Aylık arşivler: Kasım 2016

4. AzBilinenAntikKentlerTuru Sonrası

13 Mayıs 2015 Çarşamba

16 Mayıs 2015 Cumartesi

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

güneşin olsun gönlünde

kar bile yağsa, ya da fırtına olsa

gök bulutlarla ve dünya kavgayla dolsa

güneşin olsun gönlünde

o zaman gelsin ne gelirse

doldurur ışıklarla en karanlık gününü

bir şarkın olsun gönlünde

sevinçli ezgilerde

seni günlük tasalar boğsa bile

bir şarkın olsun dudaklarında

o zaman gelsin ne gelirse

yardım eder atlatmaya en yalnız gününü

başkaları için de bir diyeceğin olsun

tasada ve bunalımda

ve seni mutlu edecek her şeyi söyle onlara da

bir şarkın olsun dudaklarında

yitirme sakın cesaretini

güneşin olsun gönlünde

ve her şey iyi olacak…

İlkay Akkaya

 

Öne çıkan görsel, çocuklar ve veliler, grup olarak İzmir saat kulesinin önünde poz vermiş halde resimlerini çekiyorum. Saat 11:15.

20150516_145527

Tadına doyamadığımız Az Bilinen Antik Kentler Bisiklet Turu bitmişti bitmesine ama aklımız Yunt dağlarındaki Köseler köyündeydi. Köyün çocuklarına sürprizlerimiz henüz bitmemişti. Kuşun kanadındaki düşünceler aklımızda. Yeni fikirler belirdi minik yürekler için, bir karne hediyesi gibi.

Turdan bitimi biraz dinlendikten sonra ABAK gönüllüleri olarak hem turu değerlendirme adına hem de oluşan yeni fikirlerimiz hakkında görüşleri toparlayıp nasıl hayata uygularız diye İnciraltı kent ormanında toplanmaya karar verdik. Vapur direğinde bir martı konmuş, üstünde uçan diğer martıya doğru bakıyor.

20150502_151054

Herkes kendi yiyeceğini, içeceğini getirip piknik yapılacaktı. Bana düşen semaverde çay demlemek. Kimi mangal, kömür getirecekti. Ben KUZ ile birlikte kıytırığa semaveri, çaydanlık ve yakacak odun ile birlikte yiyeceğim miktarda zerzevatı yükleyip kent ormanına gelerek hazırlandım. Bisikletim KUZ ve kıytırık, deniz kenarında. Arkadaki piknik masasında semaver görünüyor.

20150504_174919

Mangal yakıldı, semaverde odun ateşi ile çay demlendi. El birliği ile akşam yemeğini yedikten sonra o gece Dolunay’ın muhteşem doğuşunu izlemeye başladık. Cep telefonum ile digital zoom yaparak pek yakından olmasa da çekiyorum parlak olarak. Ay parlak şehir ışıklarının üzerinde çıkmış, üstündeki buluta bir parçası girmiş durumda.

20150504_204532

Ay yavaş yavaş doğuda yükselmeye başladı. Bunu izlerken yapacakları da konuşmaya başladık. Yunt dağlarındaki Köseler köyünde öğrencilere dağıttığımız bisikletleri kontrol etmek ve arızalı olan eski bisikletleri onarmaya gidecektik. Bunun için bir ekip oluşurduk. Ekipte Tolga Ayzit, Mert Ardar ve ben varım. Araba ile günübirlik alet edevat ile köye gidip gelecektik. Diğer bir konu ise çocuklara karne hediyesi olarak bir gezi yapacaktık. Köyün çocuklarını alıp doğal yaşam parkındaki hayvanat bahçesini görmek. Henüz vapura binmediklerinden körfezde vapura binmek. Vapurdan martılara ekmek atmak. Ardından Konak meydanındaki saat kulesinin etrafında güvercinlere buğday atıp kuşların uçuşmalarını izlemek. Son olarak ta Varyantta bulunan Ümran Baradan oyuncak müzesini gezip görmek. Bunları iyice konuşup bir program çerçevesinde detaylandırdıktan sonra yükselen ayın ışığı altında evimizin yolunu tuttuk.

20150504_211158

13 Mayıs Çarşamba günü Mert, Tolga ile birlikte arabayla Köseler köyüne sabahtan vardık. İlk defa köye araba ile geliyorum, benim için ilginç bir durum. Şimdiye kadar hep bisiklet ile geldiğimden bana garip bir durummuş gibi geldi. Neyse daha önce köy Muhtarı ve Hatice Öğretmene haber verdiğimizden çocuklar bisikletleri okula getirmişler bile. Avluda yere yatırılmış bisikletler.

20150513_121023

Arızalı olan Bisikletleri ayırıp getirdiğimiz malzemelerle onarmaya başladık.

20150513_121126

Turda Aliağa’dan köye kadar bizi takip eden köpek te yanımıza geldi. O gün köyde bıraktığımız iyi olmuş. Yara olan ayakları iyileşmiş, çocuklar iyi beslediklerinden kendini toparlayıp kilo bile almış. Çocuklar ismini SÜTLÜ koymuş, güzel bir isim. Köpek dişi olduğundan bu isim akıllarına gelmiş. Çocukların sevgisinden olacak yılışarak yanımızda dolaşmaya başladı.

20150513_123824

Bisikletleri tamir ettikten sonra çocuklarla birlikte resim çekildik. Bu çocuklar bir harika, neşe içinde bisikletleri ile birlikte poz veriyorlar.

20150513_141817

Bizler de onların bu neşesine ortak oluyoruz.

20150513_141839

Okulun etrafında turlar atılmaya başlandı. Bisiklet onlara bambaşka bir yaşam sevinci vermiş. Bisikletin verdiği özgürlük, kendi rüzgarını hissetmenin zevkini onlar da öğrenmiş.

20150513_145304

Çocukların sevinci bizim gururumuz oldu. Bizler de onların sevincine ortak olarak katkıda bulunmakla iyi bir şeyler başardığımızı düşünüyorum. Bu mutluluğu her yerde yaşayamayız.

Hatice Öğretmen ve çocuklarla vedalaşıp İzmir’e doğru araba ile yola çıktık. Cep telefonumda ki navigasyonu açarak yol tarifi programını çalıştırdım. Rotayı belirledikten sonra Manisa üzerinden İzmir’e kadar yol tarifi yaptı sağa dön, sola dön, 500 metre ileride kavşak var, 70 Km hızla git diye habire uyardı bir kadın sesi. Demek ki hat olmasa da yolu kaybetmeyeceğim bundan sonra. Bunu öğrendiğim iyi oldu. Mert bahçe duvarında bağdaş kurmuş oturuyor. Tolga ise bahçe içinde, ayakta duruyor.

20150513_145521

Sabah; bir yeni dünya gibi geliyorsun;

Öylesine süslü, öylesine sadesin ki..

Sen o kadar güzelsin ki sabah,

O kadar güzelsin ki.

Özdemir Asaf

16 Mayıs Cumartesi günü sabah 05:00 te Dünden aldığım 15 adet bayat ekmek ve 5 kilo buğdayı bisiklete yükleyip evden çıkarak Konak meydanına vardım. Yolda hemen hemen hiç araç yoktu, herkes derin bir uykudaydı. Araç olmadığı için en iyisi bisiklet. Konak meydanında saat kulesine vardığımda kimseler yoktu, hatta güvercinler bile gelmemişti. İlk defa böyle sakin, sessiz ve kimsenin olmadığı zamanda buradayım. Sabahın bu huzurunu doya doya yaşadım ilk defa. Bisikletim KUZ saat kulesinin önünde park etmiş. Saat kulesinin ışıkları alaca karanlıkta yanıyor. Saat 05: 46.

