Aylık arşivler: Nisan 2017

Denizli Salda Gerisi Antalya Mersin 13. Gün. Salda Gölü Festivali 2. Gün

31 Mayıs 2015 Pazar

Pazar 13. Gün

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

(Resimlerin bır kısmı Ferdi Kızıl’a aittir)

Salda Gölü – Tefenni

 

Aşka gönül ile düşersen yanarsın.

Zeka ile düşersen kavrulursun.

Akıl ile düşersen çıldırırsın.

Duygu ile düşersen gülünç olursun.

Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.

Sersem sersem bakınıp durma bir yol seç.

 

Özdemir Asaf

 

Öne çıkan görsel, Salda gölü bisiklet festivali katılımcıları toplu halde. Festivali düzenleyen Antbis der ve Burdur bisiklet derneklerinin pankartları ile poz veriyoruz.

IMG_0214

Yüksek rakımlı yerde az oksijen ortamında olsak ta gün içinde iyi bir yaşam ve mutlu olarak uykuya dalmışsan rahat ve iyi bir uyku uyumana neden olur. Onun için iyi bir uyku sonrasında sabahın erken saatlerinde dinlenmiş olarak kalkıyorum. Diğer çadırlardan sesler gelmeye başladı. Kimisi erken uyanmış sabah hazırlıklarını yapıyor. Sabah kahvaltısını hep beraber yaptıktan sonra sabah kahvesini Devrim ben ısmarlayacağım diye tutturunca hayır diyemedik. İşletmenin mutfağına girip kahveleri kendisi pişirip askı ile bizlere servis yaptı. Tam kahveci çırağı gibi askıyı taşıyordu. Yanıma çırak mı alsam ne…

20150531_091309

Böyle güzel, böyle sevimli, böyle güleç kahveci çırağının elinden kahve içilmez mi. Kendimi çok şanslı hissediyorum. Kahveyi her zaman kendim pişirir yanımdakiler de içer ama böyle yerlerde sevgiyle pişirilmiş kahveyi arkadaşımın elinden içmek ayrı bir zevk. Sevimli kahveci çırağı kahveleri gülümseyerek dağıttıktan sonra afiyetle içiyoruz. Kahve neşeli sohbet ile bitmiyor bir türlü. Devrim askıdaki kahve fincanlarını eli ile ikram ediyor.

20150531_091331

Uzun kahve muhabbetinden sonra hareket için hazırlanmaya başladık. Yanımıza pek eşya almadığımızdan hareket yerinde hazır durumda diğer katılımcıları beklemeye başladım. Herkes benim gibi pratik olmadığından henüz gelmeyenler çok. Bu gün kısa mesafe gideceğiz. Gideceğimiz yer beyaz adalar denen yer. Orada yarış yapılacak o yüzden yarışa katılacaklar dörder kişilik takımlar oluşturup isimlerini yazdırıyor görevlilere. Bizim Devrim de yarışmaya katılacak. Ben yarışmaları sevmediğimden katılmaya hiç niyetim yok.IMG_0137

Hazır olunca hareket başladı, dünkü yolun tersine Salda köyüne doğru beyaz adalara gideceğiz. Yolun iki tarafında çam ağaçları.

20150531_095753

Kısa sürede beyaz adalara vardık. Çam ağaçları arasından beyaz adalar göründü. Gölün suyu azalınca bu doğal güzellik ortaya çıkmış. Bu gün doğal güzelliğin içinde harika bir gün geçireceğime eminim.

20150531_095759

Salda köyüne gelmeden sağa doğru giden toprak yola saptık. İşte yine doğada ve yeşil çimenlerin arasında bisiklet sürmekteyim.

IMG_0141

Salda gölünü besleyen su kaynaklarından en büyüğü bu akan dere. Kamp yerinde kıyıya yakın yerlerde küçük su kaynaklarını görmüştüm. Dere yakınlardaki Düden köyü çevresinden çıkıp göle temiz olarak dökülüyor. Suyun berraklığı ve karşı kıyıdaki sazlıklar manzarayı oluşturuyor.

20150531_101313

Dere sakince usul usul kıvrılarak çevresine hayat verip göle, sevdiğine kavuşmaya gidiyor. Derenin çakılları temiz, sazları arasında kurbağalar sesleri ile eşlerine aşkla vırıak vırak diye seslenmekte.

20150531_101326

KUZ henüz göle kavuşmadan göl seviyesinde poz veriyor. Bir zamanlar buraları su altındaymış. Şimdi ise otlak olma yolunda. Yavaş yavaş toprak ve bitki örtüsü düz alanı kaplamakta.

20150531_101720

Bitkilerin kimisi göl kıyısına kadar ulaşmış yaşam mücadelesi vermekte. Göl sakin, neredeyse hiç rüzgar yok.

20150531_102151

Küçük bir tepenin üzerine çıkarak resim çekmeye başladım. Yüksekte olmak avantaj sağlıyor. Geniş bir alanı rahatça görüyorum. Aşağıda Ferdimen beni bekliyor. Ferdimen’in önünde, toprak üzerinde yuvarlak izler görünüyor. İşte gençler arabaları ile olduğu yerde döndürerek bu izleri yapmış. Arabanın tek tekeri sabit, diğer tekeri yumuşak zeminde patinaj çekerek toprağı kazıyor. Lastik izleri kalırken bunu yapmaktan zevk alan gençler böylece eğlenmiş oluyor. Tabi bunu yaparken alkol de alıyorlar. Lastikler bu hareketlerde çabuk yıprandığı için sık sık değiştirmek durumundalar. Baba parası yemek bu olsa gerek.

20150531_102203

Artık toprak arazi bitti, yerini beyaz kumsala bırakıyor. Hani derler ya Mars’a geldik, işte öyle bir yerdeyiz. Beyaz kumsalın bazı yerlerinde küçük te olsa saz kümesi fışkırmış.

20150531_102647

Havada bulutlar bazen kapatıyor bazen de açıyor. Bulutlar sürekli hareket halinde üzerimizden geçip gidiyor. Havada yağmur kokusu yok henüz. Yağacak gibi değil. Gerçi bahar ayındayız belli olmaz.

20150531_102827_HDR

Mersin den Zerrin kot pantolonu çekmiş hippi misali yanımdan geçip gidiyor.

20150531_102905

Beyaz taş ve çamur karışımı bir toprak üzerindeyim. Yağmur sürekli arazide şekil değişikliği yapmakta. Yağmur suları akarken kendine küçük kanallar açmış.

20150531_103038

Kıyıda durup bu doğal güzelliği çekmeden geçmek istemedim. Gölün suyu o kadar berrak ki sanki beni çağırıyor turkuaz rengi ile. Kendimi sulara bırakasım geliyor. KUZ ve göl manzarası.

20150531_103358

İşte beyaz adalar karşımda, buraya ismini veren adalar. Küçük ye olsa ada adadır. Zamanla yağmur damlaları küçük parçalar kopara kopara adalar görünmeyecek.

20150531_103411

Daha önce yanımdan geçip giden Zerrin tekrar geçiyor. Yoksa etrafımda tur mu atıyor bilemedim.

20150531_103419

Manzara her yerden, her bakış açısından güzel selemin üzerinden.

20150531_103456

Aaaaa o da ne Ferdimen de kadrajıma giriyor birden bire. Selemin manzarasına onu da alıyorum.

20150531_103508

Buranın yapısı oldukça ilginç, üst tabaka da çakıl – kum – toprak benzeri karışımdan oluşmuş. Alt kısmı da kalın bir tabaka yumuşak çamur. Çamur cilde iyi geliyor. Gölün kabaran dalgaları zamanla kıyıdaki çamur tabakasını aşındırmış. Göle buradan girmek için direk suya atlamak gerek. Çıkmayı düşünemiyorum bile. Çıkarken çamurdan adam olmadan çıkmanın imkanı yok. Kıyının girintisi, çıkıntısı görsel olarak olağanüstü bir yapıda.

20150531_110524

İşte çamurun faydalarını duyan biri kendini çamurla sıvamış durumda.

20150531_110559

Suyun içi berrak ve harika bir renkte. İnsana huzur veriyor ve seyrettikçe dinginleşiyorum turkuaz mavi renkte.

20150531_110711

İlginç kıyı yapılarından başka bir yer, içeri doğru oyulmuş bir mağarayı andırıyor.

20150531_110725

Hava açtı ve bisikletimi park edip hemen su donumu giyerek daha fazla harika gölün sularını bekletmemek gerek. Her zamanki atlayışımla kendimi gölün serin ve turkuaz sularına bırakıyorum. Başım ve kolların suya dalmış, ayaklarım hala dışarıda.

IMG_0162

Bir süre yüzdükten sonra çıkıp kurulanmaya başladım peştamalım ile. Suyun rengine dayanamayanlar da kendilerini suya bırakıyor. Kimisi de üzerine çamur sürerek şifa bulmaya çalışıyor.

IMG_0173

Beni sürekli çeken Ferdimen ile bir elçek yaptık arkamızdaki harika fon ile. Uzun saçlarımızı salmışız, benim üzerim çıplak, Ferdimenin üzerinde sarı tişört var. Arkamız turkuaz göl manzarası.

IMG_0174

Yerdeki çakıl taşlarından dolayı yalın ayak yürümek zor, çakıl taşları ayağıma battığından ayakkabılarımı giyerek yarışçıların ilk gelenin resmini çekmek için tümseğin üzerine çıkarken Ferdimen beni çeliyor. Antbisder derneğinin pankartı ve uzun bayrak flamaları yarış yerini belirtiyor. Yere de beyaz – kırmızı şerit bantlar çekilmiş.

IMG_0190

İşte yarışın ilk geleni.

20150531_111927

Ve ardından ikinci gelen.

