Etiket arşivi: hippi

Eskişehir Bisiklet Festivali 2. Gün

29 Haziran 2018 Cuma

Eskişehir Kültür Turu

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle

Ataol Behramoğlu

 

Öne çıkmış olan görsel, akvaryum içinde kapalı geniş cam bölme. Bölmeye alttan giriliyor. Akvaryumda yüzen balıklar ve ben de cam bölme içinde. Beni Ferdimen çekiyor dış kısımdan.

20180629_155338_HDR

Sabah erkenden kalkıyorum, Güneşli güzel bir güne başlarken İzmir’den arkadaşlar minibüs ile gelmişler festivale. Minibüsün arkasında üç, üstünde iki bisiklet var. Arka yan camda hippilerin barış sembolü yapılmış.

DSCN3711

Çadır alanında henüz çadırlar  tam olarak dolmamış. Çoğu yer boş, benim çadırımın yanında Ferdimen ayakta duruyor. Çadır alanı şeritlerle bölünmüş parsel parsel.

DSCN3712

Çadırımın arkasında bisikletim KUZ duruyor park halinde. Arka bagajında sadece bir çantayı taktım, tamir takımları ve kahve takımları var içerisinde. Ferdimen karşımda sağ eli ile bisikletimi gösteriyor.

DSCN3713

Sabah kahvesini işgal ettiğimiz çardak altında yapıyoruz. Bu çardak artık Eşpedal derneğine ait. Ve Urim Baba’nın Kahvesi olarak tabelamı da astık. Eşpedal derneğinde aktif görev alan ve organize eden Hakan Sevin kahve içmesini seviyor. Gülü seven dikenine katlanır sözünden yola çıkarak eline kahve değirmenini veriyorum. O da seve seve kahve çekiyor. Sabah Güneşi çardağın altından Hakan Sevin’in yüzüne vuruyor.

DSCN3714

Mavi buff, mavi tişörtü ile Ferdimen bana eliyle iki kesme şeker uzatırken çekiyorum yakından bir poz.

DSCN3716

Çardakta otururken yanımıza İzmir’den sabah gelen arkadaşım Ahmet ve Duygu geldi. Onlara da kahve pişirip ikram ediyorum.

DSCN3717

Haliyle ilk kahveyi ben içiyorum. Kahve fincanımda Urim Baba’nın Kahvesi logo basılı, içi köpüklü kahve içmeye hazır. Ferdimen’in verdiği kesme şekerlerden birisi fincanın yanında. Geçmiş yıllarda İstanbul kahve kültüründe kahve sade pişerdi. Kahveci de fincanın yanına bir kesme şeker koyar müşterilerine böyle sunardı kahveyi. Bu sunuma “Yandan Çarklı” kahve  olarak adlandırıldı. Yandan çarklı denmesinin nedeni eskiden vapurların yanında çark yardımı ile hareket ediyorlarmış. Fincan vapur, yanındaki kesme şeker de çark olarak betimlenip söylenmeye başlanmış.

DSCN3718

Kahvaltıyı yaptık, sonrasında hep birlikte köy yollarından Eskişehir merkezine bisikletlerle geldik. Merkezde bulunan geniş ve uzun tuğladan yapılmış. Bacayı komple yan olarak çekiyorum gökteki bulutlara değercesine. Bacanın dibinde park etmiş bisikletler duruyor. Baca dipten başlayıp yukarıya doğru 2 metrede bir demir çember sarılmış.

DSCN3719

Burada kayıt yapılıyor, bisikletin önüne takacağımız tabelalar, forma ve bufflar veriliyor. Ben de tabelamı gidon çantasının önüne takıyorum plastik cırt ile. Tabelada el ile çizilmiş bisiklet evi resmi, Urim Babacan İzmir A +, Eskişehir VelESBİT Bisiklet evi festivali 29 / 30 Haziran – 1 Temmuz 2018 yazılmış.

DSCN3720

Eşpedal derneğinden Didem Turan, Hakan Sevin ile birlikte kayıt masasında kaydını yaptırırken.

DSCN3722

İsmail Odabaşı da bulunduğumuz yere geldi. Ferdimen ile birlikte tandem bisiklet sürecekler. Ferdimen pilot, İsmail copilotluk yapacak. İkisinin yanında Nil Koray Yılmaz var.

DSCN3723

Bir çok ünlü ve futbolcunun dökümden plakası yere konulmuş. İçlerinden sadece Beşiktaşlı olarak efsanevi futbolcu Hakkı Yeten plakasının resmini çekiyorum. Sol üst köşede BJK logosu, altında 1931 – 1948 futbol dönemi yazılmış. Yanında Hakkı Yeten 1910 – 1989. Altında iki defne dalı arasına Baba Hakkı’yı saygıyla anıyoruz kabartma olarak yazılı. Sol altta Tepebaşı belediyesi 2011 ve logosu. Defne yapraklarının altında Altın Ayaklar yazılmış.

DSCN3724

Tramvay hattı buradan geçiyor çanını çala çala. Eskişehir’de her taraf tramvay hatları ile ağ örülmüş. Her yere tramvay ile ulaşabilirsiniz.

DSCN3725

Elimde iyi resim çeken makine olunca ister istemez sanatsal çekimler yapmak zorumda kalıyorum. Tuğladan örülmüş uzun bacayı dibinden göğe yükselmiş halde çekiyorum. Tuğlalar tek tek ve gayet net biçimde görünüyor.

DSCN3729

İzmir’den sabah minibüsle gelenler içinde arkadaşım Yılmaz Murat Bilican bisikleti ile bana poz veriyor. Saçı yok ama sakalı uzamış, üzerinde mavi tişört, altında siyah şort var.