20150516_054732

Gün ağarmaya başlayıp ortalık aydınlanınca beni gören güvercinler gelmeye başladı. Akşamdan kalan buğday tanelerini yemeğe başladılar. Kulenin saati 05:47 gösteriyor. Henüz ortalıkta kimseler yok.

20150516_054746

Belediyenin bize verdiği otobüs ile Köseler köyüne vardık. Hatice Öğretmen, çocuklar ve bir kaç veli bizleri bekliyordu okulun bahçesinde.

20150516_085604

Sütlü de bizleri karşılayanlar arasındaydı. Neşe içinde etrafımızda dolanıp durdu yılışık şey…

20150516_085651

Köpeği seviyoruz, o da kendini sevdiriyor. Otobüs park etmiş binmemizi bekliyor yolda.

20150516_085710

Çocukları otobüse bindirip yerleştirdikten sonra ilk gezeceğimiz doğal yaşam parkına doğru hareket ettik. Olcay Ormankıran önde oturmuş, Hatice Öğretmen de biraz arkada. Çocukların boyu kısa olunca pek görünmüyorlar.

20150516_090131

Çocukların neşesi tüm otobüste yankılanıyor. Ben ortada ayakta dururken Olcay da otobüsün içini çekiyor.

20150516_090151

Ben de otobüsün en arkasına oturdum. Arkadan ön tarafı çekiyorum.

20150516_090637

Okulda olsun, otobüste olsun en arka yerler her zaman en eğlenceli yerler olur. Yaşamım boyunca bunu öğrendiğimden her zaman arka sıraları tercih etmişimdir. En arkada Öğrenci velisi bir kadın ve dört Öğrenciyi çekiyorum.

20150516_091310

Okulun en yaramazları, yaşça ve boyca en büyükler arkada toplaşınca şarkılar, türküler başladı. Altı çocuk ve ben çekiliyoruz.

20150516_094856_HDR

Sonrasında kendi aralarında çocuk oyunları oynanmaya başladı. Karşılıklı el çırpma oyunu oynuyorlar.

20150516_095242

Şarkılar, türküler, oyunlar. Derken bir de baktık ki doğal yaşam parkına varmışız bile. Nasıl geldiğimizi anlamadık. Hep birlikte otobüsten inip sıralı olarak parkın içine girmeden henüz sabah kahvaltısı yapmamış çocuklara kahvaltılık kumanya vereceğiz. Otobüs tutmasın diye aç karnına bindirdik. Yolculuğa pek alışkın olmayan çocukların bir kaçı otobüs tuttu. Artık olacak o kadar deyip önceden hazır olan poşetler işimizi gördü. Köye sadece Olcay ve ben gidip çocukları almıştık. Diğer gönüllü arkadaşlar doğal yaşam park girişinde bizlerle buluştu. Çocuklar sıraya girmiş, kumanya almayı bekliyorlar.

20150516_103413

El birliği ile kumanyaları dağıttık sırayla. Kumanyamız bol, doymayana ikinci kumanyayı da verdik. Ayrıca güneş geçmesin diye birer şapka da verdik.

20150516_104034

Kumanyasını alan dörderli, beşerli banklarda oturup afiyetle yemeye başladı kahvaltılıklarını. Dört KIZ Öğrenci bankta oturmuş, İki kadın veli ise ayakta çocukların kahvaltı yapmalarına yardım ediyor.

20150516_104054

Diğer bankta ise altı erkek öğrenci sığmış durumda oturuyor. Başlarında bir kadın veli duruyor.

20150516_104143

Kahvaltı bitiminde toparlanıp hep birlikte bize beleş olan doğal yaşam parkına giriş yapıyoruz sırayla.

20150516_110004

Tuvalet girişte olduğundan ilk önce heyecandan, tuvaleti gelenler işini hallettikten sonra başlıyoruz hayvanat bahçesini dolaşmaya.

20150516_110212

Buraya ilk defa geldiklerinden meraklı gözlerle hayvanları gözlemeye başladılar.

20150516_110331

Daha henüz yaşamlarının başında yeni yerler, bilmediği hayvanları görmenin heyecanı ile büyük bir anı yaşıyorlar. Kim bilir bir daha ne zaman böyle gelip görecekler. Önlerinden, çocukları çekiyorum hayvanları izlerken.

20150516_110707_HDR

Dünyanın en büyük uçabilen deniz kuşu olan Pelikan kuşu da bir gözü ile gelen bu küçük insanları merakla inceliyor. Pelikanın başını yakından çekiyorum.

20150516_110803

Hep birlikte, sıralı olarak diğer hayvanların olduğu yere gidiyoruz.

20150516_110915

Bu da dünyanın en büyük uçamayan ve yüzemeyen deve kuşu. Dünyada uçabilen en büyük kara kuşu Toy kuşu ama burada bulunmuyor maalesef. Olsaydı iyi olurdu. Uzaktan deve kuşunu çekiyorum, alanı büyük.

20150516_111209

Hayvanları izleme çardağında insanlar daha yakından görüp resimlerini çekiyorlar.

20150516_111215

İzleme yerinden deve kuşunu daha yakından çekiyorum.

20150516_111256

Şimdi de Zebraları gözlemliyoruz. Zebralar biraz uzakta.

20150516_111341

En uzun boylu kara hayvanı Zürafa da izlediklerimizin arasında. Zürafaya göre yapılmış büyük bir şemsiyenin altında, gölgede zürafa dinleniyor.

20150516_112102

Heyecanlı, meraklı duygularla minik dostlarımız en güzel resimlerini çekiyor. Ben de onları…

20150516_112501

Aslanların olduğu yerdeyiz, Aslanlar pek ortada görünmüyor.

20150516_112518

En küçük bisikletçi minik bisikleti ile bizimle tur atıyor. Başında mor ABAK buffu ve mavi bisikleti, ağzında lolipop şekeri ile poz veriyor.

20150516_112618

Uçan yırtıcı kuşların bulunduğu yere geldik. Kuşların alanı geniş ama özgür değiller. Uçabildikleri mesafe 20 metre bile değil. O yüzden taşlara tünemiş durumda izleyebiliyoruz.

20150516_113823

Midilli atlar da minik gözlerin hedefinde.

20150516_114523

Erkek çocuk odun çitin üzerinden Midilli atlarına bakıyor. Kim bilir ne hayaller kuruyordur. Kırlarda, atın üzerinde rüzgarla yarışıyordur dört nala.

20150516_114614

Güney Amerika’nın devesi Lama. Yerde oturmuş.

20150516_114654

Göç edemeyen, kolu kanadı kırık hacı Leylekler. Gerçi kaçmasınlar diye üzerleri file ağ ile kapatılmış.

20150516_115128

Bildiğimiz deve, neresi doğru ki? İki tane deve duvar dibinde dinleniyorlar.

20150516_115632

Hava sıcak, çocuklar biraz dinlenmeli diyerek kafeteryaya oturup su ve dondurma ikramı yapıyoruz. Dolaş dolaş nereye kadar, alan epey büyük olunca bizler de yorulduk haliyle.

20150516_120302

Diğer masada dondurma yiyen çocukları da çekiyorum.

20150516_120310

Kafeteryayı kapladık sayılır, kalabalık olunca, hemen hemen tüm masalarda biz varız.

20150516_120326

Olcay tüm masaları kontrol ediyor ayakta.

20150516_120335

Bir süre dinlendikten sonra tekrar gezimize devam ediyoruz. Midilli atları ve kara koyunlar aynı yerdeler.

