Etiket arşivi: emirfakı

Suyun Kaynağına Yolculuk Gediz Nehri 7. Gün

30 Nisan 2019 Salı

( Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır )

Akbulak köyü – Emirfakı – Gediz – Murat dağı

 

Dervişlik dedikleri hırka ile tac degil
Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil
Durmuş marifet söyler, erene Yunus Emrem
Yol eriyle yoldadır, yolsuza yoldaş değil

Yunus Emre

 

Öne çıkmış olan görsel, Suyun Kaynağına Yolculuk afişim çınar ağacına bağlı, ben de çömelmiş olarak toprağı akan çaya kavuşması için döküyorum.

IMG_20190430_172827

Sabah erkenden uyanıyorum, Güneş çadırımın içine ilk ışıklarını vururken içeriden Güneşi çekiyorum. Çadırımı kurarken sabah uyandığımda ilk olarak Güneşin doğuşunu izlemeliyim. O yüzden çadırımın kapısı her zaman doğu tarafına gelecek şekilde kurarım. Güzel bir güne Güneş ile beraber başlamak gibisi var mı?

IMG_20190430_072752

Kalkar kalmaz çadırımdan dışarı çıkıp tulumbadan su çekmek oldu. Elimi yüzümü tulumbanın serin suları ile yıkıyorum. Turuncu renge boyanmış tulumba, çadırım ve bisikletim KUZ park etmiş yeşillik arazide.

DSCN7840

Sabah kalktıktan sonra ilk işim kahve içmek. Bunu her sabah yaparım, aç karnına bir bardak su içerim, ardından kahve ve üstüne bir bardak daha su içerek güne başlarım. Nerede olursam olayım her sabah yaptığım rutin işlerden birisi. KUZ solda, çadırım, çadırımın önünde katlanır sandalyem ve kahve takımları. Bisikletin yanında da çitlembik ağacı

DSCN7841

Kahvemi içtikten sonra Gediz nehrini görmeye gidiyorum. Nehir söğüt ağaçları arasından çamurlu akıyor

DSCN7843

Her zaman suyun olduğu yerde kamp atmaya çalışıyorum. Su oldu mu korkma, bu çeşme de olur, tulumba da, fark etmez. Kahvaltı yapmaya hazırlanırken dün geldiğim köprüden bir köpek sürünün önünde havlaya havlaya bana doğru geliyor. Dur bakalım, hayırlısı diyelim. Köpek yanıma kadar geldi, sürekli havlıyordu. Herhalde tulumbanın yanı kendi bölgesi. Yabancı biri gelip yerini işgal etmiş, havlaması ondan olabilir. Arkasından küçük koyun sürüsü de geldi. Çoban ile selamlaştık, koyunlar arazide otlamaya başladı. Ben de kahvaltımı yaparken ekmek dilimi attım köpeğe. O da çekine çekine ekmek dilimini bir çırpıda yedi bitirdi. Demek ki köpek aç, bir dilim ekmek nedir ki. Dişinin kovuğuna sığmadı. Bir dilim daha verdim, onu da yuttu. Bir dilim, bir daha verdim. Toplam beş dilim ekmeği yedi bitirdi. Sonrasında yakınıma gelip yattı karnı birazcık doymuş halde. Koyunlar otlaya otlaya bizden uzaklaştı. Köpek yerinden kalmıyor bile.  Çoban köpeği çağırıyor ama köpek oralı bile değil. Yanımda yatmaya devam ediyor. Herhalde ekmeği verince yeni sahibi ben oldum. Çobanı takmıyor bile. Bu bana siyasetçileri hatırlattı. Önceleri iktidardaki lidere demediğini bırakmıyor sonra da çok bağıran çağırana bir görev veriliyor ve yeni sahibinin emrinde onu tüm gücü ile korumaya başlıyor. Ne de olsa politikacı ( İki yüzlü ). Beton üzerinde turuncu renkli tulumbayı yakından çekiyorum. Arkada Gediz nehrini kaplayan ağaçlar.

DSCN7844

Kahvaltımı bitirip eşyaları ve çadırımı topluyorum. Bagajda yerlerini alıyorlar. Yola çıkarken cep telefonumu gidondaki taşıyıcıya bağladım. Haritayı da açtım ve yola çıktım. Haritada çizdiğim  rota yeşil renkte çizgi olarak çizili. Uydu beni takip ediyor rotada ve kahverengi çizgi çizmeye başlıyor. Navigasyondan mıdır, uydulardan mı kaynaklanıyor bilemediğim çizgiler oluşmaya başladı. Yolda düz gittiğim halde yoldan sapıp başka yerlere gidip geliyor kahverengi çizgi. Mavi nokta da benim bulunduğum yeri gösteriyor. Navigasyon bazen sapıtıyor, sapıtmış rotayı kamera ile çekiyorum cep telefonumun ekranını.