DSCN3732

Eskişehir’de eskiden uçak fabrikası vardı, şimdi ise tüm uçakları dışarıdan alıyoruz maalesef. Fabrika kapatıldı, sadece eğitim pistleri var. Gökyüzünde dolaşan küçük, çift pervaneli bir uçağı optik zom yaparak bacanın ucu ile yakından çekiyorum.

DSCN3733

Zemine velESBİD Eskişehir bisiklet dermeği pankartı seriliyor, ardına da festival katılımcıları dizildi. Ben de bir poz çekiyorum toplu olarak.

DSCN3736

Kayıt işlemi bitince bisikletlere binip yakınlardaki bisiklet temalı sanat sokağına geldik. Burada durunca sokağı kaplamış tüm bisikletçilerini çekiyorum.

DSCN3738

Evin duvarına sadece ön tekerleği, gidonu olan yarım bisiklet duvara vidalanmış. Bisikletin pedalları yok. Gidonda sepet takılmış, içinde de saksı konulmuş. Saksıda bitki büyümeye başlamış.

DSCN3739

Burası Kırık Pedal Sokak olarak adlandırılmış. Siyaha boyanmış kapı panjuruna kırmızı sprey boya ile Kırık Pedal Sokak Hatırası yazılmış. Yanlara da karman çorman beyaz yazılar yazılmış sprey boya ile.

DSCN3741

Başka bir evin duvarına küçük jantlı beyaz boyalı, gidonu kırmızıya boyanmış bir bisiklet asılmış. Duvara astronot resmini bisiklete biner gibi çizilmiş. Yanlara da halkalı gezegen ve diğer gezegenler resmedilmiş. Bisikletin altına da kocaman sarı renkli Güneş var.

DSCN3742

Binanın iç köşeli kısmına renkli kelebekler, iple bisikleti havalandırmış durumda. Bisikletin altında da tam köşede açılan fermuar çizilmiş.

DSCN3744

Evin penceresinin altında üstte küçük, altında büyük jant, sivri kulakları ve kuyruk ilave edilerek kedi resmedilmiş. Altta da duvara kadrosu dallardan, tekerlekleri yeşil yapraklardan yapılmış bisiklet boyalı.

DSCN3745

Binanın köşesine eğri büğrü bisikletler renkli olarak boyanmış.

DSCN3746

Trafo binasının duvarına tandem bisiklete binen iki çılgın ihtiyar kadın resmedilmiş. Eşpedal üyelerinden iki kadın da tandem bisikletiyle resim önünden geçerken üç kişi onları izliyor. Hakan sevin de eliyle işaret ediyor tandemdekileri. Tandemi Rabia ile Didem sürüyor.

DSCN3748

Büyükşehir belediyesinin Odunpazarı evlerinin olduğu yere geldik. Buradaki evler iki yada üç katlı, sarı badanalı. Pencere kıyıları belirgin bir şekilde kahverengi renge boyanınca evler kendini gösteriyor. Bisikletliler evlerin önündeki istinat duvarının dibinde bekliyor.

DSCN3752

Bisikletçiler mumya müzesine girdi, ben girmedim. Nedenine gelince 6 ay önce girip dolaşmıştım mumya müzesini. İçeride bazı mumyaların resmini para ile çektiklerinden kızıp tüm çektiğim resimleri silmiştim müzeden çıkmadan.

DSCN3754

Odunpazarı merkezindeki açık alan parkına geldik. Buraya ismini veren odunları öne çıkarıp pazarda satılan odunlar eşek arabası heykeli ile belirtmişler.

DSCN3755

Başka bir yerde iki at koşulu odun araba heykeli var. Atlar gerçekmiş gibi duruyor. Sanki canlıymış gibi.

DSCN3756

İki atı başlarından çekiyorum. Koşum takımları tam, iki atın arasındaki uzun direk önden ve arkadan kayışlarla bağlı. Bu at arabası iki beygir gücünde. Yani 1460 Watt ediyor.

DSCN3757

Diğer yandaki eşek arabasında bir tane eşek var. Eşek beygirlerden küçük olduğundan eşeğin Watt olarak 600 Watt olması gerek. Eşeğe haksızlık yapılmış sanki. Aynı oranda odunu eşek tek başına çekiyor.

DSCN3758

Odunpazarı meydanındaki çay bahçesine oturduk. Masalar kare ve küçük olduğu için iki masayı birleştirdik.

DSCN3759

Karşımda oturan görme engelli Sadriye Görece ve Hakan bana poz veriyorlar başlarını birbirine dayamış olarak.

DSCN3760

Odunpazarı meydanındaki evler de restore edilerek boyanmış. Soldaki beyaz, sağdaki sarı renge boyanmış. Ortak rengi kapılar ve pencereler kahverengi. Binaların altında dükkanlar var.

DSCN3762

Başka bir sokağın girişinde seyyar tezgahlar kurulmuş. Burada resim tabloları, lületaşı ve hediyelik eşya satıyorlar. Binalar diğer sokaktaki rengin aynısı.

DSCN3763

Şimdi de arkeoloji müzesine geldik. Müzenin dışında bisikletleri bıraktık, içeri girmeyi bekliyoruz.

DSCN3764

Müzenin dışında yeşil çimenlerin olduğu yere dikili taş konulmuş bir kaç tane. Taşlarda değişik şekiller ve işaretler var.

DSCN3765

Bahçenin diğer yanında lahit mezar sandukası konulmuş. Küçük boyutta hayvan heykelleri lahidin etrafına serpiştirilmiş.