20150516_122533

Hayvanat bahçesinin hatıra resim panosunda hayvanlarla beraber tüm çocukları ikişer ikişer çekilmeye başladı. Ben de çekiyorum sırayla. Panoda iki delik var, başlar buradan çıkıyor. Resim olarak; zürafa, maymun, aslan, zebra, fil ve bir tane kuş var.

20150516_122704

İki kişiyi çekiyorum.

20150516_122733

Diğer iki kişi geçiyor.

20150516_122741

İki kız çocuğunu çekiyorum.

20150516_122753

İki erkek çocuk poz veriyor.

20150516_122810

Diğer iki erkek çocuk poz veriyor.

20150516_122824

Bu kez bir kız, bir oğlan başını gösteriyor.

20150516_122837

İki erkek çocuk.

20150516_122840

İki kız çocuk.

20150516_122854

İki kız çocuk.

20150516_122903

Bir erkekle, bir kız çocuk.

20150516_122914

İki kız çocuk.

20150516_122925

İki erkek çocuk.

20150516_122950

Bu kez de anneler poz veriyor.

20150516_123049

Biraz de bizim bisikletçi kızlar poz veriyor.

20150516_123035

Veliler poz veriyor.

20150516_123132

Tolga ile ben poz veriyoruz.

20150516_123148

Bir erkek, bir kız çocuk poz veriyor.

20150516_123109

Bu kez sadece solda bir kız çocuğu poz veriyor.

20150516_123114

Bisikletçilerden bir kız, Tolga ile poz veriyor.

20150516_123024

Bizlerden iki kişi, biri kız, biri erkek poz veriyor.

20150516_123010

İki kız çocuğu.

20150516_122938

İki kız çocuğu.

20150516_122928

Pano önündeki resim çekilme olayı sonunda bitiyor. Keçi olmazsa olmaz hayvanat bahçesinde. Siyah tüylü keçiyi çekiyorum.

20150516_123254

Arkadaşım eşek te buradaymış.

20150516_123308

Sıcak iyice bunalttı, ağaçların gölgesinde biraz oynayalım dedik. Bariyer altından geçmek için uygun. Hep beraber sırayla bariyerin altından geçiyoruz. Oyuna Olcay başlıyor ilk olarak. Arkasında sıraya girmiş erkek çocuklar duruyor. Oyuna sadece erkek çocuklar katılıyor.

20150516_124824

Erkek çocuk bariyer demirinin altından geçerken.

20150516_124834

Şarkı eşliğinde sırayla diğer çocuklar geçmeye başlıyor.

20150516_124841

Erkek öğrenci geçerken.

20150516_124845

Kimisi çömelerek geçiyor.

20150516_124850

Kimisi de belini kırıp geçmeye çalışıyor.

20150516_124853

Bariyer altından geçen çocukları Olcay gözetiyor düşmesinler diye.

20150516_124857

Çocukların eğlencesi hepimizi mutlu ediyor. Erkek öğrenci geçerken alkış tutuyoruz.

20150516_124900

Sadece erkeklerin oyunu değil ki! Kız öğrencilerden biri cesaretle bariyere yaklaşıyor.

20150516_124903

Ve çömelerek geçiyor, geçerken de neşesi yerinde, gülümsemesi eksik değil yüzünde. Tam olmasa da başardığına inanıyor.

20150516_124904

Erkek öğrenci cesaretle bariyere yaklaşıyor.

20150516_124907

Eğlence iyi oldu çocuklar için, kaldığımız yerden gezimize devam ediyoruz.

20150516_125650

Maymunları da bakmak gerek. Maymunların olduğu bölüme geldik.

20150516_125930

Maymunun birisi yere yatmış boylu boyunca.

20150516_130000

Maymunlara yiyecek verilmemesi için camlı bölmelerle kapatmışlar. Görebilmek için küçük pencere yeterli gelmiyor. Biz kalabalık olunca pencereye sığmıyoruz. Meraklı gözler görmek istiyor.

20150516_130100

Karadaki en iri hayvan Fil.

20150516_130623

Tropikal bölgeye geldik. Burası sıcak ve nemli, içindeki hayvanlar böyle ortamlarda yaşadıkları için gerekli. İçinde tropikal bitkiler ve ağaçlar dikilmiş.

20150516_131020

İlk sırada camlı bölmelerde sürüngenleri görüyoruz; Yılanlar, dünyanın çeşitli bölgelerinden getirilmiş rengarenk, desenli irili ufaklı.

20150516_131137

Çanak gibi oyukta yılan kıvrılmış durumda.

20150516_131224

Hindistan da yılanların ayrı bir yeri var. Aşağıdaki yılan öyle bir şekilde duruyor ki Hint alfabesinde G harfi almış. Bu durumda Hint ve uzak doğu dilleri yılanların şekline göre harfler belirlenmiş gibi geldi bana. Krem renkli yılan, kalın gövdesini C harfi gibi yapıp kuyruğu ve başını C’nin uçlarında halka yapıp iç kısmında birleşip dışa doğru durmuş. B harfine de benziyor.

20150516_131346

Kocaman yarasalar ayakları ile ağlara asılmış baş aşağı duruyorlar. Gündüz uyuyup gece avlanırlar yarasalar ama her tarafı ağlarla çevrili yarasalar nasıl uçup yiyecek toplayacaklar belli değil.

20150516_131401

Devasa iguana ellerini ayaklarını salmış aşağı tembel tembel duruyor. Zaten yapacak işi yok ki! Sırtında dikine çıkıntıları hayvanı korkutucu gösteriyor.

20150516_131501

Toprak renginde, ikisi büyük, biri daha küçük üç tane kertenkele.

20150516_131534

Yılan, ağaç kütüğünde dolanmış, uyuyor.

20150516_131556

Kertenkele ortamdaki renge bürümüş, dikkatli bakmazsan fark edemezsin.

20150516_131614

Sonunda yılanın biri hareket halinde kendini gösteriyor.

20150516_131639

Siyah yılanın sırtında ince şerit beyaz rengi ile dikkati çekiyor. Yılan tam ortasından, 180 derece dönüp kuyruğu ile kafası aynı boya gelmiş.

20150516_131649

Sürüngenler bitince diğer bölümlere gidiyoruz.

20150516_131815

Kırmızı tropikal balıklar havuzda yüzüyor. Çocuklar da balıkları gözlemliyor.

20150516_131904

Havuzda kırmızı balıklar yüzüyor.

20150516_131937

Havuzun duvarına cam konulmuş, yüzen balıklar arada gelip camlı bölmeden kendini gösteriyor. Balıkların çoğunluğu kırmızı renkte. Aralarında beyaz renkte olanlar var.

20150516_132001

Timsah ta kendini nehirde zannediyor. Öylece avını bekler gibi hiç kımıldamadan havuzun dışında.

20150516_132033

Devasa bir kaplumbağa. Kabuk üzerindeki halkalara bakılırsa çok genç bir kaplumbağa, hatta çocuk bile sayılır. Ama devasa boyutta.

20150516_132311

Bisikletli küçük dostumuz yorulmuş, babasının omuzunda geziye devam ediyor. Rahatı iyi.

20150516_132316

Yarasalar tekrar karşımıza çıktı.

20150516_132636_HDR

Sonunda Aslanları camlı bölmeden görebildik.

20150516_133016

Kısa süre de olsa aslanları görmek bizi sevindiriyor.

20150516_133121_HDR

Solda erkek, sağda dişi aslan yere oturmuş.

20150516_133419

Hayvanat bahçesi gezimiz bitti, kapıya doğru yürümeye başladık.