DSCN7845

Ana yola çıkmak üzereyim. Bu yol Uşak – Gediz yolu, devamında Kütahya’ya kadar devam ediyor. Ana yola çıkmadan bir kez daha bulanık akan Gediz nehrini çekiyorum.

DSCN7847

Ana yola çıktım, yol kaymak gibi ve emniyet şeridi geniş. Çıktığım yerde Emirfakı köyü var, köye uğramadan yoluma devam ediyorum. Ana yol olmasına rağmen pek araç ta gözükmüyor. Yolun kenarında tarlalar düz ovada yayılmış ekili olarak. Bazı tarla sınırlarında uzun kavak ağaçları dikilmiş.

DSCN7848

Gediz ilçesine geldim, giriş tabelasında; Gediz Nüfus: 23150 yazıyor. Kasaba dışındayım, merkeze daha epey yol var.

DSCN7850

Gediz görününce Murat dağı da tüm azameti ile karlı zirvesini de gösteriyor. Önümde uzun kavak ağaçları duvar gibi ve yeşil tarlalar.

DSCN7851

Buralarda ağaçlar henüz çiçeğe durmuş. Bahar yeni gelmiş buralara.

DSCN7852

Gediz kasabasının içine geldim, burada halamın kızı oturuyor. Damatları olan Ali’nin hırdavat dükkanına vardım. Ali öğle yemeğini ısmarlıyor. Ben de yemekten sonra kahve pişirip ikram ediyorum. Ali’nin iki oğlu var, Bahadır ve İhsan. Onlara Murat dağına gideceğimi söylüyorum. İlk başta onlar da kamp kurarız deseler de sonradan vaz geçtiler. Dükkandan ayrılıp yola devam ettim. Önümde tırmanacağım koca bir dağ var; Murat dağı. Gediz nehri adını Gediz ilçesinden geçerken alıyor. Ondan önceki ana kol olan Murat suyu adıyla akıyor çay olarak. Köprüdeki tabelada Murat Suyu 1 yazıyor

DSCN7853

Murat suyu coşkun ve bulanık akıyor söğüt ağaçlarının arasından, yukarılarda bir yerlerde yağmur yağmış olmalı.

DSCN7854

Şimdilik yol çok hafif eğimli, neredeyse düz sayılır. Solda ağaçlar, sağda çamlı yamaç var.

DSCN7856

Yolun bir yerinde harfiyat çalışmaları olduğunu görüyorum. Buraya bent yapılacağa benziyor.

DSCN7857

Murat suyunda 2. köprünün tabelasını çekiyorum.

DSCN7858

Harfiyat yapılan yerden sonra ağaçların çoğu kesilmiş, çorak bir bayır görünümü almış. Tek tük ağaçlar var yamaçta.

DSCN7859

Murat suyu çayının dibinde, yol kıyısında akan bir çeşme görünce resmini çekiyorum.

DSCN7860

Gölgem önümde uzamaya başladı.

DSCN7863

Murat suyunun kenarında çınar ağaçları ve açıklık bir alan var. Burası piknik alanı olarak kullanılıyor. Çınar ağaçları çıplak, henüz yapraklarını açmamış.

DSCN7864

Piknik alanının olduğu yerde çeşme var. Burada mola veriyorum. Çınar ağacının dallarına da Suyun Kaynağına Yolculuk pankartını bağlıyorum. Bisikletim KUZ park halinde.

IMG_20190430_172634

Suyun Kaynağına Yolculuk pankartının önünde Gediz nehrinin denize döküldüğü deltadan aldığım toprağı çıkarıp Murat suyu çayına döküyorum birazını. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

IMG_20190430_172827

Yaklaşık 355 Kilometre taşıdığım kirli toprağı çaya dökerek temiz olarak denize kadar akmasını diliyorum. Umarım insanlar yaptığım bu yolculuğun değerinin farkına varır ve nehirlerimizi kirletmekten vaz geçerler. Geleceğimize temiz bir Dünya bırakmanın peşine koşarlar. Umudumuzu hiç bir zaman yitirmeyelim. Temiz bir doğa için, temiz bir çevre için mücadeleye devam edeceğim.

IMG_20190430_172845

Bu da videosu, linki aşağıda.

https://youtu.be/nm3fPVGb-mc

Solda karlı zirvesi ile Murat dağı, sağda tabelada Muratdağı 7 yazıyor. Demek ki yolum 7 Kilometre kalmış, yola devam.