DSCN3768

Sanırım bu küçük heykeller lahitte yatan ölüyü korumak için konulmuş. O zamanlarda ölümden ve kötü ruhlardan korkanlar heykellerle kendini koruyacaklarına inanırlarmış.

DSCN3769

Pembe ve kırmızı gül açmış, ardında lahit mezar.

DSCN3770

Hitit uygarlığının aletlerinden olan Güneş Kursu bronz erken tunç çağı III M. Ö. 2400- 2200 Çorum Alacahöyük civarında bulunmuş. Aslında bu eser daha eski uygarlık olan Hattilere aittir. Daire içine çapraz olarak düz çubuklar yerleştirilmiş dini sembol.

DSCN3771

Müzenin ortasında dört köşe koltuğa yorulmuş olan Ferdimen ve İsmail oturmuş dinleniyor. Gerçi İsmail görme engelli olduğundan gezip yorulacağına bizim ziyaretimizin bitmesini bekliyorlar sanki.

DSCN3808

Mermer bir kaideye yerleştirilmiş  üç yüzlü kadın baş heykeli.

DSCN3818

Küçük, tamamı ile altından yapılmış insan eli. El bilekten başlıyor, bilek kısmında zincir takılması için halka konulmuş. Heykeli ilginç kılan işaret ve orta parmak arasına baş parmak olarak nah işareti betimlenmiş. Her halde zengin tüccar karşısındaki kişi ile pazarlık yaparken boynundaki bu nah işaretini göstererek pazarlıktaki duygularını açıkça ifade etmesi için yapılmış.

DSCN3826

Eskiden insanlar içine sığabilecekleri küp içinde gömülüyorlarmış. Sadece alt kısmı kalmış kırık bir küp içinde insan iskeleti toprakla beraber duruyor.

DSCN3837

Basit yapılmış geyik heykeli, ayakları alttan birleştirilmiş. Gövde ince, boynuzları ileriye, arkaya doğru kıvrık olarak uzamış. Başı ve ağzı boru biçiminde.

DSCN3843

Beklemekten sıkılmış olan İsmail dört köşe koltuğa sırt üstü uzanmış. Ferdi bacak bacak üstüne atmış öylece oturuyor.

DSCN3891

Müze ziyareti bitti, Eskişehir sokaklarından geçip Porsuk çayının dibindeki yoldan gidiyoruz. Bir yerde bisikletçiler durmuş arkadan gelenleri bekliyorlar.

DSCN3894

Porsuk çayının yanında durmamızın nedeni anlaşıldı. Burada topluca resim çekileceğiz. Çay kıyısında diziliyorlar yan yana. Sponsor olan bir firmanın pankartını açıyorlar. Ben de topluca çekiyorum hepsini. Ön tarafta yaprak açmış yeşil bitkiler fışkırmış. Çayın yüzeyine ağaçların yansıması vurmuş bir tablo gibi.

DSCN3897

İzmir’li hippi çetesini çekiyorum, Yılmaz, Sencer, Ahmet ve Enis.

DSCN3902

Sazova parkına geldik. Burası çok geniş bir alana yayılmış yemyeşil bir park. Ağaçlar her tarafta, yerler yeşil çimenlerle kaplı. Bu kadar geniş arazide küçük bir tren ziyaretçileri dolaştırıyor yeşillikler arasında. Sazova parkında Masal şatosu, bilim parkı, hayvanat bahçesi ve sualtı akvaryum parkı var.

DSCN3904

Parkın içinde ortaçağ benzeri kuleleri olan Masal Şatosu. Kuleler beyaz, sivri çatıları mavi renge boyanmış. Buraya Masal Şatosu ismi verilmiş. Uzaktan resmini çekiyorum sadece ağaçların arasından. Çünkü Masal Şatosunu ziyaret etmeyeceğiz.

DSCN3911

Parkın içinde mermerden yapılmış çıplak kadın heykeli kaideye oturmuş, sağ omuzu üstünde testiye benzer bir şey tutmuş.

DSCN3912

Bahçede büyük kaldıraç yapılmış, uzun bir direk. Kaldırma noktası kaldırılacak yere yakın, diğer taraf uzun.

DSCN3913

Kaldırılacak yük ise Anadol marka bir araba. Araba sarı renkte, bir kaide üstünde demirlerle kaldıraca yukarıdan bağlanmış. 1000 Kiloluk arabayı bir insan gücü ile kaldıraç sistemi ile kaldırabilir. Bu park aynı zamanda bilim parkı.

DSCN3914

Parkta çeşitli uçaklar sergileniyor. Bu uçaklar ömrünü dolmuş parkta yerini almış ziyaretçiler için. Pervaneli küçük uçar solda, jet uçağı sağda daha heybetli duruyor.

DSCN3915

Ucu çatal iki direkten oluşan değişik rüzgar gülü. Çatalın iki ucunda daire, içi desenli kesilmiş. Kayış ve kasnaklarla hareket aşağıya aktarılıyor. Dibinde yuvarlak, geniş bir havuz, havuzdaki suyu, pompayı çalıştırarak yukarıya çıkarmayı amaçlıyor.

DSCN3916

Yeşil çimenlere kocaman, beyaz makas saplanmış. Arka tarafta ağaçlar görsel yeşil fon oluşturmuş. Önde değişik çalışılmış mermer yapı var.

DSCN3917

Kocaman bir küre, kürenin içine giriş merdiveni ve kapısı var. Burası uzay merkezi.

DSCN3918

Sualtı dünyasını olduğu yere geldik. Binanın dışındayım.