20150531_111935

İlk gelen arazi yapısını bilemiyor ve toprak çakıl karışımının yumuşak zemininde gidemediğinden arkadan gelen kırmızı formalı yetişip geçiyor ve birinciliği kapıyor. Yarışın ve arazinin cilveleri bu olsa gerek.

20150531_111955

Diğer yarışmacılar da ufukta göründü.

20150531_112633

Dijital zoom ile ufuktaki bisikletçiyi anca bu karar çekebildim.

20150531_112650

Devrim de ufukta göründü ama onun etabı bittiğinden acele etmeden geliyor. Yarışmacılar 4 kişilik ekiplerden oluşup her ekipten biri bir etabı koşup diğerine devrederek en son kalan en hızlısı son etapta yarışı bitiriyor. Aynı 4 X 100 metre bayrak yarışı gibi ama bisikletle ve mesafesi uzun.

20150531_112655

Tümseğin tepesinde dört bisikletçi.

20150531_112834

Yarışın ilk etaplarında gidenler en son gelerek  yarış bitiyor.

20150531_112846

Devrim de tepeden aşağı iniyor, ve yarışı bitiriyor.

20150531_112853

Yarış bittikten sonra ikramlar yapıldı. Festivalin anısı olarak topluca resim çekilerek anı defterine kaydediyoruz. Solda Antbisder derneğinin pankartı, sağda Burdur bisiklet derneğinin pankartı. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

IMG_0214

Yarış ve heyecan bitti, şimdi sakinlemenin zamanı. Kahve takımını çıkarıp cezveyi ocağa sürüyorum. Ocağın yanında fincanlar duruyor.

IMG_0218

Çevremde bekleyenler var kahve içmek için ama şanslı olan 3 kişi içecek. Bakalım şanslılar kim olacak. Kahve pişti, elbette ilk kahve fincanı benim. Diğer üç fincan öylece içecek olanları bekliyor masumca. Gaz ocağı, üzerinde cezve, yerdeki kapağın içinde üç fincan kahve köpüklü. Bağdaş kurup oturmuşum. Sapı kırık fincanı ben alıyorum.

IMG_0220

Şanslı olanlar kahvelerini içtikten sonra takımları toplanıp giyindim. Artık harekete hazırım, Dünyanın en güzel gölünde en güzel kıyısında en güzel renklerin içinde suya girerek arınmışım. Üstüne de nefis bir Türk Kahvesi ile tadına doyum olmaz an. Bu anı silinmez kalemle hafızamın bir yerine yazarak kaydediyorum. Bisikletim KUZ park halinde, ben uzun kollu formamı giymişim, arkamda göl manzarası.

IMG_0222

Beyaz adaları işte böyle bir yarımada da ardımızda bıraktık kendi halinde. Belki de bu kadar kalabalık gelmemiştir şimdiye kadar. Yine kendi ıssızlığına dönüverdi biz ayrıldıktan sonra. Ferdimen elçek ile arkasından bizleri çekiyor.

IMG_0224

Bok böcekleri baharda kendilerine bir hayvan boku bularak yuvarlamaya çalışıyor. İçine yumurtalarını bırakarak geleceğine şimdiden yatırım yapmaktalar. Bok böceklerinin de yaşamı, çoğalması böyle.

20150531_124819

Salda Gölü sulak alan koruma sahasından çıkınca ağaçtan tabelasını gördüm. Aradan bir tahta parçasını söküp almışlar ne yazık ki.

20150531_125912

Dün buradan geçmiştik ama her geçişte başka manzaralar görüyorum. Güzelliği seyretmek için bir süre durup doyasıya seyrediyorum. Kim bilir bir daha buralara ne zaman geleceğim. Gölün solda kalan yeri çekiyorum.

20150531_131425

Şimdi de sağ tarafı çekiyorum.

20150531_131428

Salda gölü kıyısındaki asfalt yola çıktıktan sonra grubun tamamını beklerken öne geçip bir video çektim. Video aşağıda, izleyebilirsiniz.

Bir kızıl goncaya benzer dudağın
Açılan tek gülüsün sen bu bağın
Kurulur kalplere sevda otağın
Kimbilir hangi gönüldür durağın

Her gören göğsüme taksam seni der
Kimi ateş gibi yaktın beni der
Kimi billur bakışından söz eder
Kimbilir hangi gönüldür durağın

Melek Hiç

Ortada açmış kırmızı gül, etrafında henüz açmamış goncalarla çevrelenmiş. 28 tane gonca var.

20150531_131804

Kamp alanına yakın Sultan Pınarı denen yere geldik. Acaba nasıl bir yer dile merakla pınarı incelemeye başladım. Burada bir restoran var aynı isimde ama benim merakım pınar. Dağdan çıkan pınar göle kavuşmadan kanallarla ilginç demir aletleri arasından şırıl şırıl Aşkla akıp duruyor sevdiceği göle kavuşmak için. Önünde hiç bir şey engel olamıyor. İnsanlar yolunu değiştirse de akıp gitmekte usulca. Suyun aktığı kanal U demirden yapılmış. Kanalın üzerinde de yuvarlak şekilli kalın demir döküm parçalarla süslenmiş. Demir zamanla paslanmaya başlamış ve bir zaman sonra dağılıp toprağa karışacak. Su tekrar yolunu bulur sen ne yaparsan yap.

20150531_131929

Su o kadar gür akıyor ki çeşme olmaktan çıkmış. 100’lük plastik borudan gürül gürül akıyor. Su buz gibi, temiz içilebilir. Ben de sularımı tazeliyorum şişelerimi. Öğleden sonra yola devam edeceğiz, şimdiden doldurmalı. Sultansuyu çeşmesinin mermerine oturmuş olan Devrim’i çekiyorum.

20150531_132056

Restoran’ın terasında birer çay içerek göl manzarasını doyasıya seyrettik. Buradan kamp alanı görünüyor.

20150531_132921

Sultan Pınarından ayrılarak kamp alanına geldik. Öğle yemeğinden sonra herkes çadırlarını toplamaya başladı bile. Artık festival bitti, evlere dönme zamanı. Hal böyle olunca Ferdi ve ben yolumuza devam edeceğiz haliyle. Bir çırpıda eşyaları, çadırı toplayıp bisiklete yükledikten sonra arkadaşlarla vedalaştık. Bizleri misafir eden işletmeci Ahmet’e de çok çok teşekkür ederek vedalaştım. Devrim’e Antalya da buluşuruz nasıl olsa görüşme dileği ile vedalaşmadık. Yeni aldığım çadırı da istemese de ona hediye ettim. İlk önce almak istemedi ama bahanem hazırdı. Başka birisinin kullandığı çadırda yatamam diyerek ikna ettim.  Artık Salda Gölü tatili bitti, hayatımda yaşadığım en güzel tatillerinden birisi oldu. Ferdi ile birlikte yola çıktık Salda Gölü Belediye kamp alanından. Yola çıkınca havam değişti, özgürlüğe pedal basmaya başladım birden bire. Yeşilova’ya varmamız kısa sürede oldu.  Tabela ile Ferdimen beni çekiyor arkamdan. Tabelada; Yeşilova, Nüfus: 5700 yazıyor.

IMG_0231

2 Gündür hazır yemek yedik festival dolayısıyla. Yeşilova da durup yolda yiyeceğimiz zerzevatı ve ekmeğimizi alarak tedarikleri tamamladık. Yolda nereye kamp atacağımız belli değil. Buralardan henüz geçmediğimizden yolu keşfedeceğiz bir anlamda. Yol çatağındayız, tabelalar yolumuzu gösteriyor. Soldaki yol Burdur’a gidiyor. Biz sağdaki yol olan Karamanlı, Antalya yoluna sapacağız.

IMG_0233

Tedariklerimizi aldık, tekrar yola çıkıp Yeşilova’ya veda ederek bilinmeze pedal dönmeye başladı. Tabela Yeşilova dan çıktığımızı belirtiyor.

20150531_162652

Yolda en sevdiğim tabelalardan birisi Ceylan çıkabilir tabelası. Üsteki dönemeç tabelası her zaman karşıma çıkıyor zaten. Ama Ceylan çıkabilir tabelasını görünce içimdeki umut tekrar canlandı. Beldi de Ceylan görebilirim belli mi olur. Umudumu yitirmiyorum hiç bir zaman.

20150531_163049

Ferdimen önümde gidiyor, resmini çekiyorum. Bazen o geride kalınca benim resmimi çekiyor. Beraber paslaşıyoruz resim çekerek.

20150531_163402

Yeni yetişen buğday tarlaları arasından gitmekteyiz. Her tarafta yeşilin tonlarını görerek.

20150531_165938

Çaltepe köyünden geçiyoruz ama köy yoldan biraz içeride olduğundan uğramadık. Bu gün yol alabildiğimiz kadar gideceğiz. Korkuteli’nden Az ilerde ara yoldan Antalya’ya kestirme yoldan gitmeyi düşündük. Ara yola saptıktan sonra rampa başlıyor, yani Toros dağlarına çıkacağız uzun bir yol. Bu yolda çeşme denk gelirse kamp atarız yanı başında. Öyle karar verdik.

IMG_0237

Solumuzda Karamanlı Barajı’nın göletinin başladığı yerdeyiz.

20150531_171304

Karamanlı ilçesine giriş yaptık, burada bir çay molası vermeli.

20150531_173106

Kısa bir çay molasından sonra Tefenni yönüne doğru yola çıktık. Kavşağın göbeğinde dev küpleri yerleştirmiş belediye.

20150531_173623

Afyon’a fazla uzak değiliz gibi. Buralarda mermer ocakları çoğalmaya başladı. Dağı yok edecekler neredeyse. Tepesini kese kese kocaman bir geçit oluşmuş durumda. Görünümleri çirkin bir durumda.