DSCN7866

Yolda giderken jandarma durduruyor. Buradan başlayan dağ koşusu başlamış bile. Muratdağı termal kayak merkezi tabelası yanına dağ koşusu ile ilgili bez afiş asılmış. Afişte yazanlar “Gediz Muratdağı dağ koşusu Çıkış.” Bir süre araçlarla beni bırakmıyorlar gideyim diye.

IMG_20190430_174436

Bir süre bekledikten sonra jandarma serbest bırakıyor ve yoluma devam ediyorum. Hadi arabalar koşuculara zarar verebilir, bir bisikletçi ne zarar verebilir ki koşuculara. İşte bizdeki akıl tutulmaları böyle bir şey. Bazı yerleri tel çitle ayırıp bahçe yapmışlar engebeli araziyi. Çınar ağaçları da içinde kalmış.

DSCN7867

İki tane çınar ağacı gövdesi karşılıklı duruyor. Nedense çınar ağaçları asırlık olmasına karşın öyle büyük dalları yok. Devamlı budanıp kesilmiş. Gövdenin içi çürüyüp yok olmuş. Ama tüm bunlara karşı bereketini vermeye devam ediyor çınar ağacı. İnsanlar ne kadar kötü davranırsa davransın. Çınar ağacının dibinden çıkan pınar doğaya hayat veriyor. Suyu az da olsa Gediz nehrine karışacak büyümüş olarak.

DSCN7868

Düzlük dediğim hafif yokuşlar bitti. Son 7 Kilometre sertleşmeye başladı. Ağır ağır çıkıyorum yokuşu. Akşam olmadan hedefe varırım diye düşünüyorum.

DSCN7869

Murat dağının karlı zirvesini yakınlaştırıp çekiyorum. Mayıs ayına bir gün kala karlar çam ormanını beyaza bürümüş kısım kısım. Daha aşağıda evler olan tesis  görüyor.

DSCN7870

Tesisi yakından çekiyorum. Tesisin olduğu yer açık alan, diğer taraflar çam ormanı ile kaplı.

DSCN7871

Yol kıyısına ağaçtan yapılmış tabela görüyorum. Tabelada;

Muratdağı

Yürüyüş ve koşu parkuru

Rakım   : 975 – 1330 mt

Mesafe : 10 km

Kütahya orman bölge müdürlüğü alo 112

Yazılar sarı renkte yazılmış.

Tabelada yazanlar güzel de neden Bisikleti parkura sokmamışlar anlaşılır gibi değil. İnsanlar henüz bisikleti tanımıyorlar demek ki. Ama tanıyıp burada dağ bisiklet yarışı, gezinti yeri olacak bir gün. O gün gelecek.

DSCN7873

Murat dağının sol yamacında şirin bir dağ köyü var. Köyün ismi; Uğurluca köyü. Evler tek katlı ve bahçeli.

IMG_20190430_184327

Hedefime 2 Kilometre kala yeğenlerim İhsan ve Bahadır araba ile bana yetiştiler. Yokuş ta bitmek bilmediğinden 4 çanta ve sosis çantamı arabaya verip boş bisikletle son 2 Kilometreyi çıktım. Tesislerdeki balkon terasta Murat dağında yetişen bitki çayı içiyoruz limonlu. Çay içerken ortalıkta buraya gelen insanları koklayıp tanımaya çalışan iribaş çoban köpeğini çekiyorum. Kuyruğu kıvrık, beyaz bir köpek. Sadece kulakları ve ağız, burun kısmı siyah.

DSCN7875

Güneş karşıdaki Şap dağının zirvesinde batmak üzere.

DSCN7876

Güneş zirvede batmaya başladı tüm kızıllığı ile. Optik zoom yaparak yakınlaştırıyorum Güneşi.

DSCN7881

Daha da yakınlaştırıyorum, yakınlaştırdıkça resim daha da netleşiyor. Güneş sarı renkte, etrafı turuncu, kızıl karışımı renkte parlıyor. Güneşin üzerinde küçük bir bulut ta renk cümbüşünden nasibini almış.

DSCN7882

Güneş tepenin ardında iyice alçalıp kaybolmaya başladı.

DSCN7889

Ve Güneş gözden kayboldu ama ışıkları bulut tabakasına vururken bulutun aldığı şekil sanki denizde küçük dalgalar sahile vuruyormuş gibi.

