Etiket arşivi: yaba

Eşpedal Bisiklet Turu 5.Gün

6 Ağustos 2021 Cuma

Havran şehir içi – Kocaseyit – Havran

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

 

karartmışlar sabahları

geceler batak

sokaklar savaş sonu

acılar yatak

bir düzen ki kahrolası

ben giderim atım gitmez

su söndürmez yangınları

kol kırılır yen içinde

kırılır da ses etmez

damlatır kanını bir rezil karanlığa

buna şaşmak n’eylesin

Hasan Hüseyin

 

Öne çıkmış olan görsel, müze evindeki iç merdivende 26 kişi. Çıkış merdiveninde 4 kişi, merdivenlerin üstünde 8 kişi ayakta. Diğerleri basamaklarda oturuyor. Merdiven üstündeki korkuluktan aşağı pankart sallanmış. Pankartta; solda Türk bayrağı, bisiklet süren birisi ve Özgür Bisikletçiler yazılmış.

231600704_4919366384756817_7475216324815067599_n

Sabah erkenden, Güneş daha doğmadan uyanıyorum. Hava aydınlık, burada tek tuvalet olunca erken kalkmak iyi oluyor. İşimi kimseyi beklemeden hallediyorsun. Güneş doğmak üzere, hemen yerimi almalıyım. Çadırlar yeşil çimenlerin üzerine kurulmuş rengarenk. Kilitli beton taş döşeli yol aydınlığa doğru gidiyor. Parkta palmiye ve çam ağaçları dikilmiş.

IMG_20210806_063833

Güneş doğmadan çay kıyısındaki çardakta yerimi aldım, yerimi alır almaz da Güneş doğmaya başladı. Güneş bu sabah doğarken sancılı doğuyor sanki. Işıkları pek parlak değil. Henüz kimse kalkmış değil, kahvemi yapıp içmeye başladım Güneşin doğuşunu izlerken. Çay yatağı derin ve geniş, çay akıyor dar yatağında. Burada insanların kötü alışkanlıklarını görüyorum. Belediye çok güzel park alanı, gezinti yeri ve oturup dinlenmeleri için çardaklar yapılmış. Çay yatağı yaklaşık 5 metre derin olunca çocuklar düşmesin diye telli korkuluklar da yapılmış duvar üstüne. Çok güzel bir yer, insanlar  güzel şeylere layıktır ama hak ediyorlar mı siz karar verin. Çay kıyısındaki çardaklarda oturanlar yedikleri, içtikleri plastikleri ve çöpleri yanlarında çöp tenekesi olduğu halde çaya atmaları akıl alır gibi değil. Duvarın dibi çöplerle dolu. Belediye inip temizlemiyor, atanların zaten umurunda değil. Temizlik doğaya kalmış. O da ne kadar zamanda olur belli değil. Yağmurlar başlayınca çay taştığı zaman tüm atılmış çöpleri alıp denize götürecek. Ve geleceğimiz yavaş yavaş kirlenecek böyle giderse. Yazık

IMG_20210806_064132

Park çam ve palmiye ağaçları ile kaplı, zemine gölgelik yapıyor. Parkta gezinti yolları, oturma bankları ve çocuk oyun yeri yapılmış. Betondan sarı renkli bir deve sırtında semeri ile tüm oyuncakları taşıyor. Yukarıya çıkmak için merdiven maviye boyanmış. Yanda turuncu renkli kaydırak, diğer yanda salıncaklar.

IMG_20210806_080730

Parkı şöyle bir dolaştıktan sonra çay kıyısındaki çardağa geldim. Çayda akan su az da olsa büyük su kuşları çay yatağı üzerinde uçarak yiyecek bir şeyler arıyor. Çay yatağı yeşil çimenlerle kaplanmış. Bir tane kamyon lastiği orta yerde duruyor.

IMG_20210806_083004

Havada bulut ta görünmüyor ama Güneş parlamıyor. Sarı soluk bir renkte. Sanki toz bulutu var. Gökyüzü de sarı renkte.

IMG_20210806_091120

Kahvaltımızı çardaklarda çay olmadan yapıyoruz. Kafeterya geç açıldı ve çay geç olunca anca kahvaltıdan sonra birer bardak çay içebildik. Tandem bisikletleri kapalı odadan çıkardık. Copilotum Songül ile birlikte, diğer arkadaşlarla Havran belediye binası önüne geldik. Belediye başkanını beklerken belediye binasının önündeki yerde üstte kırmızı soğan, altında nar, onun altında portakal heykeli konulmuş. Songül ile yan yana ilk resmimizi çekiliyorum. Daha yeni birbirimizi tanıdık ve iyi anlaşıyoruz birbirimizle. Songül’ün başında kask, benim başımda siperli şapka var.

IMG_20210806_102038

Belediye başkanı geldi, tanıştık, bizleri misafir ettiği için teşekkür ettik. Tandem bisiklet kullandı, gayet başarılı idi. Bu gün Havran da pazar kuruluyor, pazar yerini gezeceğiz. Ayrıca öğlene kadar iki tane müze gezip göreceğiz. Pazar yeri dışa taşmış, sebze meyve satıcıları hariç giyim, hırdavat ve diğer ürünler sokakta tezgahlarda satılıyor. Tezgahın birinde küçük çan gördüm. Tam aradığım boyutta, küçük ve bakır renkli. Çanı alıp bisikletimin sele demirine, çelik bardağımın yanına takıyorum. Songül de kedisi için daha küçük, ceviz boyutunda yuvarlak çıngırak aldı. Her çıngırağı çıngırdağı çıngırdatıp kulağı ile dinleyerek beğendiği sesi çıkaranı seçti.

IMG_20211016_092753

Kapalı pazar yerine geldik, burada şeftali ve çekirdekli kara üzüm aldık birer kilo. Akşama yeriz afiyetle. Pazar yerinin dışına çıktık yürüyoruz. Songül tuvalete gitmek istediğini söyledi. Karnına ağrılar girdiğini söyledi. En yakın camiye götürdüm. Bir süre bekledim dışarıda. Çıkınca yakındaki çeşmeden elini yüzünü yıkadı. Çeşme evin duvarına taş duvar şeklinde yapılmış. Ayna kısmı iç tarafı işlemeli taş yukarıya kadar girintili yapılmış. Yalağı dolu tuğla ile örülmüş. Çeşmeden sıçrayan suların etkisiyle yosun tutmuş etrafı.

IMG_20210806_112831

Terzizade konağına geldik. Dışarıya tabela konulmuş, Terzizade konağı restorasyon yapılmış daha yeni.

IMG_20210806_121338

Konak üç katlı ahşaptan yapılmış. Dışı tamamen sarıya boyalı. Sadece zemin kat tarafı beyaz renkte. İki yanda iki katta üçer pencere yan yana, ortada iki pencereli cumba. Giriş kapısı tahtadan ve kocaman.

IMG_20210806_113812

Konağın içine giriyoruz, orta yerdeki sahanlık geniş ve yukarıya çıkan merdivenler var. Merdiven iki yanda, üst katta ortada tek merdivenle yukarıya çıkılıyor.

IMG_20210806_113934

Kapılar kalın tahtadan yapılmış ve bakımlı, kilidi demirden.

IMG_20210806_114118

Yüksek olan kapı dış kısmına zig – zag çıtalarla işlenmiş süs olarak uzun bir dikdörtgen olarak. İç kısma da uzunlamasına çıtalarla kabartma yapılmış.

IMG_20210806_114125

İç duvarlarda nişler yapılmış bir şeyler koymak için. Kenarları ve iç kısmı desenlerle, çiçek motifleriyle süslenip boyanmış.

IMG_20210806_114141

Konağın içinde gizli geçit kapakları, merdivenler yapılmış. Diğer odalara, alt kata ve bahçeye çıkan gizli geçitler. Bu konakta Yunan işgalinde gizli sığınak olarak kullanılmış. Kaçak efeler, Kuvayı milliye elemanlarını Yunanlı askerlerden gizliyorlarmış ev sahibi tarafından. Cumhuriyet kurulduktan sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk Havran’ı ziyaret edişinde bu konakta kalmış. Çanakkale gazisi Seyit onbaşı ile bu konakta görüşmüşler.