20150531_174240

Tefenni ilçesine geldik sonunda. İlçenin giriş tabelasında durup bir resim çekiyorum. Bu gün gördüğümüz 3. ilçe oluyor. Tabelada; Tefenni, Nüfus: 14000 yazıyor

20150531_180552

İlçenin girişinde at üstünde elinde mavzeriyle Efe karşılıyor bizleri meydanda.

20150531_181418

Kasabanın ara sokaklarından birinde bir kahve bulduk. Kahve sarmaşık çardaklı yeşil örtü ile kaplı. Hemen duble çayları ısmarladık kahveciye.

IMG_0260

Günün ilk başları tempolu geçti biraz, sonrasında yola çıktık. Biraz yorgunluk başladı, çay ve atıştırmalık iyi geldi. Çayları içerken bir yağmur indirdi seyretmeye değer. Bisikletleri çardağın altına aldık kıytırık ile birlikte. Bu arada kahvedekilerle bisiklet üzerine sohbet başladı. Her zaman sorulan soruları merakla sordular. Biz de cevaplarını sabırla verdik. Şimdiye kadar bisikletli seyyahlar görmemişler besbelli. Yağmur dinmek bilmiyor, akşam da yaklaşmak üzere. Yağmurdan dolayı yola da çıkamadık kahveden. Sohbet sırasında burada nerede kalabiliriz deyince kasabanın kapalı pazar yerinde kalabilirsiniz diye cevap verdi birisi. Artık bu saatte yola çıkmanın anlamı kalmadı, hem kalacak yer de bulduk üstü kapalı. Yağmur dininceye kadar kahvede oturduk. Yağmur diner dinmez kalkarak içtiğimi çay paralarını ödemeye çalışınca kahveci sizin çay paraları ödendi, gidin sağlıcakla deyip para almadı. Kahveciye ve oradakilere teşekkür edip ayrıldık. Yurdumda hala yolcu gözetenlerin olduğuna sevindim. Bisikletlerimiz çardak altında, ben çay içerken yağan yağmura bakıyorum.

IMG_0261

Kapalı pazar yerini sora sora bulduk. Bu gün pazar kurulmadığından boştu ama arabalar park etmiş. Etrafı açık, olsun üstü kapalı bize yeter bile. Gece her an yağmur yağabilir. Şöyle tam oryaya çadır kurabiliriz diye karar aldık. En uygun yer ortası. Kapalı pazar yeri geni ve boş. Bisikletlerimiz ortada duruyor.

IMG_0262

Ferdimen etrafta yaptığı küçük bir araştırmanın ardından daha kuytu olan balıkçı dükkanlarında kamp atalım deyince oraya gidip baktım. Dükkanlar boş ve kuruydu. Anlaşılan bu dükkanlar balıkçıların kullandığı yerdi. Ama uzun süredir balık satışı olmadığından balık kokusu yoktu. Bisikletleri dükkanın dibine koyup çadırları kurduk. Eşyaları da çıkarıp yerleştikten sonra ara sıra çalışan benzinli ocağı Ferdimen yaktı. Akşam yemeğini yapmaya başladık. Karnımız da iyice acıktı hani. Çadırları ve kızıl alevli yanan benzin ocağını çekiyorum. Ferdimen ocağın başında.

20150531_201539

Yemeğimizi afiyetle yedikten sonra keyif kahvelerini de içtik. Yanımda çaydanlık olunca çay demlenmez mi demlenir. Sıcak çay ile akşam serinliğini bir nebze olsun azalttık. Bu arada yarın gideceğimiz yolu da kararlaştırdık harita üzerinde. Hava karardıktan sonra gelip geçenler bizi fark etmedi bile. Sadece yaygaracı bir kaç köpek dışında bizi rahatsız eden olmadı. Gecenin bir vaktinde uyku ağır basmaya başlayınca kaçırmadan çadırlara girip yattık.

Bu gün yaptığım toplam yol 50 Kilometre civarı.

Yaptığımız yolun haritası aşağıda

Powered by Wikiloc

Denizli Salda Gerisi Antalya Mersin 12. Gün. Salda Gölü Festivali 1. Gün

30 Mayıs 2015 Cumartesi

12. Gün

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

(Resimlerin bir kısmı Ferdi Kızıl’a aittir)

Salda Gölü etrafı

 

Gece; ne kadar karanlık ve sessizsin..

Öyle kaplıyorsun ki evleri, denizleri.

Hem o kadar aydınlık ve seslisin ki;

Çılgınca coşturuyorsun bizleri.

Özdemir Asaf

 

 

Öne çıkan görsel, Salda gölü kumsalı, turkuaz rengi ve beyaz çakıl taşları harika görünüyor.

20150530_154617

Baharın coşkulu yağmuru tüm gece sürse de artık iyice çadır hayatına adapte oldum. Yağmurun sesi ninni gibi geliyor ve bir iki tuvalet dışında uykumu bölmüyorum fazla. Sabahın seherinde uyanmak alışkanlık hale geldiğinden erkenden kalkıp hazırlığımı yapıyorum. Artık tatil dönemi bitti ve kalabalıkta tuvalet sıkıntısı her zaman olduğu gibi bu gün başladı. Kahvaltının ardından tur başlayacak. Bu gün Salda gölünün etrafını şöyle bir dolanacağız. Katılımcılar başlangıç yerine toplanıp hareket zamanını beklemeye başladı. Elbette herkes aynı zamanda hazırlanamıyor ve yola çıkarmak için sürekli anonslar yapılarak davet ediliyor. Biz de hazır gecikmiş olanları bekliyoruz sohbet ederek birbirimizle. Ferdi’nin ve benim bisikletim park etmiş, arkada diğer bisikletçiler. Ferdi’nin bisikletinin arkasında, çubuğun ucunda Türk bayrağı var.

IMG_0015

Sonunda beklenen an geldi. Grup hareket ederek festival başlamış oldu. İlk başta toprak yoldan gitmemiz gerek. Grubun ardından ben de yola çıkarak onları takip etmeye başladım. Hava bisiklet sürmek için uygun, ne soğuk ne de sıcak. Pek terlemeyeceğiz anlaşılan. Boş arazı, gölün bir kısmı ve dağ.

20150530_095130

Göl kıyısında toprak yola girdik. Benim acelem yok, etrafı ve önde gidenleri gözlemleyerek hareket ediyorum. Göl kıyısına doğru giden yolda bisikletçiler.

20150530_095135

Ve toprak Aşkla ezilmeye başlandı. İki tekerleğin ıslak toprakla ilk buluşmasıydı. Toprak yolda kaybolmazsın pek. Tekerlek izlerini takip etmek yeterli. Yerdeki tekerlek izlerini çekiyorum.

20150530_095419

Ben de izleri takip ediyorum, yol yağmurdan dolayı yumuşak zemin. Bu izi bırakanlardan biri önümde gidiyor, Devrim ile beraber bisiklet sürüyoruz.

20150530_100327

Gölü besleyen derelerden birine denk geldik. Karşıya geçmek için köprü olmadığından taşların üzerinde sekerek bisikletleri tek tek karşıya taşımaya başlamışlar. Sırayla geçildiğinden bir süre beklemek durumunda kaldık. Artık dereyi gördüğümüze göre paçaları sıvamak gerek.

20150530_100924

Toprak yol bir süre daha devam ediyor, belki tüm yol böyle topraklı, ıslak ve güzel olur. Kim bilir!

20150530_101347

Aslında bisiklet sürdüğümüz toprak yol önceleri yokmuş. Gölün suyu azalmaya başlayıp kıyı genişleyince düz arazide rahatça bisiklet sürebileceğimiz alanlar ortaya çıkmış. Ne yazık ki su erozyonu bu gölde de var. Göl zaman geçtikçe su kaybından dolayı çekilmekte. Su erozyonunu önlemek için gerekli çalışmalara bir an önce başlanmalı. Yoksa çorak bir güzellik kalacak geriye. Devrim’i göl manzaralı bisiklet sürerken çekiyorum.

20150530_102000

Ferdimeni de çekiyorum aynı yerde.

20150530_102015

Beni çekecek kimse olmayınca ben de KUZ’u çekiyorum. Ne de olsa KUZ hak ediyor.

20150530_102348

Neyse ki beni çekecek bir arkadaşım var,  Ferdimen beni çekmeden edemiyor. Elbette onun makinası daha geniş ve detaylı çekiyor benim cep telefon kamerasından.

IMG_0023

Mersin den Zehra’yı çekiyorum.

20150530_102503

Çayır çimende bisiklet sürmek gibisi yok. Toprak yoldaki gibi tekerlek izi ve sesi yok buralarda. Gelen bisikletler sessizce gelip geçiyor yanımdan. Gölün kıyıları suyun çekilmesiyle kimi yerler bataklık durumuna gelmiş. Yaşam suda olduğu gibi karada da devam ediyor tüm formlarıyla beraber.

20150530_102455

Toprak yol bitti, hatta son kısımları yeşil çimenli harika bir yoldu. Ne de güzel gidiyorduk, ne olurdu toprak yol devam etseydi. Asfalt yola çıktığımız yerde Belediye ve Kaymakam’ın resmi araçları, polis ve jandarma ile Ambulans bizi karşıladı. Grup arkada kalanları bekliyordu.

20150530_102714

Ben de bu beklemeden fırsat bulup kıyıdan bir kaç poz çekeyim dedim. Güneş yüzünü göstermeyecek anlaşılan bu gün. Ama yine de mat renklerin büyüsü bir başka görünüyor. Mat renkler insana sade bir dinginlik, bir huzur ortamı, doğayla uyumu sağlıyor. Her ne kadar kalın bulutlar üzerimizden hızla geçse de yağmur bırakmaya niyetleri yok anlaşılan. Güneşin ışınları buluttan pek zayıf geçse de gölde az da olsa turkuaz rengi görebiliyorum. Bunu görmek bile bana yetiyor ve mutlu oluyorum. Daha ne olsun ki! Bir sağ tarafı çekiyorum sahili.