DSCN7890

Güneşi batırdık, bisikletimin yanına gelerek çantaları yükledim arabadan. İhsan ve Bahadır çadır kurabileceğim yamaçta teras olarak düzleştirilmiş yere götürdü. Burada piknik yapıyorlarmış. Düzlüğe çadırı kurdum, eşyaları da içine yerleştirip üzerime serinleyen havadan dolayı kalın bir şeyler giyindim. İhsan’ın Gediz de yaptırdığı köfte ekmeği yiyorum akşam yemeği olarak. Onlar da kendilerine birer tane köfte ekmek yaptırmış. Bir kaç çalı çırpı toplayıp ateş yaktık güvenli olarak. Akşam hava karardı ve iyice soğumaya başladı. Fazla geç olmadan İhsan ve Bahadır arabasına binip Gediz’e gittiler. Ben de soğuğa karşı çay demledim ısınmak için. Ateşi de sürekli besliyorum. Çayımı içtikten sonra fazla geç olmadan ateşi su ile söndürüp çadırıma yatmak için girdim.

Sonunda bir turu da başarı ile bitirdim tek başına. Suyun Kaynağına yolculuk Bisiklet Turu 355 Kilometresi Gediz nehri, toplam 394 Kilometre yol yapmışım evden buraya kadar. Turu 7 günde tamamladım. 1537 metre denizden yüksekteyim. İçimde tatlı bir heyecanla uyumaya çalışıyorum ama hava iyice soğudu. Gediz dağı soğuğunu hissettiriyor.

Bu gün yaptığım yol yaklaşık olarak 67 Kilometre civarı.

Yaptığım yolun haritası aşağıda

Powered by Wikiloc

Gediz Keşif Bisiklet Turu 4. Gün

5 Temmuz 2018 Perşembe

Eğlence – Emirfakı – Uşak

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

Bir sabah tanıdık bir şehre girerken
Sıcak ve dost şeyler düşünür insan
Tanıdık bir yatak bekler sizi
Bir çocuk yüzü gülümser anılardan

Ataol Behramoğlu

 

Öne çıkmış olan görsel, beyaz badanalı, aynası ve yalağı uzun olan çeşme. Bisikletim KUZ da sol tarafta park etmiş durumda. Çeşmenin arkasında üç tane meşe ağacı gölgelik yapıyor.

20180705_121748_HDR

Gün ağarır ağarmaz uyanıyorum, doğada erken kalkmak var, ben de doğaya ayak uyduruyorum. Kalkınca ilk işim çadırımın fermuarını açıp dışarısını çekmek. Küçük bir ağaç, çalılar, zambak çiçekleri ve aşağıda olan tarla görünüyor.

20180705_062751_HDR

Çeşmeden elimi yüzümü yıkadım, ardından sabah kahvemi pişirip keyifle içtim ilk önce. Sonra çayı demledim, ardından iki yumurta kaynatıyorum. Kahvaltı hazır, diğer malzemeleri de çıkarıp sofraya serdim. 40 çeşit olmasa da köy kahvaltısı gibi oldu. Kahvaltıyı yaparken çay poşeti gözüme ilişti. Eskişehir bisiklet evinden aldığım poşet çay paketinde yazanlar “1 poşetten 20 bardak çay. 30 g demlik süzen poşet çay.” Basit bir hesap yapıyorum aklımdan. 1 poşetten 20 bardak çay çıktığına göre 1 çay bardağı 1.5 Liradan hesaplarsan 30 Lira yapar. 1 Kiloda kaç poşet var? 33 poşet. Onla onu çarpınca 660 bardak çay çıkıyor. O da 990 Lira yapıyor 1 Kilo çaydan. 1 Kilo çay kaç para? 30 yada 40 Lira. Çaycılık işi epey kazançlı ki bir poşetten 20 bardaktan fazla çay çıkarır bizim esnaf. Sonra poşet çayın fiyatı daha pahalı normal toz çaya göre. Gerisini varın siz hesaplayın. (Yıl 2018, fiyatlar o yıla göre) Sabah sabah bu hesap işi iyi oldu kahvaltı yaparken. Kırmızı pakette yazılanları yakından çekiyorum.

20180705_073330_HDR

Kahvaltımı keyifle yaptım, ardından topladım kahvaltılık malzemelerini. Çadırı ve eşyaları toparlayıp çantalarına yerleştirdim. Biraz da sanat çalışması yapmam gerek. Fotoğraf makinesini alıp resim çekmeye başladım. Yalağın bir ucundan iki borudan akan suyu yakınlaştırıp çekiyorum. İki borudan akan su yalağın içine dökülüyor. Boruların uçları 45 derece açılı kesilmiş. Borunun altından su ayrıca damlıyor.

