruz. Ömer Kemal önde, Eşpedal üyeleri oturmuş sohbet ederken çekiyorum.

DSCN4189

İzmir’den arkadaşlarım Yılmaz ve Doktor Sema’yı cep telefonlarına bakarken çaktırmadan çekiyorum.

DSCN4191

Ferdimen ve Sadriye bağdaş oturmuş yan yana. Ferdimen elinde kraker poşetinden kraker yerken.

DSCN4192

Nevin ve Hüseyin Garip çifti birbirlerinden hiç ayrılmıyorlar. Bisikletten indiklerinde bir araya gelip yan yana dolaşıp oturuyorlar.

DSCN4193

Sencer Kan elinle ağzına bir şeyler atarken çekiyorum. Başında güneş gözlüğü var.

DSCN4194

Görme engelli Emirhan’ı da yakından çekiyorum.

DSCN4195

Bu kez de Hakan beni çekiyor bağdaş oturmuş durumda.

IMG-20180718-WA0009

Kameramla resim çekerken beni çekiyor Hakan. Yere çömelmişim, kameranın ekranına bakarken.

IMG-20180718-WA0011

Burada otururken vişne suyu dağıtıyorlar plastik bardaklarla. Bardaklar karton bardaklıkta. Yarısında bardaklar vişne suyu dolu.

DSCN4197

Söğüt ağacı gövdesi göle doğru eğilmiş. Dalları da göle yansımış.

DSCN4199

Hava durgun, bulutlar parçalı olarak göl yüzeyine yansımış durumda.

DSCN4202

VelESBİD bisiklet derneği herkes bisikletine taksın diye plakalar hazırlamış. Bir bisikletin arkasında takılı plakada yazanlar dikkat çekici; “Kapılma rüzgarıma toz olursun, Geçme yanımdan Aşık olursun.”

DSCN4203

Bir arkadaşın lastiği patlamış durduk yerde. O da lastiğini tamir ediyor.

DSCN4204

Gölete doğru yapılmış iskelete tüm bisikletçiler gelerek topluca resim çekiliyorlar. Ben de hepsini birden çekiyorum.

DSCN4205

Musaözü tabiat parkından ayrıldık. Kendimizi dağlara vurduk, toprak yolda ilerliyoruz. Bir tepeye çıkan bisikletçileri uzaklardan çekiyorum. Kimisi elinde bisikleti yürüyerek çıkıyor.

DSCN4210

Tamamen toprak arazide giden tandem bisiklet.

DSCN4212

Bisikletlerinde yük olmayınca rahat sürüyor kadın bisikletçiler. Bana doğru gelen iki kadın bisikletçi.

DSCN4213

Makilik çalı ağaçlar arasından gidiyoruz, yol belli değil, yere taşları birleştirip ok işareti yaparak nereye gideceğimizi işaret etmişler.

DSCN4214

Bu yolda arazi arabası gider, başka araç biraz zor. Çalılık makiler arasında yol kayboluyor sanki.

DSCN4219

Kimi yerde sürülmüş tarlanın ortasından gidiyoruz. Bisikletim KUZ park etmiş durumda tarlanın ortasında çekiyorum.

DSCN4220

Bir süre düzlükte gittikten sonra inişe geçtik. İniş engebeli, taşlık ve yağmur yolu tamamen bozmuş durumda.

DSCN4221

Bozuk yolda herkes dikkatlice iniyor aşağıya doğru.

DSCN4226

Düzlüğe yaklaştık sayılır, az kaldı yolu bozuk olan arazi.

DSCN4231

Düzlüğe inince arkamdan gelenleri çekiyorum inerken.

DSCN4232

Bir süre asfalt yoldan gittik, ta ki asfalttaki sola dönüş işaretine kadar. Yere ok işareti ve Sola yazısı yazılmış. Buradan sola dönen bisikletçiyi çekiyorum.

DSCN4234

Porsuk çayı üzerinden geçerken akan çayı çekiyorum.

DSCN4235

Tamamen toprak arazide gidiyoruz. Yol çatallaşıyor, topraktaki tekerlek izlerini takip ediyorum.

DSCN4238

Etraftaki kayalıklar kale duvarı gibi sarmış vadiyi.

DSCN4240

Yeni Sofça köyüne geldik. Burada öğle yemeği yiyeceğiz. Yeni Sofça köy konağına hoş geldiniz tabelasını çekiyorum.

DSCN4241

Köyün park alanına, çimenlere oturup yemeği yedik. Yanımızdan ayrılmayan Ömer Kemal beni çok sevmiş olmalı ki hemen yanıma gelip kucağıma oturdu. Birlikte oyunlar oynuyoruz, Hakan bizi çekerken bana soruyor; “Kameran niye bulanık çekiyor? diye. Ben de kollarımı yana açıp “Bilmiyorum” diye cevap verdim. Ömer Kemal’in hayali kahramanı Oris Moris. Biz de Ömer Kemal ile Oris Moris adını anarak kahramanlıklarını canlandırıyoruz.

DSCN4244

Hakan resim çekerken kamera camının kirlendiğini fark ediyor. Hemen temizliyor kamera camını ve net çekmeye başlıyor kamera. Ben bunu fark etmemişim. Kendi kendime “Niye bulanık çekiyor bu kamera?” diye düşünmüştüm. Hakan bu kez temiz ve net çekiyor ikimizi.

DSCN4245

Hakan’a teşekkür olarak çekiyorum bir poz. Mavi tişörtü ile yere bağdaş kurmuş.

