Etiket arşivi: Malatya

Nemrut Turu 4. Gün

17 Ağustos 2014 Pazar

Nemrut – Tepehan – Malatya – Garaj – Ev

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

“Gökler yoktu bir zamanlar, 

Yeryüzü yoktu, yükseklik ve derinlik
İsim yoktu.
Toprak altında Apzu vardı yalnız,
İlk yaratıcı olan tatlı su.
Bir de acı su Tiamat vardı.
Bir de döl yatağına dönen Mummu;
O zamanlar tanrılar yoktu daha.

Birbirine karışmıştı tatlıya acı,
Örgülü kamışlar belirmemişti henüz,
Suları bulandırmıyordu sazlar.
Tanrıların adı yoktu, işte o vakit
Sürüklenip gelmiş çamurlarla dolu suda,
Apsu’dan ve Tiamat’tan, ansızın,
Tanrılar yaratıldı:

Çamurdan doğan Lahmu ile Lahamu,
Daha genceciktiler, boyları uzamamıştı,
Göklerin ufku Anşar ile yeryüzü ufku Kişar
Onlara göğün ve yerin çizgileri
Ufuklarda bulutları çamurlardan ayırdı.

Günler günleri kovaladı, yıllar yılları,
Anşar’la Kişar’ın ilk çocuğu Anu, boş gök,
Ulu Tanrı Ea’yı doğurdu kendi başına.
Ea, göğün ufkundan daha geniş bir akıl,
Benzerlerinin hepsinden kat kat güçlü..”

Mitoloji Şiirleri

 

Öne çıkmış olan görsel. Güneş ufukta doğuyor dağların arasından.

170820147757

Sabah gün ağarmadan saat 03:00 te kalktık. Kamyonetlere binerek zirveye çıktık. Kamp yeri ile zirve arası 3.5 km civarında. Zirveye vardığımızda henüz tan yeri ağarmamıştı.  Doğu terasında yerimizi alıyoruz. Bir süre bekledikten sonra doğu tarafı yavaşça ağarmaya, ufuk çizgisi kızarmaya başladı.

170820147739

Zaman geçtikçe etraf aydınlanmaya başladı. Gök mavi rengini aldı, yeryüzü hala alaca karanlık.

170820147740

Başsız olan heykeller ve Tanrıların oturdukları tahtlar Güneşin doğuşunu sessizce bekliyorlar binlerce yıldır bekledikleri gibi. Terastı Güneşin doğuşunu bekleyenler kaplamış.

170820147741

Tümülüsün altında ne var bilinmez ama o da sesizliğini koruyor.

170820147742

Güney tarafında ki dağlar seçilmeye başladı. O tarafta Atatürk barajı var, Türkiye’nin en büyük barajı. Baraj gölüne henüz ışıklar vurmadığı için görünmüyor.

170820147743

Akşam gördüğüm katır sabah yine gelmiş. Baraj göleti görünüyor silik te olsa.

170820147744

Ufuk yavaş yavaş kızarmaya başlıyor. Yakında güneş yüzünü gösterecek. İki kişi Güneşin doğmasını bekliyor.

170820147746

Beklenen an geldi, güneş kendini göstermeye başladı. İşte Nemrut dağından güneşin doğuşunu seyretmenin tadı. Ufuk çizgisi yüzlerce kilometre olması güneşin böyle görkemli doğmasına neden oluyor. Dünyanın hiç bir yerinde bu doğuşu seyredemezsin. Doğu ve Batı dinlerini birleştirmeye çalışan Komanege kralı Mitrhridates ve oğlu Antiokhos  Yunan ve Pers tanrılarını da birleştirip Nemrut dağında bu tapınağa dev heykellerini yaptırdı. Mithridates tanrılara Yunanca ve Persçe olan isimler verdi:

Apollo/Mithras – /Herakles Artagnes – Zeus/Oromasdes – Hera/Teleia – Hermes / Helios

Yeni bir din olarak yayılması için Doğu ve Batıya egemen olan Nemrut dağına tapınak yapıldı. Nemrut dağından bakıldığında uzak mesafeler görüldüğü gibi uzaklardan da Nemrut dağı ve tapınak rahatça görülüyor.