IMG_20210806_114305

En üst kat yarım olarak sahanlık yapılmış, kenarda korkuluklar. Pencerelerde yarısına kadar çapraz çıtalardan perde gibi yapılmış. Kadınlar burada, pencere kenarına oturup dışarısını izlerlermiş. Dışarıdan bakan çıtaların arkasında kim olduğunu göremezlermiş.

IMG_20210806_115046

İç duvardaki niş içine kupada çiçeklerle boyanmış olarak süslenmiş. Yanımda gezdirdiğim Songül ile resmini çekiyorum. Songül göremediğinden elleri ile dokunarak resim çekildiği nişi tanımaya çalışıyor. Sadece içinde boyalı nesneleri anlatıyorum. Songül’ün başında kask var.

IMG_20210806_115949

Songül’ün karın ağrıları devam ettiğinden ahşap merdivenlere oturtup biraz dinlenmesini söylüyorum.

IMG_20210806_120823

Üst kattaki merdivenlerde oturmuş halde topluca resim çekiliyoruz. Alt kattan çıkan ortadaki merdiven yanlardaki iki merdiven ile üst kata çıkıyor. Resimde kimimiz oturmuş, kimi ortadaki merdivende ayakta. Kimisi üst katta korkuluklarda ayakta duruyor. Toplam 26 kişi var. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

231600704_4919366384756817_7475216324815067599_n

Terzizade konağından dışarı çıkıp çarşıdaki kahveye oturduk. Burada soda ve çay içiyoruz. Tuğçe Çiğdem elçek ile çekiyor bizi. Masada Songül, ben ve Cüneyt Kökalan oturmuş halde. Kamera camdaki Özcan Kıraathanesi yazısını ters olarak çekmiş.

24e32820-9479-45db-8d64-b4be64a6a94e

Çaylarımızı içip kalktık, Songül’ün karın ağrıları yine başlayınca camiye gittik. Bu gün Cuma, cemaat bahçeye namazlık koyup vaaz dinliyorlar. Arkalarından geçtik tuvalete gitmek için. Kadınlar tuvaletini pek kullanan olmadığı için görevli anahtarla açtı kapıyı. Bu gün üç tane camiyi dolaşmış olduk böylece. Yarı hacı olduk sayılır. Biz tuvalete girince grup çoktan müzeye gitmiş bile. Müzenin yerini de bilmediğimizden esnafa sora sora müzeyi bulduk. Girişinde cam tabelada Havran belediyesi 1923, Havran Kent Müzesi Hocazade konağı yazılmış. Tabelanın asıldığı duvar tuğladan.

IMG_20210806_132815

Kent müzesinin binasının arkasındaki bahçedeyiz. Bir kez daha Songül’ü tuvalete götürdüm. Beklerken binayı arkadan çekiyorum. Zemin kat çoğunlukla taş, geri kalan yerler tuğla ile örülmüş. Ortada merdiven, yanlarda iki oda var.

IMG_20210806_133618

Bahçede yerde sütunlar, ve küpler getirilip konulmuş.

IMG_20210806_133624

Zemin üstü katlar düzgünce tuğlalar örülerek yapılmış. Görünümü estetik. Zeminden gelen iki tane baca yüksek olarak tuğladan yapılmış.

IMG_20210806_133711

Pencereler dar ve uzun dikdörtgen biçiminde. Yan yana iki pencere var, tahta panjur ile kapatılmış camlar.

IMG_20210806_133716

Bahçede manolya ağacı var, kocaman olmuş.

IMG_20210806_133807

Bir de kocaman dut ağacı, yarı gölgelik bez serilmiş odanın üstüne. Bezin üstünde düşen dutlar kurumuş doğal olarak.

IMG_20210806_133812

Örülmüş tuğlanın güzelliğini çekiyorum. Ortada kapı, yanlarda ikişer pencere. En sağdaki pencere diğerlerine göre biraz daha geniş.

IMG_20210806_133818

Songül’ün hali yok müzeyi gezmek için. Songül’ü terasta bir sandalyeye oturtup müzeyi gezmeye başladım hızlıca. Odalardaki eşyalara fazla bakmadan sadece resimlerini çektim. İlk olarak yatak odasının resmini çektim. Ortada iki kişilik karyola, başlık ve ayak ucu tahtadan işlemeli olarak yapılmış. İkisi de aynı boyda ve yüksek. Yatak örtüsü beyaz, kenarları siyah renkte. Sol tarafta iki mankene uzun kollu kadın elbisesi giydirilmiş.

IMG_20210806_133836

Banyo ve tuvalet, ikisi bir yerde. Mermer hem banyo teknesi hem de tuvalet yeri oyulmuş. Yarım metre kadar tek sıra tuğla ile duvarlara mermer döşenmiş. Duvar üstüne de 15 santimlik mermerle örtülmüş. Mermerin üstünde bir fener duruyor. Gece içerisi aydınlansın diye fener yakılıyormuş demek ki. Sağdaki mermerde bir çeşme ve yanında küçük bir testi duruyor. Sağda mermer lavabo var, kenarları dalgalı şekil verilmiş. Çeşmesi, pirinçten.

IMG_20210806_133853

Beyaz kutular merdiven basamağı gibi yan yana konmuş. Üzerlerinde camekan içinde kalay kaplı bakır sahanlar. Kimisi kapaklı.

IMG_20210806_133912

Camekan içinde bakır bakraçlar, tepsiler ve bir kuzine.

IMG_20210806_133921

Tahtadan yapılmış fıçı, demir çemberlerle sağlamlaştırılmış. Çemberler pas tutmuş durumda. Mutfak dolabı üzerindeki bankoda çeşitli mutfak gereçleri konulmuş. Bunlar, tencere, sahan, küp, kocaman bir sini, tepsiler ve tahta fıçıdan oluşuyor.

IMG_20210806_133930

İki raf üzerinde, alttaki rafta iki tane ağzı geniş küp, aralarında transistörlü radyo. Üstteki rafta ise iki semaver. Birisi krom, diğeri bakırdan yapılmış. Yanlarında kahverengi, semaver boyutunda cam şişe.

IMG_20210806_133935

Başka bir rafta ağzı geniş küp, küçük bakraç. Yanında kaminato denilen ispirto ocağı.

IMG_20210806_133941

Kancaya asılmış askılı terazi. Askının altında uzun bir çubuk. Burada hareketli demir parçası, ölçülendirilmiş demir çubukta kefeye konulmuş ağırlığa göre dengeye getirilen hareketli parça nerede duruyorsa ağırlığı belirtiyor. Alttaki kefe üç zincirle bağlanmış demir çubuğa. Duvarda bir çeşme ve yerde üç testi duruyor.

IMG_20210806_133945

Üç tane kahve değirmeni yan yana. Birisi el işi örgü ile kaplı, diğerleri pirinçten ve değişik boyutta yapılmış. İki tane de pirinçten yapılmış yuvarlak kutu. Kapaklı olan kutuların birisi şeker, diğeri kahve konuyor olmalı. Bir tane de işlemeli şekerlik tabak.

IMG_20210806_134013

Mutfak bankosundaki kalın mermere üç tane lavabo oyuğu açılmış. Hiç birisinde su gider deliği açılmamış.

IMG_20210806_134036

İki kısa kalas yan yana getirilip birleştirilmiş. Alt kısmına uzun ve keskin çakıl taşları sıkıştırılarak tarımda kullanılan yaba aletini oluşturulmuş. Kalasların uç kısımları kalkık durumda kızak gibi. Bu aletle buğday taneleri başaklarından ayırmaya yarıyor.

IMG_20210806_134121

Tahta sandık, kenarları teneke ile sağlamlaştırmışlar. Kısa çubuklardan, ip ile bağlanmış çark. Ne işe yaradığını anlayamadım.

IMG_20210806_134139

Antik kentten getirildiği anlaşılan iki tane sütun başlığı sergilenmiş. Başlıklar ince işçilikle süslenmiş.

