Etiket arşivi: şadırvan

Bahar Turu 6. Gün

28 Mart 2022 Pazartesi

Akyaka – Kızılyaka – Köyceğiz

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

Bir şarkı mırıldanarak

Ak derenin buz gibi akan sularını seyredecektim

Şadırvan da su içecektim devamlı akan çeşmesinden

Korzo da her akşam gezinip

Yeni bir tiyatro oyununu konuşacaktık arkadaşlarla

Urim Baba’CAN 18 Ağustos 1015

 

Öne çıkmış olan görsel, iki yanda okaliptus ağaçları, yolun ortasında turuncu çantalar yüklü KUZ park etmiş.

DSCN4047

Akyaka’nın dingin sabahı insanı erkenden uyandırıyor. Bu biraz da dün akşam çok erken yatmam nedeni ile de olabilir. Ama Akyaka sakin ve sessiz bir yer. Sakar geçidinin olduğu dağdaki çam ağaçları ta deniz dibine kadar iniyor. Akyaka da çamların içinde. Haliyle gece sabaha döndüğünde bol oksijen ağır ağır deniz seviyesine doğru inerken beni oksijen tedavisi yapıyor. Oksijen tedavisi sayesinde hücrelerim yenilenmiş olarak beni uyandırıyor. Otelin üst katında mutfak var. Burada otelde kalanlar yemeğini yapıyor, masada da yemeğini yiyorlar. Yatağımdan kalkar kalkmaz eşyaları toplayıp çatı katına çıkıyorum. Henüz kimseler yok ortalıkta, sessiz. Kahvemi yapıp içiyorum.

Kahvaltı yapmak için yumurta ve ekmek almaya iniyorum sahile doğru. Açık olan bir bakkaldan 6 yumurta ve 1 ekmek aldım. Otele geri dönüp çatı katına çıktım. çıkarken de kahvaltılık malzemeleri ve çaydanlığı da yanıma aldım. İlk önce çayı demledim. Çaydanlığı ocaktan alıp demlenmesi için kenara bıraktım. 6 yumurtayı haşlıyorum büyükçe bir kabın içinde. 11 dakikada yumurtalar haşlandı. Bu da çayın demlenmesi demek. Kahvaltı soframı kurup bir güzel yaptım afiyetle. Dediğim gibi kahvaltıyı her zaman kuvvetli yapacaksın.

Apart otelin bahçesini çekiyorum, burada 3 tane çam ağacı vardı. Geçen hafta meydana gelen fırtına 3 ağacı da devirmiş. Bir tanesi de sol tarafa, diğer evlerin bahçesine düşerek ne varsa yere yapıştırmış. Şimdi ise onarım çalışmaları sürüyor. Apart otelin girişini çekiyorum. Bahçe demir parmaklıkla çevrelenmiş. Bahçede piknik masası duruyor. Bir tane de çanak anten var.

IMG_20220328_085404

Kahvaltıyı yaptıktan sonra Esma aradı uyanık mısın, kahve içmeye geleceğim diye. Ben de gel kahve içelim deyince hemen yanıma geldi. İki kişilik kahve cezvesini ocağa sürüyorum. Kahve pişince de fincanlara dolduruyorum köpüklü olarak. Esma beni ocağın üstünde cezve, iki fincan içi kahve dolu ve beni çekiyor olduğu gibi.

WhatsApp Image 2022-03-28 at 11.46.55 (1)

Esma ile muhabbet ederek sabah kahvelerini içtikten sonra kahve takımlarını toplayıp çantalarıma tam koymuştum ki Fırat telefon ile aradı. Bana “Kahve hakkımız duruyor mu Urim Baba?” Ben de ona “Her zaman, sana kahve içirmeden yola çıkar mıyım Fırat çığım” “O zaman hemen geliyorum” diyerek 5  dakika sonra otele geldi yanında arkadaşı ile birlikte. Aynı Esma’ya yaptığım gibi onlara da iki kahve pişirdim. Köpüklü kahveler fincanda, ocağın üstünde cezve. Bu kez Fırat yanımda çekiyorlar bizi.

WhatsApp Image 2022-03-28 at 11.46.55

Onlar kahvelerini içerken muhabbet ediyoruz sağdan soldan, salgın nedeni ile 2 yıldır yapamadığımız Az bilinen antik kentler turundan. Yani ABAK turundan. Bir ara konu İzmir’deki vapurlarda bisikletçilerden alınan ücrete geldi. Vapurlara bisikletle binenlerden 5 kuruş ücret alıyorlar deyince Fırat ta bana “Oda ücreti de bu otelde 5 kuruş” deyince hemen cebimdeki 5 kuruşu Fırat’a uzattım; “Al bakalım otel ücreti olan 5 kuruşu” deyince kahkahalar koptu birden bire. Ne güzel böyle arkadaşlarımın olması. Sizleri seviyorum.

3 ABAK’lı olarak divanda oturup resim çekiliyoruz anı olsun diye. Esma, Ben ve Fırat yan yana. Kollarımı iki arkadaşımın omuzlarına atıyorum.

WhatsApp Image 2022-03-28 at 12.10.08

Kahveler içildiğine göre artık yola çıkma zamanı deyip kahve takımlarını çantaya yerleştirip bisiklete yükledim. Esma ve Fırat ile vedalaşıyorum. Sevgili Fırat beni misafir ettiğin için çok teşekkürler. Fırat bana yola çıkmadan önce “Gökova köyünden devam et, daha az yokuş çıkarsın köy yolundan” diye rotayı çizdi. Ben de “Biliyorum o rotayı, daha önce bisikletle gelmiştim buralara” diye cevap verdim. Apart otelden yola çıktığımda saat 12’yi geçmişti.

Bu gün gideceğim yol 35 kilometre civarı, o yüzden acelem yok. Amacım fotoğraf makinem ile Kadın azmağından bir kaç resim çekmek. Otelden doğruca aşağıya, kadın azmağı kıyısına vardım. Kadın azmağının deniz ile birleştiği yeri çekiyorum. Sağda bağlı kayıklar, ileride azmağın önüne set  gibi girinti yapmışlar. Buraya da kayıklar bağlanmış. Çayın sol tarafı denize burun olarak uzamış kumsal var. Akan çayın üzeri çarşaf gibi görünse de yüksek bir debi ile akıyor. Çay burada genişlediği için yayılmış, sanki akmıyor görüntüsünde.

DSCN4019

Çayın karşı tarafı kumsal, bir tane iskele yapılmış tahtadan. İskelenin yanında da yuvarlak odunlar çakılmış kumsala. Burada başlayan sahil karşıdaki Datça yarımadasını oluşturan dağların dibine kadar gidiyor. Sahil Gökova körfezinin dibi ve yaklaşık 5 Kilometre kadar. Deniz de çarşaf gibi düz, sakin görünüyor.