DSCN3919

Binaya giriş ücretli, 10 TL karşılığında bilet alıp içeri gireceğim. İçeriye girmeden dış camlar ayna görünümünde olunca kamera ile kendi yansımamı çekiyorum.

DSCN3921

İçeri girip devasa akvaryumların içinde yüzen kocaman balıkları merakla izlemeye, resimlerini çekmeye başladım. Kocaman turna balıkları yüzüyor akvaryum içinde. Kalın cam arkasında yüzen balıklar geniş bir alanda rahatça yüzüyorlar. Akvaryum bir insan boyundan fazla yüksekliği var.

DSCN3936

Büyük balıklara büyük akvaryum yapılsa da küçük balıklar için de küçük akvaryum yapılmış. Yassı, beyaz desenli sarı balıklar yüzüyor.

DSCN3940

Vatoz balıkları yelpaze şeklinde akvaryum camına yakın alt kısmından çekiyorum bir poz. Solungaçları ve ağzı görünür biçimde.

DSCN3944

Camdan bir tünelin içinden geçiyorum. vatoz balıkları tünelin üstünden diğer tarafa geçiyor. Biz de bu görsel şöleni izleyerek tünelde yürümekteyiz.

DSCN3946

Silindir biçiminde yapılmış akvaryumun içinde silindir cam konularak orta bölüme geçip akvaryumu içeriden görebiliyoruz. Sadece bir kişinin girebileceği boşluğa girerek resim çekiliyorum. Beni Ferdimen çekiyor dışarıdan. Sanki akvaryumun içindeymişim gibi, etrafımda balıklar yüzüyor. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

20180629_155338_HDR

Vatozlarla birlikte köpek balıkları da yüzüyor.

20180629_155803_HDR

Küçük akvaryumlarda kırmızı renkli deniz kestaneleri üç tane kumda duruyor.

20180629_155908_HDR

Tombul ve yassı balıklar sürü halinde geziniyor bir o yana bir bu yana.

20180629_160028_HDR

Balıklar kocaman, ilk defa bu kadar kocaman balığı akvaryumda görüyorum.

20180629_160108_HDR

Beyaz, yassı bir balık, anlı şiş biçiminde balon yapmış. Alt ve üst yüzgeci arka kısımda arkasına doğru kuyruk gibi uzamış.

20180629_160307_HDR

Akvaryum kısmından çıkıp sürüngenlerin olduğu bölüme geldik. Değişik boyutta taşlardan örülmüş duvardaki çıkıntı kayada üç tane kocaman kulaklı, minik hayvan yan yana oturmuş insanları izliyorlar.

20180629_162933_HDR

Sarmal camlı ampulde baş aşağı duran renkli kertenkele hemen yanında yanan normal ampulün ısısından faydalanıyor. Burada Güneş olmadığından soğuk kanlı olan kertenkelelere ısı kaynağı oluşturulmuş.

20180629_163006_HDR

Küçük bir semender kertenkelesi

20180629_163048_HDR

Fareden büyük, ismini bilmediğim bir hayvanı çekiyorum.

20180629_163129_HDR

Her ne kadar kendisi görünmese de derisi dallarda duruyor yılanın. Boyu epey uzun olan yılan eski derisinden çıkmış ama gizlenmiş kim bilir nerede.

20180629_163302_HDR

Kuru ağaç dalına serilmiş değişik kertenkele hareketsiz duruyor. Yanakları şişik durumda. Sırtında sivri boynuzlar kuyruğuna kadar sıralanmış. Hareketsiz durmasının sebebi ekmek elden su gölden olduğu için. Avlanmasına gerek yok, karnı acıkınca yiyecekleri hazır nasıl olsa.

20180629_163330_HDR

Gagası kalın, küt ve başından daha büyük olan kuş dalda duruyor. Tüyleri tamamen siyah, sadece yüz kısmı beyaz renkte.

20180629_163338_HDR

Geniş bir alanda kanguru yere çömelmiş bir şeyler yiyor sanki.

DSCN3949

Deve kuşunun değişik cinsi, yavru da olabilir, tamamen tüyle kaplı, boynu da dahil.

DSCN3950

Diğer tarafta iki tane siyah beyaz tüyleri olan deve kuşu var.

DSCN3951

Boynuzları burgu biçiminde olan ceylanlar yere oturmuş geviş getiriyorlar.

DSCN3952

Zebra, siyah beyaz pijamasını giymiş, aynı renkteki deve kuşları ile birlikte bahçeyi paylaşmış.

DSCN3954

Tahta bir duvarın ortasında uzun pencereden bakan deve karşımda vesikalık resim çekiliyor sanki.

DSCN3955

İki lama yere oturmuş, biri beyaz, biri siyah tüylü.

DSCN3956

Salkım söğütler büyümüş kocaman. Dalları ince, aşağıya kadar sarkıyor.

DSCN3957

Oklu kirpiler duvar dibinde dinleniyor.

DSCN3958

İçi boş, kuru bir kütük üzerinde arka ayakları üzerinde dikelmiş kemirgen bir hayvan. İsmini bilmiyorum.

DSCN3959

Sadece kuyrukları siyah – beyaz halkaları olan lamurlar bir o yana, bir bu yana dolaşıp duruyorlar.

DSCN3961

Beyaz renkli pelikan kuşları da hayvanat bahçesinde yerini almış.

DSCN3962

Fok balığı havuzunda bir fok hızla yüzüyor. Duvarında cam bölmeye ara sıra dokunup uzaklaşıyor. Havuzun içindeki su yeşil renginde olduğundan fok balığını görmemiz zor. Sadece cam bölmeye gelince bir an için görünüyor. Ben de epey bekledim ve tam cam bölmeden geçerken resmini çekebildim. Karnı bize dönük şekilde iki yüzgeci açık olarak camın önünden yan olarak geçiyor.

