Etiket arşivi: helikopter böceği

Eşpedal Bisiklet Turu 4. Gün

5 Ağustos 2021 Perşembe

Zeytinli – Havran – Ayvalık Cunda adası yüzme – Havran

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

yüreğimde bir dere

akar da gider nere

ben yakmışım ateşleri

ateşler yakmaz beni

ay vurmuş tepelere

iner kuru dereler

gözlerin birden bire

benzemiş türkülere

demek pazar yerleri

demek bahar şenlikleri

üzgüler üzüntüler sürgünler demek

birdenbire kelepçeler gözlerin

 buna sevmek n’eylesin

Hasan Hüseyin

 

Öne çıkmış olan görsel, Taş bina olarak yapılmış yel değirmeni. Önde sundurma, ve taş bina değirmenin yanında. Üç kişi yürüyor.

IMG_20210805_153209

İyi bir uyku çekip doğanın içinde uyuyunca ister istemez erkenden uyanmamak elde değil. Henüz hava aydınlanmaya başlayınca gözlerim açıldı. Sıkıştığımdan kalkıp tuvalete gittim. Henüz ayakta olan yok, herkes horul horul uyuyor. Tuvalet piknik alanının giriş yerinde, içerdeyken birinin seslendiğini duyuyorum. Seslenen yol tarafında, içimden acaba kim kime sesleniyor diye düşündüm. Tuvaletten çıkınca dışarıda bir taksi şöförünün seslendiğini anladım. Yanında da elinde baston olan birisi var. Taksinin bize birisini getirdiğini anladım. Taksici de beni görünce “Arkadaş kamp yerini arıyor, burası mı?” diye sorunca ben de “Evet, arkadaşı ben götürürüm” dedim. Gelen arkadaşla tanışıyorum, ismi Orhan Yeter. Koluna girip çadırların olduğu yere götürdüm. Piknik masasına oturduk. Orhan İstanbul’dan yeni gelmiş, eşi de bu gün geleceğini söyledi. Eşin kim diye sorunca Özlem Erten olduğunu söyledi. Özlem’i tanıdım. Özlem ile Didim bisiklet festivalinde tanışmıştım. Kendisi keman çalıyor. Bana sabah kahvesi içerken üşenmeyip keman çalmıştı. O sabahı hiç unutmadım. Özlem akşama kampa katılacak. Orhan’a kahve içer misin? diye sordum. O da içerim deyince kahve değirmenini eline tutuşturdum. Çek bakalım biraz kahve. Sabahın çok erken saatleri olduğundan henüz ayakta kimse yok. İki kişilik kahve pişiriyorum bu sabah. Afiyetle içiyoruz birlikte.

Ocağın üstünde cezve köpüklü, etrafında rüzgarlık var.

IMG_20210805_062734

Kahveleri içtikten sonra diğer arkadaşlar da kalkınca onlara da kahve yapıyorum bir çırpıda. Masa üstünde dört fincan, içi kahve dolu. Yanında kahve cezvesi. Arkada pankart ağaçta asılı ve çadırlar.

IMG_20210805_063418

Kahvaltıyı yapıyoruz birlikte. Kahvaltıyı yaparken masada oturan Merve Orhan dün akşam başından geçen bir olayı anlattı.

Merve bastonuyla giderken piknikçilerden birisi Merve’ye “Nereyi arıyorsun?” diye sormuş. Merve de “Pınar’ı arıyorum” diye cevap vermiş. Adam da Merve’ye “Seni götüreyim” diyerek Merve’yi koluna takıp piknikçilerin kullandığı çeşmeye götürmüş. “Geldik” demiş adam. Merve de “Nereye geldik?” diye sorunca adam “Aradığın çeşmeye geldik” deyince Merve şaşırmış. “Ben çeşme aramıyorum ki! Arkadaşım Pınar’ı arıyorum” diye cevap verip bastonunu kullanarak çadırların önüne Pınar’ı aramaya başladığını söyleyince hepimiz kahkahayı bastık. Güzel bir anı oldu bizim için.

Kahvaltının ardından çadırları, eşyaları toplayıp minibüse yerleştirdik. Bisikletlerin kilitlerini çıkarıp hazırlanıyoruz. Selenin üstünde helikopter böceği konmuş. Helikopter böceğini yakından çekiyorum. Helikopter gibi uzun gövdesi var. Ön kısmı daha kalın. Üstünde de ikişer yan yana dört tane şeffaf, uzun kanadı var. Aynı helikopter gibi uçuyor havada.

IMG_20210805_085230

Bu gün Havran’a gideceğiz. Zeytinlideki kamp günleri bitti. Bu gün copilotum Songül Parlak, birlikte süreceğiz. Eşyaları minibüse yükleyip Havran yoluna çıktık. Köy yollarından gideceğiz. Bazı ana caddelerde trafik yolu kesecek bizim için. Yolu açmasını beklerken incir ağacı görünce bir kaç incir yiyoruz Songül ile birlikte. Ayrıca güneş altında beklemektense incir ağacının gölgesinde beklemek daha güzel. Fazla uzak olmayan Havran’a vardık. Havran merkezindeki çay kenarında bulunan park alanında durduk. Bisikletleri belediyenin binasına koyup kilitledik. Henüz çadırları kurmadık, bu gün Ayvalık’taki Cunda adasına gideceğiz otobüsle.