DSCN4020

Su berrak, dibi görünüyor, sakin görünse de akıntı fazla ve buz gibi.

DSCN4021

Çayın iki yakasında da gezinti tekneleri bağlı. Bu gezinti tekneleri ile çayın diplerine doğru insanları ücret karşılığında gezdiriyorlar.

DSCN4022

Karşı tarafa geçmek için köprü yapılmış tahta ve demir ile. Bisikletim KUZ tahta köprünün başında çekiyorum. Daha önceleri buraya geldiğimde köprünün kenarlarında tel örgü yoktu. İnsanlar köprüden buz gibi çaya atlıyorlardı. Ben de atlamıştım bir kere. Herhalde boğulanlar oldu ki korkuluklara ilave tel çit çekilerek insanların atlaması için önlem alınmış. Köprüde merdiven ve rampa yapılmış.

DSCN4023

Köprünün üzerinden çayın denize döküldüğü tarafı çekiyorum, İki kıyıda da kayıklar bağlı.

DSCN4024

Çayda iki tane yeşil başlı dövel ördek yüzüyor .

DSCN4025

Beyaz kaz da dibi yeşil yosun tutmuş çayda geziniyor.

DSCN4026

Çayın sol tarafında kayıklar bağlı, sağ taraf ise sazlıklarla kaplı, bakir ve bir çok su kuşunun barınak yeri.

DSCN4027

Sakar geçidinin olduğu kayalık dağı çekiyorum. Denizden yüksekliği 700 metre olan bu dağ azametli görüntüsü ile Akyaka’ya muhteşem bir çay sunuyor. Hem de sodalı çay.

DSCN4028

Çayda yüzen beyaz renkli kazı yakınlaştırıp çekiyorum. Akıntı kuvvetli olmasına karşı iyi bir yüzücü.

DSCN4032

Çay pırıl pırıl, berrak olarak akıyor. İçinde yeşilin tonlarını barındıran yosunlar, akıntıyla beraber dans ediyor adeta. Akan çayın içindekileri görmek için iyice gözlerimi açarak gayet net olarak görüyorum. Böyle akan sudaki görüntü sanki gözlerimi tedavi ediyormuş gibi geliyor bana. Gözlerim dinleniyor.

DSCN4033

Çayın yukarılarında restoran yapılmış çayın dibinde. İki tane taş kemer altından sular akıyor. Aynı zamanda buradan da sular yer altından fışkırıp çayı oluşturmaya başlamış. Çay buralarda başlıyor oluşmaya. Daha ötesi az miktarda akan bir dere. Bu dere ta Ula’dan geliyor. İsmi de Çay deresi.

DSCN4034

İşte yeşilin tonlarına sahip yosunlar çayın dibinde. Suyun akıntısına göre oluşan yüzey kıvrımları ışık oyunları getiriyor yeşil yeşil. Sanki gözleri tedavi eden terapi gibi. Bakmaya doyamıyor insan Baktıkça gözlerimin daha da açıldığını hissediyorum. Ve daha net görmeye başlıyorum.

DSCN4035

Buralarda çıkan kaynaklardan çay meydana geliyor. Akıntı az ve derin değil. Yosunlar güneşe yakın olunca çoğalmış ve çayın dibini kaplamış neredeyse. Çay buradan başlayan kaynaklar ve denize yaklaştıkça görünmeyen diğer kaynaklarla çoğala çoğala nehir gibi denize akmakta.

DSCN4036

Buralarda bir antik kent olduğunu bilmiyordum. Sadece kaya mezarlarını görmüştüm daha önce. Şimdilerde ise yeni kazılmaya başlanmış ve kalıntılar yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlamış bile. Buranın adı bulunan yazıta göre İdyma antik kenti olduğu anlaşılmıştır. Buradaki kazı çalışmaları yaklaşık 10 ay önce başladığını öğreniyorum. Tel çit çekilerek kazı alanı korumaya alınmış.

DSCN4038

Yeni kazı çalışmalarının yapıldığı yeri geçtikten sonra daha önceleri de gördüğüm kaya mezarları yanında duruyorum. Düz duvar gibi kaya kare gibi oyulup mezar yapılmış. Giriş yeri zemin ile düz, içerisi karanlık.

DSCN4039

Bu daha geniş ama derin olmayan mezar. Üstteki alın çatısı belli belirsiz görülüyor. Mezar sahibi erken ölmüş olmalı ki kaya mezarı yarım kalmış sanki. Ya da parası bitmiş olabilir. Usta bedava çalışmaz.

DSCN4040

Yanında da girişi küçük mezar odası var.

DSCN4042

Bu mezar ise zengin birine yada ünlü komutana ait olmalı. Kayalar yanlar ve çatısı tamamen oyulup, girişinde sütun ve çatı alınlık olarak yapılmış. Yanlardaki boşluktan bir insan geçecek kadar. Daha önce çepeçevre geçmiştim. Kapısı küçük olsa da içerisi oda kadar geniş. mezarın içi tamamen boş.

DSCN4043

Yoluma devam edip Gökova köyüne geldim. Meşhur eski Marmaris yolu, şimdiki adıyla aşıklar yolunun başladığı yerdeyim. Buradaki yol beton kilitli taş ile kaplanmış. Yolun iki yanındaki okaliptus ağaçları acayip biçimde budanmış. Neredeyse dal yok.

DSCN4044

Köyün içinde kalan yolun pek önemi yok. asıl olan yer ise Marmaris – Fethiye kavşağından sonra başlayan yol. Aşıklar yolu olmasının nedeni okaliptus ağaçlarının budanmamış olması ve araç trafiğine kapalı olması. Yol kullanılmadığı için asfalt bozulmaya başlamış. Bisikletim KUZ’u yolun ortasına park edip uzaktan çekiyorum iki yandaki kalın gövdeli okaliptus ağaçları arasında. Yol düz olarak uzayıp gidiyor.

DSCN4046

Optik zoom ile bisikletimi yakınlaştırıp okaliptus ağaçlarının muhteşem güzel sarkan dalları ile yeşillikler içinde çekiyorum. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

DSCN4047

Optik zoomu daha da yakınlaştırıp yolu kimse olmadan çekiyorum. Öyle bir görüntüsü var ki sanki orman içinden geçen bir yol gibi. Ağaçların boyu çok yüksek ve gökyüzünü tamamen kapatmış durumda. Yeşil bir tünel görünümünde.

DSCN4049

Buraya aşıklar yolu denmesinin nedeni ise yanımdan geçen sevgililer yürüyüşe çıkmış. Yanımdan geçip gittikten sonra KUZ ile birlikte ileride yürürken çekiyorum.

