26 Temmuz 2018 Perşembe
Tekir yaylası – Kayseri merkez
(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)
Bu sabah mutluluğa aç pencereni
Bir güzel arın dünkü kederinden
Bahar geldi bahar geldi güneşin doğduğu yerden
Ataol Behramoğlu
Öne çıkmış olan görsel, büyük bir panoda “Gökyüzüne en yakın festival, Festa 2200” yazıyor. Kocaman ay, önünde bisiklete binen bir adam.
2200 metrelik yükseklikte, Tekir yaylasının gece soğuğu pek uyutmadı desem yalan olmaz. Sabaha kadar dön o yana, dön bu yana, yarı uykuda, yarı uyanık sabahı ettim. Erkenden uyanıp kalkıyorum. Üzerimdeki ceketi bile çıkarmadım yatarken. Öylece kalkıp dışarı çıktım. Uyku tulumu ve matı kendi çadırıma götürüp havanın tertemiz, pırıl pırıl bir mavilikte, bulutsuz olarak Erciyes dağını çekiyorum. Erciyes dağını böyle çıplak görmek pek nasip olmaz. Güneşin ilk ışıkları Erciyes dağını aydınlatıyor.
Etraf sessiz ve sakin olunca yer sincapları da ortalıkta cirit atıyorlar. Yanlarına varmadan, olduğum yerden optik zum ile yakınlaştırıp iki yer sincabının resmini çekiyorum ama onlar çekildiklerinin farkında değil. Rahat davranıyorlar etrafta tehlike olmayınca.
Kır renkli kürkü ve iri siyah gözleri ile çok güzel poz veriyor yer sincabı.
Sabahın ilk ışıklarındaki çıplak Erciyes dağı Güneş yükseldikçe etraftaki bulutları toplamaya başladı bile.
Yer sincabı arka ayakları üzerine dinelip etrafı gözlemliyor. Ön ayaklarını da ağzına götürüp sanki bir şey kemiriyor gibi hareketler yapıyor.
Burası Tekir yaylası kayak merkezi. Burada otellerle dolu, bir de cami yaptırılmış. Burada teleferik var ve kış aylarında kayak yapılırken kullanılıyor.
Festivalin panosu kamp alanı girişine konulmuş. Üzerinde “Gökyüzüne en yakın festival” Festa 2200 yazılmış. Kocaman ay resmi ve ay önünde bisiklete binen bir bisikletli. Bu resmi öne çıkmış görsel olarak seçiyorum.
Kamp alanının girişinde iki tane daha afiş asılmış. Festa 2200 bisiklet festivali yazısı yanında bisiklete binmiş bir kadın iki elini yukarıya doğru kaldırmış durumda. Yanına da “İki tekerim çok şekerim” yazısı yazılmış. Diğer pankartta bisikletli bir grup, altına “Cennete yolculuğa var mısın” yazısı yazılmış.
Her zamanki sabah kahvemi yapıp fincanımla Erciyes dağını çekerek kahvemi içiyorum. Yanımda olan şanslı kişiler de kahve içiyorlar.
Bisikletim KUZ ve gidon çantamın üzerine kuşlar iki beyaz nokta olarak işaretini kondurmuşlar. Gidonumda üç tane kuş tüyü var. Mavi çadırım da resme giriyor.
Sabah kahvaltısını yaptık, bu gün Kayseri merkeze gideceğiz. Burada kayıt yapılıp formalar dağıtılacak. Bisikletlerimizle yola çıktık bir grup, ineceğimiz yol ve aşağıda görünen Kayseri dağların arasında silik görünüyor.
Kısa sürede şehrin kıyısına ulaştık. Burada durup şehri ve Ali dağını çekiyorum.
Durduğum yerden kısa bir video çekiyorum, linki aşağıda.
https://www.youtube.com/watch?v=7_RtAK569Fo
İniş olunca haliyle kendimizi Erciyes merkezde bulduk birden bire. Erciyes meydanlarının birinde kavşaktan dikkatlice geçiyoruz. Trafikte araba çok buralarda ve yoğun. Alan geniş ve açık, karşıda tarihi taş bina var kubbeli.
Buralarda ve çevrede orman olmayınca taş işçiliği çok gelişmiş ve evler, binalar taştan yapılmış İki tarihi bina yan yana, ikişer katlı.
Birlikte kaybolmadan kayıt alanı olarak seçilen park içine vardık. Burada çadır tente altında kayıt masası oluşturulmuş. Festivale katılacaklar gerekli formları doldurup formalarını ve plakalarını alıyor.
Ben de Eşpedal üyeleri ile birlikte sıraya girip kayıt olduk, torbaları alıp içindekilere bakıyoruz.
Kayıt masasında Meliha Tekin oturmuş kayıt yaparken bir poz çekiyorum. Bir kişiyi kayıt yaparken onun yüzüne, yukarıya doğru bakıyor. Yakasına güneş gözlüğünü takmış.
Beni takip eden hayranlarımdan birisi ile tanışıyorum ama ismini yazmayı unutunca şimdi hatırlayamıyorum. Yanında Pınar ve Hakan var. Bana poz veriyorlar.