DSCN4322

Çektiğim yerden normal olarak yalağı komple çekiyorum. Yalaktan bir boru ile dışarı fazlalık sular dışarı akıyor başka bir taş yalağın içine. Buradan da aşağıdaki bahçeye gidiyor sanırım.

DSCN4321

Çitlembik ağacının kalın gövdesini yakından çekiyorum. Çitlembik ağacı kayaların yarıklarına köklerini daldırmış, sağlam bir biçimde tutunuyor. Kökün biri gövdenin dışından 1 metre kadar uzaktaki kaya çatlağına girmiş.

DSCN4324

Hazırlığımı bitirip yola çıktım. Bir süre asfalt yoldan gidip rotaya göre sağa doğru, toprak yola girdim. Burada maden sahası var, işçiler çaya davet ettiler sağ olsunlar ama teşekkür ediyorum. Henüz kahvaltıda çokça çay içtiğimi belirterek yoluma devam ettim. Yol çay boyunca devam ediyor. Çay düzlüğüne tarlalar ekilip biçiliyor. Her tarlanın kıyısında uzun uzun kavaklar dikilmiş. Haliyle köylülerden hayırsever birisi çeşme yaptırmış yoldan gelip geçenler içsin diye. Ben de bir yolcu olarak içiyorum suyumu. Çeşme tuğladan yapılmış, aynası duvar olarak yüksek, içine kemerli çeşme aynası, borudan akan su, yanına iki tane tas konulmuş. Yalak ta tuğla örülerek yapılmış.

20180705_084132_HDR

Toprak yolda, çam ormanı içinde ilerliyorum. Hava Temmuz sıcağı, toprak yol kurumuş, toza dönüşmüş halde.

20180705_085941_HDR

Çay yatağında çınar ağaçları görünüyor. Bir kaç kavak ağacı da var.

20180705_091901_HDR

Küçük vadi giderek darlaşıyor.

20180705_092653_HDR

Toprak yol bazı yerlerde kötüleşiyor. İri taşlar iyice belirginleşti, dikkatli bir biçimde ilerliyorum.

20180705_093027_HDR

Çay yatağına geldim, burada çınar ağaçları kendilerine yer tutmuş başka ağaçların yetişmesine izin vermiyorlar sanki. Asırlık çınar ağaçları var kalın gövdelerine bakarak.

20180705_093411_HDR

Çayda az da olsa su akıyor çınar ağaçlarının gölgesinde.

20180705_093423_HDR

Çayın diğer tarafına geçtim, çam ormanı açıklığında bir ağaç kurumuş öylece duruyor.

20180705_094022_HDR

Toprak olan orman yolları karışık. Bazı yerde yolumu şaşırmadan gitmek olanaksız. Yoldan ayrıldığımı navigasyon uyarı sesi ile bildiriyor. İlk önce ne olduğunu anlamadan yoluma devam ettim. Resimde gördüğünüz çatalın sağından gittim bir süre. Haritaya bakınca yoldan uzaklaştığımı görünce tekrar yol çatağına geldim. Bu kez soldaki dik yokuşa sardım ama bisikleti ittirerek bir süre gittim. Yine rotadan uzaklaşınca tekrar yol çatağına döndüm. Bisikletim KUZ park etmiş yol çatağında.

20180705_094143_HDR

Yoldan ayrıldığımı haritadan görüyorum, gerisin geri gelerek rotaya girdim. Navigasyon beni takip ettiği için uyarı sesi vererek rotaya girdiğimi belirtiyor. Çay üzerindeki köprüde KUZ park etmiş olarak duruyor. Ben de gölgede rotayı inceliyorum. Ne tarafa gideceğimi kestirmeye çalışıyorum.

20180705_095540_HDR

Toprak yoldaki izlere bakarak yoldan araçlar geçmiş. Haliyle yine yanlış yollara saptığımı haritada görünce rotanın düz çizildiğini görüyorum. Ama ortalarda düz gideceğim bir yol görünmüyor. Cep telefonumdaki haritada çizilmiş rota yeşil renkte. Benim gittiğim çizgiler kahverengi renkte. Uydudan takip ediliyorum. Aşağıda geldiğim yolu ve sağa sola çizilmiş kahverengi çizgiler ve rotanın düz gittiğini gösterir resmi çekiyorum ekrandan.

QuickMemo+_2018-07-05-10-29-20

Sonunda gideceğim yolu güç bela gördüm. Yolun girişi derin kanal açılmış düz yolda. Hiç bir araç giremez yola, çünkü hendeği aşması olanaksız. Bisikletim KUZ yola girmiş, park halinde. Yol çamlarla örtülmüş neredeyse. Düz olan yol geniş ve açık.