170820147747

Aşkın da payı var

Güneşin

parıltısında

ve erdeminde.

Güneş havadaki nem yüzünden alt kısmı kırmızı, üst kısmı sarı renkte görünüyor. Güneş tam dağdan ayrılmış durumda

170820147750

Güneş doğduktan sonra yükselmeye başladı gökyüzünde. Atatürk baraj gölü kendini  yavaşça gösteriyor.

170820147751

Güneşin doğmuş halini yakınlaştırıp çekiyorum. Resimde güneş tam görünüyor, henüz parlamaya başlamadı.

170820147752

Güneşin doğduğu tepeler ne kadar uzakta olduğu gayet net görülmeye başladı.

170820147753

Ortalık iyice aydınlandı, Tümülüs tüm güzelliğini gizemli bir biçimde gösteriyor. Tümülüs’ü oluşturan kireç taşlar bej renginde beyaza yakın, yumruk büyüklüğünde. Taşların hepsi aynı boyutta. 35 derece eğimli Tümülüs’ün yüksekliği 50  metre, genişliği 145 metredir. Denizden yüksekliği 2206 metredir. Tümülüs’ün altında Komanege kralı Antiochos’un mezarı olduğu düşünülmektedir.

170820147755

Güneş tamamen yükseldi. Akşam batışını seyretmiştim. Şimdi doğuşunu seyrettim, bu inanılmaz olayı yaşadım heyecanla. Şansımıza hava açık,

sakin ve güzeldi.

170820147756

Sıra geldi keyfimizin kahyasına, keyfimiz de kahve olunca kahya da dört köşe. Zaten dört fincanım var, şanslı olan benimle beraber beş kişi kahve içiyor. İşte şanslı  olanlar Özer Çatori, Hakan ve Nagehan bir fincanda içiyorlar. Dördüncü de Ahmet Leblebici. Özer Çatori elçek resim çekiyor kahve içerken.

ozercatori2

Kahve keyfinden sonra kamyonete binip kamp alanına gidiyoruz. Özer Çatori elçek resim çekiliyor kamyonet üzerinde, kamyonete doluşmuş durumdayız.

ozercatori3

Kamp alanına gelince kahvaltıyı yaptık. Ardından eşyaları ve çadırları toplayıp kamyonete yükleyerek yola çıkıyoruz hep beraber. Yandere köyüne kadar inişimiz çabuk oluyor. Köyde kısa bir mola veriyorum, buz gibi suları içip şişeleri tazeliyorum akan sulardan.

170820147758

Yalağın içindeki su o kadar berrak ki taşların rengi daha belirgin görünüyor.

170820147759

Yandere köyü çukurda kaldığından köyden sonra tırmanma başlıyor. Ağır tempoda Tepehan’a kadar çıktık. Tepehan’dan sonra tekrar iniş başladı, iniş burada fazla değil. Mollahan çayına kadar indikten sonra Kube dağına tekrar tırmanışa geçtik. İşte bu tırmanmada hava o kadar ısındı ki başım resmen kaynadı. Çıktıkça daha da ısınıyor. Su tüketimi fazla, yanımda bol miktarda var. Öyle bir an geldi ki dayanacak gücüm kalmadı. Güneş tepemde kavuruyor, bir taraftan da acıktım. Yemek yenilecek yere 3 km kala kamyonete biniyorum. Kendimi fazla zorlamanın gereği yok. Lokantaya gelince bisikleti indirerek elimi yüzümü çeşmede bol su ile yıkayıp biraz serinliyorum. Öğle yemeğini yiyip üstüne de bir çay içince kendime geliyorum. Biraz dinlendikten sonra Malatya bisiklet derneği başkanı Aziz Karaca ve Mehmet Baki Canbay beni alıp kameranın karşısına oturtuyorlar. Ben de düşüncelerimi anlatıyorum kamera karşısında. Maalesef çektikleri görüntüleri izleme olanağım olmadı.