20150516_133657

Otobüse binip hayvanat bahçesinden ayrıldık. Bostanlı vapur iskelesine varınca gişelerin önünde beklemeye başladı çocuklar. Kent kartlara para yükleme işi biraz uzun sürüyor.

20150516_141850

Çocuklar heyecanlı, çoğu vapura ilk defa binecek.

20150516_142147

Vapura bindik sonunda. Vapurun üst güvertesinde, dışarıdayız, Çocukları yandan çekiyorum korkuluklara tutunmuş halde.

20150516_142921

Çuvaldaki bayat ekmekleri yarımşar bölüp çocuklara veriyorum. Onlar da ekmekten lokma koparıp uçuşan Martılara atıyor.

20150516_143954

Konak iskelesine yanaşmaya başladı vapurumuz. Çocuklar önümde, kıyı ve Kadifekale tepesi görünüyor. Her tarafta bina var.

20150516_144540

Vapurdan inip İzmir’in sembolü Saat kulesinin önüne gelip resim çekiliyoruz hep beraber. Saat üçe beş var. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

20150516_145527

Sıra geldi güvercinlere yem atmaya. 5 Kilo buğday almıştım, çocuklar birden avuçlayıp güvercinlere atmaya başladı. Buğday kısa sürede bitti

20150516_145632

Güvercinlere buğday atan çocuklar.

20150516_145755

Torbadan avuç, avuç buğday alan çocuklar.

20150516_145855

İzmir Büyükşehir Belediyesi çocukların gezisi için bize otobüs ve kumanya vererek destek sağladı. Kuşlara yemleri attıktan sonra Belediyenin merdivenlerine doğru giderek oturduk.

20150516_150126

Çocukların neşesine diyecek yok, hepsi sevinçli, mutlu daha yeni başlayan yaşamlarında ilk defa bir gün içinde bir çok şeyi görüp yaşamışlardı. Onların bu sevinci beni de mutlu ediyor. Henüz sürprizlerimiz bitmedi. Çocuklar ve Olcay kollarını havaya kaldırıp neşe içinde yürüyorlar.

20150516_150131

Çocukların en sevdiği dondurma ile ödüllendirmek gerek. Dondurmalar, merdivenlerde oturup kaşık kaşık afiyetle yendi.

20150516_150425

Belediye binası ve merdivende oturmuş çocukları çekiyorum.

20150516_150452

Elbette çöpleri çevreye atmadan poşetlere topladık. Çocuklarla birlikte elçek resim çekiyorum.

20150516_150747_HDR

Dondurma yenirken bir süre de dinlenmiş olduk. Sonrasında otobüse binerek Varyanta çıkıyoruz. Varyanttan Konak tarafını çekiyorum.

20150516_153522

Varyant ta bulunan özel Ümran Baradan oyuncak müzesine geldik. Çocukların oynayıp büyüdükleri oyuncakları göreceğiz. Doktor Serhat bizleri Oyuncak Müzesinin önünde, kucağında bir çocuk ile karşıladı. İkisi de mutlu, yüzlerinden belli.

20150516_161944

Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
dünyayı çocuklara verelim
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler

Nazım Hikmet Ran

Oyuncak Müzesinin daha girişinde yaramaz çocuklar bizleri karşılıyor. Kimisi korkuluklarda cambazlık yapıyor. Bir ayağı korkuluk demirinin üstüne atmış, yaramaz çocuk heykeli.

20150516_154116

Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini som somut görüp şaşsınlar
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler

Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar

Aziz Nesin

Kimisi de ağaçlara tırmanma telaşı içinde. Saklambaç oynayan çocuk, ağaca kolunu dayayıp sayıyor. Bir çocuk ta ağacın gövdesinde tırmanmış sayı sayan çocuğun üstünde duruyor.

20150516_154128

Oyuncak Müzesinin kapısında kahramanımız Olcay tüm çocuklar içeri girdikten sonra mutlu bir poz veriyor gülüşüyle.

20150516_154135

Ve başlıyoruz Müzeyi gezmeye. Müzede çeşit çeşit oyuncaklar, çocukken kendi yaptığımız oyuncaklardan başka dünyanın her yerinden değişik, yöresel, ilginç oyuncaklar var. Ben de hepsini tek tek çekmeye başladım. Bronz çocuk heykeli.

20150516_154145

Bina içinde çocuklar nereye bakacaklarını şaşırmışlar.

20150516_154154

Çocuklar oturmuş, veliler ayakta poz veriyorlar.

20150516_154247

Bebek arabasında uyuyan oyuncak bebek.

20150516_154343

Oyuncak, peluş kediler ağaç dallarına konulmuş.

20150516_154354

Çeşitli küçük oyuncaklar.

20150516_154505

Pamuk Prenses ve yedi cüceler.

20150516_154513

Kurbağa, kendisini öpecek Prensi bekliyor gibi.

20150516_154521

Camekanda çeşitli hayvan oyuncaklar sergilenmiş.

20150516_154525

Demirden yapılmış bisiklet, Ön tekerleği büyük, arka tekerleği küçük.

20150516_154537

Küçük oyuncak köylüler, sofra başında oturmuş bir şeyler yapıyorlar. Bir kadın da eşeğe yük bağlıyor.

20150516_154543

Minyatür köy odası, bir tane kadın oyuncak ayakta bekliyor.

20150516_154553

Oyuncak köylüler.

20150516_154603

Minyatür, üç katlı ev. Yanında da evden büyük kız oyuncaklar.

20150516_154605

Kızlar tahterevalliye binmişler usulca oynamaktalar.

20150516_154612

Oyuncak insanlar, minyatür ev, evin üzeri kiremit kaplı.

20150516_154617

Oyuncak bebekler, renkli kıyafetler giydirilmiş.

20150516_154650

Geleneksek kıyafetler giymiş bez oyuncaklar.

20150516_154701

Oyuncak ev ve eşek arabası.

20150516_154704

Çeşitli boyda oyuncak bebekler.

20150516_154714

Mısırlı kadın heykeli, ellerini kovaya daldırmış.

20150516_154724

İki oyuncak kız bebek, kıyafet giydirilmiş.

20150516_154739

Erkek çocuğunun yanağını öpmeye çalışan kız çocuğu.

20150516_154743

Oyuncak kayıklar.

20150516_154749

Oyuncak itfaiye arabası, otobüs ve otomobil.

20150516_154759

Oyuncak motor, otomobiller ve bisiklet.

20150516_154811

Birdir bir bile oynuyor yaramazlar.

20150516_154917

Boksör, bebek ve otomobiller.

20150516_154957

Kargalar, sakın anneme söylemeyin!
Bugün toplar atılırken evden kaçıp
Harbiye nezaretine gideceğim.
Söylemezseniz size macun alırım,
Simit alırım, horoz şekeri alırım;
Sizi kayık salıncağına bindiririm kargalar,
Bütün zıpzıplarımı size veririm.
Kargalar, ne olur anneme söylemeyin!

Orhan Veli Kanık

Bizler meşe deriz yuvarlak renkli cam bilyelere. Kimi yerde Cincibir, Zıpzıp. Yere çömelmiş bir çocuk meşe oynarken.

20150516_155001

Oyuncak sobalar, bir tarafta Lorel ve Hardi oyuncakları. Çizgi film karakteri fare ve köpek.

20150516_155014

Oyuncak çocuk, etrafında küçük oyuncaklar.

20150516_155017

Oyuncak mutfak tezgahı, temizlikçi kadın elinde sopalı süpürge tutuyor. Bebek ve buzdolabı.

