Etiket arşivi: şehitlik abidesi

3. Keşan Dağ Bisiklet Festivali 10. Gün Dönüş

9 Eylül 2014 Salı

Gelibolu – Lapseki – Pınarbaşı köyü

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

Gözbebeğinin içine yerleşmiş hüzün

Görüyorum

Yaş akmasa da; ağlıyorsun !!!

 

Nilgün Ünveren

 

Öne çıkmış olan görsel, Çanakkale’deki Tuva atı.

090920148306

Gece geç yatmama rağmen çamura batmanın verdiği yorgunlukla mışıl mışıl güzel bir uyku uyumuşum. Güneş doğarken uyanıyorum ve çadırımdan muhteşem doğuşunu seyrediyorum güneşin. Uykunun almanın verdiği dinginlik güneşin doğuşunu seyretmek bana inanılmaz bir huzur veriyor. Havada bulut olmaması günün açık ve güneşli olmasına uygun. Her zaman çadırımı güneşin doğduğu yöne kurarım. İkinci defadır aynı yerde çadır kurdum ve sabah güneşin doğudan doğup yavaşça yükselmesini seyrettim. Gerçi evrendeki tüm cisimler hareket halinde ve sayılara vurduk mu iş değişiyor. En iyisi bunları bildiğin halde her şeyin zamanda uyum içinde hareket ettiğini düşünmek ve zamana ayak uydurmak. Ben bunu düşünür ve yaşarım. Hayat yaşamaya değer. Dün akşam dolunay doğudan çıkmıştı, sabah ise aynı yerden Güneş çıkıyor. Çadırımın içinden deniz ve doğan Güneş.

090920148289

Güneşin doğuşunu seyretmenin tembelliğini çadırımda yaşadıktan sonra deniz şortumu giyip sabah yüzme gibisi yok diyerek denize dalıyorum. Denizde yüzerken gözüme bir kolye ilişiyor. Denizin içinde kumların üstünde öylece duran kolyeyi çıkarıp alıyorum. Siyah boncuklardan dizilmiş, ucunda beyaz akik taşı olan bir kolye. Kim bilir kim düşürmüş farkında olmadan. Kolyeyi boynuma takıyorum. Gelibolu hatırası olarak saklayacağım. Sabah deniz duşu iyi geliyor. Son kalan yorgunluk ta üzerimden gitti. Gayet diri ve canlıyım, kendimi harika hissediyorum.  İlkay beni kolye ile çekiyor, vücudum Güneşten yanmış.

090920148290

Yaşar ve İlkay kalkmış onlarla beraber çadırları ve eşyaları toplamaya başladık. Elbette ikisi de biraz tecrübesiz ve deneyimsiz olduklarından toplanmaları biraz uzun oluyor. Ben çar çabuk toparlanıp eşyaları bagaja bağladıktan sonra beklemeye başladım. Bisikletim KUZ yüklü durumda. Bu arada köpeklerini gezdiren Hüseyin ile tekrar karşılaşıyorum. Arkadaşlar hazır olasıya kadar sohbet ediyoruz Hüseyin ile.

090920148291

Arkadaşlar hazır olduktan sonra Hamzakoy dan ayrılıyoruz. Sahilden, falezlerin önünden gidiyoruz. Dumlupınar batığı geliyor ilk önce.

090920148292

Falezlerin yapısı ilginç gerçekten. Zamanla deli poyraz rüzgarları ile bu hale gelmiş oyarak.

090920148293

Falezlerin üstüne çıkarak ilk önce Bayraklı Baba türbesini ziyaret ediyoruz. Nedense  salyangozları görüyorum türbenin bahçesinde, mermerlerin üstünde. Bu salyangozun kabuğuna da bir yaprak sapı ile birlikte takılmış, nerde takıldıysa yaprakla beraber gidiyor. Salyangoz da bunun farkında değil, olsa da yaprağı atacak eli ayağı yok ki!

090920148294

Bayraklı Baba’nın bayraklardan görünmeyen kabrinin içine girerek ruhuna bir Fatiha okuduk.

090920148295

Gelibolu yarımadasındaki şehitlikleri ve tarihi yerleri gösteren kabataslak bir harita.

090920148296

Gelibolu fenerini de görmeden gitmiyoruz. Yanındayken boyu kısa ama falezlerin üstünde. Çanakkale boğazına hakim bir yerde olduğu için Marmara denizinin her yerinden görülebiliyor.