sevinc2

Bundan sonra fazla tırmanış yok. Kube dağı zirvesini gördükten sonra iniş çabuk ve zevkli oldu. İnişe geçtiğim sırada ( kaskı takmamıştım ) kafamda ki buff rüzgarın etkisi ile düşmüş. Farkına varınca düşen buffumu yukarı çıkarak aramaya başladım. Çık çık bir türlü göremedim buffu. İnenler de niye yukarı çıktığımı soruyor. Ben de buffu gördünüz mü? diye sorunca görmediklerini söylüyorlar. Nereyse zirveye vardım. Buffu bulmaktan ümidimi kestim artık. Tam geri dönecem bir baktım ki buff arkada bagajıma takılmış öyle duruyor. Buffu bulunca öyle bir sevindim ki anlatamam. O sevinçle buffu giyip kaskımı da taktıktan sonra hızla aşağıya inmeye başladım. Manzarası güzel bir yerde durup kahve pişirerek dört fincanı da tek başıma içtim. Zaten kafam sıcaktan kaynamıştı, buffu da tekrar bulunca sevinçet dört köşe olmuşum, keyfime dört kahveyi sığdırdım. Ocak, cezve ve içi kahve dolu, köpüklü dört fincan.

170820147760

Kahve keyfinden sonra Malatya – Elazığ kara yoluna vardım. Benzin istasyonunda arkadaşlar durmuşlar. Beni de çağırarak dondurma ısmarladılar. Bu sıcakta iyi geldi dondurma. Kamp alanına vardık, arkadaşlarla vedalaşıp ayrılma zamanı. Başka turlarda görüşme dileği ile eşyalarımı bisiklete yükleyip otogara geldim. Bisikletin ön tekerini sökerek bagaja yerleştirince rahat bir nefes alarak otobüsün kalkmasını bekledim. Otobüs önünde Beydağ yazılmış, iç kısma da gideceği yer olan Afyon, Uşak ve İzmir yazılmış.

170820147762

Yaklaşık 14 saat gece boyunca yolculuk yaparak İzmir’e vardım.

Dünyada güneşin batışı ve doğuşunu en güzel seyredebileceğim Nemrut dağında Tanrı heykelleri ile beraber  gerçekleştirdim. Yeni dostlar edindim, yeni yüzler gördüm. Benim için çok güzel anılar oldu. Üzüldüğüm sadece bu yıl Malatya’nın en meşhur meyvesi olan Kayası yiyemeden dönmek oldu. Zaten üreticiler de bu yıl çiçekte olan kayası ağaçlarına kar yağması hiç meyve olmamasına neden olmuş. Geçimleri kayası olan üreticiler perişan olmuş durumda. Umarım bir daha böyle olmaz.

Arkadaşım Ankara dan Enes Çalışkan bana bu bileğe takılan bisikleti hediye etti, kendisine çok teşekkür ederim.

Malatya da bu festivali organize eden Mustafa Ekici, Aziz Karaca, Demet Aslan, Mehmet Baki Canbay, Tolgahan Ateş, Fatih Kaya hepinize sonsuz teşekkürler. Çok güzel bir tur oldu sayenizde. Emeklerinize sağlık.

Ayrıca Türkü dostu Hüsnü Yaşar, sazı ve sözüyle mest etti beni. Yeni tanışmamıza rağmen sanki binlerce yıldır tanışıyormuşuz gibi. Sağ ol dostum.

180820147763

Bu gün yaptığım yol yaklaşık olarak tolam 102 + 17 = 119 Kilometre civarı.