IMG_20210806_134228

Üst kata çıkan tahta merdiven, yukarıya doğru sola dönerek çıkılıyor. Korkuluğu da tahtadan yapılmış.

IMG_20210806_134307

Camekan içinde, cam raflara konulmuş üç tane tüfek.

IMG_20210806_134334

Çanakkale savaşında kaldırdığı 276 Kiloluk top mermisini sırtına almış Kocaseyit  mermiyi topun olduğu yere götürürken betimlenmiş heykeli. Duvarda Çanakkale savaşındaki düşman gemileri denizde, geminin iki bacasında duman tütüyor. Geminin yanına düşen top mermisinin havaya kaldırdığı su sütunu resmedilmiş. Top siperi kum torbaları ile kısa bir duvarla çevrelenmiş. Yerde top mermileri.

IMG_20210806_134341

Havran’lı yaşlı ihtiyar bir adam heykeli. Başında kasketi, beyaz sakalı uzamış. Üzerinde koyu renkli yelek ve gömlek. Aynı renkte pantolonu. Sol dizine mendilini yaymış. Solda bağlama saz duruyor. Yaşlı adan koltuğa oturmuş durumda.

IMG_20210806_134404

Cam raflı camekanda bakır bardaklar, porselen fincanlar ve çeşitli mutfak eşyaları konulmuş, bir tane de siyah renkli çevirmeli ev telefonu.

IMG_20210806_134419

Biri kısa, biri uzun iki tane döküm soba.

IMG_20210806_134425

Banyo içinde tuvalet deliği, dışında mermer lavabo. Lavaboyu mermer destek üzerine koymuşlar.

IMG_20210806_134453

Kare masa üzerine çiçek desenli örtü konulmuş. Arkada biri lambalı eski radyo, biri transistörlü iki radyo. Önlerinde Üç tane değişik tipte daktilo. Bir tane de facit marka, tuşlu mekanik hesap makinesi.

IMG_20210806_134503

Duvardaki pano tavana kadar, panoda yerel gazete sayfaları yapıştırılmış. Pano büyük ve geniş olduğu için iki parça çekmek zorunda kaldım. Yoksa kadraja sığmıyor. Panonun sol tarafı gazete küpürleri.

IMG_20210806_134517

Panonun sağ tarafındaki gazete küpürleri.

IMG_20210806_134534

Fişek kütüklüğü üç gözlü, yanında ikili dürbün.

IMG_20210806_134600

Efelerin kullandığı iki namlulu tabanca.

IMG_20210806_134604

Bu da çifte tüfeği.

IMG_20210806_134610

Yanında da mor efe kıyafetleri.

IMG_20210806_134616

Kılıfı içinde kama.

IMG_20210806_134628

Değişik tipte iki tane tabanca. İkisi de kabzaları boş ve paslanmış durumda.. Herhalde toprakta uzun süre kalmış ve bulunmuş olmalı.

IMG_20210806_134636

Kızılay  matarası.

IMG_20210806_134641

Paslanmış kama

IMG_20210806_134707

Altı aboneli telefon santrali. Bağlandı kabloları yuvalarına takılmış, solunda telefon ahizesi.

IMG_20210806_134723

Müzeden çıkıp bisikletleri bıraktığımız yere geldik. Songül zar zor bisiklete bindi. Bisiklet sürecek dermanı kalmamıştı. Kısa sürede çadırların olduğu yere geldik. Günün geri kalan bölümünde Koca Seyit köyüne gidilecek. Songül’ün durumu iyi olmadığından bizimle gelemeyip çadırda dinleneceğini söyledi. Songül gelmeyince bende bisikleti depoya bırakıp araç ile gideceğim köye. Koca Seyit’in köyü biraz yükseklerde olduğu için tırmanış var. Araç içinde yorulmuyorum ama bisikletleri çıkarken görünce ne çok zahmetle bisiklet sürdüğümüzü anladım. Yorulanları bir yerde durmuş dinlenirken çekiyorum

IMG_20210806_171345

Köy az yukarıda göründü.

IMG_20210806_172647

Köyün girişinde araçtan inip yürümeye başladım. Köy kadınları bisikletçilerle resim çekiliyorlar.

IMG_20210806_173626

Mazlum arkasında Hüseyin Garip olduğu halde tandem bisikleti sürerken bir poz çekiyorum.

IMG_20210806_175317

Köyün az yukarısındaki hakim tepeye Koca Seyit anıtı yapılmış. Etrafı da duvarlarla çevrelenmiş. Girişte iki sütun üzerine kirişte Koca Seyit Anıtı yazılmış

IMG_20210806_180106

Anıt alanı çit ağaçlarla süslenmiş, bakımlı bir park halinde. Koca Seyit belinde ağır mermi taşırken, arkada Mustafa Kemal, sağ elini kütüğe dayalı, sol kolu arkada cepheye bakarken betimlenmiş heykelleri.

IMG_20210806_180230

Büyük bir top lastik tekerlek üzerinde.

IMG_20210806_180240

Koca Seyit tören yerinde mermer kaide üzerinde kırmızı renkli Türkiye haritası ve ay – yıldız. Altında kabartma rölyef ve altın renginde plakalarda Koca Seyit hakkında yazılmış bilgiler. Kaideye dört basamakla çıkılıyor. Basamaklar tamamen mermer kaplı.

IMG_20210806_180313

Pankartımızı açıp ardına diziliyor arkadaşlar. Arkada anıt kaide.

IMG_20210806_180823

Burada hazır toplanmışken Koca Seyit anısına ilk önce İstiklal marşını söylüyoruz hep birlikte. Ardından Başkanımız Fatih Söylemez İstiklal marşının on kıtasını ezbere söylüyor. Ben de videosunu çekiyorum. Videonun linki aşağıda.

https://youtu.be/K21F95iJNAM

Anıtın altında altın renginde tabelaya Koca Seyit’in Yaşamı ve Çanakkale’deki kahramanlığı yazılmış. Yazıda;

Kocaseyit

Seyit Çabuk Havran’ın Manastır (Çamlık) şimdi ise Kocaseyit ismini alan köyünde doğdu. 1. Dünya savaşı sırasında 18 Mart 1915 günü Çanakkale, Kilitbahir, Rumeli Mecidiye tabyasında topçu eri olarak görev yapar. İngilizlerin Quen Elizabeth gemisinden atılan 490 kilogramlık bir mermi Mecidiye tabyasını delik deşik ederek toprağa gömer ve Seyit’in topunun vincini bozar. Sağ kalan iki erden biri Seyit’tir. Niğdeli Ali çavuş toprağa gömülen Seyit onbaşıyı kurtarır. Kocaseyit Niğdeli Ali çavuşun yardımıyla sırtına aldığı 276 kilogramlık mermiyi topunun namlusuna sürer. İngilizlerin Ocean zırhlısına nişan alıp ateşler. Dümen tertibatından vurulan düşman zırhlısı Çanakkale boğazının akıntısına kapılır. Nusratın döktüğü mayınlardan birine çarparak batar. Kaybedilmek üzere olan Çanakkale deniz savaşı Havranlı kahraman onbaşı Seyit Çabuk (Kocaseyit) sayesinde kazanılmıştır. Böylece Kocaseyit Çanakkale deniz zaferinin en büyük kahramanlarından biri olmuştur. Daha sonra İstiklal harbine katılarak yurdun düşmanlardan temizlenmesi için savaşmıştır.

IMG_20210806_181245

Anıtın az ilerisinde kapalı bina içinde Kocaseyit müzesi var. Müze içine girip geziyorum. Camekan içinde dört tane top güllesi, duvarda Kocaseyit’in resmi asılmış.

IMG_20210806_181520

Dört tane gülle ve Kocaseyit’in asker elbiseleri.

IMG_20210806_181525

Kocaseyit’in ölüm kağıdı çerçevelenmiş.

IMG_20210806_181539

Kocaseyit belinde top mermisi ile heykeli.