090920148297

Gelibolu gezimizi kısa bir turla bitirip Lapseki’ye geçmek için arabalı vapura biniyoruz. Bisikletlerimiz kenarda park halinde geminin içinde.

090920148298

Lapseki’ye gemi yanaştıktan sonra iskelede bulunan Pegasus heykeli bizi karşılıyor.

090920148299

Lapseki küçük bir kasaba ve iskeleden çıktıktan sonra Lapseki bitiyor.

090920148300

Çanakkale boğazına paralel kıyı boyunca gideceğiz. Bazen boğazın manzarasını seyrediyorum durup.

090920148301

Keşan’a gelirken Umurbey den gelmiştik. Yine aynı yerdeyim ve aynı yoldan gitmeyeceğim. Hep değişik, daha önce gitmediğim yollar bana daha uygun.

090920148302

Çamların olduğu bir gölgelik yerde mola verdik. Burada yaşlı bir kaplumbağa kabuğu bulduk. Evi sırtında gezen evini terk etmiş sadece evi kalmış. Benim evim de bagajımın üstünde taşıyorum yol boyu. Yanında da sarı kaskım duruyor.

090920148303

Fırsattan istifade Yaşar bulduğu bir çek yatın yatak kısmında şekerleme yapıyor. Yaşar da günlerdir yolda ve son iki gün çamurda boğuşmaktan epey yoruldu.

090920148304

Molanın ardından yola devam etmeli diyerek yoldayız. İlkay yol kıyısında duruyor.

090920148305

Yol kaymak gibi olunca hızlı bir tempoda ilerleyip Çanakkale’ye varıyoruz öğle vakti. Çanakkale’nin sembollerinden biri Truva atının önünde gelerek duruyoruz. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

090920148306

Üç yoldaş birlikte poz veriyoruz Truva atının önünde.

090920148309

Yolda gelirken karşılaştığımız yabancı bisikletçiler de Truva atının önüne geliyorlar. Burada Fatih Musluoğlu ile karşılaşıyoruz. Fatih te yabancı bisikletçileri karşılamaya gelmiş. Hal böyle olunca bir resim çekildikten sonra kıyıda kahve pişirip hep birlikte içiyoruz. Resimde Truva atı önünde 6 kişi var.

090920148310

Çanakkale de öğle yemek işini hallettikten sonra yola devam ediyoruz. Çanakkale içinden ana yola çıkmadan Dardanos tarafına kadar ara yoldan gittikten sonra ana yola çıktık. Yol da inişli çıkışlı. Epey yüksek bir yerden manzara güzel olunca karşıda Gelibolu yarımadasının uç kısımlarında olan Şehitlik abidesinin resmini çekiyorum.

090920148312

İki çam gövdesinin arasında Şehitlik abidesi.

090920148313

Daha önce bu yollardan defalarca geçtiğim için artık resim çekmeden gidiyoruz. Akşam kamp için artık benim düşünmem gerek. Çünkü Yaşar ve İlkay buraların yabancısı ve kamp konusunda tecrübesiz. Aklıma ilk gelen Çanakkale ana yolundan Geyikli yönüne giderken ilk girişteki Taştepe köyünde kamp atmak. Köyün girişinde çeşme ve tuvaleti olan ve yemek yenilen çay bahçesi var. Oraya varınca işletme sahibine burada kamp atabilir miyiz diye sorunca işletme sahibi olmaz dedi. Biz de yolumuza devam ettik. 4 Kilometre ileride Pınarbaşı köyüne vardık. Köyün kahvesinde bulunanlara nerede çadır kurabiliriz diye sorunca caminin arkasında pazar yerine rahatça çadırınızı kurabilirsiniz deyince rahatladık. O gün de pazar kurulmuş, pazarcılar kalan sebze, meyve kasalarını traktörlere yüklemeye başlamışlardı bile. Temiz bir yere çadırları betonun üzerine kurduk. Eşyaları da içine yerleştirdikten sonra kahvenin bahçesinde makarna pişirip içine ton balığı takviye ederek akşam yemeğini yiyoruz. Üstüne de kahvemi keyifle içtikten sonra bir kaç çay içerek akşamı yaptık. Fazla geç olmadan gidip uyumak gerek diyerek caminin tuvaletlerinden yararlanıp rahatladıktan sonra çadırlara girip yatıyoruz. Bir süre pazarcıların toplanma gürültüleri devam etti. Sonra dalmışım derin bir uykuya.