IMG_20220328_130740

Aşıklar arkası dönük yürürken daha da yakınlaştırıp çekiyorum aşıklar yolunda.

DSCN4051

Aşıklar yolundan geri dönüp Gökova köyünde ilerlemeye başladım. Amacım Fırat’ın dediği yoldan gitmek. Köyün içinden geçerken Toros dağları beyaza bürünmüş halde görünce çekiyorum. Daha yeni bahar aylarına girmemize karşın yüksek Toros dağları kar örtüsü altında.

DSCN4052

Ovada da beyaza bürünmüş bahar çiçekleri ile. Erik ağacının dalları tamamen beyaz çiçeklerle kaplı.

IMG_20220328_143632

Gökova köyü içindeki yolu takip ederken bir de baktım ki ana yola çıkmışım! Hayret köy içinden giderek diğer köylerden geçecektim. Köy sokaklarında da herhangi bir yol sapağı da görmediğimden ana yola çıkmış oldum. Artık geri dönmenin anlamı yok deyip ana yola çıkıp gitmeye başladım. Henüz ovadayım, yol kıyısındaki emniyet şeridinden giderken az ileride birinin bana el salladığını gördüm. Yanlarına gelince bir de baktım ki bizim Fırat. Bana; “Hayırdır çok geç kalmışsın” deyince ben de ona bisikletimdeki küçük kaplumbağayı gösteriyorum. “Benim acelem yok, kaplumbağa gibi hareket ediyorum.” Fırat mermerciye gelmiş ama mermerci ortalarda yok. Fırat ile tekrar vedalaşıp yoluma devam ettim. Önümde uzun bir yokuş var. Bir kısmını yürüyerek çıktım, sonrası küçük inişler, çıkışlarla devam ediyorum. Bir ara sıkışınca bir yerde durup orman içine girdim. İşimi hallettikten sonra orman içinde bizim buralarda “Sarmaşık” ya da halk dilinde “Teldirgen” dediğimiz yenen bir bitki görüyorum. Bu bitki normalde ince dikenli bir bitki. Bahar aylarında yerden yeni filiz verir. Bir adı da “Filiz” olarak ta anılır. Bu filizleri çiğ olarak yiyebilirsiniz. Bu filizleri toplayıp satan da var, salata olarak yapıp yiyen de var. Ben de bu filizleri görünce çevredeki toplayıp yiyorum taze taze. Bu filizler büyüyüp dikenli bir bitkiye dönüşecek. Teldirgen filizini yakından çekiyorum kurumuş çam yaprakları arasında.

IMG_20220328_160906

Yola devam ediyorum, yol düz değiş, iniş çıkış var ama sert değil. Daha önce bu yoldan bir kaç kez geçmiştim, çam ağaçlarından başka görülecek bir şey olmadığından Köyceğiz’e karar resim çekmedim. Yolda Tuğba beni telefon ile arıyor “Neredesin, geç kaldın” diye. Ona “Saat 5 gibi gelirim, yanına gelince anlatırım” diye cevap veriyorum. Tuğba bana daha önce konum atmıştı. Bir de Köyceğiz’e girmeden düz devam edip son çıkıştan içeri girmemi söylemişti. Köyceğiz’e bir kaç kez geldiğimden evinin yerini tahmin edebiliyorum.

Yolda en güzel şey nedir biliyor musunuz? Bir ses duymak derim. Çok uzaklardan bir dostun sesi. Uzun süredir görmediğin, duymadığın sesi birden çalan telefondan duymak. Yol kısa olsa da yorgunluk baş gösterirken bana güç veren ses.

“Bir ses gelir ya uzaktan,

Sanki yakınınımdaymış gibi

Hani duymayı özlediğin ses

Bir türkü çığırır gibi

Tatlı, huzur dolu

İçim huzurla dolar

Duyduğum ses ile

Oturup dinlersin

Dünya yok olur

Bir martının ayaklarında

Masmavi deniz, bir kayık yelkenini açmış

Bir anda kavuşursun

El salladığına

Urim Baba’CAN Haziran 2022

Telefon çalınca yol kıyısında durup açıyorum. Sevgili arkadaşım Devrim’in telefonda sesini duyunca birden içime bir huzur geldi. Tüm yorgunluğum bir anda kayboldu. Ne kadar özlemişim, sesini duymayalı epey olmuştu. Haliyle ilk önce şaşırdım niye arıyor diye. Hem de yolda giderken. Beni Fırat’ın paylaştığı resimde görmüş sosyal medyada. Nerede olduğumu da öğrenince yolcuya moral vermek için telefonla arayayım demiş. Ne de güzel oldu araması. Bir süre muhabbet ediyoruz, ordan burdan, hal hatır. İnsanın sevdikleri olmalı, uzak ta olsa hal hatır soracak. Devrim’e teşekkür ediyorum aradığı için. Yolcunun başına gelebilecek en güzel şey bu olmalı. Ben de şanslı olmalıyım ki böyle şeylerle karşılaşıp anılıyorum. Moralim çok yüksek.

Hedefime çok yaklaşmışken birden enerjim yükseliyor ve kısa sürede başka bir dostların evine varıyorum. Tuğba ve Cüneyt beni bahçelerinden karşılıyorlar. Hasretle kucaklaşıyoruz. Bisikleti bahçeye alıyorum. Tuğba’ya neden geç kaldığımı bisikletimdeki kaplumbağayı gösteriyorum. “Kaplumbağa gibi yavaş hareket ediyorum, o yüzden geç kaldım ama varacağım yere de varmış oluyorum” diye açıklamada bulunuyorum. Bahçede yatar bez koltuklarda oturup bir süre dinlendim. Tuğba da hemen bir yorgunluk kahvesi yapıyor. Kahveyi içerken Tuğba bizi çekiyor Cüneyt ile. Ev sığla ormanının dibinde.

WhatsApp Image 2022-03-28 at 17.44.31

Gelmemi dört gözle bekleyen ev sahipleri hazırlıklarını yapmış. Ben duşa girerken Cüneyt balıkları pişiriyor. Üzerime temiz elbiseleri giydikten sonra mutfaktaki küçük masaya oturduk. Balıklar pişmiş, mideye indirmeden önce ön hazırlık yapıyoruz. Kadehler kaldırılıp tokuşturuluyor kavuşmamıza. Zaten balıklar boş midede ne yapsınlar ki! illaki rakı denizinde yüzmek isterler. Ondan sonra ne yersen ye. Cüneyt elçek resim çekiyor üçümüzün kadeh tokuşturmasını.

