Etiket arşivi: türkiye cumhuriyeti

Büyük Taarruz 5. Gün

9 Eylül 2015 Çarşamba

5. Gün Belkahve – Pınarbaşı – Konak – Üçkuyular

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

ve Kayserili bir nefer
yanan şehrin kızıltısı içinden gelip
öfkeden, sevinçten, ümitten ağlıya ağlıya,
Güneyden Kuzeye,
Doğudan Batıya,
Türk halkıyla beraber
seyretti İzmir rıhtımından Akdeniz’i.

Ve biz de burda bitirdik destanımızı.
Biliyoruz ki lâyığınca olmadı bu kitap,
Türk halkı bağışlasın bizi,
onlar ki toprakta karınca,
                                    suda balık,
                                                    havada kuş kadar
                                                                  çokturlar;
korkak,
            cesur,
                     câhil,
                             hakîm
                                      ve çocukturlar
ve kahreden
                 yaratan ki onlardır,
kitabımızda yalnız onların mâcereları vardır…

Nazım Hikmet RAN

Kuvayi Milliye Şiiri

 

Öne çıkan görsel, İzmir ili hükümet konağı, İzmir valiliği binasının önü, Bina iki katlı, iki yanda büyük Türk bayrakları, ortada Atatürk afişi. Büyük taarruz bisikletlerle binaya doğru giderken.

İzmir manzarası ile seher vakti uyanmak herkese nasip olmaz. Bu sabah bana nasip oldu, güzel bir sabahı düşleyerek yaşama renk katıyorum. Bu gün büyük gün 9 Eylül İzmir’in kurtuluş günü. Belkahve’den saldırıp Yunanı denize dökme günü. İzmir’i kaybedeceğini anlayınca apar topar, yanına alabildikleri eşyalarla birlikte kayıklarla gemilere binip kaçmaya çalışıyorlardı. Geride ise daha çok Türklerin yaşadığı mahalleleri yakmaya başlamışlar. Belkahve’den yangın alevleri ve tüten dumanları görünüyordu. Nedense Karşıyaka, Alsancak, Kordon, Konak, Karantina da bulunan evlere dokunmamışlardı. Buralarda gavur İzmir dedikleri kesim Leventtenler oturuyorlardı. Buralara dokunmaları cesaret isterdi ve böyle niyetleri olmadığı kesin. Müslüman Türklerin evlerini yakmak, onları katletmek giderayak işine yarıyordu gavur Yunanın.

Çadırımın içinde dışarısı, önümde açık yeşil bir çadır ve servi ağaçları.

Güzel İzmir’e de güneşin ilk ışıkları vuruyor arkamızdaki tepenin ardından.

Güneşin ilk ışıklarını kahve içerek karşılıyorum. İzmir’i kurtarmadan önce zinde olmak gerek. Kahve takımı, ocağın üstünde cezve, kahve pişiyor.

Kahvaltı Bornova belediyesi kahvaltı getirdi. İzmir’de bilinen meşhur kumru sandviç ve boyoz ile yapıyoruz. Kahvaltıdan sonra belediye görevlileri kahve yapıp protokoldekilere vermeye başlayınca ben de kahve takımını gözlerinin önünde açıp kahve pişirmeye başladım. Benim bu hareketimden utanmış olacaklar ki kahvem pişmeden bana bir fincan kahve veriyorlar. Elimde kahve fincanı, önümde cezvede kahve pişiyor.

Belkahve’de Çardak dinlenme çay tesislerinde oturup çay içiyoruz. Henüz tören için millet gelmedi daha. O yüzden bekliyoruz gelmelerini. Turu tek kadın bisikletçi olarak tamamlayan Öğretmen Aynur Güney ve Cem KOÇ ile bir resim çekiliyoruz. Diğer kadınlar daha önce ayrıldıkları için turu tamamlayamadılar.

Büyük Taarruz bisiklet turunu düzenleyen ve organize eden asker kökenli Osman Kutlu anılarını yazdığı kitabını tüm katılımcılara imzalayıp hediye veriyor. Kendisine teşekkür ediyorum böyle anlamlı turu düzenlediği için. Kitabını bana imzalarken bizi çekiyorlar.

Herkese tek tek kitabını imzalıyor Osman Kutlu. Kitabını imzalarken çekiyorum bir poz.

Osman Kutlu katılımcı belgesini anı olarak veriliyor bana. Kısa olsa da güzel bir tur oldu benim için. Aslında 25 Ağustos tan katılmak gerek ama başka bir zamana bıraktım.

Sonunda protokol tören için gelince tören başladı. Karşıda protokolde oturmuş olanları ve tören alanını çekiyorum.

İzmirli bisikletçileri de sabah erkenden gelerek aramıza katıldı. Bizim tören ve protokolle işimiz olmadığı için merdivenlerde dizelenip töreni uzaktan izliyoruz. Elçek ile kendimizi çekiyorum. Yanımda, Ergun, Ertuğrul ve Şafak var.

Büyük taarruz bisikletçileri toplu halde merdivenlerde oturmuş halde çekiliyoruz.

Çekeni çekerler derler ya öyle yakalanmışım kendimizi elçek yaparken.

Bisikletçiler sıralanıp hazır bekliyoruz, Başlama işaretini Bornova belediye başkanı verecek.

Başlangıcı veriyor belediye başkanı. Arkada başlangıcı bekleyen bisikletçiler.