Yaptığım yolun haritaları aşağıda

Powered by Wikiloc

Powered by Wikiloc

Nemrut Turu 1. Gün

13 – 14 Ağustos 2014 Çarşamba – Perşembe

Üçkuyular – Otogar – Malatya – Battalgazi – Malatya

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

evet evet

doğrusu bilmiyorum

dalıp dalıp gidiyorum böyle

dalıp gidiyorum ve dalgınlığımda bir kent

bir duvar, bir de sen, duruşunda güz özellikleri

dostlar, bütün dostlar içerde.

Edip Cansever

 

Öne çıkmış olan görsel, yolun solunda cami, minaresi ve kemerli girişi.

140820147585

Sıcak geçen yaz günleri bisiklet turlarını biraz kısıtlıyor. Festivaller ve turlar genellikle İlk baharda yada Son baharda yapılmakta. Malatya Bisiklet Derneğinin bu yıl düzenleyeceği Nemrut turuna katılmayı planlamıştım daha önce. Gerçi Ağustos ayının ortalarında yapılacak olması biraz düşündürücü olsa da katılmayı çok istiyordum. Dünyada Güneşin batışını ve doğuşunu seyredilebileceğim en güzel yeri Nemrut dağı olması beni adeta çekiyor kendisine. Güneşin batışını ve doğuşunu seyredecektim. Ne olursa olsun katılacaktım festivale.

Normalde festivallere araç kullanmadan kendi gücümle gitmeyi her zaman yeğlerim. Malatya’nın İzmir’e olan uzaklığı düşünecek olursak bir 12 günlük pedallamak gerekiyor. Havaların da sıcak olması böyle bir yolculuğu kaldıramayacağımdan otobüs ile gitmeye karar verdim. İsmi lazım değil bir arkadaşım kendi teklifi ile arabasıyla beraber gitmeyi teklif etmişti. Günü yaklaşınca arabası ile gitmeyeceğimi haber vermek için aradığımda telefonunu defalarca aramama rağmen açmadı. Zaten otobüsle gitmeye karar vermiştim ama hala haber veremedim kendisine. Haberi de olmasa önemli değil artık. Neyse otobüs biletimi aldım, ayrıca bisikletli olduğumu da belirttim bileti alırken. Eşyalarımı hazırlayıp bisiklete yükledim. Normalde festival 2 gün sonra başlayacaktı. Mustafa Ekici bir gün önce gelmemi isteyince kırmadım bir gün önce Malatya’ya gidecektim. Otobüs akşam 19:00 da hareket edeceğinden 2 saat önce evden çıktım. Evden otogar 18 km.

Evimin önündeyim, bahçemde ağaçlar, Bahçe kapısı dekortaştan kemer, üstünde kanatlarını açmış kartal. Ben bisikletim KUZ üstündeyim.

120820147537

Otobüsün hareket saatinden yarım saat önce otogara gelerek otobüs peronuna yanaştım. Otobüsün bagajı yüksek olduğundan bisikleti olduğu gibi sığdı. Bagaj çantaları ve ön tekeri sökmeden hem de. Durum böyle olunca rahatça hareket saatini beklemeye başladım. Otobüsün ön tarafını çekiyorum. Beydağ yazılmış, gideceği yer olan Malatya tabelada.

120820147538

Ev – Otogar gidiş haritası aşağıda, toplam 17 Kilometre civarı.

Powered by Wikiloc

Otobüs hareket edip yolculuğa başladık. 14 saat süren yolculuk boyunca rahatsız olmadan Malatya’ya vardım. Malatya otobüs garajının girişinde bisikletim KUZ park halinde.

130820147539

Malatya bisiklet derneği başkanı ve festivalin baş aktörü Mustafa dostumu telefonla arayıp geldiğimi bildirince hemen bir araç yollayıp otogardan aldırdı. Mustafa dükkanda beni bekliyordu. Hasretle buluştuk Mustafa ile. Dükkan aynı zamanda Mabisder’in buluşma yeriydi. Burada Mustafa Kaya ve Orhan Kotluk ile tanıştım. Ardından beni facebook’tan takip eden Hüsnü Yaşar ile tanıştım. Sohbet ederken İstanbul dan gelenleri otogara almaya gittiler. Sevinç Aksüt, daha önce Başmakçı da tanışmıştım kendisiyle, Gizem ve Onur ile yeni tanıştık. Her turda ve festivalde olduğu gibi burada da yeni dostlarla tanışıyordum. Hep beraber akşama kadar oturup çay içerek iyice tanıştık.