20150516_155038

Basmacı dükkanı, arkada raflı dolap, önünde tezgah ve kadın tezgahtar.

20150516_155041

Değişik bir Sek Sek oyunu. Sek sek oynayan çocuk heykeli.

20150516_155105

Uçurtma zamanı bahar aylarında olur. Uçurtma ipleri elinde çocuk heykeli. Ayakları dibinde iki oyuncak tavşan kıyafet giydirilmiş.

20150516_155119

Oyuncak bebek, bebek arabası ile. Yanında iki tane oyuncak bebek var.

20150516_155126

Minyatür mutfak ve dükkan.

20150516_155130

Oyuncak bebekler ve arabalar.

20150516_155134

Tezgahı önünde olan minyatür dükkan ve bez bebek.

20150516_155138

Karton kutu içinde on taneden fazla bez bebekler sıralanmış.

20150516_155151

Savaş sahnesini canlandıran minik heykeller.

20150516_155156

Oyuncak dönme dolaplar.

20150516_155159

Deniz kıyafeti giymiş, kadın ve erkek oyuncak.

20150516_155201

Vitrin dolabı ve oyuncak bebek.

20150516_155206

İki katlı ev maketi, içi görünüyor. İçindeki eşyalar da yerli yerinde.

20150516_155213

Pamuk Prenses ve yedi cüceler ormanda.

20150516_155218

Küçük heykeller.

20150516_155221

Çatı katındaki odada, masa ve sandalye, dinlenen bebek.

20150516_155226

Çizgi film karakteri oyuncak.

20150516_155228

Kızlar İp atlamadan duramaz ki! İp atlayan kız çocuğu heykeli.

20150516_155232

Çeşitli boyutta uçaklar.

20150516_155235

Otobüs ve otomobil oyuncaklar.

20150516_155242

Kovboy filmlerindeki at arabalarının oyuncağı yapılmış.

20150516_155256

İki katlı, beş odalı evin içi.

20150516_155258

Oyuncak bebek, çamaşır makinesi ve minyatür ev.

20150516_155320

Oyuncakların sergilendiği camekanın diğer tarafındaki çocukları çekiyorum. Dikkatleri oyuncaklarda, benim resim çektiğimin farkında bile değiller.

20150516_155330

Oyuncak kale ve küçük oyuncaklar.

20150516_155333

Küçük oyuncak arabalar, benzin istasyonu içinde ve üzerinde.

20150516_155340

Çeşitli boyda oyuncak arabalar.

20150516_155337

Oyuncak trenler ve vagonlar.

20150516_155350

Oyuncak tahta at.

20150516_155356

Oyuncak tahta kamyonlar ve bez bebek.

20150516_155358

Peluş oyuncak hayvanlar.

20150516_155410

Ejderhanın kafasında ittiren birini, arkasındaki yere yatmış, ayakları ile kıçından ittiriyor.

20150516_155417

Oyuncak askerler.

20150516_155424

Oyuncak arabalar.

20150516_155432

Savaşan oyuncak askerler.

20150516_155503

Oyuncak roket ve robotlar.

20150516_155508

Kızılderili köyü ve kovboy.

20150516_155513

Oyuncak itfaiye arabaları.

20150516_155527

Minyatür ağıl ve koyunlar.

20150516_155551

Karagöz – Hacivat perdesi ve karakterleri.

20150516_155607

Deriden yapılmış Hacivat – Karagöz karakterleri hayvan gövdeli.

20150516_155627

Hacivat – Karagöz perdesinin diğer karakterleri.

20150516_155631

Hacivat -Karagöz karakterleri.

20150516_155634

Perdelerde gördüğümüz Hacivat – Karagöz karakterleri deriden yapılmış, üzeri renkli boyalarla karakterlere canlılık vermişler.

20150516_155641

Başka karakterler.

20150516_155658

Değişik Hacivat – Karagöz karakterleri.

20150516_155702

Karakterlerin deri üzerine yapılış teknikleri. Ham deriye çizilmiş karakterler yarım. Efe karakteri de altta.

20150516_155709

Hacivat – Karagöz oyununda kullanılan def ve çubuklar.

20150516_155719

Ve oyuncak Müzesi gezimiz de bitiyor. Çocuklarla beraber onların sevinçlerine katılarak güzel bir gün geçti. Olcay bu geziden mutlu.

20150516_155857

Güzel bir günün ardından çocukların gözlerindeki sevinç parıltılarına bakarak otobüse bindirip köylerine doğru uğurladık.

Çocuk olmak güzeldi, ara sıra çocukluğa dönmeli insan. Bu kısacık ömrümüzde zaman hızla geçiyor. İş, dünya telaşı göreceli olan zamanı stres ile birlikte büküp günlerin hızlı tükenmesine neden oluyor. Oysa sabah evden çıktığımdan beri sanki bir hafta geçmiş gibi. Çocukların dünyasına öyle bir dalmışım ki zaman geçmek bilmedi bir türlü. Ama bana çok uzun bir süre geldi. Çocuklar otobüse binip gittiğinde bunu anlıyorum.

Affan Dede’ye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var, ne adım;
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiçbir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden.

Bu bahar havası, bu bahçe;
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce,
Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim;
Hiç bitmese horoz şekerim!

Cahit Sıtkı Tarancı

4. AzBilinenAntikKentlerTuru 4.Gün

26 Nisan 2015 Pazar

Dikili – Çandarlı – Aliağa – İzmir

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

Kuşlar

“Ölümlülere mevsimleri biz bildiririz

Baharı, kışı, sonbaharı biz söyleriz onlara ekimi

Turna kuşu gagalayarak göç ederken Libya’ya;

Gemicileri de uyarır o

Seferi bıraksınlar, yatıp uyusunlar diye…

Sonra çaylak çıkar ortaya ve bildirir yeni mevsimi

ve baharla koyun kırpıcısı işe başlar

sonra kırlangıç, yeniden gelişiyle, yün paltonuzu satmanızı ve kendinize daha ince bir gömlek almanızı söyler.”

Aristophanes,

 

Öne çıkmış olan görsel, Düz yontulmuş kayalıkta seki tane küçük pencere, biraz üstünde daha büyük pencere açılmış.

20150426_110406

Her sabah olduğu gibi kalk faslı zahmetli olsa da herkesi uyandırıyorum. Tüm gece boyu yağan yağmurun sesiyle uyumak nefisti. Epeyce eskimiş olan çadırım fermuar kısmından su almış. Uyku tulumunun ayak kısmı ıslandı sadece. Demek ki yeni bir çadır almanın zamanı geldi. Öyle ıslak topladım uyku tulumunu, çadırı ve matı. Nasıl olsa akşama evdeyim, asar kuruturum. Toparlandıktan sonra kahvaltı yapıyoruz hep birlikte. Kahvaltının ardından katılımcıların hazırlanıp yola çıkmaları için uyarmaya başladım. En son kişi yola çıkarıp, etrafta unutulan herhangi bir şey olup olmadığına baktıktan sonra ben de yola çıkıyorum. Dikili çıkışında rampa başlangıcında birisinin kenarda durduğunu görünce ne olduğunu sordum. Zincir kırılmış, aparatı da olmadığı için beni beklemiş. Hemen alet edevatı çıkarıp zinciri onardıktan sonra arkadaşı yola çıkardım. Az ilerde de arka aktarıcı kulağı kırık bir bisiklet daha bekliyordu. İzmir den Ata arkadaşımız, yol bisikleti arkasında römorku vardı. Zorlamış olacak ki aktarıcı kırılmış. Elde kulak olmadığı için yapacak bir şey yok. Ata dolmuşa binip Aliağa dan arabasını alıp bisikletini ardımızdan getirecek. Yanında bir kişi kaldı bisikletin. Sabah sabah iki arıza birden, umarım başka olmaz. Benim yapacak bir şeyim olmadığından yola çıkıyorum. Grubun iyice arkasında kaldım. Bakalım yetişebilecek miyim. Bastır bastır en arkada kalan bir kaç kişiye ulaştım sonunda.