20180705_101318_HDR

Yol kullanılmadığı için yağmur suları bozmaya başlamış. Yolun ortasında dere akmış yağmur yağınca, az derinlik oluşturmuş yatakta. Burası dik olduğundan bisikleti elimle ittirerek çıkarıyorum.

20180705_101422_HDR

Bir üst kademede olan düz yola çıktım. Burada da sağa, sola gittim ama haritadaki izler düz devam edeceğimi gösterince kayıp olan yol girişini aramaya başladım. Burada yolu daha zor buldum. Öyle ki yol girişi aşağıdaki yol girişinden daha da beter. Yine dozerle yolun kıyılarına kanal açılmış. Ve yol demeye bin şahit ister. Yağmur suları derin yarıklar açmış yola ve yol olduğu anlaşılmıyor. Bisikletim KUZ düz yolda park etmiş, yukarıya doğru giden açıklık takip ettiğim yol. Yani haritaya göre karşıdaki yoldan gideceğim.

20180705_102942_HDR

Neyse rotayı takip etmem gerekiyor, çünkü sağa ve sola giden yol hiç bir yere çıkmıyor haritaya göre. Bisikletimi elimde taşıyıp hendeği aşıyorum ilk önce. Beni epey zorladı hendeği aşmam. Sonra daha da dik olan yokuşu elimde bisikleti ittirerek çımaya başladım Sık sık dinlenmem gerek yoksa nefesim yetmiyor. Büyük güç harcıyorum yüklü bisikleti ittirirken. Yokuşun bir yerinde durup nefeslenirken beyaz akik taşı buldum. Bu beyaz akik taşı bana doğru yolda olduğumun bir işareti. Beyaz akik taşı Tevrat kitabında geçiyor. Adı da Urim. Bu taşı simyacılar da kullanıyor. Beyaz akik taşın adı Urim, siyah akik taşının adı da Tumim. Zor durumda kalınca karar vermek için bu taşları kullanıyorlar. Beyaz akik taşı evet, siyah akik taşı ise hayır demek. Hangi taşı çekerlerse o taşın rengine göre evet, yada hayır olarak karar veriyor simyacılar. Beyaz akik taşı Urim gidon çantamın üzerinde resmini çekiyorum.

20180705_103451_HDR

Güç bela, kan ter içinde yokuşu çıktım. Düzlüğe ulaşınca biraz dinleniyorum. Geldiğim yol aşağıya doğru gidiyor. KUZ park etmiş yolda. Etraf çam ormanı.

20180705_111302_HDR

Dinlenirken etrafı inceliyorum. Beyaz naylon poşetin dibine örümceğin birisi yuva yapmış kendine. Yuva ağ gibi değil de delik şeklinde. Dıştaki ağlara takılan avları yuvasında gizlenen örümcek çıkıp avlıyor hemencecik.

20180705_112202_HDR

Dağ çiçekleri de görmek ne güzel. Beş taç yapraklı eflatun renkli çiçeği yakından çekiyorum. Taçların birleştiği iç kısmında çember şeklinde siyah benekler var. Az dışında da mor beneklerle bezenmiş.

DSCN4330

Çıktığım yer yayla, buralarda buğday tarlaları görüyorum. Tarla kıyısında kurumuş ağaç kütükleri öylece duruyor.

DSCN4331

Tarla kıyısında örümcek yuvası kocaman. İçindeki örümcek epey büyük olmalı. Toprağın içine doğru açılan delik örümceğin mağarası gibi. Sanki örümcek içinde ayakları görünüyor.

DSCN4335

Tarlasına bakmaya gelmiş bir aile ile tanışıyorum. Beni çaya davet ediyorlar. Çayı semaverde, odun ateşi ile yapacaklar. Yanlarına oturuyorum ve muhabbet ediyoruz. Kadın pişirdiği pişilerden ikram ediyor. Buz gibi su da veriyor. Soğuk su epeydir içmemiştim, iyi geldi. Çay demlenmeden telefonla haber geliyor, adamın oğlunu arılar sokmuş. Apar topar motorlarına binip gittiler.  Ben de kendime yorgunluk kahvesi yapıyorum. Elimde kahve fincanı, içinde kahve ile kendimi elçek resim çekiyorum bisikletim KUZ ile birlikte.

20180705_114202

Kahvemi içtikten sonra yola çıktım. Köy yolu taş döşeli, makadam. Bisiklet için iyi değil, çünkü sarsıntılı gitmek zorunda kalıyorum.