130820147540

Akşam üzeri hep birlikte bisikletlerle kamp alanına gitmeye başladık. Kamp alanı şehrin biraz dışında. Trafiğin içinde ilerliyoruz mecburen.

130820147541

Kamp alanı sunni göleti olan mesire ve piknik alanında. Alana girince göletin üzerinde ince bir sis tabakasının olduğunu görüyorum. Ortalığı kaplayan yanık et kokusundan anlaşılıyor sis tabakası. Piknik yapanlar yakmışlar mangalı ortalık duman dumana ve yanık et kokusu sarmış piknik alanını.

130820147542

Kamp alanında kendime düz olan bir yeri beğenip çadırımı kuruyorum hemencecik. Burada ayrıca olimpik yüzme havuzu da var. Akşama gireceğiz havuza. Kamp taptığımız alanda ki ağaç gövdelerinde cırcır böceklerinin içinden sıyrılıp çıktığı boş kabukları kalmış. İzmir den araba ile gelen Ahmet, Özer, Hakan ve Nagehan da aramıza katılıyor. Kayıt masasında kaydımızı yapıyor görevli arkadaşlar.

130820147543

Yüzme havuzunun tesislerinde akşam yemeğini yiyip kamp alanında yatasıya kadar sohbet ediyoruz arkadaşlarla.

Ertesi gün erkenden kalkıyoruz, sabah kahvaltısını neşe içinde yiyoruz. Bu gün Malatya içinde tur atıp Hilton otelde festivalin başlangıcını yapacağız. Ardından Aslantepe höyüğünü gezeceğiz. Mustafa Ekici beni turun artçısı ve süpürücü olarak görevlendiriyor.  Herkes hazır olduktan sonra hareket ediyoruz.

140820147545

Malatya tabelasını çekiyorum, Nüfus 565000, Rakım 964 olarak yazılmış.

140820147546

Önümde römorklu bisiklet gidiyor. Arkasında çubuğa kırmızı bayrak takılı.

140820147548

Şehir içinde kendimizi gösterdikten sonra hotele gelerek ikramlardan ve çaylardan alarak atıştırıyoruz. Su tüketimi biraz fazla oluyor. Hava sıcaklığını hissettirmeye başladı bile. Hotelin salonunda Malatya bisiklet derneği başkanı Mustafa Ekicinin açılış ve katılımcılara teşekkür konuşması ile tur başlamış oldu. İlk önce Aslantepe höyüğüne doğru gidiyoruz. Aslantepe höyük girişinde çekiyorum bisikletçileri.

140820147549

Aslantepe Höyüğü[, Malatya’nın 7 km. kuzeydoğusunda yer alan bir arkeolojik yerleşimdir. Türkiye’deki en büyük höyüklerden biridir. Höyük, Fırat üzerindeki Karakaya Baraj Gölü’nün batısındadır. Otuz metre yükseklikteki höyük MÖ 5 bin yıllarından MS 11. Yüzyıla kadar iskan edilmiştir. Bölge MS 5. ve 6. Yüzyıllarda bir Roma köyü olarak, daha sonra da Bizans nekropolü olarak kullanılmıştır. Yerleşim alanı 200 x 120 metre boyutlarındadır.

Kazılarda MÖ 3.600-3.500 yıllarından bir tapınak, MÖ 3.300-3.000 yıllarından bir saray, çok sayıda mühür ve ustalıkla yapılmış madeni eşyalar bulunmuştur. Tüm bu buluntular o tarihlerde yerleşimin, aristokratik siyasi, dini ve kültürel bir merkez olduğunu göstermektedir. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen eserler dışındaki buluntular Arslantepe Açık Hava Müzesi’nde sergilenmektedir. Mühürler, yerleşimin bir ticari merkez olduğunu göstermesi açısından dikkat çekicidir.