20150426_100102

İlk hedefimiz Deliktaş köyü ve bir süre sonra vardık köye. Köy yoldan 3 Kilometre yukarıda. Bakalım nasıl bir köy.

20150426_105006

Köyün sol tarafında kayalık bir yerde arkadaşları görüyorum bir kayanın üzerinde. Bisikletleri köyün kıyısında yol kenarına bırakıyoruz. Bundan sonra yayan gideceğiz.

20150426_110015

Yürüyerek kayaların dibine geldik, millet kayanın tepesinde oturmuş resim çektiriyor.

20150426_110327

Burada her hangi bir arkeoloji çalışması yapılmadığından geçmiş tarihi pek bilinmiyor. Büyük kütleli kayalar oyulup tapınak ve Tanrılara kurban adamak için çeşitli yapılar yapılmış. Duvar gibi düz yontulmuş kayada sekiz tane küçük, bir tane daha yukarıda büyük pencere oyulmuş. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

20150426_110406

Kayalar düz duvar gibi oyulup işlenmiş.

20150426_110508

Etrafı gezip incelemeye başlıyoruz.

20150426_110512

Rehberimiz Taylan hoca bizlere burası ile ilgili kısa bilgi veriyor. Gerçi pek tarihi bilinmese de anlatılacak bir konu mutlaka vardır. Daha çok Tanrılara kurban kesme törenleri ve hangi hayvanlar Tanrılara kurban edilirdi.

20150426_110517

Deliktaş Kutsal Alanı Yeri:

İzmir ili Dikili ilçesine bağlı olan Deliktaş Köyünün sırtında bulunan iki alana dağılmış olan kalıntılardır. Bu kutsal alanlar 1993 yılında İzmir 1 nolu Koruma Kurulu tarafından 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı ve 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescil edilmiştir.

Deliktaş Köyünde iki grupta değerlendireceğimiz alanların birincisi köye de ismini veren Deliktaş mevkiidir. Burasının örneklerini Kuzey Batı Anadolu’da sıklıkla gördüğümüz kaya sunağıdır. Diğer alan ise yerel halkın “Zindancık” olarak adlandırdığı Deliktaş Kutsal Alanıdır.

Kuzey Batı Anadolu kaya sunaklarından birisi de Deliktaş Kaya Sunağıdır. Benzerine Balıkesir ili Burhaniye ilçesi Dutluca Köyünde de rastlanmaktadır. Doğal kayanın buradaki adı da Deliktaş’dır.

Deliktaş Kaya Sunağı ise Deliktaş Köyünde öncül kutsal alan olarak değerlendirilmiş olmalı. Daha erken dönemlerde ise Zindancık olarak anılan Kutsal Alanın kült merkezi olarak kullanıldığını düşünüyoruz.

Deliktaş’ın büyük deliğinin köyü, ovayı ve uzaklardan da olsa Çandarlı Körfezi’ni –Elaitikos Kolpos- gören manzarası bir harikadır. Yine bulunduğu yerden Kane –Kara Dağ’ın doruğu görülmektedir.

Deliktaş’ın iki ana oyuğu vardır. Doğal yoldan oluşmuş olan bu dehlizlerin sonradan tıraşlanarak genişletildiğini düşünüyoruz. Bu iki oyuk “İkili Taht” yani “Ana Tanrıça ve Erkeğinin” tahtlarıdır. Dikili Kaya Sunağında da farklı boyutta iki katlı dairesel oyuklar mevcuttu. Fark bu alanda deliğin nerede ise bir mağara boyutunda var olması veya açılmış olmasıdır. Delikler doğu yönüne doğru bakmaktadır.

Deliktaş Kayalarında değişik boyutlarda hediyelerin koyulması için delikler ve oyukların çeşitliliği de dikkat çekicidir.

Bu alanın Sit statüsünde olmasına rağmen araştırılmış olmaması ise ayrıca dikkatimizi çekmiştir. Tarihsel olarak Cilalı Taş Dönemine kadar giden bu Kutsal Alanlar detaylı araştırmaları hak etmektedirler.

Zindancık tam olarak olmasa da Phokaia (Foça) Yolu üzerinde bulunan bir Pers Mezarı olan Taşkule ile benzerlikler göstermektedir. Taşkule doğal bir kayaya oyulmuş olan mezar grubudur. Zindancık ise kapısı kuzey yönüne bakan bir “Karanlık Oda” ve onun etrafında basamaklardan, kuyulardan, nişlerden, adak çukurlarından ve yine etrafa dağılmış kaya lahitlerinden, yontulmuş ve malzeme alınmış kaya oluşumlarından meydana gelmektedir.

Orijinal kayaya oyulmuş olan mezar odasının Phokaia Pers Mezarından daha erken bir döneme tarihlenebileceğini düşünmekteyiz. Tabi son sözü burada detaylı araştırmalar yapacak olan değerli bilim adamları söyleyecektir.

Zindancık diğer kalıntıları ile dikkat çekici. Karanlık Odanın hemen yanında basamaklarla çıkılan farklı iki kot bulunmaktadır. Mezarın üstüne gelen kot alanın hem en yüksek noktası ve tam bir tapınım alanıdır. Burada dikdörtgen, kare ve dairesel sunak çukurları ve hemen hemen odanın üstüne denk gelen sunak kuyusu bulunmaktadır. Merdivenlerden çıkınca daha düşük seviyedeki ikinci kotta ise orijinal kayaya oyulmuş sunak çukurları ve belki de kanlı ritüeller için açılmış kanallar dikkat çekicidir.

Bu alanın arkasında iki grup halinde yine orijinal kayaya oyulmuş odalar bulunmaktadır. Bu odalar kutsal bir alanda bu alanla ilgili tapınakların izleri olmalıdır. Büyük olan odanın kenarında içinden başka bir sarnıca da bağlı olan kuyu ağzı dikkatimizi çekti. İçinde keramik kırıntıları bulunan sarnıç, kayada izleri bulunan bir kapak ile örtülmekteydi. Bu sarnıca bağlı olan diğer sarnıca yapılan bağlantıyı Deliktaş köylüleri Deliktaş Kaya Sunağına kadar uzanan bir geçit olduğunu iddia etmektedirler… Bu odadaki duvara açılmış olan büyük bir niş bulunmaktadır. Diğer odalar değişik kotlarda olup, bazı oda duvarlarının yıkılmış olduğunu tespit ettik.

Kaynak : http://arkeodenemeler.blogspot.com.tr/2012/11/deliktas-kutsal-alanlar-ii-izmir-aiolis.html

http://arkeodenemeler.blogspot.com.tr/2012/11/deliktas-kutsal-alanlar-i-izmir-aiolis.html

Yukarıdaki yazıyı Taylan hocanın blokspot sayfasından aldım. Aşağıda da beş resim de ona ait. Aşağıdaki resimde iki delik üst üste oyulmuş kaya kütlesi.

D TK06174[1]

Diğer resimde daha geniş oyulmuş, yassı ve oval delik.

D TK06229[1]

Kayaların üzerleri düzgünce oyulmuş.

Z TK06318[1]

Kayaya mezar biçiminde oyuk.