20180705_115318_HDR

Neyse makadam yolda fazla gitmeden yol sola döndü. Yine toprak yolda, tarlalar arasında gidiyorum. Etrafta tek tük çitlembik ağaçları var.

20180705_120910_HDR

Uzun aynası ve yalağı olan çeşme görünce duruyorum. Burada meşe ağaçları var, gölgelik yapıyorlar. Burada mola veriyorum. Bisikletim KUZ solda park etmiş, uzun çeşme ve meşe ağaçları. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

20180705_121748_HDR

Az önce kadının verdiği pişileri yiyorum, henüz taze olduğundan tadı da güzel. Pişiler yağlı olduğundan karnım iyice doyuyor. Naylon torba üzerinde pişiler.

20180705_122348_HDR

Toprak yol yine ikiye ayrılıyor, biri sağa, biri sola. Neyse ki rotada çizdiğimiz yol bana gideceğim yeri belirtiyor. Sağdaki yoldan gideceğim.

20180705_123355_HDR

Yüksek yayladayım, etrafı rahatça görebiliyorum. İlerisinin rakımı bulunduğum yere göre epey aşağıda kalıyor. Buralar kayalık arazi ve yol da toprak değil kayalık.

20180705_124340_HDR

Kayalık dağın tepesinden gidiyorum. Önümde küçük bir vadi ve tepelerinde kayalıklar baş göstermiş.

20180705_124957_HDR

Kaya olan yoldan gidiyorum, önümde bir köy var, evler görünüyor.

20180705_125001_HDR

Yolun yan tarafı kazılmış ve buraya kuyu kazılarak tulumba konulmuş. Kuyunun üzeri beton dökülerek örtülmüş.

20180705_130034_HDR

Köyden sonra asfalt yol başladı.

20180705_134416_HDR

Karşıma başka bir köy çıktı. Buradaki evin birisi yarım olarak pembe renge boyanmış, diğer yarısı kerpiç, taş olarak kalmış. Boyalı olan yer sıvalı.

20180705_140233_HDR

Yaklaşık 7 Kilometrelik bir inişten sonra Gediz – Uşak yoluna geldim. İniş çabuk oldu, sadece frene bastım, hiç pedal çevirmedim 7 Kilometre boyunca. İndiğim yolun ana yola bağlantısını çekiyorum.

20180705_141022_HDR

Düzlüğe inip rakım azalınca Temmuz ayının kavurucu sıcaklığı yüzüme vurdu. Yüzüme vurduğu gibi asfalt yola da vurunca yaylalardaki serin havanın etkisi geçti. Asfalt yol tamamen erimiş, yoldan gitmenin olanağı yok. Yol tek şerit ve banket kısmı çok dar. Tam kenarından gidiyorum erimiş asfalta değmeden. Ara sıra banket durumuna göre toprak yere inip oradan sürmeye başladım. Bir benzinlikte mola verdim, karnım da zil çalıyor. Markete ekmek ve soğuk su bulunca alıyorum. Yanına da bir kaç domates ve barbunya konserve ile karnımı doyuruyorum. Bolca soğuk su içerek biraz olsa da serinlemeye çalıştım. Bir karar vermem gerek, yola bu sıcakta devam etmem olanaksız. Asfalt erimiş, yol dar, kamyonlar, otobüsler tehlike yaratıyor. İlk önce Kula’ya kadar pedal çevirip kamp atmayı düşündüm. Haritaya baktım Kula 75 Kilometre kadar. Nasıl olsa çoğu yokuş aşağı, giderim dedim. Yola çıktım, Önüme gelen tabelada Uşak iline 20 Km kaldığını yazınca birden aklım başıma geldi. Ben niye Uşak’a gitmiyorum? Oradan da otobüse binip İzmir’e giderim ve akşam evde olurum. Bu fikir hoşuma gitti ve ana yola çıkıp sola, Uşak tarafına yöneldim. Bir kaç sert yokuştan sonra Uşak’a vardım. Girişte bir benzinliğe girip serinlemek ve dinlenmek için oturdum. Gölgede serin gazoz içerek ferahladım biraz.

Bu arada pazarlamacılık yapan komşum Halil aradı telefonla. Bana neredesin diye sordu. Ben de Uşak’tayım diye cevap verdim. O da ben Gediz’deyim, yarın Uşak’a geleceğim, beraber döneriz İzmir’e deyince bu gece Uşak’ta kalmaya karar verdim. Dinlenirken iki bisikletli yanıma gelip “Merhaba Urim Baba” diye selam verdiler. Arkadaşı tanımıyordum ama o beni İzmir’den, Perşembe akşamı bisikletçilerinden tanıyor. Neyse tekrar tanıştık, keşif turunda olduğumu, arkadaşlara bu gece nerede kalabilirim diye sordum. Onlar da parkta kalabilirsin dediler. Parkın yerini tarif edip evlerine gittiler.

