1 Temmuz 2018 Pazar
Velsebid bisiklet evi – Musaözü – Kızılinler
(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)
Yüzümü bulutlara kaldırıp
Dua eder gibi mırıldanıyorum
Kuşlarla, otlarla yıkanıyorum
Rüzgarla, ilkbaharla
Ataol Behramoğlu
Öne çıkmış olan görsel, akan porsuk çayı, söğüt ağaçları, bir ağaç çaya doğru yatmış gövdesi. İleride köprü yeşillikler arasında.
Sabah erkenden uyanıp kahvemizi içiyoruz ilk önce. Kahve içmeden güne başlamak dereyi görmeden paçaları sıvamaya benzer. Yani güne iyi başlamak gerek. Ben de öyle yapıyorum, güne kahve içerek başlıyorum. Gece çok kalabalıktı, bu kadar kalabalık ardından çöpleri beraberinde getiriyor. Aynı zamanda kahvaltı tabakları köpükten olunca çöp torbaları dolup taşıyor. Gönüllü çöp toplayıcısı olan Hakan çöpleri toplayıp çöp torbalarını duvar dibine yerleştiriyor. Hakan çevreye duyarlı bir insan. Etrafta çöp gördü mü alır çöpe atar. Bu huyunu severim Hakan’ın.
Küçük adam Ömer Kemal sabahın erken saatinde yanımıza geldi. Birlikte resim çekiliyoruz. Ben onun boyuna erişmek için yere çömeliyorum.
Kahvaltıyı yaptık, Eskişehir’de oturan bisikletçiler bisiklet evine geldikten sonra bahçede toplanıp resim çekilmek için poz veriyorlar. Ben de hepsini topluca çekiyorum. Yere Eskişehir bisiklet derneğinin pankartı serilmiş durumda.
Belirli saatte yola çıktık, bu gün farklı rotada farklı yerleri göreceğim. Bana doğru gelen bisikletçilerin resmini çekiyorum. Gelen bisikletçiler buradan sağa dönecekler. Yere sağa doğru ok işareti çizilmiş.
Tepe kireç taşından oluşmuş kayalık dikine kesilmiş sanki. Kayalık duvarda çeşitli boyutta delikler, mağaralar var. Arazi kıraç, tek tük ağaçlar dağınık.
Tepelerden, vadilerden gidiyoruz.
Küçük bir köye geldik, kerpiçten yapılmış uzun damlar ve köyün camisi görünüyor.
Köyde kısa bir mola verdik, bisikletimin selesinin boyunda olan Ömer Kemal KUZ ile poz veriyor.
Köyden çıktık, kaymak gibi yeni dökülen asfalt yolda giden bisikletçileri çekiyorum. Kadının biri sağda yere yapışmış gibi durarak cep telefonu ile çekim yapıyor. Bir tandem bisiklet yanımdan geçerken kareye giriyor.
Perihan arabası ile bizi takip ediyor. Ömer Kemal arkada beni görünce el sallıyor ve Urim Baba diye sesleniyor.
Musaözü tabiat parkına geldik. Henüz girişteyiz, girişte gişe kulübesi var. Araçlardan park ve giriş parası alıyor. Bisikletçiler olarak biz beleşe giriyoruz parka.
Bir grup bisikletçi gölet kıyısında durmuş resim çekilirken ben de onları çekiyorum. Hepsi de bana el sallıyor.
Parkta gölet var, Eskişehir’den buraya gezmeye, piknik yapmaya geliyorlar. Rabia Ömer Kemal’i omuzuna alıp poz veriyorlar bana.
Eşpedal derneği üyeler, gölün kıyısındaki terasta durup poz veriyorlar. Aralarında Ferdimen de var. Önlerinde bir tane tandem bisiklet duruyor.
Gölet kıyıları tamamen ağaçlarla kaplanmış.
Bizler de ağaçların gölgesinde oturup dinleniyoruz. Ömer Kemal önde, Eşpedal üyeleri oturmuş sohbet ederken çekiyorum.
İzmir’den arkadaşlarım Yılmaz ve Doktor Sema’yı cep telefonlarına bakarken çaktırmadan çekiyorum.
Ferdimen ve Sadriye bağdaş oturmuş yan yana. Ferdimen elinde kraker poşetinden kraker yerken.
Nevin ve Hüseyin Garip çifti birbirlerinden hiç ayrılmıyorlar. Bisikletten indiklerinde bir araya gelip yan yana dolaşıp oturuyorlar.
Sencer Kan elinle ağzına bir şeyler atarken çekiyorum. Başında güneş gözlüğü var.
Görme engelli Emirhan’ı da yakından çekiyorum.
Bu kez de Hakan beni çekiyor bağdaş oturmuş durumda.