Yerleşim, iskan edildiği süre boyunca su kaynakları bol fakat Fırat Nehri’nin taşkın sahasının dışında kalmaktaydı. Bu sayede tarım için çok uygun topraklara sahip olan yerleşim, yerel bir hakim sınıf tarafından yönetilmekteydi. Bu hakim sınıf hem politik, hem ekonomik hem de dini erki elinde tutuyordu. Bu haliyle Anadolu’daki ilk şehir devleti olma özelliği taşımaktadır.

MÖ 4. bin yılın sonlarında kerpiç anıtsal yapıların yer aldığı geniş bir kentsel alan höyüğün güney batı yamacına yayılmıştır. Bu anıtsal yapılarda çok sayıda mühür bulunması bu yapı kompleksinin yönetsel bir merkez olduğunu göstermektedir. Mühürler muhtemelen çeşitli malların depolanması ve nakliyesi sırasında kullanılmaktaydı ve yapı kompleksi bu haliyle bir saray ekonomisi merkezi olarak görülmektedir.

Kral Tarhunza’nı anıtsal heykeli, Malatya Müzesi.

Saray kompleksinde ayrıca arsenikli bakır alaşımlı, gümüş kakmalı kesici-delici silahlar bulunmuştur. Sarayın yakınında bulunan ve MÖ 2.900 olarak tarihlenen mezarın bir kral mezarı olduğu düşünülmektedir. Mezarda değerli ölü hediyeleri bulunmuş olup ayrıca mezarı kapatan taş kapak üzerinde kurban edilmiş dört genç insan cesedi bulunmuştur.

Geç Uruk Dönemi (MÖ 3.400-3.200 ardından yerleşimde geniş çapta yangınlar olduğu anlaşılmaktadır. Bunun ardından, farklı kültürden halkların yerleştiği kentte Doğu Anadolu-Transkafkasya kültürel etkileri hakim olmuştur. Arkeolojik çalışmalarda elde edilen çanak-çömlekler ve yerleşim düzeni bunu göstermektedir. Yeni yerleşimcilerin büyük olasılıkla yarı göçebe küçük topluluklar olduğu düşünülmektedir.

Tarih

MÖ 2.700.-2.500 yıllarında kent, Suriye-Mezopotamya kültüründen koparak özgün bir kültürel yapı geliştirmiştir. MÖ 2 binden itibaren kent, genişleyen Hitit İmparatorluğu’nun etki alanına girmiştir. Hitit Kralı I. Şuppiluliuma’nın Mittani başkenti Washukanni’ye düzenlediği seferde üs olarak kullanılmıştır. Hitit İmparatorluğu’nun çöküşünün ardından kurulan Geç Hitit biri olan Kammanu başkenti olmuştur.

Asur İmparatorluğu hükümdarı I. Tiglat-Pileser’in saldırısı sonunda bu devlete haraç ödemek zorunda kalan bölge, II. Sargot tarafından ele geçirilip yağmalandığı MÖ 712 yılında dek varlığını ve zenginliğin korumayı başarmıştır. Bu tarihten MS 5. Yüzyıla kadar ise iskan edilmemiştir.

Kaynak: Vikipedi

Aslantepe’ye hoş geldiniz tabelası, altına Çince yazılmış.

140820147553

Aslantepe höyüğünde bulunan Hitit kral kabartmaları ilk olarak karşımıza çıkıyor. Asılları müzede, buradakiler sonradan yapılan taklitleri. Kuş başlı iki kabartma figürü. Sağdakinin sol elinde balta, soldakinin sağ elinde kışı. İkisi de elini birbirine yaklaştırmış, üçer sopa var. Ortalarında palmiye figürü.