20150530_102924

Bir de sol tarafı.

20150530_102928

Ben resim çekerken grup hareket etti. Hiç te acelem yok, nasıl olsa yetişirim, gölün kıyısında sadece bir yol var.

20150530_102939

Ben de yola çıkıp grubun arkasından bisiklet sürmeye başladım. Solda küçük bir kayalık var göl tarafında. Üzerinden güzel resimler alabilirim diye düşünüyorum.

20150530_103140

Kayanın yanına gelince bisikletimi park edip kayanın üzerine çıktım. Ferdimen de beni yakalıyor resim çekmeye hazırlanırken.

IMG_0036

Grup epey ileride ve aralar iyice açılmış durumda. Yol, sahil ve göl manzarasını çekiyorum kaya üzerinden.

20150530_104232

Geriden gelenler var hala, bunlardan birileri de İzmir den Mustafa, Şeref, Gökşen ve Ahmet beni görünce Rimbaba Urimbaba, Rimbaba Urimbaba şarkısını tempolu biçimde söyleyerek geçiyorlar.

20150530_104244

Dağlar, bulutlar ve turkuaz renkli salda gölü.

20150530_104253

Selam verenler eksik olmuyor.

20150530_104305

Kayadan inip yola devam ediyorum. Fazla sürmeden grubu yakaladım. Grup mola vermiş beklerken göl kıyısının ilginç yerlerini keşfetmeye devam ediyorum. Bazı yerleri kil çamuru, kaygan ve yağlı. Ayakkabının altına iyi yapışıyor ve çıkmak bilmiyor. Ne de olsa şifalı çamur, bulaştı mı yakayı bırakmıyor şifa vermeden. Yağmur sularının akıp gittiği yerde çamurlu kalın tabakayı aşındırıp derinleştirmiş. Bunu yaparken de sanki kanyon gibi şekilli oluşmuş.

20150530_105345

Kanyonda gezerken birden bire karşıma bir dev çıkıyor. Eyvah ne yapacağım, dev keçi sakallı, kedi bıyıklı. Sırıtarak kollarını iki yana doğru açarak bana doğru geldi. Uzun saçlarına başlık geçirmiş ilginç kıyafetiyle sol ayağını kaldırıp sanki beni ezecekmiş gibi durdu. Acaba niyeti ne? Kocaman ağzından görünen iri dişleri ile tadımıza mı bakacak? Neyse ki kötü bir niyeti yokmuş, gülümsüyor. Resim çektiğimi görünce bana poz vermek için karşıma geçen bizim Ferdimen miş. Bir anda karşıma çıkınca ne oluyor dedim kendi kendime. Burayı devler mi bastı.

20150530_105409_HDR

Ferdimen neden burada resim çektiğimi anlamış olacak ki o da fotoğraf makinası ile benim resmimi çekiyor. Birden ben de kendimi dev gibi hissettim. Sanki küçük adamlar ülkesine gelmiş Guliver gibiyim.

IMG_0041

Bizim Mustafa’nın bisikleti yana devrilince ön fren kolu kırılmış. Kol için bir çözüm üretmeye çalışıyoruz ama pek yardımcı olunacak gibi değil.

IMG_0047

Kaymakam biraz geç gelecek gibi o yüzden beklemekteyiz. Festival anısı için topluca resim çekildik. Ben de fırsatı değerlendiriyorum, çekeni çekerek çekilenlerle birlikte. Antbisder ve Burdur bisikletçilerinin pankartı açılmış.

20150530_105433

Bekleme uzadıkça ben de çevreyi şöyle bir keşfe çıktım. Yol göl kıyısında, yolun yukarısı orman başlangıcı. Daha çok çam ağaçları var. Arada estetik görünümü ile Köknar ağacı az da olsalar ormana ayrı bir görünüm kazandırmış. Kim bilir kış aylarında yağan karda nasıl bir güzellik oluşur. Köknar ağaçları yılbaşı ağacı olarak ta bilinir. Diğer çam türlerinden ayrı bir görünüme sahip. Alt etek kısmı geniş, yukarıya doğru dallar yana doğru yere paralel ve kısalarak uçtaki filizde tek dala dönüşüyor. Ağaç bir üçgene bürünüyor. Diğer çamlar gelişi güzel, dallar yukarıya doğru. Köknar ağacının büyüleyici güzelliği beni cezbediyor. Uzunca bir süre seyrediyorum bu güzelliği. Ormanın sessizliği ile birlikte. Hava da mis gibi, taze oksijen de ciğerlerimi adeta tazeliyor her nefes alışımın da.

20150530_115105

Bir süre ormanda gezinerek zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum bile. Aşağıya indiğimde Kaymakam gelip gitmiş bile. Grup ta hareket etmiş, sadece bir kaç kişi kalmış. Ben de bisiklete binip peşlerinden gidiyorum. İşte suyu bol akan bir çeşme. Hemen durup sularımı tazeliyorum. Elbette biraz da su içerek susuzluğumu giderdim. Çeşme taş ile örülmüş, iki boru önde, bir boru yanda olmak üzere üç borudan şarıl şarıl su akmakta.

20150530_120554

Yol kıyısında normal kaya renklerinden ayrı kahverengimsi bir renkte kaya parçaları dikkatimi çekti. Acaba kayaların farklı bir renkte olması içinde maden mi barındırması mıdır?

20150530_120815

Daha da ilginci çam ağaçlarının altındaki kayalar simsiyah. Sanki ağacın gölgesi öylece kalıcı olarak duruyor. İlk bakışta bu algı oluştu bende. Ama hava bulutlu ve güneş görünmüyor. Güneş olmayınca gölge de olmaz. Elbette gölge değil, acaba neden siyah renge dönüşmüş kayalar. Belki de çam ağacının reçinesi akıp kahverengi kayaların üzerinde tabaka oluşturup güneş ışınlarının yakmasıyla oluşmuştur. Benimki varsayım, belki de başka nedenden bu renge dönüşmüştür. İlginç olan beni her zaman cezbetmiştir. Bisikletle gezerken ilginç şeyleri görüp bakmak bana yaşadığımı ve özgürlüğümü anımsatır her zaman.

20150530_120839

Dağlar, tepeler, kırlar. Tepelerde seyrek ağaçlar. Kırlar daha yeni bahar ayına girip sarı çiçeklerini açmış. Hal böyle olunca durup keyfini çıkarmadan geçip gitmek olmaz. Sanki şiir gibi. Dağlar, tepeler, kırlar ve sarı, sapsarı çiçekler…

20150530_121001_HDR

İşte bu güzelliklerin içinde bisiklet sürerken birden karşıma insanların şehirlerde yaptıkları çirkin betonların kalıntıları karşıma çıktı. Şehirleri yeterince çirkin betonlara dönüştürdükleri yetmez gibi beton mikserleri artan betonları yol kıyısına döküp durmuşlar. Beton döküntülerine bakıp anladığım kadarıyla uzun süredir buraya beton dökülmekte. Üzerinde bu çirkin betonu örtmeye çalışan bitkilerden anlaşılıyor. Doğa bir şekilde bu pisliği yok etmeye çalışıyor ama nereye kadar. Mikserler burayı bellemiş sürekli beton dökmekteler. Elbette bu durumu görüp engelleyen yok. Engelleme ve ceza olmayınca bu güzelim Salda gölü giderek yok olacak gibi, yazık ki ne yazık.

20150530_121613

Böyle dur kalk, etrafı gör, resim çek, incele derken grup görünmüyor bile. Benim gibi meraklı olan yol arkadaşım Ferdimen ile beraber baş başa gidiyorum. Zaten kalabalığa gerek yok, böyle hayatımdan memnunum. Uzun ince bir yolda Ferdimen gidiyor.

20150530_122003

Neyse ki bizimle bir kaç kişi daha var gerilerde kalmış. Ferdimen beni ve arkamdaki kişiyi çekiyor.

IMG_0056

İşte bahar ayında coşmuş bir İğde ağacı, çiçeklerini açmış, mis gibi kokusunu etrafa yayıyor.

20150530_122235_HDR

Salda gölü kıyısındaki köylerden biri olan Doğanbaba köyüne giriş yapıyoruz. Bu köyde mola verilecek herhalde. Nüfus 500 olarak kestirip atılmış sanki. Düz hesap, nedense rakım önemli değil. Yazılmamış tabelaya.

20150530_122727

Köyün girişinde eski yapılardan kerpiç ev karşıma çıkıyor. Yapı olarak sağlam duruyor ama terkedilmiş kimse yaşamıyor içinde. Geçmiş yaşamlara özlemden midir nedir böyle evleri görünce bir başka güzel görünüyor gözüme. Taştan yapılmış temeli yüksek su basmanı, üstünde kerpiçten kalın duvarı kış şartlarına uygun. Çatısı ahşap piramit yapıda kiremit kaplı. Eve çıkış tahta merdivenle sağlanmış. Merdiven geniş balkona çıkıyor. Ahşap, taş, kerpiç gözüme daha sağlıklı görünmekte. Uzun yıllar beton evlerde oturmaktan yılmış olarak böyle evlerin özlemi bir başka. Durup ta izlemesi bile bana yetti.

20150530_123501_HDR

Köyün içinde terkedilmiş daha büyük bir ev dikkatimi çekti. Altı depo gibi yapılmış, ambar da olabilir. Üstünde iki ayrı ev tek çatılı. İlginç bir ev!