ZÇTK06432[1]

Yan yana iki mezar oyuğu, içi su dolu.

ZÇTK06435[1]

Kaya yarılmış, arasına taşlar düşüp sıkışmış durumda.

20150426_110535

Buralarda zamanında birileri bir şeyler yapmış, yaşanmış ama nasıl, kimler, ne zaman bilinmiyor. Sadece oyulmuş kayalar var. Oda girişi düzgünce oyulmuş.

20150426_110625

Ben altta dolanırken dengesizler kayanın tepesine çıkıp oturmuşlar kuş misali.

20150426_110638

Benim resim çektiğimi görünce hemen de poz verip hareket yapıyorlar. Ben de kaçırmıyorum bu pozlarını.

20150426_110645

Taylan hoca anlatmaya devam ediyor, bizler de oturup dinliyoruz. Eh bu fırsat kaçmaz diyerek dinlenmiş olduk böylece.

20150426_110730_HDR

Deliktaş köyü Oğuzların Üçoklar boyunun sol kolundan Oğuz Kağan’nın oğlu Gök Han soyundan geldiklerine inanırlar.  Alevi olan Çepniler Giresun dan buraya gelip yerleşmişler. Köy kendi içinde kapalı, dışarı kız vermez, dışarıdan kız alırlar. Düğünlerde yabancılar girip karışamaz, kendi aralarında eğlenirler. Bu köyde geleneksel bir adet var; Bellik diye. Oğlan gözüne kestirdiği kızı anasının yanında elinden tutup götürmeye kalkınca artık kız Bellik olmuştur. İlk başta kızın anasından ilk dayağını yer oğlan. Ama olan olmuştur. Köyde başka kimse artık kızı alamaz. Kız oğlanın olmuştur. Sonunda mecburen evlenirler çünkü başka türlü olamaz, adet yerini bulur. Kayaların üstünden Deliktaş köyü.

20150426_110804

Yavaş yavaş Tanrılara kurban kesim alanına geldik. Daha önce kimsenin bilmediği bir şey yapacağız. Senaryo önceden hazır, adım adım uygulayacağız.

20150426_110814

Her taraf delik deşik, adı üstünde Deliktaş. Feridun hoca bana poz veriyor deliğin diğer tarafından.

20150426_110908

Kurban kesilen sunağın olduğu yerde kurban edilecek olan Fırat Okutucu’yu çaktırmadan sunağa getiriyor arkadaşlar. Fırat öncede habersiz olduğundan merakla Taylan hocanın anlattığı kurban kesme olaylarını dinlerken aniden çullanıp Fırat’ı yere yatırdılar. Doktor Serhat seramoniye başlıyor. Ben de resmi çektikten sonra çakımı çıkarıp Allah Allah sesleri ile kurbanın yanına gelerek törene katıldım. Dinimiz gereği ilk önce Allahuekber nidaları söylemeye başladık. Planımızı gayet başarılı bir şekilde yerine getirirken önce ne olduğunu anlamayanlar etrafımızda toplanıp kahkahalarla törene katıldılar. Güzel bir eğlence oldu bizler için.

20150426_110922

Kurbanların kesilip kanlarını akıttıkları sunak. Kayanın altı oyulup bir oda meydana getirmişler. Bizim canavar Enes’i araştırsın diye aşağı indiriyoruz. Pek öyle bir şey bulamadı.

20150426_111220

Buradaki ziyaret bitiyor ve yavaş yavaş bisikletlerin yanına doğru gitmeye başladı arkadaşlar.

20150426_111231

Yukarıdan, aşağıdaki kaya geçidinde yürüyenleri çekiyorum.

20150426_111234

Düzgün yontulmuş kayaların burada uygar ve sanatçı insanların yaşadığını gösteriyor. Sunak tek kaya kütlesinden oluşmuş.

20150426_111237

Dağların şahı, dengesiz İrfan kayanın tepesine kartal gibi konmuş bizleri gözlemliyor.

20150426_111346

O arada başka biri daha poz veriyor bizlere. Dayanamayıp Eskişehir den dün akşam aramıza katılan Esra. Kolunun birisi havada, diğeri yana açılmış.

20150426_111352

Bakalım kim daha yukarı zıplayacak. Arkadaşın birisi biz zıplarken havada çekiyor. Esra ile havada asılı kalmış şekilde, kollar yana açık. Dizleri karnımıza çekili.

1

Kaplumbağalar

Olaylar, Ankara’ya 100, Kızılırmak’a 15 km uzaklıkta olan Tozak köyünde geçmektedir. Alevi geleneği ve kültürü bu fakir ve kıraç köyde halen sürmektedir. Fakat köy, her imkândan yoksun, susuz, karasal bir köydür. Üzüm yetişmemektedir. Bu olaylar gelişirken Eğitmen Rıza bir öneride bulunur. Tozak’ın kuzeyindeki düzlük alan bağ haline getirilebilir. Bütün köy halkı ve Rıza canla başla çalışarak verimsiz, taş dolu, susuz araziyi beş-altı ay içinde bağ haline getirirler. Bağ o kadar verimlidir ki köyün hem şarap hem de üzüm ihtiyacını karşılayabilir. Köy eski neşesinde geri kavuşur. Köylünün “Purluk” dediği bağa kaplumbağalar akın etmeye başlar. Çünkü hayvanlar güneşin yakıcılığından bu yeşilliğe sığınarak kurtulmaktadırlar. Kır Abbas, yaşına rağmen hiç para almadan bağın gelişmesi işlerinde çalışmaktadır.

Bir akşamüstü, köye havadan kara bir şey düşer. Düşen şey, meteoroloji gözlem aracıdır. Köylü, çekinir ve bu yabancı cisimden korkar. Bu cismi okulun bir odasına kapatırlar. Ertesi gün köye herkesin mülkünü ölçüp üzerine yazdırdıktan sonra gidecek olan kadastro komisyonu gelir. Köylü komisyon üyelerine temkinli davranır. Beklenmedik bir şey olur ve üyeler Purluk’taki bağın, devlete ait olduğuna karar verir. Köylü bağın kendilerine ait olduğunu ispatlamaya çalışsa da başaramaz ve komisyon üyeleri gerekli işlemleri yaparak tutanağı hükümete havale eder. Böylece devlet ile köylü arasında bir çekişme başlar. Köylü cahil ve zayıftır. Devlet ile başa çıkamaz. Devlet, Tozaklılara Purluk arazisi yüzünden ev başına yüklü bir kira yükler. Köylüler avukatlara, yargıçlara, memurlara gider fakat en sonunda zorluklarla yeşerttikleri tarlalarını bozarlar. Köydeki bütün sığırları tarlaya sürerler. Yeşil tarla eski haline döner. Kaplumbağalar eskisi gibi güneşin yakıcı alevleri altında kalmıştır. Onlar da köyü terk eder. Kır Abbas, yeni doğan torununa Yeşer ismini verir fakat devlete kırgındır. Rıza da köy okulunda yaşamına devam eder.

Fakir Baykurt

Doğanın bilge kaplumbağası karşımda. Tüm yaşamı boyunca hiç acele etmeden yavaş hareketlerle her zaman kazanıyor. Yavaş hareket etmesinden dolayı milyonlarca yıldır fazla evrim geçirmeden günümüze kadar gelmiştir. Doğada kimseye saldırmaz, kimseyle kavga etmez, hiç bir canlıya eziyet etmez. Evini sırtında taşıdığı için nerde akşam orda sabah, her gece istediği yerde kalıyor. Sürekli gezmesi, uzun yaşamı boyunca bir çok olay olup kendine zarar vermeden hayatta kalması nedeni ile bilgelik kazanmıştır. Yol ona her şeyi öğretmiştir ve tecrübe kazandırmıştır. Kendimi kaplumbağaya benzetirim. Bisikletim ile yola çıktığımda çadır, uyku tulumu, mat, eşyalarım ve yiyeceğim yanımda olduğu için nerde akşam orda sabah olur. Yol bana hayatta kalmayı ve sorunlarla baş etmeyi kazandırmıştır. Tıpkı kaplumbağa gibi.