IMG_20210806_181547

Kocaseyit’in kızının torunu ile heykelin önünde resim çekiliyoruz birlikte. Arkada heykelin benzeri resim tablosu ve portre resmi duvarda asılı. Bizi Baattin Şimşek cep telefonu ile çekiyor.

234611158_4919363944757061_8413907447003205847_n

Müzede fazla görülecek bir şey yok, bir kaç resim, Kocaseyit’in heykeli, bir kaç eşyası. Müzede rehberliği Kocaseyit’in kızının torunu yapıyor. Müzeden çıkıp dışardaki topta basılı olan yeri çekiyorum. Top atıl durumda olduğu için buraya getirilip sergileniyor. En üstte Ay – Yıldız baskısı. Altında yarım yuvarlak olarak Türkiye Cumhuriyeti. Altına 15/24 Sm Ağır Obüs, 1937, 1590 Kg. En altta da üretici firma olan Skoda baskısı var.

IMG_20210806_181948

Kocaseyit anıtı tepede olunca çevredeki köyler manzarayı oluşturuyor.

IMG_20210806_183008

Bahçede kurumuş zeytin ağacının gövdesini çekiyorum.

IMG_20210806_183118

Görülecek bir şey kalmayınca az aşağıdaki mezarlığa gidip Kocaseyit’in mezarı başında ruhuna Fatiha okuyorum. Nur içinde yatsın. Mezar düzgün beyaz mermerlerden yapılmış, etrafı kırmızı, beyaz renkli zincir ile çevrelenmiş durumda.

IMG_20210806_185055

Kocaseyit ziyaretimiz bitince bisiklet kullananlar bisikletlere binip gittiler. Ben de araç ile Havrana indim yorulmadan. Kamp alanına gelip Songül’ün durumuna baktım. Durumu aynıydı, biraz uyumaya çalışmış ama çocuklar ve parktaki insanların gürültüsünden pek dinlenememiş. Akşam yemeğini yemek istemedi, karnı sürekli bulanıyor ve hareketli. İyice halsiz durumda, yemek te yemedi. Bu böyle olmaz deyip hadi hastaneye gidelim deyince itiraz etmeyip tamam dedi. Songül’ü koluma takıp çayın öteki tarafında olan devlet hastanesine yürümeye başladık. Yaklaşık 10 dakikalık bir yürüme sonunda hastaneye vardık. Acil servis kalabalıktı, sıra numarası alıp beklemeye başladık. Bir türlü sıra gelmediğinden kayıttaki görevliye Hastamız kör ve dayanacak hali yok diyerek bir an önce bakılmasını istedim. Fazla sürmedi bizi içeri aldılar. Yatağa yatırıp damar yolu açıldı, serum takıp beklemeye başladık. Bir saat sonra serum bitince çıkardılar serumu. Songül biraz kendine gelip toparlanmış gibiydi. Toparlanmasına sevindim. Doktor, bulantı ve kusma için reçeteyi elimize verdi. Acil içinde nöbetçi eczane ismi ve adresi yazıyordu. Yazıyı çekiyorum cep telefonumla. Havran küçük bir kasaba olduğu için sadece 1 eczane nöbetçiydi. Televizyon ekranında yazan; 06 Ağustos 2021 Cuma Nöbetçi eczaneler Şifa eczanesi Camiikebir Mh. Dumlupınar Cd. No : 13/A (Nedense aynı adres ikinci kez yazılmış) Teb 30 bölge Balıkesir eczacı odası sağlıklı günler diler…

IMG_20210806_221229

Bizi taburcu ettiler ve dışarı çıkıp eczaneye doğru yürümeye başladık. Navigasyon sayesinde eczaneyi bulduk. İlaçları aldık, nasıl kullanacağımızı eczacı tarif etti bize. İlaçları alıp kamp alanına döndük. Herkes kendi havasında olduğu için bizim hastaneye gidişimizden pek haberleri yoktu. Sadece başkan Fatih Söylemez’in haberi vardı. Kamp alanına gelince Fatih’e durumu bildirdim. Songül ilk ilaçlarını içirip çadırında dinlenmesi için bıraktım. Ben da çardaktaki arkadaşlara katıldım. Bir süre birlikte şarkılar, türküler söyledik. Fazla geç olmadan çadırıma giderken Songül’e seslendim nasılsın diye. İyi olduğunu söyleyince içim rahat olarak çadırıma girip yattım.

Bu gün yaptığımız yol yaklaşık olarak 26 Kilometre civarı.

Yaptığımız yolun haritası aşağıda

Powered by Wikiloc

Suyun Kaynağına Yolculuk Büyük Menderes 6. Gün

30 Nisan 2018 Pazartesi

Güney – Çal – Beyeli

(Kör arkadaşlar için betimleme yapılmıştır)

(Resimlerin bir kısmı Ferdimen’e aittir)

 

“Ellerindi ellerimden tutan
Ellerimdi ellerinden tutan…
Bıraktığı anda ellerimiz ellerimizi
Gökyüzüne vuracaktı gölgeleri ellerimizin
Kimbilir kaç martılar halinde

Bir masada karşı karşıya
Seyrederken dudaklarını senin
Dile gelmiş ilk Türkçeydik
Henüz başlamış kül rengi bahar
Ne savaş, ne barıştık biz…
Bu dünyaya yeni gelmiş bir diyar
Manolyaya gece konmuş kumrular”

Can Yücel

 

Öne çıkmış olan görsel resmi, U biçimde kıvrılmış nehir. Karşı kıyı kısa sazlıkla örtülü. Kıyılar yeşil, ortaları sararmış.

IMG_2779

Sabahın köründe uyandık, yataktan doğrulur doğrulmaz şarjdaki cep telefonumu şarjdan çıkarıp arkamda yatağa uzanmış, cep telefonuna bakan Ferdimen’i çekiyorum elçek ile. Yüzüm de tamamen görünüyor.

20180430_062843

Tüm çantalar odada olunca iyice yayılmışız. Epey uğraştık toparlanmak için. Kuruyan çamaşırları çantalarda yerini aldı. Ferdimen beni çantamı doldururken arkamdan resim çekiyor. Odanın tül perdelerinde sızan ışık ortamı loş olarak gösteriyor. Duvarlar sarı renkte badanalı.

IMG_2641

Toparlanıp aşağı indik. Görevli bize gecelememizin fişini kesip verdi. Ücret bana göre çok düşük, Otel diye kullanılan  odadaki yataklar dışında hiç bir şey yok. Görevlinin bize verdiği fişte yazanlar; Güney Belediyesi otel konaklama fişi Güney Bld telefon numarası ve fiş No: 003367 – YTL 6 – V.U.K. Hükümlerine Tabi Değildir (Yeni Türk Lirası, çok eskiden basılmış fişleri bitiremediklerinden hala kullanıyorlar)

20180430_062902_HDR

Aşağı çantaları indirip bisikletlere yükledik, Çeşmeden şişelerimi dolduruyorum. 1.5 Litrelik, 0.750 L ve 0.5 L plastik şişeler. 1.5 Litrelik şişe çuval içinde.

20180430_080752_HDR

Sabah kahvaltısını dün akşamki çorbacıda yapacağız. Yakında olan çorbacıya bisikletlerimiz ile gittik.  Bisikletleri kenara park edip sokakta kurulu masalara oturup çorbaları ısmarladık lokantacıya.

IMG_2642

Sabah sabah kelle paça bol sarımsaklı, bol sirkeli iyi gider. Nasıl olsa bisiklet sürerken koku moku kalmaz. Mehmet ve ben çorbamızı içerken Ferdimen çekiyor. Elimde sirkeli – sarımsak çanağını ileriden alırken yakalamış Ferdimen.

IMG_2644

Bize fazlası ile ikram yapan lokantacı, iki oğlu, biri küçük, biri büyük ile dükkanın önünde sadece ben çekiliyorum bir poz. Bisikletim KUZ önde, çantalar yüklü olarak duruyor.