20150530_123635_HDR

Köyün meydanı geniş bir alan ve kilitli beton taş ile kaplanarak çamurdan kurtulmuşlar. Grup bisikletleri park etmiş köyün kahvelerinde dinleniyorlar çay içerek. Ben de bisikletimi park edip köyü resmediyorum gözümün gördüğünce.

20150530_123650_HDR

Hiç zaman geçirmeden terkedilmiş evi yakından görmeye gidiyorum. Evin üst katına tahta merdivenle çıkıyorum. Merdiven ustaca sağlam ağaçlardan terazide yapılmış. Uzun yıllar geçmesine rağmen hala sağlam görünüyor. Merdivenin yukarısı tahta kapakla kapatılmış.

20150530_124854

Tahta kapağı açıp yukarıya çıkarak evi yakından resim çekmeye başladım. Ev şahane yapılmış, terkedilmiş olmasına rağmen hala oturulabilir. Duvarlar kerpiç, evin giriş kapısı, yerler tahta döşeli.

20150530_124916

Evin balkonundan köyün meydanı. Meydanda dut ağaçları, henüz taze yapraklarını açmış. Dutlar daha olgunlaşmamış ama eli kulağında. Bir iki hafta sonra dut yenebilir. Rakım 1000 metrenin üzerinde olunca haliyle biraz daha geç olgunlaşıyor meyveler.

20150530_125024_HDR

Telefonu birine verip resmimizi çektiriyorum evin balkonunda. Resmi çeken de ekranda görüntüyü göremediğinden sol tarafta parmağının bir kısmını da çekiyor farkında olmadan. Devrim ile balkonda çekiliyoruz bir poz.

20150530_125236_Burst04

Odanın içinde ocak var, bir zamanlar kullanılmış ama sobalar çıkınca bacaya bir delik açılarak soba ile ısınılmış. Borular hala duruyor ocağın içinde.

20150530_124953

Pencerede hala perde duruyor. Ortasında dama masası ve içi boşaltılmış tahta sandık. Bir de tahta 1 metre. Evin sahibi dama sever terzi olabilir.

20150530_124930

Başka bir odanın duvarları çamur sıvalı sağlam duruyor. Duvarın birinde süs olarak yapılmış boncuk ve kırmızı ve mavi kurdele ile süslenip örülmüş ortasında ay yıldız bir kuşak. Öylece çiviye asılmış. Kim bilir neler yaşanmıştır bu süs eşyasının önünde, bilinmez hikayeler boncukların içine sinmiştir.

Evin yaşlı nenesi yüzü kırış kırış olmuş, neler görmüş neler geçmiş başından. Yazmaya kalksan sayfalar sığmaz yaşadıkları. Sadece birini anlayayım size;

Soğuk bir kış akşamında, dışarda kar metreyi geçmiş, kurttan başka hayvan dolaşmaz bir saatte, nene torunlarını karşısına almış öğüt veriyor. Ocakta yanan meşe odununun alevi kırışmış yüzündeki çizgileri daha da derinleştirmiş. Ama sesi tatlı, dinlenesi, kulak verilesi bir tonda öğüdünü veriyor torunlarına. Hem de altın bir öğüt, paha biçilmez…

Gomşuluk insanın akan damarıdır. O damarda gan durdumudu tıkanır galırsın. Tat olursun Allah etmesin.

Ben gomşumun her huyunu beyenmen, o da benimkini beyenmez Allah va.

Emme hasta olusun dibindedir, Düğünün olu kapındadır, ölün olur, sarar başına gara cemberi yasındadır.

Datlı bişe bişirsin koka hak geçe deye getiri. Ağır işin olu ucundan duta.

Acele yetişcendir, gapını gapa, çocunu doyuru baka malına maşadını böğürtmez.

Gocanlan gavga et, gelir sakinle ökene ket vuru. Akıl veri vurup çıkıp gitmezsin. Iki gün sona gide öteki gomşularla lafını ede emme osun. Annecen gız gadın abam gomcu candır cancağzındır, yardır yarendir, anadan doğmayan gardeşdir.

Bişmişine daşmışına – gelmişine geçmişine – hırlına hırsızına-ölüne dirine- varına yoğuna, yazına gışına, yazgına gaderine ortaktır.

Gıymat bilcen dorunlarım, akıbeti hayır olsun gonşulamın……

esmaeseraçıkgöz

Duvarda asılı, boncuklu süs eşyası. Baklava dilimi gibi örülmüş, altta mavi – kırmızı bezden süsler takılmış.

20150530_125412

Arkası puslu aynada kendimizi gördük yansıttığı kadarı ile. Bilinmez kimler geçmiştir aynanın karşısına.

Evin hanımı şöyle bir bakmıştır saçım düzgün mü.

Genç delikanlı ergenlik sivilcelerini yok etmeye çalışır aynanın karşısında. Yeni çıkan sakalları bu sırada fark eder. İlk başlarda yadırgar bu değişikliği, sesi de kalınlaşır bu aralar. Ama delikanlı olma yolunda abilerine yetişecektir.

Genç kız her gün aynanın karşısında saçını tararken hayallere dalar. Beyaz atlı prens ne gün çalacak kapısını saçını tararken.

Baba kırlaşmış sakalını jilet taktığı tıraş makinesi ile sinek kaydı kıvamına getirir. Sonrasında uzamış kır bıyıklarının uçlarını makas ile düzeltir aynanın karşısında. Köyde berber yoktur. Zaten kasabaya ayda yılda bir ihtiyacı olunca gider. O zaman berber koltuğuna oturup saçını kestirir. Ardından köselede yeni bilenmiş ustura ile sakal tıraşı olur. En çok sevdiği usturanın sakalını keserken çıkardığı tını. Bu tını usturanın kalitesini belirler.

Taze gelin aynada saçını her gün tarar, ardından çeyizinde getirdiği allık, far, rimel ve ruj ile makyajını yapar. Her zaman kocasına ve evdekilere güzel görünmek ister.

Gelinler aynada saçını tarar,
aynanın içinde birini arar.
Elbet böyle sizi de aradılar.
Gelinlere kıymayın efendiler.
          Bulutlar adam öldürmesin.

Nazım Hikmet RAN

Aynaya yansıyan görüntümüz, Devrim ve ben. Benim yüzümde cep telefonu. Cep telefonumla resmi çekiyorum.

20150530_125621

Buranın kıymalı tostu meşhur olduğundan tost yemeğe gidiyoruz. Tostçuya birer tost ısmarlayıp sıramızı beklemeye başladık. Tostçunun başı kalabalık, tost makinası da bir tane olunca. Tost yarım ekmek büyüklüğünde bir ekmek, ilk önce tereyağı sürülüyor. Ardından domates salçası bir miktar. Ekmeğin bir tarafına daha önce kavrulmuş kıyma konduktan sonra üstüne rendelenmiş kaşar peyniri. İşte kaşar peyniri tosta gerçek tadını veriyor. Son olarak üstüne maydanoz serpiştirilerek ekmek kapatıldıktan sonra sıcak makinada bir süre preslendikten sonra afiyetle yeniyor.

20150530_130529

Tostu tabi ki tek başıma yemiyorum. Ortadan ikiye bölerek Devrim ile birlikte yiyoruz. Tostları tadına bakalım diye yedikten sonra köyün meydanına giderken yıkık bir ev dikkatimi çekti. Evin çatısı çökmüş, çatı çökünce de evi onarmak yerine başka bir eve geçerek öylece kaderine terk edilmiş. Böyle yıkıntı evler köyü kötü gösteriyor. Ya onar ya da yık yerine yenisini yap.

20150530_131250

Bakın neler yapıyor yaramaz çocuklar, taze papaz eriğini bulmuşlar bir kaç tane çalarlarken yakalıyorum.

20150530_131708

Köyün meydanına geldim, meydanda bir çok kahve var. Zaten köylerde kahveden başka bir mekan yok Tostçu haricinde. Çay içmek için kahvenin birine giderken Antik sütün başı ve altında dikdörtgen prizma mermer taş var. Taşta süslemeler yapılmış kabartma olarak. Dikdörtgen taş sanki Romalıların kilometre taşına benziyor. Buralarda bir yerlerde antik bir kent olma olasılığı yüksek. Ama bildiğim kadarı ile yakın çevrede antik bir kent görünmüyor. Bu antik taşların nereden geldiği belli değil. Belki de hazine arayanların antik kentlerin birinden alıp buraya getirilmiş olabilir. Büyük bir olasılıkla bu taşı buraya getiren taşa kendi ismini ve getirdiği yılı yazmış. “Etem Zengin 1947” Altta da Ay Yıldız ve Usta Ali Kanat – Lütfü Sıy yazısı daha eski kazıldığı anlaşılıyor. Kendini usta diye yazanlar hazır yontulmuş, işlemeli binlerce yıl önceden kalma taşa doğru dürüst isimlerini bile yazamamışlar. Tarihi yapıları böylece yok etmişler bilmeden cahilce.

20150530_132032

Köyün az yukarısında seyir tepesi var. Gölü olduğu gibi görüyor, manzara süper. Hava kapalı ve bulutlu olmasına rağmen göl ayrı bir güzelliğini gösteriyor bana. Doyasıya seyrediyorum hafif rüzgarın esintisiyle. Sol tarafı çekiyorum, kalın bulutlar, göl ve dağlar.

20150530_133342

Sağ tarafı da çekiyorum. Salda gölünün üç tarafı dağlarla çevrili. Yeşilova kasabası tarafı düz arazi.

20150530_133345

Seyir tepesi köyden biraz yüksekte. Böylece köyü de resmediyorum.