DSCN4246

Çam ağacının gölgesinde, çimenlere oturmuş kahve içiyoruz. Ferdimen, ben, Hakan ve Rabia. Rabia cep telefonu ile elçek resim çekiyor ayakta. Hakan’da nasıl bir mide var ki hem bira içiyor hem de kahve içiyor anlamadım. Hepimiz kameraya gülümsüyoruz.

IMG-20180718-WA0012

Mola bitti, tekrar yola düzüldük. yola düzülen başka bir aileyi de paytak paytak yürürken çekiyorum. Ördek ailesi yolun solundan tek sıra çaya doğru yürüyorlar. 8 tane iyice palazlanmış yavru ördek, anneleri en arkada yavruları takip ediyor.

DSCN4248

Porsuk çayı üzerinden geçen tren yolu köprüsü demirden yapılmış. Çay köprünün altında yarım metrelik bir yükseltiden çağlayarak akıyor. Çayın kıyıları tamamen ağaçlarla, çalılarla örtülü.

DSCN4250

Kızılinler dedikleri yere geldik sanki. Kireç taşlı tepede oyuklar, mağaralar görüyorum.

DSCN4252

Burada üst üste yapılmış oda biçiminde mağaralar var. Sanki mağara apartmanı. Mağara iç içe odalar şeklinde.

DSCN4254

Mağaraların altında köy evleri.

DSCN4255

Başka bir kayalıkta en üstte mağara diğer taraftan da açık, kısa tünel gibi.

DSCN4258

Kayalıkları yakından çekiyorum. Çok girinti çıkıntı var. Delik mağara geniş.

DSCN4259

Porsuk çayı sakince akıyor söğüt ve kavak ağaçları arasından. Demir köprü yapılmış karşıya geçmek için.

DSCN4260

Tarla sınırlarına konulan taş yığını arasından geçen yolda festivali organize eden Serpil Koç yanımdan geçerken eli ile okey işareti yapıyor bana.

DSCN4262

Tepelerle birlikte giden toprak yolda herkes kendi temposunda gidiyor. Bisikletçiler için tehlikeli olan kumlu yolda ön tekerleği kaydıra kaydıra gidiyoruz dikkatlice. Dikkat etmezsek kendimizi yerde buluruz. Nitekim bir kadın bisikletçi kayıp düştü. Bisikleti arabada gelen Rabia’ya verdik. Düşen arkadaşı arabaya bindirip öyle yola devam ettik.

DSCN4263

Porsuk çayını takip ederek gidiyoruz.

DSCN4266

Bisiklet sürmekten yorgun düşmüş bisikletçiler köyün birinde, duvarın dibindeki gölgelikte dinleniyor.

DSCN4267

Bazıları da karşıda ağaçların altında dinleniyorlar duvara oturarak.

DSCN4269

Dinlendiğimiz yerin hemen altında Porsuk çayı geniş bir yerden akıyor söğüt ağaçları arasından. Söğüt ağaç gövdesi çaya doğru yatıp uzamış. Yeşillik çaya rengini vermiş gibi yeşil yeşil akıyor. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

DSCN4271

Kıyısındaki söğüt ağaçlarından bazıları çürüyüp boydan boya çaya serilmiş halde yatıyor. Çay da altından akmasına devam ediyor.

DSCN4272

Köyden hemen sonra asfalt yola çıktık. Buradaki kayalıkların rengi kahverengi.

DSCN4273

Hakan beni bisiklet sürerken çekiyor diğer bisikletlilerle birlikte.

IMG-20180718-WA0006

Sık sık köprüden geçiyoruz bir o tarafa, bir bu tarafa. Porsuk çayı kendi halinde yeşillikler içinden yeşil rengi ile akmaya devam ediyor.

DSCN4274

Aynı yeşillik içinde giden yoldan da bizler bisikletimizle akıyoruz.

DSCN4275

Hakan bu kez beni arkadan çekiyor, gök yüzünde parçalı bulutlar üzerimden geçerken.

IMG-20180718-WA0000

Sonunda akşam üzeri kamp alanına geldik. Soğuk duşumu alıp rahatladıktan sonra çardağa oturup kahvemi içiyorum yeşil bahçeye bakıp. Tahtanın üzerinde kahve fincanı, ileride çadırlar kurulmuş. sağda bez sandalye ve küçük bir masa.

IMG-20180718-WA0003

Festival bitti sayılır, şehir dışından gelenlerin çoğu gitti. Akşama da gidecekler var. Bir kaç kişi bizimle beraber bu gece burada kalacaklar. Rabia, dilini çıkarmış, kendisi ile birlikte beni ve Ferdimen’i elçek resim çekiyor çardakta otururken.

IMG-20180718-WA0004

Bisiklet evinde kalan bir kaç kişiye akşam yemeği geliyor. Akşam çardakta oturup hediye gelen şarabı içiyoruz sohbet eşliğinde. Yarın Gediz nehri keşif turuna çıkacağım. Bir süre Hasan bana eşlik edecek. Banaz’a kadar birlikte gideceğiz. Hasan Denizli’ye doğru devam edecek, ben ise Banaz dan içeri gidip Ferdimen’in çizdiği rotayı takip edip Gediz nehrini keşfedeceğim. Ferdimen bana katılmıyor, başka bir programı var onu yapacak. Ne yapalım ben de tek başıma keşif yaparım artık. Sabah ola hayrola.

Bir festivali de böylece bitirmiş oldum. Yeni arkadaşlar, güzel dostlar edindim. Yeni fikirlerle yarın başka bir tura başlayıp İzmir’e döneceğim.

Bu gün yaptığımız yol yaklaşık olarak 67 Km civarı

Aşağıda yaptığımız yolun haritası

Powered by Wikiloc