20180430_080957_HDR

Lokantacıya teşekkürlerimizi sunduktan sonra yola çıktık ama kasaba içindeki yol o kadar dik ki bisikletten inip elde yürüyerek çıkıyoruz. Yemeğimizi yeni yedik, henüz ısınmadan birden bire yokuş çıkmak zorunda kalınca erkekliği bir kenara bıraktık. Eğimi % 20 üzerinde olan geniş yolun sağında Mehmet, solunda Ferdimen gidiyor yukarı doğru.

20180430_082416_HDR

Bir süre yürüyerek çıktık yukarıdaki düzlükte olan yola. Arkamda kalan yokuşu çekiyorum. Eşekler bile böyle eğimde bir yolu çıkmaz.

20180430_082842_HDR

Düzlüğe çıkınca rahatladık ve bisikletlere binip yol almaya başladık. Güney kasabasından çıktığımızı belirtir tabela ile önde giden Mehmet ve Ferdimen’i çekiyorum. Anadolu platosuna çıktık, bundan sonrası in – çık hemen hemen aynı düzlemde sayılır.

20180430_083925_HDR

Etraf çam ağaçları ile kaplı yol dümdüz gidiyor önümde. Hafif iniş ve çıkışla görünen kadarı ile 3 Kilometre civarı.

20180430_090843_HDR

Sağ tarafımda vadi var. Büyük Menderes nehri vadi dibinde akıyor ama görünmesi imkansız. Önümdeki yol vadiye, aşağıya doğru eğimli. Sağda gidonumdaki tüyler görüntüye girmiş.

20180430_092116_HDR

Nehir yatağı epey aşağıda, derin bir vadide görünmüyor. Karşıda tepeler yüksek.

20180430_092213_HDR

İnmeye devam ediyoruz ve aşağıda baraj duvarı, gölet ve zig zag barajın dibine giden yol görüyorum. Tam üstümden orta gerilim elektrik hattı geçiyor.

20180430_093313_HDR

Burası Adıgüzel barajı. Baraj set üzerinden yol geçmiş karşı tarafa. Gölet tarafı tel örgü çekilmiş kimse girmesin diye. Tel örgüye tabelamızı asıyorum.

20180430_094255_HDR

Set üzerinde giderken set kayaları arasında parçalanmış araba tekerleği ve dingili görünce durup resmini çektim. Herhalde arabanın biri kontrolünü kaybedip aşağı uçmuş kayalar üzerine. Parçalanıp kalan kısmı dışında diğer parçaları göletin içinde olmalı.

20180430_094309_HDR

Set üstündeki yol üzerinde Kahramanımız Ferdimen ile elçek resim çekiyorum bir poz.

20180430_094400

Setin sonunda yarım küre, beton kaideye tutturulmuş, küre kısmı aşağıda. Yanında kocaman kaya da beton içinde bir kısmı. Tabelada baraj inşaatı sırasında şehit olan işçilerin isimleri yazılmış. Böylece burada ölenler için bir anıt yapılmış.

IMG_2666

Set bitiminde sarı bir bina var, burada baraj görevlileri ve güvenlik görevlileri üstü üzüm asması olan çardağın altında oturuyorlardı. Bizi görünce dinlenmemiz için ve hazır olan çay saatine denk geldiğimiz için davet ettiler sağ olsunlar. Biz de bu teklifi kabul edip çardağın altına oturduk. Sarı bina, çardak, altında oturmuşuz, bisikletlerimiz park edilmiş yol kenarında. Soğuk su için su pınarı buz dolabı.

IMG_2669

Çardağın altında gölgede tavşan kanı çayları içip sohbet ediyoruz görevlilerle. Santral hakkında bilgi veriyor görevlinin birisi.

Büyük Menderes Nehri üzerinde, sulama, enerji ve taşkın kontrolü amacıyla 1976-1989 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır.

Amaç: Sulama, Enerji, Taşkın Kontrolü
Gövde dolgu tipi: Kaya
Yükseklik: 144 m
Göl hacmi: 1.076 hm3
Elektrik santrali;
Denizli’de bulunan Adıgüzel Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES); 62 MWA kurulu gücü ile ortalama 30.849 kişiye düşen tüm elektrik enerjisi ihtiyacını karşılar.
Yıllık Elektrik Üretimi: ~ 112 GWh
Üretim Kapasitesi: 150 GWh-yıl
Santralin Yeri: Denizli, Güney
2016 Üretimi: 154 GWh

IMG_2670

Çay içerken nereden nereye, bisiklet, yollar, yükümüz, konaklama, patlak lastik hakkında sorular soruyorlar. Biz de sordukları sorular dışında yaptığımız turun amacını kısaca anlatıyoruz. Sohbet sırasında görevlilerden birisi bize yıllık hava tahmini hakkında tuttukları takvim sırasını anlattı. Ağustos ayının 3. gününden itibaren ayın 14. gününe kadar ger gün hava olaylarını takip edip yazıyorlarmış bir kenara. Her gün için bir ayı temsil ediyor. O gün ne oluyorsa hava şartlarında o güne denk gelen ayda olan hava meydana geliyormuş. Böylece yıllık hava tahminini Ağustos ayının ilk 12 günlerinde meydana gelen olaylarda tahminler tutuyormuş. Ağustos ayında hava durumunu takip ederim artık İzmir’e dönünce. Çaylar ardı sıra geliyor tepside. Ben de elçek ile hepimizi çekiyorum. Üç onlar, üç biz. Berabereyiz.

20180430_101038

Taze demlenmiş çayları içip şişeleri soğuk su ile dolduruyorum. Bir süre idare eder soğuk sular. Görevlilere çaylar ve sohbet için teşekkür edip yolumuza devam ediyoruz. 875 metre rakımdan 451 metre rakıma, baraj seviyesine indik. Yaklaşık 424 metre inmişiz. Baraj seviyesinden tekrar yukarıya doğru tırmanmaya başladık. Yükselmeye başladıkça dağların arasındaki baraj göleti manzarası da güzelleşiyor.

20180430_103135_HDR

Yola çıkar çıkmaz üzerimdekileri çıkardım, sadece şort pantolon var üzerimde. Güneş altında iyice kızardım. Ferdimen beni yokuşu çıkarken arkamda gölet manzarası ile çekiyor.

IMG_2674

Daha önceki aylarda araba ile keşif yaparken kahve içtiğim yere gelince arkadaşlara burada kahve molası vereceğiz diyerek durdurdum. Bisikletleri yol kıyısındaki küçük çamların gölgesine park ettik. Yol kıyısında üç bisiklet park etmiş durumda çamların gölgesinde.

IMG_2676

Kahve takımlarının olduğu çantayı ve su şişesini alıp az yüksekte olan tepe üzerine çıkıp mat üzerinde oturarak önüme tezgahımı kurdum. Kahveyi cezveye üç kişilik koyup suyunu üç fincanlık doldurup karıştırıyorum. Mehmet te yanıma oturmuş bekliyor sabırla. Ferdimen bizi çekiyor. Arkada çam ağaçları.

IMG_2678

Zaman geçirmeden kahve cezvesini ocağa sürdüm, gözümü ayırmadan pişmesini bekliyorum.

Kahve kadın gibidir,

Kıskanç bir kadın.

Gözlerinin sürekli üzerinde olmasını ister.

İlgi ister kahve.

Eğer bir an için gözlerini ayırırsan yandın gitti.

Kendini dereye at.

Kahve kızar, köpürür kıskanç kadınlar gibi

Çünkü gözlerini ayırmışsındır gözlerinden.

Köpürünce cezveden taşar

Ocağını bucağını söndürür,

Kahve köpüğü kalmamıştır

Köpüksüz kahvenin tadı olmaz.

Dudak dudağa değmemiş,

Sevdiğini öpmemiş gibi

Kahve kadın gibidir,

Kıskanç bir kadın gibi

Gözlerini gözlerinden ayıramazsın…

Urim Baba

Üstüm çıplak, önümde kahve ocağı rüzgarlık ile koruma altında.

20180430_112500_HDR

Ferdimen sırtımdan beni, kahve ocağını ve  epey aşağılarda kalan baraj göletini çekiyor. Sırtım pancar gibi kızarmış. Uzun saçlarım salınık omuzlarımdan aşağı.