Bu gün yaptığım yol yaklaşık olarak 80 Kilometre civarı.

Aşağıda yaptığım yolun haritası

Powered by Wikiloc

99. Çanakkale Şehitlere Saygı Turu 6. Gün

6 Nisan 2014 Pazar

Dardanos – Çanakkale – Eceabat – Alçıtepe – Abide – Eceabat – Dardanos

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

Vatan Şehitlerine!

 

Bir harfi uzatsam ta yedi kat göğe

Yine ulaşamaz ruhunun derinliğine…

Şehitlikler oturmuş,

Her bakan göze!

Mezarlarda büyüyen şehit evlatlarımız.

Canlarımız, yiğitlerimiz.

Resimlerin öpülüyor şimdi

Sen ki göğsündeki kurşunlarla bile ölmedin.

Yürüyorsun cennetin en yüce kademesine!

Sakın ağlama annesi

Göbek bağı hala seninle!

 

Satılık değilsin masa başlarında

Kalemin uçlarında.

Kanın aktı zulmün,

Kurulmuş tezgâhında.

 

Yiğidim Mehmed’im, can kuşum benim.

Allah’ımın şahidi.

Destanım benim!

 

Vatan sağ olsun canım,

Vatan sağ olsun şehidim…

 

Türkülerimin özü

Sevginin unutulmazı, yazısı

Ve deli sevdaların toprağa akan kanı!

İki kolun gitti çift kanat taktın artık

Sana kucak açtı

Evrenler ve gökyüzü.

 

Sen düşmedin toprağa,

Toprak sana düştü!

 

Yiğidim, alkanlım, gururum benim.

Hakkını helal et şehidim

Bayrağım!

Askerim benim…

 

Sevgi Damlaları

 

Öne çıkmış olan görsel, direkte Türk bayrağı dalgalanıyor. Yerden çiçeklerle birlikte çekiyorum.

060420146166

Sabahın ilk ışıkları ile uyanıyoruz, yine harika bir gün, cıvıl cıvıl. Neşe içinde kahvaltımızı yapıyoruz. Çadırlar kuytuda, rüzgar pek rahatsız etmeyecek bir yerde. Üstelik çimlerin üzerinde. Kahvaltıdan sonra yola çıkmak için hazırlıkları yapıyoruz hep beraber. Artık nasıl gelmişsek hepimiz bir yerde çadırı kurup birbirimizden ayrı kalamadık.

060420146143

Herkes hazır olunca grup olarak Çanakkale ye Feribot iskelesine gelerek beklemeden vapura biniyoruz. Sabahın erken saatleri serin olunca dışarıda olmak pek akıl karı değil. O yüzden kapalı alanda geçiyoruz karşıya. Dışarının serin olması içeride oturacak yer bulmak olası değil. Yerde oturanlar var. Artık bu gün böyle.

060420146144

Karaya çıkarak Eceabat iskelesinde toplanıp hareket etmeyi bekliyoruz. Bu gün Keşan dan gelen arkadaşlarla buluşuyoruz. Hasretimiz birikmiş dostlarla. Hareket başladı, yola çıkarak tüm asfaltı işgal etmiş durumdayız. Bu gün ki katılımlarla 1500 kişiden fazla olduk.

060420146145

Yarımadanın diğer tarafına geçtik ve Ege denizi göründü. Çam ve servi ağaçları arasında giden bisikletçiler.

060420146146

Önümde giden bisikletçiler uzun bir konvoy oluşturmuş durumda.

060420146147

Arkamdan gelenler var. Bir bisikletçinin arkasındaki çubuktaki Türk bayrağı kadraja giriyor.

060420146148

Yol kıvrılarak gittiği yerde öndeki bisikletler u dönüşü yapmış 50 metre yanımızdan geçiyorlar. Görüntüleri güzel.

060420146151

Öğlen kumanyasını Alçıtepe köyünde veriyoruz. Kumanyaları yedikten sonra kahve iyi gider dedik ve kahve pişirilip içilmeye başladı. Şanslı olanlardan biri kızçe GülAyşe de nasibini içti yanımda. Senin gibi formam yok ne yapalım deyince forma yaptırma sözü verdi GülAyşe. Bakalım tatlı kızçe sözünde duracak mı!