20150530_133353

Benim gibi fotoğraf meraklısı olan Devrim de yanımda. Birlikte poz veriyoruz iki doğa aşığı olarak. İkimiz yan yana, birer elimizi havaya kaldırmışız.

20150530_133915

Köydeki molamız biraz uzun sürdü ama benim için çok iyi oldu. Bir çok resim çektim, köylülerle sohbet ettim. Bir zamanlar yaşanmışları sanki tekrar yaşadım terkedilmiş evlerde. Mola bitimi ile grubun arkasından gitmeye başladık. Yönlendirmeciler bizi öğle yemeğini yiyeceğimiz piknik alanına girmemizi sağladı. Öğle yemeğini ayak üstü çam ağaçlarının altında yedikten sonra gölün kıyısına kahve içmeye indik. Kıyıya ulaşmak o kadar kolay değil. Hem kum hem de bazı yerlerde sulak ve batıyorsun. Sadece ben bisikletle kıyıya kadar geldim, kahve takımı bende ne de olsa. Ferdimen beni çekiyor arazide bisiklet sürerken.

IMG_0097

Hiç zaman geçirmeden kahve takımını çıkarıp kahveyi yapmaya başladım. Devrim de yardım etmek istiyor ama yardım edilecek bir durum olmadığı için sadece merakla kahveyi yapmamı seyretmekle yetiniyor.

IMG_0099

Her zaman olduğu gibi şanslı olan 3 kişi kahvemi içebiliyor yanımda. Şanslı olanlar da mutlu bir şekilde kahvelerini yudumluyor. Şimdiye kadar tarih boyunca ilk defa burada kahve pişirilip içiliyor sanki. Ben de burada ilk kahve kokusunun etrafa yayıldığını biliyorum. Yaşamımda ilkleri yaşamayı ve yaşatmayı paylaşmayı seviyorum.

IMG_0101

Ferdimen de bu arada boş durmayıp kendine göre resimler çekiyor çaktırmadan. Ne de olsa o bir sanatçı ve çevresindeki çekilebilecek yerleri görmesini çok iyi görebilme yeteneğine sahip. Zaten önemli olan basit şeyleri olduğu kadarı ile değişik açılardan çerçeveye sığdırabilmek. Ferdimen de bunu en iyi şekilde yapabiliyor. Bisikletimin gidonundaki takılı tabelayı çekiyor. Üzerinde Urim Babacan yazıyor. Altında Salda gölü manzarası. Gidonda asılı olan kaskımda 660 yazıyor. Aslında kask ters olduğundan 099 yazmakta.

IMG_0103

Ferdimen beni oturmuş ufka bakarken çekiyor derin düşüncelere dalmış halde.

IMG_0105

Bisikletimin ön tekerleği arkasında yerde oturmuş olarak çekiyor Ferdimen.

IMG_0107

Gölün etrafı beyaz çakıl taşları ile kaplanmış. Beyaz taşlar sadece burada var, başka yerde bulamazsın. Beyaz taşlar Salda gölüne bu güzelliği sunuyor.

20150530_142504

Salda gölüne güneş ışınları vurunca daha da güzelleşiyor. Fotonların su içindeki beyaz taşlardan yansıyıp kırılmasıyla turkuaz bir renge bürünerek bizlerin ruhunu okşamakta. Bununla birlikte kıyıdaki çimlerin yeşil tonu ve çam ağaçlarının koyu yeşil tonuyla birleşince harika bir görsel şöleni yaşıyorum. Bu muhteşem manzarayı seyretmeye doyamadım. Sanki zaman durdu, varsın gitsin bisikletçiler umurumda değil. Güzelliği yerinde yaşamalı ruhuma işlemeli. Ve bu güzelliği yaşarken sizleri de düşünerek resmediyorum.

20150530_151852

Grubun ardından ben de hareket ediyorum, sık sık durarak gölün güzelliğini seyredip, resim çekerek gidiyorum. Yol biraz yüksekte, çam ağaçları ve aşağıda gölün kıyısı.

20150530_152321

Gölün suyunun çekildiğini buradan daha iyi anladım. Ağaçların bittiği yere kadar göl varmış, su azalınca ne kadar çekildiği anlaşılıyor. Ama güzelliğinden hiç bir şey kaybetmeden.

20150530_152705

Manzara güzel olunca duruyoruz, güzelliği bize sunan Güneş’e ve turkuaz renkli Salda gölüne saygı duymak gerek.

20150530_152809

Doğasever, artçı olarak keyfimizi çıkara çıkara kameraya poz veriyoruz bir kaç kişi. Üç kişi ellerimiz havada resim çekiliyoruz.

20150530_152910

Aramızda keçi gibi yamaçlara tırmanan var. İnerken dikkatli iniyor. Resim çekmek zahmetli iş ne de olsa. Devrim yamaçta inerken.

20150530_153126

Yolun kıyısında köylünün biri tarlasını satmak için kendine tabela yazmış! Bu tarla Satlık., cep telefonunun rakamları anlaşılır gibi değil.

20150530_153340

Gölün kıyısının her kıvrımı ayrı güzel.

20150530_153516

Yarın buraya geleceğimizden beyaz kumların olduğu yere girmeden geçip gideceğiz. Yay çizmiş sahil, turkuaz rengi ve beyaz kumsalı ile harika bir yer. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

20150530_154617

Yol harika, bizler harika, hava harika, bulutlar harika, arada bize yüzünü gösteren Güneş harika. Daha ne isteyeyim ki hayattan. Dört kişiyi arkadan çekiyorum bisikletlerin üzerinde.

20150530_154812

Harikalar diyarında bisiklet sürmekteyiz. Beyaz kumsal hizasındayım, göle girinti olarak görünen beyaz kumsal su çekildikten sonra ortaya çıkmış gibi görünüyor. Göründüğü kadarıyla küçük tepeler şeklinde kumsal. Aslında buraya beyaz adalar deniliyormuş. Tepeler ada olarak gölün içinde yer almış. Suların çekilmesiyle adalar da ortadan kalkmış doğal olarak. Yine de bir kaç küçük ada su içinde var.

20150530_155130

Salda gölüne adını veren Salda köyünden geçiyoruz. Salda gölü, şirin, sakin bir köy. Tabelada yazdığına göre nüfusu 1263. Bayağı büyük bir köy olmalı.

20150530_155307

Köyün içinden geçip giden yol kilitli beton taş ile döşenmiş. Sokaklar tertemiz, Evler iki katlı şirin bir köyden sakince geçiyoruz. Gerçi bir tane bina iki kattan fazla yapılmış köy evlerine inat. İnsanların hırsı, doymazlığı hiç bir şeyi dinlemeden sadece kendi çıkarları doğrultusunda her şeyi yapma özgürlüğüne sahip. Yasalar var ama denetleyenler mal sahibi olunca kim dur diyecek acaba merak ediyorum. Köyün caddesinde giden bisikletçiler.

IMG_0126

Her fırsatta durup resim çekiliyoruz. Hele böyle bir manzarada çekilmez mi? Beyaz çiçekli haşhaş tarlası, arada kırmızı gelincikler. Ardındaki tarlada da yine beyaz renkli afyon çiçekleri. Çok güzel renk uyumu sağlamış. Resimde o kadar belli olmuyor ama gözle görünen daha canlı ve daha harika. Doğanın bahar ayında bizlere sunduğu doğal güzellikler bizi mest ediyor adeta. Devrim tarlanın başında iken resmini çekiyorum.

20150530_160532

Biz ne kadar oyalansak ta grup bizleri bekliyor bir yerde. Biz de sonlarda olduğumuz için gelir gelmez hep birlikte hareket ederek yola çıktık. Bu yol Denizli bağlantılı ve trafik biraz artmaya başladı. O yüzden tek sıra yolun sağından gitmeye başladık. Yolun ortasından giden grubu çekiyorum, yol sola doğru yay biçiminde. Sağdaki uyarı tabelasında geyik çıkabilir uyarı levhası var.

20150530_160950

Tek sıra giden bisikletçiler, yol hafif yukarı çıkıp sağa dönüyor.

20150530_162649

Yola çıktıktan sonra hiç durmadan kamp alanına geldik. Gelir gelmez terli çamaşırları yanıma alarak gölde duşumu bir güzel alarak rahatladım. Çamaşırları da yıkadım. Göl biraz dalgalıydı ama idare ettik. Rüzgar akşam serinliğini getirmeye başladı. Fazla oyalanmadan çadıra gidip giyiniyorum. Yemek zamanı gelince hep beraber yedikten sonra henüz hava kararmadan kamp ateşi yanmaya başladı. Ateşin etrafında ilk önce üşüyenler toplanmaya başladı. Yanan odunların sarı alevleri bayağı büyük.

20150530_195920

Ateşi sürekli odunla besliyoruz. Buralarda yakacak odun bol olunca doymak bilmeyen ateş canavarını sürekli besliyoruz.

20150530_202208_HDR

Ateşin başı iyice kalabalıklaştıktan sonra ilk önce Antalya bisiklet derneği başkanı Nafiz Sağdur festival düzenleyicisi olarak bir teşekkür konuşması yaptı. Henüz kendisi ile pek tanışamadım ama iyi bir organizasyon yaptığı belli. Hem de Antalya’dan uzakta ve dünyanın en güzel gölünde. Kendisine ve emeği geçenlere teşekkürler. Konuşurken çekiyorum mikrofon elinde.

20150530_214800

Ateş varsa müzik te var, müzikte oynak oyun havaları da olunca eller havaya kalktı. Eller havaya kalkınca göbek yerinde durur mu? durmaz. Göbekte başlar atmaya ellerin ritmine ayak uydurup. Göbekler iyi atınca paralar havaya uçuştu coşkulu olarak. İşin kısacası vur patlasın, çal oynasın. Keyfimiz yerinde. 200 Euroluk banknotlar havada uçuşuyor. Antalyalılar zengin olmalı. Festivali düzenleyenlerden Çilem ile karşılıklı göbek atarken Ferdimen bizi çekiyor.