WhatsApp Image 2022-03-30 at 10.15.49

Yemek faslı muhabbetle uzun sürdü. Ne çok konumuz varmış konuşmak için. Mutfaktaki küçük masadan kalkmadan saatlerce muhabbet ediyoruz. Ne güzel dostlarım varmış, iyi ki varlar. Ben onlara yoldaki maceralarımı anlatıyorum. Onlar da dinliyorlar can kulağı ile. Gecenin geç vakitlerine kadar muhabbet devam ediyor. Mart ayının son günleri olmasına rağmen havalar henüz ısınmadı. Kapı, pencereyi kapattık, klimayı da çalıştırıyor Cüneyt. İnsan bir yere kadar dayanıyor, sonunda uyku kapı ardına geldi. Kaçırmadan yatmalı değil mi. Ben de kaçırmadan hazırlanmış yatağıma girip yatıyorum tatlı düşlerle.

Bu gün yaptığım yol yaklaşık olarak 42 Kilometre civarı

Yaptığım yolun haritası aşağıda

Powered by Wikiloc

Uluslararası Kosova Bisiklet Turu Dönüş

Dönüş

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

biz

biz gözlerin içine baktık

bakmadılar bize

yanıtsız bakışlarımız enginlere daldı

aramadıklarımızı da çektik gözlerinden

çektik gözlerinden

çektik gözlerinden

o zaman aradılar bizi

çünkü bilmiyordular içten sevdiğimizi

İskender Muzbeğ

 

Öne çıkmış olan görsel, otobüs içinde koltuklara oturmuş olan arkadaşlar.

20150822_135702

Gece kimi otelde kaldı, kimisi de Amcaoğlu Muharrem’in evinde kaldı. Ben de halamın evinde kaldım. Akşam herkes duşunu alıp iyice dinlendi. Sabah Muharrem’in evinde toplanıp  sabah kahvaltısını evde yapacağız. Akşamdan diğer arkadaşlara iyice tembih ettim. Sabah tüm yorgunluğu üzerimden atıp dinlenmiş olarak kalktım. Bisikletle Muharrem’in evine gelerek arkadaşlarla buluştum. Kahvaltı için Prizren’e ait poğaça olan Topli almaya fırına doğru gittim. Her zaman Topli aldığım fırın o gün kapalı. Hayda nereden alacağım şimdi topli? Fırının karşısında tanıdık hırdavatçıya topli nerede alırım diye sorunca bana topli pişiren fırının yerini tarif etti. Tarife göre sora sora fırının yerini buldum sonunda. Bisikletli olduğumdan sokaklarda hızlı hareket etmem fırına erkenden varmama neden oldu. Fırıncıya15 tane topli alacağımı söyledim . Fırıncı bana 15 dakika sonra çıkar fırından deyince beklemeye başladım. Fırın ara sokaktaydı, bisikletim de sokakta duruyor. Bisikletimin yanına gelince genç bir delikanlı yanıma gelerek bisiklete bakıp sorular sormaya başladı. Markası ne gibi sorular. Gençle sohbet ederken berber dükkanını fark ettim birden bire. Dükkanda kimse yoktu.

Gence “Berber sen misin?” diye sorunca o da “Evet benim” deyiverdi. Sakalımı sıvazlayınca sakalımın iyice uzadığını fark ederek berbere; “Benim sakalımı bir tıraş eder misin?” deyince;

“Gel bakalım seni bir tıraş edeyim” diyerek koltuğa oturttu. Başladı sakalımı köpürtmeye tıraş fırçası ile. Haliyle berberler geveze olur biraz. Başladık sohbet etmeye berberle. İlk önce; (Berber Prizren Türkçesiyle konuştuğu için olduğu gibi yazıyorum)

“Nerelisin?” diye sordu

“Türkiye den geldiğimi” söyledim

“Bisikletle mi celdin?”

“Hayır uçakla bisikletimi bagajla getirdim”

“Türkiya’nın neresindensin ?”

“Formamda yazıyor ya İzmirliyim”

“Benim dayom da İzmir de yaşay, Karşiyakada” deyince!

“Adı ne?” diye sordum gayri ihtiyari olarak.

“Zekeriya” deyince ben heyecanla

“Zekeriya Hocalar mı ?” deyince

“Yoksa seçeymisin dayomu”

Beni iyice bir heyecan sardı o anda

“Ananın adı Nazire olmasın? Yoksa sen Nazire’nin oğlu musun? deyince

“Evet Nazire’nin ogluyum” dedi.

“Annen nerede çağırabilir misin bir göreyim” deyince

“Yukarıda evde tıraş bitsin çağırayım”

İşte 45 yıl sonra bir ilk okul arkadaşımı da bulmuş oldum. Geçen yılda ilk okul öğretmenimi ve isimlerini dahi unuttuğum bazı arkadaşlarımı bulmuştum. Şimdi ise tesadüf eseri yeni arkadaşımı görecektim. İyice heyecanlanmış ve sevinmiştim. Dayısı olan Zekeriya Hocalar İzmir de Karşıyaka belediye tiyatrosunu yönetiyor. Ara sıra oyunlarını izlemeye giderim. Berberin başka bir dayısı olan Bekir Hocalar da berber ve Prizren tiyatro sanatçısı. Kış aylarında Haldun Taner’in Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım adlı oyununu sahneye hazırlıkların ta ilk provalarından itibaren yanında izleyici olarak katıldım. Ben yönetmen olan Zekir Sipahi’nin yanında tüm provaları izledim. Türkiye’ye döneceğimden oyunun prömiyerini izleyememiştim. Bekir Hocaları Elveda Rumeli  dizisinde komutan Cezmi rolünde oynamıştı. O diziyi seyredenler bilir.

Genç berber sakal tıraşını bitirdikten sonra Annesini çağırmaya gitti. Bir süre sonra ilk okul arkadaşım karşıma geldi. Neyse selamlaştık, kendimi tanıttım. Aradan 45 yıl geçmiş, birden bire beni karşısında görünce tanıyamadı. Beraber bir resim çekilebilir miyiz deyince beni kırmayıp beraber üçümüz resim çekiliyoruz.

20150822_090501

İlk okul arkadaşımla vedalaşarak fırında yeni çıkmış topliları alıp Muharrem’in  evine gelerek kahvaltıya oturduk hep birlikte. Sıcak toplilar nefisti, kuru kuru ye. Kahvaltıdan sonra kahveleri de içerek saatleri tamamladık. Eşyaları Muharremin arabasına yükleyerek garajın yolunu tuttuk. Yazıhaneden gidecek olanların isimlerini yazdırarak otobüsün gelmesini beklemeye başladık. Hazır zamanımız varken katılan arkadaşlarla resim çekiyorum. Resimleri Muhlis Dilmaç çekti.