10170895_723786927673643_4079561530205278238_n

Yemek molası bitiminde  yola çıkıyoruz. Uzaktan Abide göründü ama daha gidecek yolumuz var. Önümde dengesiz İrfan gidiyor.

060420146153

Abideye varınca burada da pilav dağıtıldı. Sıraya girip pilav ve peynir tatlısını alarak gölgelik olan ağaçların altına serildik. Pilavları yedikten sonra kahve yapmaya başladım. Daha tam tanışmadığım Zerrin İskilipli kahve yaptığımı görünce pet şişeden kendine bardak yapmaya başladı. Ben onun bu hazırlığını görünce takılma maksadıyla “sen niye sulanıyorsun ki ! bakalım sıra sana gelecek mi ?” diyerek söylenince durakladı, bir şey diyemedi. Öyle mahzun kızlar gibi oturmaya başladı. Kahvelerimizi içtikten sonra 2. kahve pişirmeye başladım. Pişirdikten sonra Zerrin’e de bir fincan verince şaşırdı ve sevindi. “Sana pet şişeden mi kahve içireceğim” diyerek gönlünü aldım. Böylece Zerrin ile tanışmış olduk. Deli kız.. Esma ve Atiye’yi Başmakçı dan tanıyordum daha önce.

060420146156

Çam ağaçlarının altında dinlenirken çekiyorlar bizi, yedi kişi varız.

060420146157

Seramoni başladı, konuşmalar, katılan gruplara çeşitli plaketler verilmeye başlandı. Biz de gölgelik yerde epey dinleniyoruz. Abide ve konuşanları uzaktan çekiyorum çamların arasından.

060420146158

Bayrağım

Şehit kanlarıyla, vermişim rengini,
Gökten Ay’la-Yıldızı koparmışım;
Yüreğimi koymuşum sana, yüreğimi;
Birde vatan sevgimi….
Dalgalan ey şanlı Bayrağım;
Sen dalgalan, ben coşayım,
Uğruna destanlar yazayım!…

Delikanlımın damarındaki kansın,
Sen, cansın, canansın.
Yansın, bu yürekler sana yansın;
Vatan aşkıyla yansın
Dalgalan ey şanlı Bayrağım;
Sen dalgalan, ben coşayım,
Uğruna destanlar yazayım!…

Sevgisin, Mutluluksun, Umutsun;
Aşksın, Destansın, bulutsun;
Sen bensin, Benliğimsin…
Sana, canım feda olsun!….
Dalgalan ey şanlı Bayrağım;
Sen dalgalan, ben coşayım,
Uğruna destanlar yazayım!…

Yılmaz Çelik

Türk bayrağı direkte dalgalanıyor.

060420146159

Abide şehitliğinde görevli iki jandarma görkemli atları ile gururla geçiyorlar yanımızdan.

060420146161

Şehitlik abidesi devasa boyutta, tavanında Türk bayrağı. Duvar üstüne kalabalık bisikletçiler pankart ile oturmuşlar. Beni dengesiz çekiyor abide önünde.

060420146162

Tavşan adaları denizde yüzen gemiler gibi.

060420146164

Türk bayrağını değişik bir açıdan resmini çekiyorum yerdeki çiçeklerle birlikte. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

060420146166

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,

Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin’i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran…

Sen ki, İslâm’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;

Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın… Heyhât!

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.

 

Mehmet Akif Ersoy

Mustafa Kemal cepheyi gözlemliyor, arkasında iki asker tüfekleri omuzunda bekliyor. Arkada şehit mezarları ve çam ağaçları.

060420146167

Çanakkale Türküsü

Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim eyvah

Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
Al kan olmuş suları bir tas içilmez
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde aynalı çarşı
Anne ben gidiyorum düşmana karşı
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde bir dolu testi
Anneler babalar ümidi kesti
Of gençliğim eyvah

Çanakkale’den çıktım yan basa basa
Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde sıra söğütler
Altında yatıyor aslan yiğitler
Of gençliğim eyvah

Çanakkale’den çıktım başım selamet
Anafarta’ya varmadan koptu kıyamet
Of gençliğim eyvah

Osmanlının her yerinden gelen ve Çanakkale de şehit olmuş bu topraklarda yatan şehitler için ismi belli olanların isimleri mezar taşlarına yazılmış. Hemen hemen herkesin dedesi ya Çanakkale de savaşıp gazi olmuş yada şehit olmuştur.