Otobüslere binip Ayvalık tarafına doğru yola çıktık. Cunda adası köprü ile karaya bağlantısı var. Cunda adasına girdik. Otobüs bizi bir yere bıraktı, akşam da hareket saatini söyledikten sonra park etmek için gitti. Hava sıcaklığını iyice arttırdı. Hep birlikte tepede olan değirmen müzesine doğru tırmanmaya başladık. Terlememek elde değil. Bu gün copilotum Songül, koluma takıp birlikte yürüyoruz. Değirmene geldik, burada müze var. Müzeye gireceğiz ama yine salgın kuralları gereği iki gruba ayrıldık. Biz de dışarıda beklemektense denize gidip yüzelim dedik beş kişi. Ben, Songül, Ayhan, Tuğçe Çiğdem ve Ceyhan. Taş bina olarak yapılmış yel değirmeni, önünde sundurma. Üç kişi yürüyor. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

IMG_20210805_153209

Tekrar aşağıya inip kumsala vardık. Kumsaldaki kafeteryada bir masaya oturup eşyalarımızı koyduk. Yanıma havlu ve su donu almamıştım. Üzerimde çabuk kuruyan kısa pantolon var. Mecburen kısa pantolonla gireceğim. Soyunma kabinlerinde giyiniyoruz. Pantolonun ceplerindeki eşyaları ve cüzdanı Songül’ün çantasına koydum. Beş kişi birlikte denize girdik. Havada rüzgar yok, deniz çarşaf gibi. Giriş biraz kumlu, biraz otlu derken boyu geçince rahatladık. Songül yanımda yüzüyor, diğer arkadaşlar da yanımda. Bir tek Ayhan alıp başını gidiyor. Kendisi kör, o yüzden arada sesleniyoruz yanımızdan ayrılma diye. Karadan epey açıldık, insanlar karınca gibi görünüyorlar. Hava sıcak olduğundan su bizi yeterince serinletip ısı dengesini oluşturdu. Songül yüzerken düz gidemiyor, mutlaka sağa yada sola doğru geniş bir çember çiziyor. O yüzden seslenip sola yada sağa doğru yüzmesini söylüyorum. Bazen yönlendirmeye gerek kalmıyor sesimin geldiği yere yönleniyor. Deniz kımıldanmıyor bile. Su tertemiz ve berrak, derinde olmamıza rağmen dipteki yosunlar gayet net görünüyor.

Ayhan dalıp dipten kum çıkaracağını söyledi, hadi çıkar bakalım deyince daldı denize. Çıkınca dibe ulaşamadığını söyledi. Belki de dibin nerede olduğunu kestiremedi. Kör birisi için yön bulmak zor biraz. Neyse ki yanımızda Ceyhan var. O dalıp dipten kum çıkardı bize. Ayhan atletik yapılı ve çok enerjik. Enerjisini bir türlü atamıyor ve sürekli hareket halinde. Denizde 1 saatten fazla kaldık, parmaklarımın uçları sudan dolayı buruştu iyice. Tuğçe Çiğdem’in kolunda su geçirmez saat var. Saat 5 oldu, artık dönelim diye karar verdik. Kıyıya ulaşmamız epey zaman alacak. Çünkü bayağı açıldık. Biraz daha hızlı yüzerek karaya çıktık. Eşyaları kafeteryadan alıp otobüsün beklediği yere geldik. Otobüs ve arkadaşlar bizi bekliyorlardı. Biraz geç kalmıştık. Neyse otobüs ile geriye, Zeytinli köye geldik. Aşağıda otobüs ile yaptığımız yolculuk haritasının resmi aşağıda.

WhatsApp Image 2021-08-17 at 21.06.45

Akşama kadar dinlendik, yemeği yedikten sonra kamp alanında da kısa pantolonumu yıkadım, çünkü denizde tuzlanmıştı. Çamaşırları ipe astım kurusun diye. Bu akşam eğlence yok, Saz çalan Hasan Hüseyin sazı ile birlikte Gaziantep’e gitti. Akşam olmadan kemancı Öğretmenimiz Özlem gelip aramıza katıldı. Bisiklet turunu yarım bırakıp bizimle beraber olacak bir süre. Kemanını getirmemişti. Akşam parkın çardağında oturup kendi kendimize şarkılar, türküler söyleyerek zaman geçirdik. Fazla geç olmadan çadırıma girip yattım. Ellerimdeki buruşukluk izleri hala var. Yattığımda bunu gördüm.

Bu gün yaptığımız yol yaklaşık olarak 19 Kilometre civarı.

Yaptığımız yolun haritası aşağıda

Powered by Wikiloc