İlk önce Muğla Fethiye den Murat Yılmaz ile çekildim. Daha önce tanışmamıştım kendisi ile. Yolda tanımak daha iyi oldu benim için. Yanımda bulunan ilk yardım çantasını hiç kullanmamıştık Sadece Murat’ın ayağında daha önce oluşan yanığa sarı su (mikrop caydırıcı) olan püskürtmeli şişeyi kullanmıştı.

20150822_131545

Semra Sancak, İzmir den tanıdığım arkadaşım. Normalde bizimle otobüsle geleceğini söyleyip sonradan Doktor Serhat’ın yanında olduğunu öğrendim. Doktor Serhat ile Balkanları bir süre now we bike etkinliğinde pedalladıktan sonra Peja da aramıza katıldı.

20150822_131559

Doktor Serhat Ferahi Değimli, yıllardır beraber çok bisiklet sürdük ve Az Bilinen Antik Kentler Bisiklet Turunu her yıl beraber iyi bir ekip olarak gerçekleştiriyoruz. Benim Kosova da oluşum ve tur düzenlememe yardım etmek için aramıza Semra ile birlikte Peja da katıldı.

20150822_131627

Hep neşeli olan Doktor Serhat bize evini açarak pervane olan amcaoğlu Muharremi de alarak ayrıca bir resim çekildik.

20150822_131633

Prizrenli bisikletçi dostum Yaşar Curci. Beraber Perşembe Akşamı Bisikletçileri Prizren’i kurduk. Her hafta Perşembe akşamı Prizren de Şadırvan da bisikletçilerle buluşup şehir turunu yapıyor. 1960 lı yıllarda bir bisikletçinin Prizren den İstanbul’a gittiğini duymuştuk. Yaşar geçen yıl belki de Kosova da ilk kişi olarak Prizren den Keşan’a oradan İzmir’e kadar bisikleti ile geldi. Büyük bir başarı yakaladı tecrübesiz olmasına rağmen. Kosova Bisiklet Festivalini de beraber planlamıştık. Şimdi de beraber  bitirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

20150822_131655

Tamam Taşdemir, Beraber çok turlar yaptık, festivallere katıldık. Kendi festivalimizi bile yapmıştık 4 kişi ile birlikte. Artık yollara iyice alıştı. Dağ, bayır, dere, tepe her tarafa gidebilir. İyice dengesiz oldu. Turumuzun ilk bayan bisikletçisi olur aynı zamanda.

20150822_131708

İrfan Özden, 2 yıldır tanışmamıza rağmen sanki ezelden beri arkadaşız. Turlarımız sorumsuz olarak kafamıza göre yaparız her zaman. İyi bir rehber ve dağcı olması, aynı zamanda büyün yolları bildiğinden rotayı o çizer ben de peşine takılırım. Beni her zaman en iyi yerlerden götürmüştür. Öyle düz yollardan değil, dağ bayır, patika, taşlı yollar, dere yatakları, ormanda kaybolmalar. Aklınıza ne gelirse o kısacası Dengesiz turlarımız olmuştur şimdiye kadar. Bundan sonra da olacaktır.

20150822_131724

Şahin Bulut, İzmir de oturmasına rağmen daha önce tanışmamıştık. Kosova festival etkinliği açınca görüp katılarak tanıştım kendisiyle. Yolda tarlalardan toplanan biberleri tatmak isteyince biberin acı olduğunu öğrendi. Enerjik, sportif bir arkadaş.

20150822_131748

Ahmet Kamil Selçuk, Antalya dan katılıyor. İrfanın dağcı arkadaşı, Kosova festivalini duyunca geldi. Yeni, daha turda tanıştım kendisiyle ama o da dengesiz çıktı ve kaynaştık. Bilgi ve tecrübesi çok, bunlardan faydalanmalı insanlar. Sakin, düzenli, tertipli biri olarak sorumsuzca turda bizimle fazla sorun çıkarmadan turu tamamladı. Zaten ne oluyorsa dağcıların çoğu bisiklete başlayınca dağlara biraz zor dönüyor nedense. Bir sürü oteli olmasına rağmen bir türlü emekli olamıyor. Yine de harika bir insan.

20150822_131759

Kemal Lale, İzmirli olmasına rağmen Kemal ile daha önce tanışmamıştım. Karşıyaka da  oturduğundan pek karşılaşamamışız galiba. İnce eleyip sık dokumasına rağmen iyi bir bisikletçi. Pek gerilerde kalmıyor, sürekli önlerde. O yüzden de fazla sohbet edemedim kendisi ile.

20150822_131815

İdris Bal, İzmirli ve İdris ile de yeni yanıştık. Sessiz sakin mütevazi duruşuyla tanıdım. İdris te iyi bir bisikletçi, o da önlerde sürdü bisikletini. İdris’i fazla tanıma fırsatı bulamadım tur boyunca.

20150822_131828

Mehtap Dilmaç, TRT İzmir radyosu program yapımcısı. Kahve içmeyi sevenlerden, her daim kahve içmeye hazır. Kendisi bisiklete binmese de arabada bize lojistik destek sağladı. Pek çadırda kalmaya alışık olmasa da hiç şikayet etmeden günlerce çadırda kaldı. Belki de Prizren de radyo programı yapabilir ileride.

20150822_131901

Muhlis Dilmaç, bisiklete başladığım zamanlardan beri tanışıyoruz. Perşembe Akşamı Bisikletçileri PAB kurucusu ve başlatan kişi. Beraber bir çok bisiklet turu yaptık. İzmir de ilk bisiklet festivalini beraber yaparak destek sağladım. Çeşitli festivaller de beraber pedalladık. Her Perşembe beraber bisikletçileri tur yaptırıyoruz. Bir çok kişinin bisiklete başlamasına sebep olmuştur. Sayılmayacak kadar çok hem de. Beraber Kosova festivalini planlayıp gerçekleştirdik. Burada vedalaştık ama yine İzmir de beraber bisiklet sürmeye devam edeceğiz.

20150822_131925

Otobüs garaja giriş yapınca bisikletleri ve eşyaları bagaja yerleştirmeye başladık. Bisikletleri kendimiz düzgünce, sığacak biçimde yerleştirilmeye çalışıyoruz. Bakalım becerebilecek miyiz?

20150822_134139

Ön tekerlekleri sökerek 11 bisikleti sığdırdık iki bagaja.

20150822_134217

Bir ters bir düz yerleştirme işi yapıldı, son bir tanesini nasıl sığdırabiliriz diye ayarlamaya çalışırken.

20150822_134241

Olmadı yeni baştan tekrar yerleştiriyoruz.

20150822_134251

Ve nihayet hepsini bagaja sığdırabildik. Bizden kaçmaz yerleştirme işi.