Trafik polisleri yolu kapatıyor araç trafiğine ve iniş başlıyor. Baktım son sürat inmeye başladılar hemen öndeki arkadaşlara yetişip yavaş ve birlikte kopmadan gideceğimizi söyledim. Önde sadece Turda olanlar olacak, arkada İzmir bisikletçileri takip edecek biçimde gitmelerini sağladım. Yarış yapmıyoruz, Büyük Taarruz bisiklet turu 15 gündür yapılıyor, şanımıza uygun, birlik ve beraberlik içinde İzmir’e giriş yapmalıyız. Böylece ikazlarıma uyan öncülerimiz gayet başarılı bir şekilde insanların alkış ve kornaları ile İzmir caddelerinde coşkulu bir şekilde bisiklet sürdük.

Pınarbaşı’ndan dosdoğru eski Kemalpaşa yolundan İzmir şehitlik abidesine geldik. Abidenin yanında bisikletleri park edip içeriye girerek tören için hazırlık yapmaya başladık. Şehitlik kaidesini yakından çekiyorum kimse olmadan.

Yıllardır yanından geçerim ilk defa İzmir şehitliğine girip yakından bakıyorum. Şehitliğin yapıldığı günde dikilen fidanlar dev ağaçlara dönüşmüş. O günlerden bu günlere şehitlere gölgelik olmuş. Bundan sonra da sonsuza kadar gölgelik edecek ağaçlar.

İki ağaç gövdesi arasından şehitlik kaidesi.

Palmiye ağacının gövdesinden şehitlik abidesi.

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğdugu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Necmettin Halil Onan 1927

Şair Necmettin Halil Onan’ın yazdığı  Bir Yolcuya şiirinin mermere yazılmış halini çekiyorum.

Tören için hazırız, 1 dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı hep birlikte okundu şehitlerin mezarı başında.

Başka bir yerde de şehitliğin yapılış bilgileri ve bu noktada şehit düşmüş askerlerin ismi mermere yazılmış.

HALKAPINAR İSTİKLAL ŞEHİTLİĞİ

Bu anıt, İzmir’in Kurtuluşunda (9 Eylül 1922)

iki süvari bölüğünün emniyetini

almak için, uç mangasında yaya olarak

ilerleyen Mehmetçikler’den, o zamanlar un

fabrikası olarak kullanılan binadan açılan ateş

sonucu şehit olarak buraya defnedilen;

Akşehirli Bekir Oğlu Mehmet Çavuş,

Antalyalı Ömer Oğlu İbrahim Hakkı Çavuş,

İzmirli Bekir Oğlu Veyis’in

(kaldırıldığı hastanede Şahadet Mertebesine ulaşmıştır)

aziz hatıralarına yapılmıştır.

Yanıma gelince hüzünler kaçtı
Sevginle doldu göz-bebeğim şimdi
Yüzüme gülünce çiçekler açtı
Bir İzmir efesi yüreğim şimdi…

Toprak sanki kaydı yeri öpüp de
Goncalar naz yaptı dudak büküp de
Öyle diz vurdum ki yeri öpüp de
Bir İzmir efesi yüreğim şimdi…

Gönlüm sanki salkım- saçaklar gibi
Dudağım sevinçten uçuklar gibi
Alkış ve el çırptım çocuklar gibi
Bir İzmir efesi yüreğim şimdi…

Oktay Zerrin

Şehitlik abidesinde Osmanlıca yazılar var, kaide de; Türkçe VATAN VE NAMUS yazılmış.

Şehitlikteki törenler bitti, trafik polislerin yolu kapatarak İzmir caddelerinde bisikletleri sürmeye başladık. Alsancak’tan Talatpaşa bulvarını izleyerek Konak valiliğin önüne vardık. Orada bekleyen halk ile bütünleşip coşkuyla 9 Eylül İzmir’in kurtuluşunu kutladık. Saat kulesi ve meydandaki kalabalığı valiliğin merdivenlerinden çekiyorum.

İzmir ili hükümet konağı İzmir valiliği binasını çekiyorum. Bina iki katlı, iki yanda büyük Türk bayrakları. ortada Atatürk afişi. Binanın önü kalabalık. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

Kalabalığın ardında saat kulesi.

Afyon valisinden alınan Türk Bayrağı İzmir valisine maalesef teslim edemedik. Onun yerine vali yardımcılarından birisi Teslim aldı. Bence Afyon valisine yapılan bir saygısızlık. Osman Kutlu Türk bayrağını vali yardımcısına teslim ederken.

Tören sonrasında saat kulesinin önünde katılım madalyalarını alarak turu bitirmiş olduk. Benim için anlamı büyük olan Büyük Taarruz Bisiklet Turuna bir nebze olsa da katılmaktan gurur duydum. Turun ötesinde yeni dostluklar kuruldu, yeni hikayeler anlatıldı. Güzel bir 4 gün birlikte pedal çevirdik, birlikte yedik, birlikte eğlendik. Elbette en önemlisi şehitlerimize dualarımız eksik olmadı. Onların sayesinde Türkiye Cumhuriyeti düşmanlardan kurtulup bağımsızlığa kavuşmuştur. Başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları yönetiminde kahraman Kuvayı Milliye neferlerinin ruhları şad olsun. Büyük Taarruz Bisiklet Turunu düzenleyen Osman Kutlu ve katılan tüm arkadaşlara teşekkürler.

İzmir saat kulesini çekiyorum.

Arkadaşlarla vedalaşıp sahil yolundan aheste aheste pedal basarak, iyot kokusunu içime çekip evin yolunu tuttum. Göztepe iskelesinde KUZ ve kıytırık birlikte sarı kırmızı renklerle boyalı olan Göztepe köprüsünü çekiyorum.

Böylece bir turun daha sonuna geldik, başka güzel turlarda görüşme dileği ile sevgiyle kalın sevgili okurlarım

Bu gün yaptığı yol 19 Kilometre civarı.

Aşağıda yaptığımız yolun haritası

Powered by Wikiloc