20150426_111839

Köy tepelerin yamacına kurulmuş bilinçli olarak ama sonradan arsızlar tarım arazisine evlerini yapmaya başlayınca köyün düzeni bozulmaya başlamış. Arazi ovadan ziyade dalgalı bir yapıda.

20150426_112108

Doğal bir gölet, bu göletten tarım arazileri sulanmakta. Su her zaman her yerde önemli canlılar için. Aynı zamanda orman yangınlarında söndürme için su deposu hazırda bekliyor. Etrafta artık kimse kalmayınca ben de son olarak inişe başladım bisikletlerin olduğu yere.

20150426_112111

Bisikletlere binip yola çıktık, Ana yola gelerek, Çandarlı yönünde bisikletleri sürüyoruz. Yol kıyısında ilginç bir ev çıkıyor karşıma. Durup resmini çekiyorum. Matematiğin bir dalı olan Geometri hayranı ve büyük olasılıkla Mimar birisi ilginç, değişik bir ev tasarlayıp yapmış. Duvarları alışık olmadığımız biçimde yamuk, düz olmayan biçimde.

20150426_115210

Yalın Ayak dede türbesi, 1 Kilometre kadar toprak bir yoldan gitmek gerek. Türbede yatan dede hakkında pek bilgi yok. Anlatılanlara göre kuvvetli birisi imiş, ağaçları kökünden söküp tuttuğunu güreşte ala paça ederek yenmediği kimse kalmamış. Bir gün aniden ortadan kaybolmuş, kaybolduğu yere halk türbe yaparak ismini devam ettirmişler. Sadece tabelasının resmini çekmekle yetiniyorum.

20150426_115429

Çandarlı’ya doğru hafif eğimli yolda ilerliyoruz.

20150426_120213

Buralar da rüzgar aldığına göre rüzgar türbinleri kurulmaya başlamış.

20150426_120218

Çandarlı sahile uzandık, burası güney sahili. Çandarlı’nın konumu her iki yönden esen rüzgarlardan kaçmak için iyi bir yer. Lodos bu kısma vuruyor, karşıdaki binaların arkasında da Karayel rüzgarlarını almaya uygun. Rüzgarın durumuna göre denize girebilirsiniz. Eğer dalgalı denizden hoşlanmıyorsanız. Şu an deniz çarşaf gibi düz, hiç rüzgar esmiyor.

20150426_121025

Çandarlı burunda kurulmuş bir yerleşim yeri. Denizin her iki yöndeki kontrolü yapılıyor. Bu öneminden dolayı kaleyi tam buruna yapmışlar.

Çandarlı Kalesi, İzmir’in Dikili ilçesine bağlı Çandarlı mahallesindeki bir kale. İnşa edildiği yıl tam olarak bilinmeyen kale, Cenevizliler tarafından 14. yüzyılda restore edildi. Sadrazam Çandarlı Halil Paşa’nın emriyle 15. yüzyılda yeniden inşa edildi. 2009’da başlatılan son restorasyon çalışması ise 2014’te tamamlandı. UNESCO, Dünya mirası geçici listesine 2013’te kaleyi  ekledi.

Kalenin içinde kale duvarları ve yüksek Burcu çekiyorum. Burç altı köşeli.

20150426_122829

Kale içini gezmeye başladık. Diğer burç dört köşeli.

20150426_122840

Kalenin ortasına kalın tahta döşeli, yarım metre duvar örülüp zemini yükseltmişler. Kimisi oturup dinleniyor duvar üstünde.

20150426_122844

Kale burçlarındaki mevzi deliğinden dışarısını çekiyorum. Delikten deniz görünüyor.

20150426_123127_HDR

Burcun tepesinden kalenin diğer burcunu çekiyorum. Daha ötede deniz ve yazlık evler var. Kıyı yay gibi kıvrılıyor sola doğru.

20150426_123217

Denizin biraz açığında, biri küçük, diğeri büyük ada var.

20150426_123251

Burçtan aşağı inerken merdivenleri çekiyorum. Taş merdiven dar

20150426_123357

Solda alçak, sağda yüksek iki burç. Tepesinde Türk bayrağı dalgalanıyor.

20150426_123426

Kalenin içini gezdikten sonra öğle yemeğini bir çırpıda yedik. Etnografya müzesine giderek Müzeyi de gezmeye başladık. Yöresel kıyafetle camekanda sergilenmiş.

20150426_125535

Mankenlerle, köy hayatı canlandırılmış. İki kadın sofra başında oturmuş hamur açıyor, bir kadın köşe divanda oturmuş. Soldaki kadın omuzuna heybe ile poz vermiş. Siyah benekli, beyaz elbise giymiş kadın sağda duruyor.

20150426_125552

Diğer taraftaki köşede kadınlar çalıp oynarken canlandırılmış, divanda oturan kadın ut çalıyor. Birisi de göbek atıyor. Diğer üç kadın kendi işlerine dalmış.

20150426_125610

İplik eğirme çıkrığı, kırmızı, yeşil renkte.

20150426_125627

Dibek ve çanaklar camekanda sergilenmiş.

20150426_125637

Demirden yapılmış çeşitli alet, edevat.

20150426_125802

Bakır kap ve sürahi.

20150426_125807

Müze gezisinden arta kalan zamanda bir çırpıda şortumu giyip denize girerek serinliyorum. İki gün önce Yunt dağları Köseler köyünde gece sıcaklık sıfırın altına düşünce kırağı yağmıştı. Bu gün ise denize giriyorum. Böyle olaylar pek olmaz ama hava şartları ne olacak belli değil. Yüzme bitince kurulanıp giyinerek hazırlandım. Artık yola çıkma zamanı diyerek hep birlikte hareket ederek yola çıktık.

20150426_134332

Çandarlı dan çıkıyoruz, 35 Kilometre sonra Aliağa’dayız. Önümde gidenleri çekiyorum.

20150426_140024

Tempolu bir sürüşten sonra molamızı daha önce mola verdiğimiz Çaltıdere de verdik. Ama tam karşısındaki işletmede. Molanın ardından tekrar yola çıktık ve Aliağa da ikinci bir mola verdik. Aracı olanlar aracına binip kentten ayrıldılar. Biz ise bir kaç kişi kaldık. Balıkçı barınağında oturup herkese birer kahve pişirip sundum. Akşam 20:00 olmadan metro istasyonuna hareket edip istasyonda trene binerek Alsancak istasyonunda indik. Herkes orada dağıldı. Ben de fazla oyalanmadan evin yolunu tuttum. Bir tur daha bitmişti ve ben mutluydum, tur pek sorunsuz güzel insanlarla güzel günler geçirdik.

Her turda olduğu gibi heybemdeki hazinem çoğalmıştı. Yeni dostlar edindim, dostlarım benim en büyük hazinem. Yaptığımız Az bilinen antik kentler turunun haberi gazeteye çıkmış. Gazete haberini çekiyorum.

20150427_165145

 Bu gün yaptığımız yol yaklaşık 61 Kilometre civarında.

Yaptığımız yolun haritası aşağıda

Powered by Wikiloc