20150822_134729_HDR

Bagajların kapakları kapatıldıktan sonra gidenler yerlerine oturdu. Hazır hepsi uslu uslu otururken bir resmini çekiyorum. Ardından hepsiyle tek tek vedalaşıyorum, hepsine hayırlı yolculuklar dileyerek otobüsten aşağı iniyorum. Bu resmi öne çıkan resim olarak seçiyorum.

20150822_135702

Arkadaşları uğurladıktan sonra bisikletle Şadırvan çeşmesine gelerek çeşmeden akan buz gibi su ile ferahlıyorum. Üzerimden büyük bir yük kalkmış gibi kendimi hafif hissediyordum. Zafer arkadaşımızın üzücü kazası nedeni ile bir gün önce otobüsle İstanbul’a hareket etmişlerdi. Kendilerini bu gün diğer arkadaşlarla beraber uğurlamak isterdim ama bazen elimizden bir şey gelmiyor. Türkiye’ye döndükten sonra Zafer Ankara da başarılı bir ameliyat olup sağlığı yerine geldikten sonra bisiklet sürmeye başladı.

20150823_182440

Joni, bir haftalık en son yeğenlerimden biri. Joni bebek henüz bir haftalık olmasına rağmen 4150 gram ağırlığında doğduğu için hazır kucağa geldi. Kocaman olmuş bir haftada. Bu gün nihayet kucağıma alabildim. Doğduktan sonra Kosova festivali dolayısıyla kucağıma alamamıştım Joni bebeği. Parasını takarak ömürlü olmasını diledim. Canım…

20150824_073649

Sülalemde en küçüğünü kucağıma aldıktan sonra en büyüğü olan Halamın yanındayım. 88 yaşında olmasına rağmen hala dimdik ayakta. Kendi işini kendi görüyor. Biraz ağrıları olmasına rağmen ihtiyarlık deyip geçiştiriyor.

20150824_080413

Arkadaşları gönderdikten sonra tanıdık dostlarımdan birisisinin oğlunun sünnet düğününe katıldım. Festival yorgunluğunun ardından düğün iyi geldi. Üç desi ev rakısını eski komşum ile birlikte içerek stresin hepsini attım böylece. Dostlarla halay çekerek gecenin üçüne kadar eğlendik.

Pazar günü tüm akrabalarımı ziyaret edip hepsiyle vedalaştıktan sonra Yaşar ile bisikletimi paket yapmak için bisikletçiden bir koli aldık. Evde bisikletin ön tekerini sökerek koliye bagaj çantalarını yerleştirdikten sonra kapağını koli bandı ile bantlayıp hazır hale geldi. Pazartesi bisiklet kolisini arabanın üzerine bağlayıp Priştine’ye hava alanına giderek bagaj alıma verdik. Biraz ırın kırın ettiler ama koliyi aldılar mecburen. Bagaj ücretini daha önce yatırmıştım. Beni hava alanına getiren yeğenim Lumri ile vedalaşıp pasaport kontrolüne giderek uçağa biniyorum.  Binmeden önce bisiklet kolisini bagaj taşıyıcısında görüp resmini çekiyorum hava alanında.

20150824_171951_HDR

Uçak havalanıp 1 saat 15 dakikada İstanbul’a iniş yapıyor. Dış hatlardan iç hatlara gelerek İzmir uçağını beklemeye başladım. Kapı numarası belli olduktan sonra bineceğim kapının önüne geldim. Bineceğimiz uçak 1 saat rötar yaptı. Bagajlar uçağa yüklenirken yine bisiklet kolisini görüyorum. Uçağa binerek İzmir’e 45 dakikada varıyoruz.

20150824_185300

Oğlum araba ile beni karşılamaya gelmiş. Bisiklet kolisini alıp olduğu gibi arabanın bagajına yerleştirip eve geliyorum ve balkonda yorgunluk kahvesi içmeyi hak ettim. Balkonda kahve içerken beni eşim çekiyor.

Böylece bir turun sonuna da gelmiş olduk. Başka turlarda görüşme dileği ile sağlıcakla kalın Urim Baba’CAN

20150824_210510

 

Uluslararası Kosova Bisiklet Turu 2. Gün

17 Ağustos 2015 Pazartesi

Prizren – Gjakova

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

SEVGİLERİMDE

Masalların dalında bir menekşe gibi

Acun içinde ipek saçlı Bistriça suyu

Şarap etkisinden bedene sarhoş ola

Ana yoldan çıktık düz yola

 

Geldi sınavın öncesini yendi Prizren’nin Maraş’ında

 

Geleceğin eşiğine bağlandı düğüm düğüm

Göreli oluyor yirmi dört ayda bir

Ortamımızın peşini boy boy

 

Bu kent, ince kumlar üzerinde Bağdat izi

Mesnevi içindekilerinde gibi çizilmiş dizi dizi

Türbelerinde gibi yazılı yazıtlar tarihçe

Aşık Veysel’in mi? bu sevgiler Şems-i yem

Murtaza Buşra

 

Öne çıkmış olan görsel, Drin nehri üzerinde tek kemerli taş köprü. Pembe sardunya çiçekleri önde..

20150817_155642

Gece boyu aralıklı yağan yağmur altında  sabaha kadar dün geceye göre iyi bir uyku oldu. Herhalde gürültüye alıştım. Erken saatlerde kalkıyorum, bazı arkadaşlar uyanmış çadırı toplamaya çalışıyor. Diğer arkadaşları da kaldırıp çadırlarını toplayıp araca yüklemesini söylüyorum. Aracı akşamdan ayarlamıştık. Eşyaları araca yükledik tek tek. Binek araba olduğu için bagaj ve arka koltuğa eşyalarımız tıka basa doldu. Amcaoğlu Muharrem işi olduğundan aracı mecburen Denis kullanacak. Yanında da bisikleti olmayan Mehtap hanım gelecek. Kahvaltıyı Muharremin evinde yapıyoruz. Kahvaltıdan sonra hep birlikte Şehrin merkezi olan Şadırvan’a giderek tura başlamak için toplandık. Şadırvan henüz boş, Pazartesi  olduğundan çalışanlar işine başlamış, diğerleri de henüz kalkmamış.

Şadırvan çeşmesinden taş köprü yönü. Kafrlrtin ve Dokufest festivalinin güneşlik şemsiyeleri duruyor.

20150817_093149

Burası da Kilise yönü. Bir kaç kişi yürüyor. Dükkanlar henüz kapalı.