140820147550

Kral olduğunu tahmin ettiğim figür. Başında kalpak işlemeli, bir elini havaya kaldırmış. Diğer eli aşağıda ve beş yapraklı dal parçası tutuyor. Arkasında melek kanatlarına benzer bir kabartma yapılmış.

140820147551

İlk figürdekinin benzeri ama kafaları alsan kafası biçiminde. Birleşik elde birinde iki, birinde bir sopa var.

140820147552

Orijinali Malatya müzesinde bulunan Kral Tarhunza’nı anıtsal heykelinin taklidi buraya yapılmış.

140820147554

Bisikletimi göle olan bir yere bırakıyorum, ortalık iyice ısındı. Gölge yapan ise aslan heykeli.

140820147555

Kazılarda elde edilen yapılar kerpiçten yapıldığı için üzerleri örtülmüş. Yoksa hava şartları bu duvarları yok eder.

140820147556

Duvar dibinde delik, ne olduğu belli değil.

140820147557

İç kısımda odalar.

140820147558

Bazı yerde demir profiller çatıyı tutuyor.

140820147559

Yapıların kerpiç duvarları ortaya çıkmış, kazı devam ediyor hala inceden.

140820147560

Yapıların iç kısımları ince bir işçilikle kazılmaya devam ediyor. Duvar ile örtülü topraktan ayırmak zor.

140820147561

Duvarlarda bulunan orijinal duvar resimleri görmemiz olası. Camekan ile kapatılmış ve perde çekilmiş durumda. Dış ortamdaki hava ve ışıktan korumak için yapılmış. Çok değerliler, binlerce yıl önce yaşamış medeniyetin izleri hala görülebiliyor.

140820147562

Kırmızı renk ile şekiller çizilmiş. Soldaki resim insan kayası, uzun saçları var.

140820147563

Başka duvarlarda da şekiller çizilmiş.

140820147566

Bazı duvarda ise şekiller geometri biçiminde ve çok belirgin. Çizgiler kırmızı renkte. Bunlar titiz bir kazı yapılarak ortaya çıkmış.

140820147567

Burada bulunan kamalar ve ok uçlarının resimleri  konmuş.

140820147568

Höyük normalden 30 metre kadar yüksekte. Dış alanda kazılar hala devam etmekte. Kazılan yerlere giremiyoruz, rehber bize anlatarak gezdiriyor höyüğü.

140820147569

Kazı yapılan alanda çeşitli çapta delikler, duvar kalıntılarını izliyorum.

140820147571

Bir yapının tabanı ve duvarları ortaya çıkmış.

140820147572

Kimi kazı yapılmış yerlerde otlar bürümüş.

140820147573

Höyüğün dış kısmı yeşillik kaplı Malatya kayısı bahçeleri göze çarpıyor.

140820147574

Höyük gezimiz bitiyor, dışarıya doğru gidiyoruz.

140820147575

Aslantepe höyüğünden yola çıktık, yolumuz üzerinde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma camiler görmemiz olası. Sadece minaresi kalmış, diğer yerleri yıkılmış. Minare yol kıyısında, ağaçlar ve uzun kavaklar ortalığı yeşile bürümüş.

140820147577

Battalgazi ilçesine geliyoruz. Tabelada Nüfus 17200 yazılmış. Hanımın çiftliği köy bitimi aynı zamanda.

140820147578

Yolun sağında yeni yapılmış kemerli geçit. Düz giden yolda ise tarihi kemerli geçit var. Kemerlerin bir kısmı yıkılmış, yolun sağında ve orta refüjde bir kısmı duruyor.

140820147579

Battal gazinin ata binmiş heykeli yüksek bir kaidenin üstünde.

140820147580

Kanlı Kümbet ; Selçuklu döneminde yapılmış bu kümbet Osmanlı döneminde suçluları idam yeri olarak kullanıldığından Kanlı Kümbet olarak anılır olmuş. Kitabesi bulunmamaktadır. Kümbet dört kemerli, kare planlı ve kubbeli olarak yapılmış.