DSCN3963

Uzun çeneli dişi geyikler yere oturmuş geviş getiriyorlar.

DSCN3964

İki tane kivi kuşu beyaz benekleri ile yan yana.

DSCN3965

Bembeyaz zarif kuğu kuşu suda değil de çimenlere oturmuş bizleri izliyor.

DSCN3967

Kuğunun yeri havuz olmalı, havuzda yüzen kuğuyu çekiyorum.

DSCN3968

Sırtı mavi, alt kısmı sarı renkli papağanlar. Sırtını bana dönmüş iki papağan aşağıda bir şeylere bakıyorlar.

DSCN3969

Başı ve göğsü kırmızı, kanatları mavi papağan tek ayağı ile dala tutunmuş, diğer ayağını el olarak bir yaprak parçasını ağzına götürmüş yemeğe çalışıyor.

DSCN3970

Çeşitli renklere değişik papağan bir arada.

DSCN3971

Koyun büyüklüğünde, küt kafalı tapir yere oturmuş tembellik yapıyor.

DSCN3973

Sazova parkı geniş bir alana yayılmış, yemyeşil bir yer. Değişik ağaç türleri dikilip yerler çimen ekilerek güzel bir görünümde insanı dinlendiriyor. Park tertemiz ve bakımlı.

DSCN3974

Parkın içini tamamen gezip dışarıda bulunan bisikletlerin yanına geldim. Burada yorulanlar kaldırım taşına oturmuş dinleniyor. İsmail ve Ferdimen çimenlere uzanmış uyuyorlar.

DSCN3975

Bu gün ki Eskişehir turunu bitirdik, kamp alanına dönüyoruz. Hava henüz aydınlık, Güneşin batmasına epey zaman var. Bisiklet evi girişindeki kapıyı çekiyorum bahçe ile birlikte.

20180629_190342_HDR

Güneş batmadan terasta kurulu tezgah üzerinde yemek dağıtımına başlandı. Güzel aşçılarımız aşçı şapkasını başlarına takmış, beyaz önlüklerini de giyip yemek dağıtıyorlar.

20180629_191015_HDR

Nefis yemekleri yedikten sonra aşağıya inip akşam olmasını bekledik. Bahçede sahne hazırlandı, ses sistemi, hoparlörler takıldı. Hava kararmadan dans grubu şarkı eşliğinde başladı. Beyaz giymiş kadınlar ve siyah pantolonlu bir erkek dans ediyor grup olarak.

DSCN3976

Seyirciler de sandalyelere oturup izliyorlar dans gösterilerini.

DSCN3977

Dört kadın, bir erkekten oluşan dans grubu danslarını bitirip seyircileri selamlıyorlar. Erkek bir dizi yerde, kadınlar kollarını açmış durumda.

DSCN3985

Sonra hava karardı ve müzik grubu sahnede yerini alıp güzel şarkılar söyleyerek bizleri coşturmaya başladılar.

DSCN3986

Bu ara Dolunay çıkıp gök yüzüne yükselmeye başlarken ağacın siuleti ile birlikte çekiyorum. Ay parlak ışıklarını biz saçıyor.

DSCN3987

Müzik öğretmeni olan Eser Büyükcan İlhan ve 13 yaşındaki kızı Ada sahneye çıkıp bizlere şarkılar söylemeye başladı.

DSCN3990

Aşağıda şarkıların videosu, iyi seyirler.

https://youtu.be/PA02TWknYmw

Saatler ilerlemeye başlayınca çılgın danslar başladı. Bahçede dans etmeyen yok gibi.

DSCN3996

Danslar coştukça coştu, horon teperek tamamlıyorlar geceyi.

DSCN4003

Görme engelli Sadriye ve Kayseri’den Meliha yan yana bir sandalyeye oturmuş halde. Meliha ile Gökova turunda tanışmıştım, o da tesadüfen. Kendime kahve pişiriyordum bir köşede. Meliha da yanımda oturuyordu. Haliyle dört fincan kahve pişirince birini de Meliha’ya ikram ettim. Şanslı kişilerden birisi. Meliha Eskişehir bisiklet festivaline katılmış. Unutmuşum Meliha’yı. Beni görünce kendini tanıttı, kahve içtiğini hatırlatınca anımsadım. İkinci kez tanıştık böylece. Bu yaz, Ağustos ayında Kayseri de festival düzenleyecekler. Beni davet etti Kayseri’ye. Ben de seve seve gelirim dedim bu davet karşısında. Eşpedal derneğini de davet etti.

DSCN4006

Akşamın geç saatlerine kadar şarkılar dinleyip dans ettik. Güzel bir organizasyon bizleri eğlendirdi, neşelendirdi. Eskişehir’e geldiğim için şanslıyım ve mutluyum. VelESBİD bisiklet derneğine teşekkür ederim.

Fazla geç olmadan çadırıma girip yatıyorum

Bu gün yaptığımız yol  yaklaşık olarak32 Km civarı.

Yaptığımız yolun haritası aşağıda

Powered by Wikiloc

Denizli Salda Gerisi Antalya Mersin 2. Gün

20 Mayıs 2015 Çarşamba

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

Resimlerin bir Kısmı Ferdi Kızıl’a aittir)

2. Gün

Tire – Kiraz – İğdeli

 

Siz yok musunuz siz derya kuzuları

Kestim kılıcımla karanlığını dibin

Yakamoz içinde bıraktım suları

Ah ayaz gecelerde olur ne olursa

Sırtımda bir zıpkın yarası

Halim Şefik GÜZELSON

 

Öne çıkan görsel, Ferdi ve ben bisikletlerimizle birlikte yolda ayakta duruyoruz. Ferdinin bisikletinde küçük Türk bayrağı var, Bisikletim KUZ’un arkasındaki kıytırıkta iki çubukta sarı ve turuncu renkli üçgen bayrak takılı.