20180430_112605_HDR

Ferdimen’i kendi kamerası ile ayakta, gölet manzaralı çekiyorum bir poz.

IMG_2679

Ferdimen kendi kamerası ile prodüksiyon hazırlayıp üçümüzü elimizde fincan kahve içerken çekiyor zaman ayarlı. Bu konularda uzman sayılır kendisi.

IMG_2680

Biraz yüksekçe olan toprak yığınında hayat var. Yeraltı fareleri toprak altına yuvalarını yapmış delikleri görünüyor. Bir sürü delik var ve hepsi yer altında birbirine bağlı olmalı bir galeri gibi. Az ötede yer örümceği otlara ağını örmüş kısmetine düşecek böcekleri bekliyor sabırla.

20180430_114201_HDR

Kahve molasını bitirip toplandık, Devam eden yokuşta taktık birinci vitese ağır ağır çıkmaya başladık. Kahve içerken şişemdeki su boşalmıştı tamamen. Yanında çınar olan uzun ayna duvarı ve yalağı olan bir çeşme görünce durduk. Bisikletim KUZ ile çeşmeyi çekiyorum.

20180430_115038_HDR

Çeşme beyaz badana boya ile boyalı, yalak beton ile üç bölüme ayrılmış. Bir borudan akan su miktarı çok az. Döküldüğü yalak içindeki su berrak ve tertemiz.

20180430_115055_HDR

Güneşin yükselmesi ile sıcak olmaya başlayan havada çeşmede serinliyoruz elimizi yüzümüzü yıkayıp. Ferdimen bizi bisikletle birlikte çeşmeyi ve çınarı olduğu gibi resmediyor bir anı olarak.

IMG_2682

Çeşmeden az su gelince suları doldurmak ta uzun sürüyor. Şişedeki çuvalın ağzında bulunan ip boruya takıp dolmasını bekliyor Ferdimen. Çeşmeyi, çuval içinde su şişesini yalakla beraber yandan çekiyor.

IMG_2685

Bisikletim KUZ dut ağacının gölgesinde sakince beni bekliyor yol kıyısında.

20180430_115117_HDR

Buraların rakımı yüksek olunca henüz dutlar olgunlaşmamış, yaprakları gibi yeşil ve ham.

20180430_115456_HDR

Cep telefonum çalınca ağacın gölgesinde durup konuşmamı yaparken Ferdimen beni çekiyor. Bisiklet üzerinden inmemiştim bile. Üzerim çıplak.

IMG_2696

Telefonla konuşmam bitince Ferdimen bana poz veriyor. Kendi kamerası ile arkasında üzüm bağı ile çektim.

IMG_2695

Baraj seviyesi epey aşağılarda kaldı. Çok az bir kısmı görünüyor göletin. Önümde uzayıp sararmış uzun otların ardından çektim bu manzarayı.

20180430_120030_HDR

Yerde, otların üzerinde bir çok yer örümceği ağını örmüş avını bekliyor. Yakından çekiyorum örümcek ağlarını.

20180430_120619_HDR

Yokuş çıkmaya devam ediyoruz, Bisikletim KUZ yolun kıyısında park halinde, aşağıdan bana doğru gelen Ferdimen. Yolda seyrek olarak araç geçiyor. Bu bizim için iyi bir durum.

20180430_120637_HDR

Yolun yukarıya çıkan kısmını da çekiyorum ardından. Yol sağa, bilinmeze doğru kıvrılmış. Solda tüyüm de görünüyor.

20180430_121309_HDR

Yol kıyısında Çal belediyesinin ve MENDOSK Menderes Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü ile yaptığı ortak yürüyüş rotalarını belirtir tabela gördüm. Boru üzerinde dört yönü gösterir tabela konmuş. Hepsini gösterebilmem için üç yönden çekmem gerekiyor. Tabelanın iki tarafında aynı yazılar yazılmış. Zemin sarı, Üstte mavi şeride beyaz yazı ile MENDERES YOLU yazılmış. En altta beyaz şeride yeşil renkte Çal belediyesi ve MENDOSK logoları ile birlikte yazılmış. Sağı gösteren tabelada KABALAR KM (araç) (KM belirtilmemiş), solu gösteren tabelada DAĞMARMARA 12 KM yazılmış

20180430_121450_HDR

Diğer taraftaki sağı gösteren tabelada YEL DEĞİRMENİ TEPE 12 KM, soldaki tabelada KABALAR KM (araç). (araç yolu olduğu için KM yazılmamış)

20180430_121457_HDR

Diğer taraftaki sağa gösterir tabelada GÜNEY KM (araç), sola gösterir tabelada YEL DEĞİRMENİ TEPE 18 KM yazılmış. Yürüyüş yollarını gösterir tabelada kaç KM olduğunu belirtmişler. Araç yollarında ise mesafe belirtilmemiş.

20180430_121506_HDR

Neredeyse sırta çıktık, rakım yükseldi. Yayla olan yerde asma bağında asma kütükleri burada epey zamandır üzüm bağcılığı yapıldığını gösteriyor. Bağ traktör ile sürülerek otlardan temizlenip toprak ortaya çıkmış.

20180430_123331_HDR

Çevrede bunun gibi bir çok bağ görüyorum. Bağlar parsel parsel, birbirinden ayrı yerlerde. Aralarda sürülmemiş tarlaları otlar bürümüş. Demek ki herkes kendine yetecek kadar  bağ yapmış. Yani her bağın sahibi ayrı.

20180430_124221_HDR

Yolda güzellikleri görmek olası, bu güzellikleri biz gezerken görüyoruz. Siz, okuyucularım için resim çekip görmenizi sağlıyorum elimden geldiği kadar. İşte bu güzelliklerden biri yol kıyısında mor çiçekler açmış zambaklar.

20180430_124741_HDR

Kimi yerde buğday tarlası çıkıyor karşıma. Bel hizasına gelmiş buğdaylar başak açmış ama şu an yeşil, henüz sararmamış. Buğday tarlalarının süsü olan gelincik çiçekleri kırmızı rengi ile yeşilliğe renk katmış.

20180430_125106_HDR

Kabalar köyüne geldik tabelaya göre. Köyün girişinde üzüm bağı ve birkaç ev görüyorum.

20180430_125522_HDR

Kabalar köyüne karnımızın acıktığını hissettik. Köyün içinde park alanında gölgelik bir masa bulduk kendimize. Buradaki bakkaldan domates, biber, soğan, yumurta alıp melemen yemeği yapmaya başladı Ferdimen. Aşçılık konusunda da uzmandır kahramanımız Ferdimen. Kendi ocağında küçük tencerede melemen pişirirken kendi kamerası ile çekiyorum Ferdimen’i. Ocağın etrafı alüminyum rüzgarlık ile çevrelenmiş, yanında gaz tüpü, sıvı yağ, tereyağı ve poşet içinde sebzeler. Arkada bakkal dükkanı.

IMG_2703

Park içinde, kıyılara köylüler açık hava müzesi yapmışlar. Ferdimen yemeği pişire dursun ben açık hava müzesini geziyorum. Müzede sergilenen her aletin resmini çekiyorum tek tek. İlk karşıma çıkan kalın iki tahtadan yapılmış yaba. Biçilmiş buğdayları samanlarından ayıran alet. Yabanın altında yarıklara taş sıkıştırmışlar.

20180430_130117_HDR

Kağnı tekerleği, eski zamanlardan kalma. Tarihi olmalı.

20180430_130127_HDR

Samanları toplamak, taşımak için çatal biçimindeki dirgen. İki dirgen çapraz asılmış ağaca. Bunlar tahtadan kesilip çatal biçiminde yapılmış. Esas dirgen olan sağdaki. Ağaç dalının ucunda üç dal ile çatal biçimi verilerek yapılmış doğal dirgen. Dirgenlerin altına asılmış boyunduruk ve kova.

20180430_130139_HDR

İnce çubuk dallardan ve kargılardan yapılmış iki geniş sepet. Bizim oralarda buna kelter diyorlar. Üzüm toplarken içine konulan üzüm salkımlarını taşımak için de işe yarıyor. Burada da üzüm bağları çok.