140820147581

Muğla dan Feridun hoca ile elçek resim çekiliyoruz.

140820147583

Aramıza Mustafa Ekici de katıldı.

140820147584

Değişik bir yapı olan cami ne amaçla ve nasıl kullanıldığı belli değil. Namaz kılınacak cemaat yeri yok. Adı Sütlü minare, cami yıkılmış. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

140820147585

Caminin minareye çıkan merdivenleri, alt katta giriş kapısı görünüyor.

140820147586

Kesme taştan yapılmış kümbet, altı köşe planlı, çatısı da altı ikiz kenar üçgen şeklinde taşlarla örtülmüş. Kümbetin yanında iki katlı, beyaz badanalı bir ev var.

140820147587

Her tarafta tarihi camileri ve kümbetleri görmek olası.

140820147588

Arada günümüz eserlerini de görmek olası. Tokmakla buğday döven köylü kadın heykeli.

140820147589

Malatya kayısı bahçeleri ovayı kaplamış.

140820147590

Çatısı olmayan yuvarlak duvarlı yapı, su sarnıcı olabilir.

140820147591

Çatısı kemerli dükkan, antik devirden kalmışa benziyor.

140820147592

Duvarları yüksek ve destekli yapıda kubbe kendini gösteriyor.

140820147593

Burası da yüksek duvarlı yapı, üstünde kare bir oda var.

140820147594

Arada süprizler de olmuyor değil, arka tekerleğin lastiği patlıyor. Arkada kaldığımdan belediyenin kamyoneti ile mola yerine gelerek lastiği tamir ediyoruz Hakan ile birlikte.

ozercatori1

En son olarak hem dinlenme yeri, hem de akşam yemeğini yiyeceğimiz Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayına geliyoruz. Kervansaray restore edilerek görkemli bir yapıya dönüşmüş. Kervansaray giriş kapısından giriyoruz.

140820147595

Bir kaidenin üstüne Battal gazinin heykeli dikilmiş.

140820147596

Kervansarayın giriş yeri kemerli bir geçit, üstünde bir oda var.

140820147597

Kervansarayın avlusu çimlendirilmiş, yürüme yolları kesme taş döşenmiş gayet temiz bir yer. Kenarlarda kemerler sıralı yapılmış  dükkanlar.

140820147598

Kapalı iç kısımları kemerli sütun ile desteklenmiş geniş alanlar oluşmuş. Yemek masaları diğer tarafta ben boş olan yerin resimlerini çekiyorum. Tavanda ampulleri yanan avizeler var.

140820147600

Yemek zamanına kadar bahçede çimenlerin üzerine uzanıp bekliyoruz. Çay bolca içiyoruz. Soğuk sütlü dondurmanın tadına da bakmadan olmaz. Yemeği yedikten sonra dönüşe geçiyoruz. Yol kayası bahçeleri arasından gidiyor ama bir tane kayası yiyemedik. Bahar ayında kayası ağaçları çiçekte iken kar yağmış ve bütün bahçelerdeki çiçekler donarak düşmüş. Bu yıl kayası yok . Ben grubun artçısı olarak en arkada kalanları süpüre süpüre kamp alanına kadar götürüyorum. Dönüş bir şekilde Perşembe Akşamı Bisikletçileri turuna döndü. Yemekten sonra hava karardı ve ışıklarımızı yakınca karanlıkta uçuşan böceklere döndük. İnsanlar da bizleri böyle ışıl ışıl, kalabalık görünce alkışlarla selam veriyor. Kamp alanına varınca bisikletleri bırakıp havuza dalıyoruz. havuz da akşam serinliği tüm yorgunluğumuzu alıyor doğrusu. Havuzda iyi eğlendik. Havuz sefamızdan sonra kurulanıp giyinerek kafeteryada oturup çaylarımızı içiyoruz.

Bu gün yaptığım yol yaklaşık olarak 46 Kilometre civarı

Yaptığım  yolun haritası aşağıda

Powered by Wikiloc

Powered by Wikiloc