20150817_093157_HDR

Şadırvan sakin olunca çeşmenin çevresinde toplanıp bir resim çekiliyoruz hatıra olarak. Adamım Alfonso da bizimle beraber Gjakova’ya kadar gelecek. Tüm katılımcılar toplanıp bir kareye alınınca Kosova turunu haber alan Trt muhabiri bizimle söyleşi yaptı. ( Turumuzun haberi çıkmış ama linkine ulaşamadığımdan burada veremiyorum ) Söyleşi bittikten sonra Şadırvan çeşmesinin etrafında Üç tur atarak Kosova Bisiklet Turunu program saatine göre 09:00 da başladık. Hava parçalı bulutlu, yağabilirdi de yağmayabilirdi de. Tura iyi bir başlangıç yaptık, öncü Yaşar ve Muhlis, artçı da ben. Turda herhangi bir şey olursa telefon etmeleri konusunda sıkı uyardım. Ayrıca birbirimizi görecek karar yakın aralıkta gidecektik.

20150817_093728

Tur başlangıç videosu. Kamera: Muhlis Dilmaç.

Şehrin ana caddelerinden ilerleyip daha sakin olan Drin nehrinin diğer tarafına doğru gitmeye başladık.  Bu yolda araç fazla yok. Belli bir yere kadar ana yoldan uzağız. Yol kıyısında ağaçlar, arkadaşlar durmuş bizi bekliyorlar.

20150817_103709

Arada durup dinlenirken misafirimiz olan Alfonzo neşeli hareketleriyle tura renk katıyor. Zaten renkli bir kişi. Bisikletinin arkasındaki bayrak turuncu renkte. Ortasında bir delik açmış.

20150817_103712

İrfan geride kalıyor, biraz sıkıntılı. Herhalde yemeklere alışamadı. Durup onu bekliyorum.

20150817_103720

Tamam da bizimle beraber, İrfan’ı yalnız bırakmıyor.

20150817_103722

Kosova da hayvancılık eskisi kadar olmasa da hala var. Köyün ineklerini otlatmaya nehir kıyısına götüren çoban yolu tamamen kapatan sürüyü gütmeye çalışıyor. Geçecek yer olmadığından mecburen sürünün peşinden yavaş gidiyoruz.

20150817_104607

Drin nehri üzerindeki köprüden geçiyoruz. Ağustos ayında olmamızdan dolayı nehir biraz azalmış durumda. Buraya kadar iniş, buradan sonra nehir kıyısından akış yönünün tersine doğru gideceğiz. Bir kısmı küçük tepeler olsa da çoğunluğu düz arazideyiz. Bisikletim KUZ köprü üzerinde.

20150817_105412

Şahin Güngör köprüyü ele geçirmiş.

IMG-20150831-WA0072

Hafif bir tırmanma başladı bile.

20150817_112301

İlk köye vardık, görünüşe göre küçük bir köy.

20150817_112304_HDR

Köyün içinde kısa bir mola vermişler bile. 5 odalı, iki katlı bir bina. Alt katta dükkanlar sıralı. Üst kat tuğla örülü ve boş. Çatı kiremitle kaplanmış.

20150817_112649

Köyler birbirine yakın bizde olduğu gibi. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylülerin geçim kaynağı ektikleri ürünler ve hayvanların eti ile sütü. Nüfus olarak az olan köyde yaşayanların çoğu yurt dışında çalıştığı için yazın kalabalık oluyor. İzinlerini köylerinde değerlendiren yurt dışında çalışanlar düğünlerini burada yapıyorlar. Aynı zamanda Avrupa da pahalı olan kuru bakliyat, kurutulmuş et, peynir gibi kışlık yiyeceklerini hazırlayıp arabalarına tıka basa doldurduktan sonra çalıştıkları ülkeye giderek kışlık yiyecekleri tüketmeye başlıyor. Böylece yiyeceklere harcadıkları paraları biriktirerek varlıklı yaşıyorlar. Köy dağın yamacına kurulmuş.

20150817_113136

Başka bir köy, bu köy de dağın yamacında.

20150817_113653

Diğer bir köye yaklaşınca davul zurna sesi duyuyoruz. Köyde düğün var, belli oldu. Hem de yolun kıyısında ki evde yapılmakta.

20150817_113733

Evin geniş avlusunda sadece kadınların olduğu halay var. Köyün tüm kadınları en güzel elbiselerini giyip süslendikten sonra kendini göstere göstere halay çekiyor her biri. Haliyle en güzeli de gelin hanım, genç ve güzel olduğu kadar uzun boyu ile farkını gösteriyor diğer kadınlara. Tamam da kadın olarak aralarına karışıyor.

20150817_113918

Avlu epey geniş, yer taş plaka döşeli tertemiz. Tam da düğün yapılacak yer. Geniş bir halay oluşturmuşlar, müziğin ritmine göre hareketlerini yaparak oynuyorlar. Turumuzda bir köy düğününe denk gelmemiz iyi oldu. Bir süre oynayanları seyredip resim ve video çektik.

Kamera: Muhlis Dilmaç, aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

50 den fazla kadın halay çeker gibi yöresel oyunlarını oynuyor.

20150817_113930

Aramızda ki tek bayan bisikletçi Tamam kadınların arasına girip oynuyor bir süre.

20150817_114014

Kamera: Muhlis Dilmaç, aşağıdaki ikinci videoyu izleyebilirsiniz

Kadınların arasında yerel kıyafetler giymiş olanlar da var. Desenli önlük, sol kalçasında çıkıntı yük taşımak için. Beyaz mintan ve başlarında renkl, desenli başlıkla dikkat çekici.

IMG-20150831-WA0073

Düğünde fazla oyalanmadan grubu yola çıkarıyorum. Yoksa halay akşama kadar bitmez. Nehrin kıyısından gitmesek te arada kendisini gösteriyor.

20150817_115210

Köyler ardı ardına geliyor. Köylerde durmadan yola devam ediyoruz.

20150817_115635

Yağmur yağmaya başlayınca yağmurlukları giyip yola devam ediyoruz. Bir ara iyice yağmaya başlayınca kapalı bir sundurmanın altında bekledik. Yaz yağmuru çabuk geçiyor üzerimizden. Yağmur dinince tekrar yola devam. Yağmurdan sonra bulutlar parçalanıyor.

20150817_132412

Tarlaların arasından öğle yemeği yiyeceğimiz yer göründü.

20150817_135031

Daha önce anlaşmıştık mekan sahibi ile. Sadece Vejeteryan olan Uğur salata ile karnını doyurdu. Geriye kalanlar nehir balığı ısmarladık. Balıklar ızgarada pişti. Nehir balığı olmasına rağmen tadı güzeldi. Masaları birleştirip hep birlikte sundurmanın altına oturduk. Bira ucuz olduğu için herkes birer tane içiyor.