IMG_0132

Ateş başında oynamak gibisi yok. Rakım yüksek olunca gece serinliğinde oynamaktan başka çare kalmıyor. Oynarken daha da ısınıyorsun. Karşılıklı göbek atıyoruz sürekli.

IMG_0135

Havanın serinlemesi göbek havası ile ısınmaya dönüştü. Ama pek oynamaya alışkın değil diğerleri. Olsun oynamayan kurtlarını dökemez içinde kalır. Fırsatını bulunca hiç kaçırmam başlarım oynamaya. Ne kadar kurt varsa hepsini dökerim bir tane bile bırakmam. Müzik eşliğinde oynamak, dans etmek bana bir terapi gibi gelir. Yorgun bedenim hareket etmeyen yerlerimi oynarken hareket ettirerek her tarafıma masaj yapıldığını hissederim. Hele göbekler karşılıklı atmaya başlayınca tempo da artar. İşte sağlık ve mutluluğun formülü.

IMG_0133

Gecenin ilerleyen saatlerine kadar ateşin başında hem oynadık hem de ısındık. Ateş sönmeye yakın üzerim soğumadan çadıra gelerek bu gün yaşadıklarımı beynimin derinliklerine kaydediyorum. İlerde hatırlamak için. En güzel günlerden birini yaşadım ve mutluyum.

Bu gün yaptığım yol 34 Kilometre civarı.

Yaptığımız yolun haritası aşağıda

Powered by Wikiloc

Denizli Salda Gerisi Antalya Mersin 10. ve 11. Gün

28 – 29 Mayıs 2015 Perşembe – Cuma

10. Gün 11. Gün

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

(Resimlerin bir kısmı Ferdimene aittir)

Salda Tatili

 

Dünya o kadar büyük ki;

Bir noktayım ortasında, ne yapsam.

Bazan da o kadar küçülüyor ki dünya,

Devrilecek sanıyorum, kımıldarsam.

Özdemir Asaf

 

Öne çıkan görsel, Ferdi ile ben Salda gölünün kumsalında poz veriyorum. Gölün turkuaz rengi ve muhteşem dağ.

11357098_10153379104959802_4487207861357450547_o

Çadırın delik olmasından tavşan uykusuyla geçen gece sabahın ilk ışıklarıyla bitti. Tavşan uykusu olsa da iyi uyudum sayılır. Bin metrenin üzerinde olmamız minik yaratıkların gece pek dolaşmasına izin vermiyor. Uyanınca ilk işim çadırın içinde misafir var mı diye bakmak oldu. Neyse ki davetsiz misafir gelmemiş. İçeriden deliği çekiyorum.

20150528_075738

Çadırımın fermuarını açtığımda ilk gördüğüm Ayşe isimli köpek. Acaba suçlu suç yerine mi geldi? Pek te suçlu gibi durmuyor ama şüphelilerden birisi gözüyle bakıyorum. Gerçi gece bizi beklemiş o yüzden şüpheleri azaltıyor. Köpek tarçın renginde yerde oturuyor.

20150528_075815

Yanımıza pek yanaşmayan esas şüpheli siyah dişi köpek. Yavrusu olan dişi köpeğin suç işlemesine yatkın görünüyor. Uzaktan onu çekiyorum.

20150528_080207

Sabah tembelliğini yaparak hiç acele etmeden sabah kahvaltısını mutlulukla ilişkilendiriyoruz. Ardından kahve keyfini çıkarmadan olmaz.  Sabah güneşi altında bitlerimiz olsaydı kabarırdı gerçekten. Masada oturmuş halde otomatik çekiyoruz kendimizi. Kahve ocağı ve cezve yerde. Ferdimen ayaklarını uzatmış, gölgede oturuyor.

20150528_104615

Turumuzun en güzel tatilini yapmaktayız kahve içerek. İki uzun saçlı adamın tatili. Tüm gece bizi bekleyen Ayşe de tembel tembel yatmakta yanıbaşımızda.

20150528_105553

Kahvaltıdan sonra çadırdaki deliği nasıl kapatırız  diye düşünürken Ferdi de bulunan geniş yara bandı bu işi çözüyor. Arkadan önden çift taraftan bantları yapıştırarak yırtık yerleri kapattık. İçim artık rahat, sorunu böylece çözmüş olduk. Şansıma yağmur geçirmeyen örtüye zarar vermemiş. Sadece iç kısımdaki tül örtüde yırtık var. Yağmur yağsa da çadırın içine su girmesi pek olası değil. İlk olarak dıştan bantla yapıştırdığım yeri çekiyorum.

20150528_145647

Bir de içten çekiyorum, bant gayet iyi yapıştı ve delikleri kapattı.

20150528_145704_HDR

Bu gün büyük buluşma, biri doğudan biri batıdan iki dostum gelecek. Onlar için tuğladan kürsü yapıp derecelendirdik. 2. ve 3. lük kürsüsü. Elbette 1. belli Ferdi ve ben. Biz önceden geldiğimiz için 1. lik bize ait. Bakalım ilk gelen kim olacak. Bu gün hava kapalı, arada yağmur nedeniyle tatilimizi tembellikle geçiriyoruz. Yemek, kahve, ve çay dışında pek bir şey yapmadık tüm gün boyu. İki tuğla üst üste, üzerine 2 yazdık. Yanına da tek bir tuğla, üzerine 3 rakamını yazdık. Kürsü yarışmacıları bekliyor.

20150528_164546

Ve ilk gelen Şafak Omaç oluyor. Burdur gölünden buraya kadar berbat bir yola girmiş. Üstüne bir de yağmura yakalanmış. Öyle olmasına rağmen hayatından memnun ve gülümsüyor. İşte benim arkadaşım, ne olursa olsun yolda olmaktan hoşlanıyor. Kendisi tek başına yolda olduğu için adını Yalnızkurt olarak adlandırıyoruz. Ferdi kendi kamerası ile çekerken ben de ikisini birlikte çekiyorum. Şafak bisikletin üzerinde.

20150528_183311_HDR

Üstünde yağmurluk var ama çorapları ıslatmamak için poşetleri geçirivermiş ayaklarına. Üzerine de sandaleti giymiş. Yol yapımı nedeni ile yağan yağmurun çamurlaştırdığı yoldan gelince bisikleti ve ayakları çamur içinde. Poşetli akaklarını çekiyorum yakından.

20150528_183331

Şafak geldikten sonra beklemeye devam ediyoruz kamp girişinde. Dengesiz İrfan pek bekletmedi bizi. O da bir süre sonra göründü ve yanımıza gelince resimledim bir poz. Ne de olsa Dengesiz.

20150528_184453

Dostlarımız gelir gelmez çadırların olduğu yere gelerek 2. lik ve 3. lük kürsüsüne çıkarıp ödüllendiriyoruz yarışmacılarımızı. Gerçi İrfan uzun boylu olmasına rağmen Şafak ondan biraz uzun. Hal böyle olunca aradaki bir tuğlalık fark arayı açmış durumda.

IMG_1190

Evden aldığım can sıkıcı ama üzücü olmayan bir haber yüzünden biraz moralim bozuldu. Şükür ki kötü bir şey olmamış, cana geleceğine mala gelsin. Misafirlere yemek yaptırmıyoruz Ferdi ile. Bol acılı bir melemen yumurta, domates ve biber bir kaç tane de acılarından ohhhh mis gibi. Akşam yemeğini hallettikten sonra restoranda oturup birer bira ile büyük buluşmayı kutladık. Herkes yolda yaşadıklarını sırasıyla anlatıyor. Ardından gidilecek yerleri konuştuk. Uzun süredir görüşmediğimden anlatacak birikmiş maceralarımız çok. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık bile. Dostları İzmir dışında görmek bir ayrıcalık benim için. Akşamın ilerleyen saatlerine kadar oturup sohbet etik. Uykumuz gelince de çadırlara giderek yatık. Üçümüz birlikte oturmuş çekiliyoruz bir poz.

20150528_212517

Güzel bir uykunun ardından misafirlerimiz yoluna gideceklerinden erkenden kalktık. Doğudan gelen batıya, batıdan gelen doğuya gidecek. Ortak buluşma noktası ikisinin de yaptığı yolun tam da ortalarına denk geldi. Sabah yağmurluydu o yüzden yakında bulunan konteynerde kahvaltıyı yapacağız. Çayı demleyip kahvaltılıkları ortaya çıkarıp bir güzel kahvaltı yaptıktan sonra sıra geldi kahve keyfine.  Ferdimen dengesiz İrfan ile masada oturmuş olarak çekiyor.

IMG_1195

Misafirlerin toplanmalarına yardım ediyoruz Ferdi ile birlikte. Hava da bir kapanıp bir açıyor. Şafak Ferdi ile beni çekiyor kendi kamerası ile.

11639054_1049572025076762_2003564765_o

Çadırları toplarken Şafağın fotoğraf makinesini elçek sopasına takarak elçek pozu aldık. Ferdi, ben ve Şafak.

11641929_1049572055076759_913241061_o

Misafirlerimize Salda gölü kıyılarını gezdiriyoruz. Salda gölü Türkiye’nin en derin gölü ve suyu sodalı olduğunu belirtiyoruz. Havanın serin olması gölde yıkanmaya elverişli değil o yüzden girmiyor misafirlerimiz göle. Salda gölü manzaralı hatıra resmi çekiliyoruz dördümüz Daltonlar gibi.

IMG_1196

Ahmet te bizlere bahçede birer nescafe ikram ediyor yeni boyanmış masada. Ferdi beşimizi de çekiyor elçek.