IMG_0372

Özgürlüğümün ilk sabahı, çadır yaşamı bana çok iyi geliyor. Kendimi bağımsız, özgür, hür ne derseniz deyin ve çok mutlu hissediyorum. Para ile alınmaz, bedava anlayacağınız. Neyse pek derin olmasa da iyi bir uyku çektim sayılır. Park yola yakın, araç gürültüleri, daha çok egzozsuz motorların gece sessizliğini yırtmaları biraz rahatsız etse de hazır uyanmışken etrafı ve tuvaleti şöyle bir kolaçan ederek sabahı ettim. Sabahın ilk ışıkları çadırıma vurmaya başladığında bir süre tembellik hakkımı kullanmak gerek diyerek parkta yaşayan kuşları dinledim. Çadırımın içinden dışarıdaki çimenler, ağaçlar ve park duvarı görünüyor.

20150520_070209_HDR

Parkta çadır kurduğumuz alan, sabahın körü. Henüz kimse gelmemiş. O yüzden kalkar kalkmaz hemen toparlanmaya başladık. Benim toplanmam daha kısa sürede oluyor Ferdiye göre. Kıytırık bana daha pratik geldi. Eşyalar daha düzenli ve ulaşılması daha hızlı olduğundan yerleşmesi de daha çabuk oluyor haliyle. Ferdi’nin yeri kısıtlı olduğu için neyi nereye yerleştireceğim diye endişeden dolayı toplanması daha geç oluyor. Toplandıktan sonra hızlıca kahvaltıyı hazırlayıp kuş seslerinin melodileri ile karnımızı bir güzel doyuruyoruz. Çam ağaçları altında çadırlarımız kurulu durumda.

20150520_072705

Kahvaltının üstüne okkalı bir kahve iyi gitti doğrusu. Güne iyi şeylerle başlamak güzeldir. Biz de bunu yapmaktan geri kalmadan yerine getiriyoruz. Ferdi kendi kahve fincanını ve beni yakından çekiyor.

IMG_0363

Kahve keyfinden sonra hemen yola çıktık. Yol biraz kalabalık, Ödemiş yolunda bir süre gideceğimizden yapacak bir şeyimiz yok. Güneş yükselmeye başladı, bu durumdan yararlanmak gerek diyerek yeni aldığım güneş panelini denemeli. Gece telefonu yedek bataryadan şarj ettiğimden boşalan bataryayı takıp şarj etmeye başladım. Bakalım nasıl sonuç alacağım. Güneş enerjisinden şarj olayını merak edenler daha önce yazdığım

Bisiklet ve Donanımları başlığındaki Güneş Enerjisinden Şarj yazımdan detaylarını okuyabilirsiniz. http://www.urimbaba.net/?page_id=5353

Bisikletim KUZ, arkasındaki kıytırık üzerinde güneş paneli.

20150520_094907

Mevsim İlkbaharın son ayı, aylardan Mayıs. Bu ayda dutlar olgunlaşmaya başlar ve bizlere nefis tadı ile yolda harcayacağımız enerjiyi vermekte. Aynı yerde bir de çeşme bulunması burada mola vermemiz kaçınılmaz. Bisikletim KUZ, kıytırık ve Ferdi dut ağaçlarının önünde.

20150520_101626

Sağ olsunlar rahatça dutları toplayıp yiyebileceğimiz tahta merdiven işimizi kolaylaştırdı. Dut yolcunun vazgeçilmez meyvesi, doğanın bizlere verdiği bu nimetten faydalanmak gerek. Dut yerken Ferdi resmimi çekiyor merdiven duta dayanmış haliyle.

IMG_0368

Bir de duta yakından bakmak gerek değil mi? Kara dutlar da nefis görünüyor. Kimisi olgunlaşmış gel beni ye diyor. Elbette sadece bize sunmuyor taze meyvelerini. Arılar, kuşlar, karıncalar da bundan nasipleniyorlar. Dutlar cezbedici tatlı bir meyve ama fazla yememeli yoksa cırcır olmak işten bile değil. Hele uzun bir tura çıkmışsanız fazla yemeden, kararında yemelisiniz. Yoksa yolda perişan olmanız işten bile değil. aklıma bir Hint atasözü geliyor ;

“Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa kesinlikle altını pislemiştir!”

20150520_101726

Yola çıkmadan Ferdi’nin tripodu ile bir resim çekiliyoruz ikimiz beraber. Bisikletlerimiz, ardımızda Bozdağlar muhteşem görünüyor. Ferdinin bisikletinin arkasında çubukta Türk bayrağı. Kıytırığın arkasında sarı ve turuncu üçgen bayraklar çubukların ucunda. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

IMG_0372

Yol kıyısında bir köy kahvesinde mola verdik. Babası ile kahvede oturan sevimli bir kız çocuğu ile sohbet etmeye çalışıyoruz ama kız utangaç. Henüz yabancı biri ile şimdiye kadar konuşmamış. Çekingen tavırları daha da sevimli yapıyor.

20150520_114014

Yolda topladığımız henüz olgunlaşmamış kayasıları mideye indirdik. Tadı fena değil, biraz mayhoş. Bir süre daha geçmesi gerek, o zaman tadına doyum olmaz. Elimde iki kayası.