Parkın olduğu yere geldim. burası büyük bir park. İlk önce bisikletle parkın içinde dolaşıp nereye çadır kuracağımı bakmaya başladım. Etrafta dolaşırken işgüzar park güvenlik görevlisi yanıma geldi. Hazır yanıma gelmişken o sormadan ben sordum nereye çadır kurabilirim diye. O da ilk önce burada çadır kurmak yasak deyince amirinle görüşeyim dedim. Yolcuya böyle yasaklarla mı savuşturacaksınız. Nerede misafirperverlik dedim. Güvenlik görevlisi amirini telefonla aradı, durumu anlattı ve bana dönüp parkın arka kısmında çadır kurabilirsin dedi. İçime su serpildi hava kararırken. Bisikletimden inip beraber yürümeye başladık. Bana nereye çadır kuracağımı gösterdi. Kendisine teşekkür ettim ve güvenlik görevlisi önemli bir görevi yerine getirmiş komutan edası ile görev gereği parkta dolaşmaya başladı.

Gece çadır yerine hamağı iki ağaca bağlayıp hamakta yatmaya karar verdim. Piknik masasının birinde konserve yemeği ve kalan ekmekle birlikte karnımı bir güzel doyurdum. Yandaki masadaki aile bana çay ikram etti. Ben de karşılık olarak kahve takımlarımı alıp onlara kahve pişirdim. Birlikte içtik sohbet ederek. Gece 12 ye kadar oturdum, insanlar evlerine gidip ortalık sakinleşince yol kıyısındaki iki ağaca hamağı bağlayıp yattım. Gece boyu köpeklerin bazıları havlayıp durdu. Köpekler yanımda yatıyorlardı. En ufak bir hareket yada seste havlamaya başlıyorlar yattığı yerden doğrulup. Hani sesin geldiği yere gitmeye gerek bile görmüyorlar. Bir derece beni koruduklarını anladım, çünkü ekmek verdim köpeklere. Gecenin bir vaktinde köpeklerin kimisi  yanına kadar gelip kokladıklarını görünce kalkıp bağırdım, hepsi çil yavrusu gibi dağıldı. Köpeklere oturun oturduğunuz yerde diye bağırdım ama pek anladıklarını sanmıyorum. Sabaha kadar aralıklarla havlayıp durdular.

20180706_073836

Kesik kesik bir uykuyla geceyi geçirdim, sabah oldu, Güneş çıktı ve parkın içinde dolaşan tavus kuşunu görünce resmini çektim. Mavi, yeşil, gri ,kahverengi renkleri ile erkek tavus kuşu etrafımda dolaşıyor. Yiyecek aradığı belli. Renkli ve gösterişli kuyruğunu açmadı.

20180706_080742_HDR

Komşum Halil öğleye doğru işi biteceğinden onu bekleyeceğim. Uşak’ın girişindeki kahveye gidip kahvaltımı yapıyorum bir güzel. Sakallarım da uzamıştı, kahvenin yanında berber dükkanı vardı. Bir güzel sinek kaydı tıraş oluyorum. Yüzüm ferahlıyor biraz. Bir de banyo yapsam diye düşünüp kahvede oturanlara buralarda hamam var mı? diye sorunca hamamın yerini tarif ettiler. Hamamı buluyorum, içeri girip bir güzel yıkandım. Temiz kalan eşyaları giydim. Hamamdan çıktım ve benzinliğe gelip Halil’i beklemeye başladım. Halil arabası ile geldi. Bisikleti ve çantaları boş olan kamyonetin kapalı kasasına yerleştirdik.  2 Saatlik bir yolculuktan sonra eve geldik.

Böylece bir turun daha sonuna geldik sevgili okurlar. Bir taşla iki kuş vurmaya çalıştım ama Temmuz ayının sıcaklığı Gediz keşif turunu yarıda bırakmama neden oldu. Eskişehir’in bozkırındaki serin havayı, sıcak dostluklarını yaşadım. Yeni dostlarla tanıştım, yeni hikayeler biriktirdim ve torbama yerleştirdim. Anca zaman oldu ve torbamdaki olgunlaşmış anılarımı sizlere anlatıp bitirdim.

Bir sonraki turlarda güzel anılarla sizlerle baş başa olacağım, sağlıcakla ve güzel kalın

Bugün yaptığım yol yaklaşık 53 Km civarı

Aşağıda yaptığım yolun haritası

Powered by Wikiloc