Kameramla resim çekerken beni çekiyor Hakan. Yere çömelmişim, kameranın ekranına bakarken.
Burada otururken vişne suyu dağıtıyorlar plastik bardaklarla. Bardaklar karton bardaklıkta. Yarısında bardaklar vişne suyu dolu.
Söğüt ağacı gövdesi göle doğru eğilmiş. Dalları da göle yansımış.
Hava durgun, bulutlar parçalı olarak göl yüzeyine yansımış durumda.
VelESBİD bisiklet derneği herkes bisikletine taksın diye plakalar hazırlamış. Bir bisikletin arkasında takılı plakada yazanlar dikkat çekici; “Kapılma rüzgarıma toz olursun, Geçme yanımdan Aşık olursun.”
Bir arkadaşın lastiği patlamış durduk yerde. O da lastiğini tamir ediyor.
Gölete doğru yapılmış iskelete tüm bisikletçiler gelerek topluca resim çekiliyorlar. Ben de hepsini birden çekiyorum.
Musaözü tabiat parkından ayrıldık. Kendimizi dağlara vurduk, toprak yolda ilerliyoruz. Bir tepeye çıkan bisikletçileri uzaklardan çekiyorum. Kimisi elinde bisikleti yürüyerek çıkıyor.
Tamamen toprak arazide giden tandem bisiklet.
Bisikletlerinde yük olmayınca rahat sürüyor kadın bisikletçiler. Bana doğru gelen iki kadın bisikletçi.
Makilik çalı ağaçlar arasından gidiyoruz, yol belli değil, yere taşları birleştirip ok işareti yaparak nereye gideceğimizi işaret etmişler.
Bu yolda arazi arabası gider, başka araç biraz zor. Çalılık makiler arasında yol kayboluyor sanki.
Kimi yerde sürülmüş tarlanın ortasından gidiyoruz. Bisikletim KUZ park etmiş durumda tarlanın ortasında çekiyorum.
Bir süre düzlükte gittikten sonra inişe geçtik. İniş engebeli, taşlık ve yağmur yolu tamamen bozmuş durumda.
Bozuk yolda herkes dikkatlice iniyor aşağıya doğru.
Düzlüğe yaklaştık sayılır, az kaldı yolu bozuk olan arazi.
Düzlüğe inince arkamdan gelenleri çekiyorum inerken.
Bir süre asfalt yoldan gittik, ta ki asfalttaki sola dönüş işaretine kadar. Yere ok işareti ve Sola yazısı yazılmış. Buradan sola dönen bisikletçiyi çekiyorum.
Porsuk çayı üzerinden geçerken akan çayı çekiyorum.
Tamamen toprak arazide gidiyoruz. Yol çatallaşıyor, topraktaki tekerlek izlerini takip ediyorum.
Etraftaki kayalıklar kale duvarı gibi sarmış vadiyi.
Yeni Sofça köyüne geldik. Burada öğle yemeği yiyeceğiz. Yeni Sofça köy konağına hoş geldiniz tabelasını çekiyorum.
Köyün park alanına, çimenlere oturup yemeği yedik. Yanımızdan ayrılmayan Ömer Kemal beni çok sevmiş olmalı ki hemen yanıma gelip kucağıma oturdu. Birlikte oyunlar oynuyoruz, Hakan bizi çekerken bana soruyor; “Kameran niye bulanık çekiyor? diye. Ben de kollarımı yana açıp “Bilmiyorum” diye cevap verdim. Ömer Kemal’in hayali kahramanı Oris Moris. Biz de Ömer Kemal ile Oris Moris adını anarak kahramanlıklarını canlandırıyoruz.
Hakan resim çekerken kamera camının kirlendiğini fark ediyor. Hemen temizliyor kamera camını ve net çekmeye başlıyor kamera. Ben bunu fark etmemişim. Kendi kendime “Niye bulanık çekiyor bu kamera?” diye düşünmüştüm. Hakan bu kez temiz ve net çekiyor ikimizi.
Hakan’a teşekkür olarak çekiyorum bir poz. Mavi tişörtü ile yere bağdaş kurmuş.
Çam ağacının gölgesinde, çimenlere oturmuş kahve içiyoruz. Ferdimen, ben, Hakan ve Rabia. Rabia cep telefonu ile elçek resim çekiyor ayakta. Hakan’da nasıl bir mide var ki hem bira içiyor hem de kahve içiyor anlamadım. Hepimiz kameraya gülümsüyoruz.
Mola bitti, tekrar yola düzüldük. yola düzülen başka bir aileyi de paytak paytak yürürken çekiyorum. Ördek ailesi yolun solundan tek sıra çaya doğru yürüyorlar. 8 tane iyice palazlanmış yavru ördek, anneleri en arkada yavruları takip ediyor.