20150817_152327

Burası nefis bir yer, büyük bir köprü var kara yolunda. Köprünün adı Şivan Köprüsü. Bu köprüden belli zamanlarda atlayış yarışmaları düzenlenir.  Şimdilik yarışma yok ama seyredilmeye değerdi. Bu atlayışlar genellikle balıklama olur. Küçük yaşta atlamayı öğrenenler büyüyünce atlıyorlar buradan. Atlamasını bilmeyenler için tehlike her zaman var ve istenmeyen durumlarla karşılaşabilir. Köprü yüksek ve tek kemerli. Üstünden arabaların geçtiği işlek bir yol var. Nehir sakin görünüyor ama akıntı var. Önde sardunya çiçekleri açmış. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

20150817_155642

Nehir sakin akıyor, az aşağıda doğal bir set var. Set yüzünden uzun bir alanın yüzeyi düz durumda. Kosova’nın her yerinden buraya yüzmeye ve atlayışlara gelirler.

20150817_155648

Yemek molasının ardından yola çıkmaya hazırlanıyoruz.

20150817_155653

Artık ana yoldan gideceğiz Gjakova’ya kadar. Biraz ilerde bir taş köprü daha var var. Drin nehrinin kollarından birinin üzerinde. Uzun, dar ve bol kemerli olan bir köprü. Yeni yol yapılınca taş köprü kullanılmıyor. Köprü kullanılmasa da sağlam görünüyor.

20150817_161904

Gjakova’ya vardık bile. Kosova’nın 7. Şehri. Gjakove yazan tabelayı bisikletim KUZ ile çekiyorum.

20150817_164307

Yol kıyısında tehlikeli, kapağı olmayan mazgallar var. Girersen tekerlek kırılabilir. Bu tehlike sadece bisikletler için değil, motor ve arabalar içinde tehlike oluşturuyor.

20150817_165732

Kısa sürede kamp alanına geliyoruz. Burası spor merkezi tesisleri, daha önce spor müdürü ile anlaşıp bahçede kamp atacağımızı bildirmiştik. Bahçesi oto park olarak kullanıldığı için kapıdaki görevli bizim niye geldiğimizi anlamadı ilk önce. Spor müdüründen izinliyiz deyince sesini çıkarmadı. Zaten hepimiz içeri girmiştik. Kamp atacağımız yeşil alan.  Şimdilik kargalar dolaşıyor.

20150817_173432

İlk önce herkes çadırını kurdu, eşyaları çadıra yerleştirip hazır hale geldi.

20150817_173443

Spor binasının tuvaletleri biraz bakımsız, duşları doğru dürüst çalışmıyor. Hortumla, tasla duş alıyor kimimiz. İrfan’ı çekiyorum uzaktan.

20150817_174728

Kamp yerimiz çadırlar kurulduktan sonraki hali. Yer iyi ama tuvalet biraz sorun oluşturdu. Artık idare edeceğiz. Çadırlarda Denis nöbet tutacak, Yaşar bizimle gelecek şehir turuna. Bisikletleri almıyoruz, yayan dolaşacağız.

20150817_174755

Yürüyerek şehri dolaşmaya başlıyoruz hep beraber.

IMG-20150831-WA0001

Şehrin çarşısında gezinti yapıyoruz, çarşıda kafeler var ama boş masalar. Fazla hareket yok anlaşılan. Belki akşam hareketlenir buralar.

20150817_190138_HDR

Masalar düzgün sıralanmış. Sandalyeler de basanın yanında. Bir kaç kişi oturmuş kahve içiyor.

20150817_190147_HDR

Dükkanların çoğu boş ve kapalı. Fabrikalar kapandıktan sonra insanlar çalışmak içi yurt dışına göç etmiş. Kalanlar da ticareti devam ettirmeye çalışıyor. Açık olan bir dükkanda keçeden yapılan Arnavut fesini deniyoruz. Muhlis’e de yakıştı doğrusu fes.

20150817_190846

Güzele ne yakışmaz, Tamam deniyor ve pozunu veriyor. İrfan o kadar resmini çekiyor meşhur etmek için ama bir türlü meşhur olamadı. İşte bu resim onu meşhur edecek.

20150817_190903

Kosova ve Türkiye yazılı atkılarla poz veriyoruz. 5 kişiyiz.

IMG-20150819-WA0022

Elbise satan bir dükkanın önünde o kadar manken vardı ki sayamadım. Hepsi de elbise giydirilmiş durumda kaldırıma konulmuş. Sanki kaldırımda insan kalabalığı oluşturulmuş. Uzaktan gören birisi dükkanda alışveriş yapıyor zannederler. Zaten çarşı bomboş, mankenler az da olsa kalabalık oluşturmuş.

20150817_191551

Mehtap ile Muhlis Kosova atkısı ile poz veriyor, bizler de yanında duruyoruz.

IMG-20150819-WA0026

Dış cephesi restore edilip  boyanmış müze evine geliyoruz. Dış duvarları onarılıp boyanmasına rağmen kocaman tahta kapısı olduğu gibi korunmuş. Kapının eski ve özgün olması binaya ayrı bir hava katmış durumda. Kapı zamanın tanığı, kim bilir kimler girip çıkmıştır kapıdan. Kapı kapalı olduğu için müzeyi gezemedik.

20150817_192721

Müzenin bahçesi, bahçenin ortasında gösterişli iki katlı bir köşk. Bahçe süs bitkileri ile bezenmiş. Anlaşılan o ki köşk te restore edilerek onarılmış. Köşeleri ağaçtan bezenip kahverengi boyanması, duvarların beyaz badanası ile uyum içinde binanın yapısına ayrı bir zevk katmış. Köşkü gezmek isterdim doğrusu. Şimdiki beton binalarda yaşamaya zorlanmamız böyle yapılara daha çok ilgi göstermemize neden oluyor. Köşkün etrafında öyle büyük binalar olmadığı için havadar ve ufku açık. Bahçede ki güller köşkte yaşanmışların özeti sanki.

20150817_192756_HDR

Şehri şöyle bir dolanıp gezindikten sonra bir restoranda akşam yemeği yiyoruz hep birlikte. Çadırları bekleyen Denis için de ekmek arası bir şeyler yaptırdık. Yemeğin ardından kamp alanına gelerek Denisin paketini veriyoruz. O da tek başına sıkılmış ve acıkmış durumdaydı. Banklarda oturarak kahve pişirip tatlı sohbet ediyoruz bir süre. Geç olmadan çadırlara girip yatıyoruz dinlenmek için.

İlk günlerde biraz az yol yapmak tura başlangıç için yeter. Fazla zorlamaya gerek yok. İlk gün için çok iyi oldu benim için, sorunsuz bisiklet sürdük. Biraz yağmur yağsa da ıslanmak iyi geldi yaz sıcağında.

Bu gün yaptığımız yol yaklaşık 49 km civarında.

Yaptığımız yolun haritası aşağıda

Haritanın linki : http://tr.wikiloc.com/wikiloc/view.do?id=10634517

Powered by Wikiloc