20180430_130148_HDR

Kaide üzerinde Atatürk büstü arkasında hamur teknesi. Tamamen ağaçtan oyulmuş olan hamur teknesi kullanılmadığı için çatlaklar oluşmuş. Yanında da dibi dar bir küp asılmış.

20180430_130157_HDR

Bulgur yaparlarken buğdayı tokmaklarla kırılan taş dibek. Ortası oyuk olan büyükçe taş parçası epey eski görünüyor. Artık bu dibek kullanılmıyor şimdilerde.

20180430_130205_HDR

Değirmen taşı.

20180430_130220_HDR

Demirden yapılmış tek pulluklu saban, bu saban tek bir at çekerek tarlayı sürmeğe yarıyor.

20180430_130305_HDR

Küp dala asılmış, yarısı kırık, altında taş silindir. Silindirin merkezi delik, buradan demir çubuk geçirilip üste doğru birleştirilerek çekilmesi kolaylaştırılmış silindirin. Bu silindir tarlayı düzleştirip sıkıştırmak için. Bir de toprak damlarda toprak serildikten sonra az su ile nemlendirilip toprağı sıkıştırmaya yarıyor.

20180430_130314_HDR

Ben açık hava müzesini gezip resimleri çektim. Ferdimen hala ocağın başında melemen yemeğini pişiriyor. Yanına oturup bakmaya başladım. Masada ikimizi birlikte Mehmet çekiyor bir poz. Bisikletim KUZ ve turuncu çantam yerde.

IMG_2704

Yemek pişti sonunda ve büyük bir iştahla yerken oradaki birine bizi çekmesini söyledik. O da bizi kırmadı çekti.

IMG_2705

Yemek yerken, yemeğin kokusunu alan dişi fino köpeği yanımıza geldi. Memelerinden anlaşıldığına göre yavruları var. Hemen yarım ekmek verdik. İlk önce kendi karnını doyurdu. Herhalde açtı. Köpek biraz zayıf görünüyor, tamamen beyaz tüyleri var. Kulakları dik olan köpeğin başı siyah renkte.

20180430_131559_HDR

Ekmeği bir çırpıda bitirdi ve beklemeye başladı. Herhalde doymadı dedik bir yarım ekmek daha attık önüne. Bu kez ekmeği kaptığı gibi bizden uzaklaştı. Yavrularının olduğu yere doğru gittiğini anladım. Sonra iki kez daha geldi, ikisinde de köpeği boş göndermedik. Köpeğe pek yiyecek veren yok galiba. O yüzden bulmuşken epey ekmek alıp götürdü. Köpek ağzında ekmek uzaklaşırken çekiyorum bir poz.

20180430_131605_HDR

Yanımıza iki kız çocuğu geldi, onları bakkala davet ettim, çantamdaki BayKuş kesemi alarak bakkala gittik. Canınız ne istiyorsa alın dedim. Kızlar da dondurma aldılar ve mutlu olarak dondurmalarını yalayıp gittiler. Ben de BayKuş kesemdeki paradan ücreti ödedim. Sonra toparlanıp yola çıktık hedefimize doğru. Ferdimen öndeydi ve ilk önce Mehmet’in resmini çekiyor. Etrafta pek ağaç yok, kırsal bir alan.

IMG_2711

Ardından ben de kareye girdim. Köyden çıktıktan sonra üstümü çıkarıp Güneş altında yanmaya devam ediyorum.

IMG_2712

Yol kıyısında, üzüm bağının yanında durduk. Burada uzun bir kavak, dibinde de kuyu var. Kuyu duvarı beton, üzerine de çıkrık makara takılmış.

IMG_2715

Bisikletlerimiz yol kıyısında park etmiş durumda beklerken kuyu ile birlikte resimlerini çekiyorum.

20180430_152810_HDR

Çıkrığa dolanmış ip, aşağı sarkan kovanın sapı ve karanlık kuyu dibi. Kova yok ortalarda, sadece sapı kalmış. Kuyudan su çekme umudumuz kalmadı.

20180430_152834_HDR

Çal kasabasına vardık, tabelasında yazdığı kadar 19.300 nüfusu var. Tabelanın üstünde de yuvarlak levhaya araba sollama yasağını belirtir uyarı. Sağ tarafta çam koruluğu görünmekte.

20180430_160459_HDR

Çal kasabasında, parkın içinde durup dondurmacıdan birer külah dondurma aldık. Güneş şemsiyesi altına oturup dondurmaları yalamaya çalışırken elçek resim çekiyorum üçümüzü.

20180430_163437

Parkın içinde yuvarlak, geniş kaidenin üstünde küçük bir kaide daha yapılıp üzerine insan eli, bilekten biraz daha uzun, aşağıdan çıkan bir el heykeli. Elin içinde üzüm salkımı. Demek ki gördüğümüz üzüm bağları Çal kasabasını sembolü.

20180430_170809_HDR

Yolun sağ tarafı mermer döşeli, sekiz basamaklı oturma yeri yapılmış. Orta yerine insanların yukarı doğru rahatça çıkması için ilave basamaklar konmuş araya. Üstte çam ve servi ağaçları var.

20180430_170828_HDR

İlginç yapıda ve boyalı bir çeşme görünce resmini çektim. Çeşmenin iki yanında kalın künk konmuş iki tane üst üste. Çeşmenin yalağı, aynası ve V biçiminde çatısı betondan. Çatı yeşil, diğer taraflar tamamen yağlı boya mavi renkte boyanmış. Çeşme yarım metre yükseklikte, taş duvar  ile birlikte yapılmış. Arkada tarla ve ağaçlar var.

20180430_171238_HDR

Başka bir çeşme önünde durdum. Küçük kareli mavi renkte fayans döşeli. Aynasındaki mermere;

“Kim bilir hangi akşam güneşle birlikte bende solacağım Yaşar Bacak”

Sağ altına iki kancalı askıya iki plastik beyaz tas asılmış. Solda bir askı daha var ama kancaları kırık.

20180430_172818_HDR

Yeşillikler arasındaki yolda arkadaşlar giderken durup köy tabelaları ile birlikte çekiyorum Tabelada Aşağıseyit 4 Km, Dayılar 9 Km, Gelinören 10 Km yazılmış. Biz de o köylere doğru gideceğiz. Tabelanın arkasında genişçe bir tarla yeni sürülmüş.

20180430_173235_HDR

Artık suyu azalan Büyük Menderes nehri çaya dönüşmüş durumda. O yüzden köprüler de kısaldı. Köprünün birinden geçerken demirine tabelamızı bağladım.

20180430_173528_HDR

Burada su çok az akıyor ve çok kirli. Suyun rengi ve yosunların renginden anladığım kadarı ile lağım suyu karışmış nehre.

20180430_173540_HDR

Köprüde resim çekerken bir aile ile tanıştık. İki kadın bir erkek. Akan lağım ve nehrin kirliliğini konuştuk. Amacımızı da kısaca anlattık. Onlar da akan lağım suyundan şikayetçi. Yanlarında olan oğluna bizi çekmelerini söyleyince hep birlikte elimizde bisikletlerle birlikte resim çekildik köprü üzerinde.

20180430_173949_HDR

Yolun solunda uzun kavak ağaçları, sağda ise söğüt ağaçları neredeyse yolu kaplamış durumda. Önde ağaçların arasında giden Mehmet’i arkadan çekiyorum ağaç manzaralı.

20180430_174210_HDR

Bazen nehir yatağından biraz yükseğe çıkıyoruz. Yol bizi öyle götürüyor ne yapalım. Yüksekten nehir yatağını çekiyorum. Nehir yatağını ağaçlar tamamen kapatmış, akan su görünmüyor. Kıvrılarak akan nehir kenarında uzun kavaklar boyları ile kendini belli ediyor. Aralarında söğüt ağaçları da var.

20180430_175017_HDR

Nehir yatağı kayalık bir vadiden geçiyor ve biz tepesindeyiz. Karşıdaki kayalık ağaçsız, çıplak. Kanyon halindeki vadinin kıyıları uçurum.