20150520_114349

Köylerde çay şehirlerdeki gibi pahalı değil, ucuz. Çay da bize gizli bir enerji veriyor. Çay da ucuz olunca öyle küçük barakta olmaz. Su bardağında duble olarak içilmeli. Çaya doyuyoruz nefis tadı ile. Duble çaylarımızı içerken elçek resim çekiyorum ikimizi.

20150520_114505_HDR

Küçük Menderes nehrinin suladığı bereketli ova. Tarlaların hepsi ekilmiş durumda ve henüz yeşil. Havalar biraz daha ısındıktan sonra olgunlaşıp hasat yapılacak.

20150520_124419

Menderes nehrini besleyen çaylardan biri. Ana kola kavuşmaya gidiyor. Hasret sona erecek çağlamasından belli. İlkbahar yağmurları Küçük Menderes nehri ve çayların bir süre temiz akmasına neden olmuş. Küçük Menderes havzasında bisiklet sürerken bir kaç kez nehrin ve çayların üzerinden geçtik. Aklıma insan eliyle oluşturulan Erozyon, toprak kaybı ve sanayi artıkları ile kirletilen bu nehir için ne yapılabilir? Bu konuda bir proje yapmalı, örneğin Suyun kaynağına kadar bisikletle yolculuk yapmak geldi aklıma. Nehrin denize kavuştuğu yerden toprak alıp suyun kaynağına kadar yerel yönetimleri ve insanların nehirleri ve erozyon ile yapılan kayıpları anlatabiliriz. İyi bir proje olabilir, üstünde çalışmak gerekir diye düşündüm. Nehirler temiz akmalı değil mi? Neredeyse aynı düşünceleri Ferdi de aklından geçirmiş. Kalpler bir olmuş demek ki!

20150520_125216

Küçük Menderes havzasının Aydın dağları kıyısından giden yoldayız. Yol pek işlek değil, o yüzden rahat gidiyoruz yol boyunca.

20150520_132639

Yolda tıngır mıngır giderken aynı dünkü gibi biri önümüze atıldı birden bire. Yalnız bu atılan biraz farklıydı. Türkçe ” Gelin bir kola ısmarlayayım size! ” deyince hadi bir kısa mola verip dinlenelim diyerek teklifini kabul ettik. Misafirperverlik her yerde devam ediyor. Bisikletleri park ettik, adamların yanına oturduk. Oturunca durum anlaşıldı! Biralar almışlar kafayı çekiyorlar. Genç olanı bizleri uzun saçlı, hippi gibi görüp ” ciğaraluk var mı ciğaraluk?” diye sordu. Biz uyuşturucu kullanmadığımızı ve her türlü uyuşturucu kullanımına karşı olduğumuzu söyleyince adamın hayalleri suya düştü birden bire. Ardından bira ısmarlamamızı isteyince hani bize kola ısmarlamak için durdurdun? Kolalar nerede deyince adam hala bira ısmarlayın diye konuşuyor. Zaten kafayı bulmuş kör kütük sarhoş olmuş. ” Ben buranın babasıyım” diye böbürlenmez mi? Anlaşılan Urimbaba’yı tanımamış. Tanışmaya gerek yok diyerek size afiyet olsun, biz yolumuza devam ediyoruz diyerek yola çıktık. Artık sarhoşlarla uğraşmanın gereği yok, onları takmadan bisikletlere binip yolumuza devam ettik. Böyle soysuz insanlarla sohbet edilmez, bu gibilere dikkat etmek lazım. Alkol alınca kendini bir şey sanmaları ne sohbet etmeyi nede selam vermeyi gerektirir. Boş yere insanın enerjilerini tüketir bunlar. Ferdi bizi çekiyor konuşurken.

IMG_0390

Yol çatağındayız, gideceğimiz yol ve geldiğimiz yol tabelaları üçüncü yoldan gelenler için. Sağa Tire, sola Beydağ yönünü gösteriyor.

20150520_135759

Yol bazen güzelleşiyor, ben bunun farkındayım ama Ferdi de farkında. Çaktırmadan bu güzel kareyi yakalamış sağ olsun. Arkamdan çekiyor ağaçların arasından giderken.

IMG_0396

Derken yol çalışmaları olan yerden geçiyoruz. Yola toprak dökmüşler, henüz asfalt yok. Bir de yol kıyısındaki ağaçlar da yolu kaplamış durumda olunca bir bisikletçinin arayıp ta bulamadığı hayale dönüşüyor. Yolun toprak oluşu şansımızın iyi olduğunu gösterir. Sanki gerçekten ormanda gidiyoruz gibi. Daha ne olsun. Yol kısa olsa da tadını çıkardık. Ferdi kamerası ile elçek ikimizi bisiklet sürerken çekiyor, yolun üstü tamamen ağaç kaplı. İkimizin de saçları uzun.

IMG_0403

Karnımız açıktı, Beydağ’a vardık. Beydağ dağların yamacına kurulmuş küçük bir kasaba. Kasabanın merkezine gelerek meşhur olmayan köfteciden nefis köfteleri afiyetle yedik uygun fiyata. Bir yerde Meşhur yazarsa siz köfte yediğinizi zannedersiniz. Aslında yediğiniz Meşhur dur. Yani Meşhur kazık. Köfte her yerdeki köftelere benzer. Karnımız doyduktan sonra üstüne birer çay iyi gitti doğrusu. Bisikletlerimiz dükkanın köşesinde park etmiş, yanında Ferdi duruyor.