Porsuk çayı üzerinden geçen tren yolu köprüsü demirden yapılmış. Çay, köprünün altında yarım metrelik bir yükseltiden çağlayarak akıyor. Çayın kıyıları tamamen ağaçlarla, çalılarla örtülü.
Kızılinler dedikleri yere geldik sanki. Kireç taşlı tepede oyuklar, mağaralar görüyorum.
Burada üst üste yapılmış oda biçiminde mağaralar var. Sanki mağara apartmanı. Mağara iç içe odalar şeklinde.
Mağaraların altında köy evleri.
Başka bir kayalıkta en üstte mağara diğer taraftan da açık, kısa tünel gibi.
Kayalıkları yakından çekiyorum. Çok girinti çıkıntı var. Delik mağara geniş.
Porsuk çayı sakince akıyor söğüt ve kavak ağaçları arasından. Demir köprü yapılmış karşıya geçmek için.
Tarla sınırlarına konulan taş yığını arasından geçen yolda festivali organize eden Serpil Koç yanımdan geçerken eli ile okey işareti yapıyor bana.
Tepelerle birlikte giden toprak yolda herkes kendi temposunda gidiyor. Bisikletçiler için tehlikeli olan kumlu yolda ön tekerleği kaydıra kaydıra gidiyoruz dikkatlice. Dikkat etmezsek kendimizi yerde buluruz. Nitekim bir kadın bisikletçi kayıp düştü. Bisikleti arabada gelen Rabia’ya verdik. Düşen arkadaşı arabaya bindirip öyle yola devam ettik.
Porsuk çayını takip ederek gidiyoruz.
Bisiklet sürmekten yorgun düşmüş bisikletçiler köyün birinde, duvarın dibindeki gölgelikte dinleniyor.
Bazıları da karşıda ağaçların altında dinleniyorlar duvara oturarak.
Dinlendiğimiz yerin hemen altında Porsuk çayı geniş bir yerden akıyor söğüt ağaçları arasından. Söğüt ağaç gövdesi çaya doğru yatıp uzamış. Yeşillik çaya rengini vermiş gibi yeşil yeşil akıyor. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.
Kıyısındaki söğüt ağaçlarından bazıları çürüyüp boydan boya çaya serilmiş halde yatıyor. Çay da altından akmasına devam ediyor.
Köyden hemen sonra asfalt yola çıktık. Buradaki kayalıkların rengi kahverengi.
Hakan beni bisiklet sürerken çekiyor diğer bisikletlilerle birlikte.
Sık sık köprüden geçiyoruz bir o tarafa, bir bu tarafa. Porsuk çayı kendi halinde yeşillikler içinden yeşil rengi ile akmaya devam ediyor.
Aynı yeşillik içinde giden yoldan da bizler bisikletimizle akıyoruz.
Hakan bu kez beni arkadan çekiyor, gök yüzünde parçalı bulutlar üzerimden geçerken.
Sonunda akşam üzeri kamp alanına geldik. Soğuk duşumu alıp rahatladıktan sonra çardağa oturup kahvemi içiyorum yeşil bahçeye bakıp. Tahtanın üzerinde kahve fincanı, ileride çadırlar kurulmuş. sağda bez sandalye ve küçük bir masa.
Festival bitti sayılır, şehir dışından gelenlerin çoğu gitti. Akşama da gidecekler var. Bir kaç kişi bizimle beraber bu gece burada kalacaklar. Rabia, dilini çıkarmış, kendisi ile birlikte beni ve Ferdimen’i elçek resim çekiyor çardakta otururken.
Bisiklet evinde kalan bir kaç kişiye akşam yemeği geliyor. Akşam çardakta oturup hediye gelen şarabı içiyoruz sohbet eşliğinde. Yarın Gediz nehri keşif turuna çıkacağım. Bir süre Hasan bana eşlik edecek. Banaz’a kadar birlikte gideceğiz. Hasan Denizli’ye doğru devam edecek, ben ise Banaz dan içeri gidip Ferdimen’in çizdiği rotayı takip edip Gediz nehrini keşfedeceğim. Ferdimen bana katılmıyor, başka bir programı var onu yapacak. Ne yapalım ben de tek başıma keşif yaparım artık. Sabah ola hayrola.
Bir festivali de böylece bitirmiş oldum. Yeni arkadaşlar, güzel dostlar edindim. Yeni fikirlerle yarın başka bir tura başlayıp İzmir’e döneceğim.
Bu gün yaptığımız yol yaklaşık olarak 67 Km civarı
Aşağıda yaptığımız yolun haritası
Powered by Wikiloc