Kayıt işlemleri sürerken bir yere oturup çayları ısmarladık. Toplam 6 kişiyiz, küçük bir masada çay bardakları olduğu halde garsona rica edip bizi çekmesini söyledik. O da kırmadı bu isteğimizi.
Kayıt işlemleri bitince belediye otobüslerine bindik bisikletlerimiz ile birlikte. Şehir merkezinden Tekir yaylasına gidiyoruz. Belediye otobüsünün içindekileri ve bisikletleri çekiyorum. Sağda görme engelli arkadaşımız Hüseyin Garip oturuyor.
1050 Metre rakımdan 2200 metre rakıma çıkmak bizi yoracağından belediye otobüsleri ile kısa sürede Tekir yaylasına, kamp alanına geldik. Akşam yemeğini Eşpedal üyeleri ile birlikte yiyoruz. Yemekten sonra saat 19:55 sıraları Ay Koç dağının tepesinden çıktığını fark edince fotoğraf makinem ile ay dağın ardından doğarken çekiyorum. Ayın 4/1 daha çıkmamış durumda. Yarın ay çıkışı 25 dakika sonra çıkacağından aklıma yarın akşam 20:20 de kamera ile hazır olmam gerektiğini yazıyorum.
Sabırla ayın Koç dağından çıkışını takip edip ay tam yamaçtan kopunca bir poz yakaladım yakın olarak. Ay neredeyse dolunay olmak üzere, yarın tam dolunay olacak ve ay tutulması gerçekleşecek. Aya 2200 metre daha yakınında olmak heyecan verici. Ay gümüş bir tepsi gibi parıldıyor akşam seherinde.
Ay yamaçtan yükselmeye başlayınca bir poz daha çekiyorum.
Gökyüzü sakin, bulutsuz. hava henüz kararmadı, Güneş batmış olsa da ortalık aydınlık hala. Yamaçtan ayrılmış ayı normal boyutta çekiyorum. Çıplak gözle bile kocaman görünüyor.
Hava kararınca siyah fonda ayı bir kez daha yakından çekiyorum. Aydaki kraterleri, koyu gölgeli deniz gibi yerleri ayrıntıları ile görüyorum. Ay tüm güzelliğini bana gösteriyor sanki.
Kamp alanına kocaman bir sahne yaptılar, ışıklandırmaları da yanıyor gecenin karanlığında. Yüksek direkteki parlak sarı ışık etrafı aydınlatıyor. Yanında cami ve iki minaresi ile birlikte oteller de aydınlanmış. Kayseri büyükşehir belediyesinin bayrak flaması da sağda.
Antalya’dan festivale gelmiş dostlarımızdan Nafiz Sağdur kapşonunu başına geçirmiş. Başının üzerinde parlak ay ile birlikte çekiyorum.
Nafiz’in yüzü karanlıkta görünmüyor, sanki uzaydan gelmiş yaratık gibi ortalıkta dolaşıyor. Başının üstündeki ay da gecenin karanlığında daha da parlak görünüyor.
Güneş batınca yaylanın serinliğinden çok soğuğu kendisini hissettiriyor. Üzerimize kalın bir şeyler giyip sahnenin önünde toplandık. Burada varillerde odunlar yanmaya başlayınca ateşin etrafında oturup ısınmaya çalışıyoruz. Solda içinde ateş yanan varilden alevler çıkarken Pınar duruyor. Evli olan Nevin ve Hüseyin Garip çifti de birbirlerine sarılmış ısınmaya çalışıyor.
Antalya dan gelmiş olan dostum Şirin Baba gülerek poz veriyor. Başında şapkası, gözünde gözlüğü sakalsız Şirin baba, Ceyhun Altın varildeki sıcaklıktan faydalanıyor.
Varil sanki ateş yiyen bir canavar gibi yalımlar saçarak yanıyor. Alevlerin kızıllığı ortalığı aydınlatırken yakından bir poz çekiyorum. Uçları kızıla dönmüş sarı renkli alevler.
Dışımızı varilde yanan ateşten ısıtırken içimizi de bol sıcak çay içerek ısıtmaya çalışıyoruz. Soğuk anca böyle def edilir.
1.5 Metre boyda renkli neon lamba harflerden büyük olarak Erciyes yazılmış. Harflerin rengi yeşil, sadece Y harfi kırmızı renkte. Gece karanlığında ışıl ışıl parıldıyor.
Kayserili bisikletçi olan Hamdi yanımıza gelip kahve pişirmeye başladı. Kocaman cezvesinde gaz tüpü ile kahve pişirip bize ikram etti. Sonunda bana rakip birisi çıktı. Ağzında sigarası, elinde cezveden fincanlara kahve dökerken bir poz çekiyorum.
Alevler sönesiye kadar oturduk varillerin başında. Vücudumuz iyice ısındı, soğutmadan çadırlara gidip uyku tulumunun içe girmeli diyerek çadırlara dağıldık. Bu gece dünkü gece gibi soğuk değil. O yüzden üşümeden uykuya daldım mışıl mışıl.
Bu gün yaptığımız yol yaklaşık 25 Kilometre civarı.
Aşağıda yaptığımız yolun haritası