20150520_151058

Beydağ da bir süre dinlendikten sonra ilk önce hangi yoldan gideceğimize karar verdik. Önümüzde Beydağ barajı var. Barajın iki yanından da yol gidiyor. Bize önerilen sağdaki yolun trafiği daha az olduğu. İki yol da Kiraz da birleşiyor, uzunluğu da hemen hemen aynı. Bizim için trafiği daha az olan yolu seçmemiz en uygun olur diye biraz daha engebeli olan yola girdik. İlk önce baraj seviyesine kadar bir tırmanıştan sonra hafif iniş ve çıkışlarla baraj gölet manzarasında ilerlemeye başladık. Manzarada bulutlar toplanmaya başladı. Yağmur ha yağdı ha yağacak.

20150520_154701

Bozdağ sıradağların sonlarındayız ve bundan sonra bizi tırmanışlar bekliyor ta Buldan’a kadar.

20150520_164148

Gökyüzünü kapatan bulutlar iyice toplanıp ağırlaşınca sonunda ağırlığa dayanamayıp yağmur olarak yağmaya başladı damla damla. Bulutların altında olunca ıslanmamak elde değil. Yağmurlukları giyip yola devam ediyoruz, yağmur bizi durduramaz. Bakırköy de çay molası verdik. Seçim propagandaları her yerde olduğu gibi bu köyde de kendini belli ediyor.

IMG_0420

Bir süre sonra yağmur azaldı ve durdu, Kiraz’a da vardık zaten. Burada alışverişimizi yapıp yola devam edeceğiz. Tabelada; Kiraz, Nüfus 44000 yazıyor.

20150520_184327

Kiraz da marketten alışverişi yapıp yola devam ettik. Birden yağmur boşalınca bir benzinlikte yağmurun azalmasını bekledik bir süre. Yağmur azalınca yola koyulduk. Hava henüz aydınlık, gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz.

IMG_0426

Yağmur hafif yağsa da Kiraz dan sonra başlayan tırmanış hızımızı kesti. Geldiğimiz yol da az değil, Karaburç köyünde bir mola vermek gerek diyerek kahvenin birine oturduk. Köylülerle sohbet etmeye başladık. Bizleri merak ediyorlar haliyle. İki bisikletli, iki uzun saçlı, bisikletin birinde römork var, nerden nereye gidiyor diye. Biz de sorulan sorulara yanıt verdikten sonra yolda nerede çadır kurabiliriz diye sorunca herkes kendine göre yer belirliyor. Akla en yatkın olan çeşmenin başı diye karar kıldık. İçtiğimiz çayların paralarını bize ödetmediler sağ olsunlar. Kahvedekilere teşekkür edip yola koyulduk. Yolun eğimi giderek artmakta ve rakım yükselmekte. Yorgunluk ta baş göstermeye başladı bir süre sonra.

Yol kıyısında serası önündeki çardakta yetiştirdiği çiçek ve fidanları satan yerde durup satıcıya selam verdim. Biraz nefes almalıyım. Adam selamımı aldıktan sonra henüz bir şey konuşmadan gülümseyerek ” Burada kalabilirsiniz, isterseniz evime sizleri misafir edeyim, hem Allah ne verdiyse bir şeyler yeriz ” deyince şaşırdım. Hiç beklemediğim bir teklifle karşı karşıyayım. Ne diyeceğimi bilemeden nefesimin düzelmesinden sonra ” Teklifin beni çok memnun etti, çok çok teşekkür ederim ama bir süre daha gideceğimizi ve bir arkadaşım daha var deyip nazikçe reddettim. Adamın hiç tanımadığı yoldan geçen birine böyle buyur etmesi beni duygulandırmıştı. Çiçekçiye teşekkür edip yoluma devam ettim. Bir süre daha devam edip çeşmenin yerini bulmaya çalışıyoruz Ferdi ile birlikte. Tarif ettikleri yere gelmiş olmamız gerek ama çeşme yok ortalıkta.

Sağımızda dere akıyor ama epey aşağıda. Dereye inip yoldan uzaklaşmamız gerek gürültüden kurtulmak için. Karşımıza dereye inen biraz dik bir girintiden aşağı bisikletler elde inerek derenin içinden geçerek düz alan olan harika bir yere geldik. Buraya çadır kurulur deyip çiseleyen yağmur altında çadırları hızla kurup eşyalar ıslanmadan içine yerleştirdik. Ardından akşam yemeği için hazırlıklara başladık. Ferdi de benzin ocağı var. Yemek çabuk olacak derken benzin ocağı su koyuverdi. Neyse benim ocakla yemekleri yapıp neşemizi bozmadan karnımızı doyurduk. Harika bir gün daha yaşamıştık ve yemeğin üstüne bol köpüklü birer kahve iyi gider deyip kahve pişirdim. Etrafta hiç ışık yok, gecenin karanlığında kahveleri keyifle içtik. Bizden daha mutlu yoktur bu dünyada, olacağını da zannetmiyorum. Akşam sohbetimizi çaydanlıkta demli çayımızda son buldu. Yorgunuz ama neşemiz ve keyfimiz yerinde olunca dünya umurumuzda değil. Yol her zaman olduğu gibi bizlere nimetlerini ve güzel yerlerini sunmaya devam ediyor.  Hava kapalı olması yıldızları görmeye engel ama yıldızların orada olduğunu bildiğimizden çadırlara girip rahat bir uykuya daldık.

Çamların altında bisikletim ile yürürken Ferdi beni çekiyor.

IMG_0430

Bu gün yaptığımız yol yaklaşık 81 Kilometre civarı. Düne göre bu gün biraz daha fazla yol almışız.

Yaptığımız yolun haritası aşağıda

Powered by Wikiloc