060420146168

Bir asker, yaralı bir askere destek olmuş götürürken betimlenmiş heykeli.

060420146169

Askerin elinde taşıdığı tüfek, kırmadan nasıl yapılmış mermerden hayret ediyorum.

060420146170

Kimisi bisikletini ağaca asmış.

060420146171

Şöyle bir şehitliği dolaştıktan sonra tekrar ağaçların altına gelip dinlenmeye kaldığımız yerden devam ediyoruz dengesiz ile birlikte.

060420146173

Şehitlikten çıkıp, tarlalar arasından ilerliyoruz. Buğday başakları hüzünle karışık kendini rüzgarın esintisine bırakmış bir o yana eğiliyor bir bu yana. Ahenkli bir biçimde başakların bu salınımları şehitlere saygısını sessizce selamlıyordu.

060420146174

Gelibolu yarımadasının sahiline indikten sonra Marmara dan gelen rüzgar duvar gibi karşımıza çıktı. Rüzgar hızımızı kestiği gibi gitmemize de engel oluyordu. Rüzgarı kesecek bir engel de yoktu ortalıkta. Direk karşıdan esmeye devam ediyor. Kilit bahir tabyalarından geçiyoruz. Pek te durulacak gibi değil, iskeleye yetişmemiz gerek. Top mermisini kucağında taşıyan Koca Seyit heykeli.

060420146176

Kilitbahir tabyaları ev gibi, çatısında çimenlerle kaplanmış.

060420146177

Kale surları yüksek, yolda bisikletçiler gidiyor.

060420146180

Rüzgara karşı gitmek epey yordu doğrusu, sık sık dinlenerek yol almaya çalışıyorum. Rüzgar da giderek artmaya başladı. Çanakkale boğazı, karşıda Çanakkale şehri görünüyor.

060420146181

Eceabat’a yaklaştık, karşıdaki kalenin kapısından geçeceğiz.

060420146183

Küçük bir kayık barınağı, bir kaç kayık bağlanmış dalgalardan etkilenmiyor.

060420146184

Sonunda vapur iskelesini görüyorum, artık tükenmek üzereyim rüzgardan. Neyse az kaldı iskeleye. “Dur Yolcu” yazan bayır görünüyor.

060420146185

Ama yanılmışım, yol hala devam ediyor ve Eceabat’a bir türlü varamadık, rüzgarın da dinmeye niyeti yok.

060420146186

Nihayet Eceabat göründü. Bu kez eminim.

060420146189

Ağaçlar çiçek açmış, beyaz gelinliğini giymiş. Rüzgarın vermiş olduğu yorgunluktan çiçekleri görecek durumda değilim. Resim çekmek için durunca ağaçlardaki çiçekleri fark ediyorum. Ne güzel de açmışlar. Eceabat tabelası ve çiçek açmış ağaçları çekiyorum.

060420146190

Tam iskeleye vardık ki vapur hareket etti, binemedik. Eee ne yapalım beklemekten başka yapacak bir şey  yok. Hazır beklerken lokantaya girip akşam yemeğini aradan çıkaralım diyerek lokantada karnımızı bir güzel doyuruyoruz. Rüzgar bizi epey yormuştu. Gidecek yol daha da var zaten. Gemi gelince hemen binerek karşıya geçiyoruz. Fazla oyalanmadan tekrar yola çıkarak Dardanos kamp alanına geldik. Masamıza kurularak arkadaşlarla sohbete dalıyoruz. Biz bu gece kalacağız burada. İlk önce kalamazsınız dendi ama rektörle yapılan görüşmede izin çıkınca rahat bir nefes aldık. Esma ve Atiye gece otobüse binecekler. Bizim gibi kalacak olanlar dışında diğerleri çadırı toplayıp kamp alanından ayrıldı. Arkadaşlarla vedalaşıyoruz bu arada, diğer turlarda görüşmek dileği ile. En son Esma ve Atiye’yi uğurladıktan sonra çadırlara çekip bir güzel uyuyoruz.

Bu gün şehitlikte dualarımızı ederek rahmet diledik ruhlarına.

Yaptığımız yol yaklaşık olarak 105 Kilometre civarı.

Aşağıda yaptığımız yolun haritası

Powered by Wikiloc

Powered by Wikiloc