IMG_1198

Gün fazla yükselmeden yola çıkma zamanı diyerek ilk hazır olan İrfan ile vedalaşıyoruz. Yolunun açık olması dileklerimi ileterek kucaklıyorum dostumu.

IMG_1199

Dengesiz İrfan en son geldiği için ilk önce o yola çıkıyor. Uğurlama töreni ile yolcu ediyoruz, yolun açık olsun can dostum. Tekrar görüşme dileği ile. İrfan bisikletine binmiş gidiyor.

20150529_094043

İfan gittikten sonra sıra geldi Yalnız kurt Şafağa. Şafak ile en içten dileklerimle kucaklayıp vedalaşıyorum. Can dostum, daha önce güzel turlar yaptık ve daha da yapacağız. Onunla da kucaklaşıp vedalaşıyorum.

IMG_1203

Şafak ta yola çıkıyor ve ona da uğurlama töreni yaptık. Yolun açık olsun can dostum. İzmir de görüşme dileği ile hoşça kal. Dostları uğurlamak biraz hüzün verici. Ama ayrılık tekrar buluşmayı getirir.

20150529_102413

Dostlar gittikten sonra güneş bulutların ardından kendini gösterdi. Bunu kaçırmamak gerek diyerek hemen su donumu giyip göl kıyısına geldik. İlk önce Ferdi benim resmimi çekiyor. Göl ve dağ manzaralı. Önde de göl suyu birikmiş.

IMG_1211

Ferdimen fotoğraf makinasını tripoda ayarlayıp 10 saniye zamanla kendisi de yanıma gelerek beraber çekildik. Zamanlama mükemmel ve manzara harika güneşin ışıkları altında. Gölün rengini turkuaz rengine bürümüş. İşte Salda gölünün özelliklerinden biri. Kıyılarındaki beyaz çakıl ve kum ışınlar vurunca turkuaz rengi ile ayrı bir güzellik katmakta. Dünyada başka bir yerde bulamazsınız bu rengi ve manzarayı. Biz de burada olmaktan mutluyuz ve keyfimiz yerinde olarak tadını çıkarıyoruz yaşamın. Öndeki su birikintisine yansıyor görüntümüz. Arkamızda muhteşem bir dağ boy gösteriyor. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

IMG_1212

Tadı sadece resim çekilerek çıkmaz, turkuaz renginin içinde bir parçası olmalı. Ben de kendimi balıklama bırakıyorum dünyanın en güzel gölüne. Ayaklarımla suyu sıçratıp ileriye doğru uçarken Ferdimen beni havada yakalıyor turkuaz renginde.

IMG_1213

Ferdi de fırsatı kaçırmıyor ve zamanlı resim çekiyor tam zamanında gölün içinde ikimizi.

IMG_1216

Gerçekten harika bir göl, serin sularda tadını çıkarıyoruz. Aynı zamanda hem banyo hem de duşumuzu alıyoruz. Sodalı su tertemiz yapıyor. Saçlar ipek gibi oldu, taramağa bile gerek yok. Bir daha çekiliyoruz gölün içinde ikimiz.

IMG_1217

Arada bir güneşlenip iyice ısındıktan sonra tekrar hop dalıyorum cam gibi suyun içine. Günü Salda gölüne girerek değerlendirdik. Benim cep telefonum ile Ferdimen beni çekiyor tam sıçrarken.

20150529_104634

Ardından suya paralel olmuş halde bir daha havada yakalıyor beni.

20150529_104634(1)

Mayıs ayının sonlarındayız, havalar yağmurlu ve serin. Henüz sezon açılmadığından gölün kumsalında kimse yok bizden başka. Bunun tadını çekiyorum kumsalı ve turkuaz gölü.

20150529_110925

Burası belediye halk plajı, belli bir uzaklıkta şamandıralar konulmuş. Yüzenler buradan öteye gitmesin diye. Gölde girdaplar olduğu söyleniyor, tehlikeli.

20150529_110935

İşte sadece Salda gölünün olduğu yerde olan beyaz taşların göle kattığı doğal güzellik. Taşlar kırıldıkça kristal yapısından dolayı ışığı yansıtırken kendini daha da beyaz görünmesine neden oluyor. İşte bu kristaller sodadan oluşmuş ve bir kısmı çözünerek suyun sodalı olmasını sağlamıştır. Az miktar da magnezyum içerir. Gölün çoğu yerinde kil çamuru bulunur kıyılarında ve göl suyuna karışmış soda ve magnezyum çamurla birlikte cilt hastalıklarına iyi geldiği belirtiliyor. Özellikle sivilcelere iyileştirmede yararlı. Solda göl, sağda çakıl taşlarını çekiyorum.

20150529_110952

Günün diğer zamanını çadırın yanında sevimli Ayşe ile geçiriyoruz. Sanki kırk yıllık dostmuşuz gibi ön patisini bacağıma koyarak poz veriyor bir dost gibi. Artık kesin olarak çadırıma zarar verenin bu sevimli yaratık olmadığına inandım. İşletmeci Ahmet’e siyah dişi köpeğin yiyeceği almak için çadırımı yırttığını söyledim. O da belediyeden yardım isteyip köpeği şehrin diğer tarafına yolluyor. Çünkü akşam festival için geleceklerin çadırlarına da zarar verebilir. Ferdimen Ayşe ile beni çekiyor.

IMG_1248

Ferdimen Ayşe’yi severken ben de onları çekiyorum.

20150529_174209

Akşam olmadan Burdur yönünde gözüm, Burdur Salda gölü festival katılımcıları gelecek. Geliş yönünde beklemeye başladık Ferdi ile. Gündüz bir ara yağmur geçişi oldu. Biz ıslanmadık ama yolda olanlar mutlaka ıslanmıştır yağan yağmurda. İlk gelen grubu görünce karşılamaya çıktım. Bakalım kim dördüncü gelecek?

20150529_160940_HDR

Ve dördüncü gelen tanıdık birisi Devrim Dağ. Beni görünce gülücükle selam veriyor henüz durmadan. Görünümü berbat, çamur içinde ve yağmur ıslatmış. Sağ elini havaya kaldırmış selam verirken bisikletin üzerinde çekiyorum bir poz.

20150529_160959_HDR

Grup gelir gelmez festival afişini kamp giriş yerine asıyorlar. Festivali düzenleyen Antbisder yazılmış afiş üstüne. Solda da Antbisder derneğinin logosu. Mavi beyaz bir dünya şeklinde.

20150529_163243_HDR

Grup ile beraber İzmir den arabası ile gelen Mustafa ısmarladığım çadırı getiriyor. Hemen parasını veriyorum sıcağı sıcağına. Mustafa ile yanında gelen Ahmet ve Şeref ile de buluşuyorum. Şimdilik çadırım bant ile onarıldı, idare edebilirim. Festivale gelen tanıdıklar ile selamlaşıp kucaklaşıyoruz. Yolda gelirken yağmura yakalanmışlar ve yol yapım çalışmaları nedeni ile toprak yolda çamura batmışlar. Herkes kamyondan eşyalarını alma telaşına girdi. Bir an önce kuru giysilerini giymeleri gerek. Benim katılacağımı duyan Devrim sadece beni görmek ve beraber pedallamak için festivale katıldı. Bu durumdan dolayı bir hediye vermeli ama ne diye düşünürken aklıma çadırının nasıl olduğunu sormak geldi. O da çadırının yazlık olduğunu ve su alabileceğini söyleyince yeni gelen çadırı vermeye karar verdim. İlk önce çaktırmadım hediye olarak vereceğimi. Bendeki yeni çadırı kurabileceğini söyleyerek hemen yanımızda onun için hazırladığım yere kuruyoruz. Her ne kadar nasıl olur, olmaz itirazlarına karşılık vermeden kuruverdim çadırı bir çırpıda. Hem yağmur da yağacak, ıslanmamalı değil mi. Çadır kurulup eşyalarını içine yerleştirdikten sonra şöyle bir hasret kahvesi içmeli diyerek uzun süredir görüşmediğimizden yaşadıklarımızı kahve içerek anlatmaya başladık. Özlemişim sesini, sohbetini, cana yakınlığını. Sesi de çok güzeldir, yanık türküler söyler ve alır uzaklara götürür. Devrim, Ahmet ve beni çekiyor Ferdimen kahve pişirirken.

20150529_175705

Festivali düzenleyenlerden katılımcılara verilen forma, ve diğer eşyaları alarak kaydımızı yaptırdık Ferdimen ile birlikte. Artık yemek yapmayacağız iki gün, festivalden yemek yiyeceğiz. Akşam yemeğini hep birlikte yedikten sonra gazinoda sohbete devam ederek zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Uzaktaki dostlarla buluşmak, hasret gidermek, sohbet etmek insana mutluluk veriyor. Uzun süre görmediğin dostları görüyorum, sağlıklı sıhhatli ve  bir o kadar neşeli. Sohbetler daha çok hangi festivale katıldın, bundan sonra hangisine katılacaksın diye oluyor. Bizimkisi diğerlerinden farklı olduğu için anlatmamız daha uzun. Herkesin işi gücü var ve Pazartesi işine dönecek. Biz ise yolumuza devam edeceğiz ve yolumuz daha da uzun. Bir kaçı ile de tekrar görüşeceğiz yol boyunca. Hedefimiz Antalya ve Mersin. Sohbet gecenin yarısına kadar devam etti. Salonda birer ikişer azalmalar olmaya başladıktan sonra yatma zamanı diyerek çadırlara çekiliyoruz. Yağmur yağmaya başladı bile çadırlara giderken. Sabah dinç olarak kalkmak için uyumalı ve tatilimiz de bitti. Yarın festival başlıyor.