20180430_175316_HDR

Yol bizi deminki kanyonu tam  olarak önümüze çıkardı. Dibinde uzun kavak ağaçları derin bir kanyon içinden Büyük Menderes nehri akıyor. Bulunduğum yer bir plato sayılır.

20180430_175905_HDR

Geniş çimen ekili bir alanın kıyısında kare biçiminde beton, yarım metre yükseklikte. Üzerine küçük bir kare beton daha kondurulmuş. Anladığım kadarı ile bostan kuyusunun üzeri beton ile kapatılmış sanki. Kare köşenin az ilerisinde çoban, yanında iki koyun ve çoban köpeği heykeli yapılmış. Heykeller siyah renkte. Çim alanın ortasında telefon direği ve sonlarda tek katlı, beyaz badanalı bina. Arkasında uzun kavaklar.

20180430_181215_HDR

Artık çaya dönüşmüş nehir ile birlikte gidiyoruz. Nehir bazı yerde yatağından taşıp yayılmış olarak akıyor.

20180430_181222_HDR

Sık sık köprüler geliyor önümüze . Hepsine tabelamızı bağlıyoruz demire. Geçtiğimiz belli olsun. Bisikletim KUZ, tüylerim ve köprü korkuluk demirleri. Köprü demirlerine 3 metre yükseklikte profil demir kaynatılmış. Nedeni belli değil.

20180430_181655_HDR

Nehir yatağına set çekilip havuz biçimine dönüştürüşmüş. Fazla derin olmayan havuza su girip setten taşarak akmaya devam ediyor. Söğüt ağaçları ve kavak ağaçları nehre yakın.

20180430_181721_HDR

Beyaz renkli toprağı olan yerden geçiyoruz. Burası kıraç görünümlü küçük tepeleri olan arazi.

20180430_182026_HDR

Afyon sınırları içinde olduğumuzu belirtir afyon tarlaları çıktı karşıma. Mor çiçek açmış afyon bitkileri bu ayda, Mayıs ayında açıyor. Tarla içine Dayılar tabelası dikilmiş. Köy evleri az ilerde görünüyor.

20180430_184218_HDR

Ardından Gelinören köyüne de giriş yapıyoruz ama yeşil ağaçlardan köy görünürde yok.

20180430_184802_HDR

Köy tabelasından sonra köprü çıkınca bir tabela daha bağlıyorum bir tane. Köprü korkuluk demirleri tamamen ağaçlar sarmış.

20180430_185049_HDR

Köprüden aşağı bakınca suyun rengi bulanık ve çok kirli. Bu su aşağıya akıyor kirli olarak ama denize ulaşmadığını anlıyorum. Nedenine gelince Aydın – Denizli yolunda Sarayköy civarında Buldan yönüne dönüp nehri takip ettiğimizde Güney kasabasına doğru giderken Büyük Menderes nehrinin çok temiz aktığını görünce şaşırıp sevinmiştim. Temiz akmasının sebebi ne diye düşünürken burada akan suyu görünce anladım neden temiz aktığını. Büyük Menderes nehri üzerinde iki büyük baraj kurulu. Barajlara akan kirli sular baraj göl yatağına çöküp temiz su kanaldan elektrik santrali türbininden geçip yatakta akmaya devam ediyor. Nehir suyu iki kez barajdan arınıp tertemiz akarken kısa bir süre sonra Denizli yönünden gelen çaydan akan pis sularla karışıp akıyor denize kadar.

Bu kirliğe dur demek gerek. Köylerde lağım suları, sanayi bölgesinde fabrika atıkları. Buhar santrallarında zehirli ağır metaller Büyük Menderes nehrine akmamalı istedikleri gibi. Her yerde sıkı denetimli arıtma tesisi kurulmalı ve nehirlerimiz temiz akmalı. Büyük Menderes nehri büyük bir havzayı suluyor. Burada tarım ürünleri yetiştirilip pazarlardan soframıza geliyor. Yediklerimiz temiz sularda yetişmeli. Geleceğimize kanserli bir gelecek bırakmamalı, temiz bir geleceği planlamalıyız geç olmadan.

20180430_185105_HDR

Köyden geçerken yıkıntı durumuna düşmüş kerpiç bir ev görüyorum. Duvarın büyük bir bölümü yıkılmış içerisi görünüyor. İç kısımları ağaç direklerle desteklenmiş. Üzerinde topraktan dam var. Otlar çıkmış damın üstünde. Geçmişte yaşanmış anlar nelerdir kim bilir. İnsan böyle yıkıntı bir ev görünce geçmişi düşünmeden edemiyor.

20180430_185658_HDR

Hafif eğimli bir tepesi olan uçsuz bucaksız tarla sürülmüş, toprak rengi ortaya çıkmış. Tarla henüz ekilmemiş durumda.

20180430_190356_HDR

Büyük Menderes nehrine Menderes demelerinin nedeni düz, eğimi az olan arazide su akması için güce ihtiyacı var. Bu gücü de sudaki gerilim yüzünden alıyor. İleri akması için kıvrılıyor geriye doğru S biçiminde. Böylece düz arazide kıvrılarak yatağını yapıyor. Bu kıvrımlı akmaya da Menderes denmiş. Bu kelime Milattan önceki Yunan çağlarına ortaya çıkmış. Troya bölgesinde akan nehrin adı antik Yunanlılar Mendes diye adlandırmış. Bu kelime günümüze kadar gelip hala kullanılıyor. Menderes nehrinin akarken aldığı S biçimi aynı şekilde uzun ve ince olan yılanların yerde S biçiminde ilerlemesine benzetebiliriz. Yılanların ayakları yoktur ve kanının altında bulunan pulların hareketi ile kıvrılıp ileri doğru kıvrılarak S biçiminde hareket etme durumu gibi nehirlerin de düz arazide akması gibidir.

Durum böyle olunca düz arazide kıvrılarak akan nehir yatağını düz yapılmış yol yüzünden bir çok köprüden geçmemiz gerekiyor. İşte o köprülerden birinden daha geçerken tabelamızı bağlıyorum geçtiğimiz belli olsun diye. Toplam 6 köprüden geçmişiz bu gün.

20180430_191419_HDR

Köprü üzerinde bile nehrin S biçiminde aktığını görüyorum. Nehrin kısa bir bölümünü anca görüyorum, kıvrımlardan sonrası görünmüyor.

20180430_191427_HDR

Yine bir köprü ve tabelayı asıyorum demire. Bisikletim KUZ ile tabela bağlı köprü demirlerini çekiyorum.

20180430_192524_HDR

Nehir pis akmaya devam ediyor. Gördükçe içime sıkıntılar giriyor ve üzülüyorum.

20180430_192542_HDR

Başka bir köprüde çektiğim nehir görüntüsü, su akışı iyice azaldı ve pis akmaya devam ediyor. Bu pisliğe rağmen kıyılar ot bürümüş.

20180430_192553_HDR

Köprü demirine tabelamızı astım.

20180430_195447_HDR

Kimi yerde nehir kenarında söğüt ağaçları var.

20180430_195510_HDR

İşte demin bahsettiğim Menderes olayı. Nehrin kıvrımı S biçiminden neredeyse U biçimini almış. Karşıda kısa boyda sazlıklar kaplamış. Dipleri yeşil, üst kısımları sarı renkte. Bu resmi öne çıkan görsel olarak seçiyorum.

IMG_2779

Kavaklar tabelası köy ile birlikte karşımıza çıktı. Kavaklar köyünde iki kavak var, biri yeşil, diğeri kurumuş. Başka da kavak görünürde yok. Tabelada yazdığı kadar 356 kişi yaşıyor. Rakım da 800 metre olduğunu belirtmişler.

IMG_2788

Kavakları geçtik, kısa sürede yakındaki Beyeli köyüne geldik. Her ne kadar mahalle yazsa da benim için köy olarak kalacaktır. Mahalle şehirlerde olur. Akşam olmak üzere. Bakalım köy civarında kamp yeri bulabilecek miyiz?

IMG_2789

Beyeli ilk okulunun bahçesi kamp yapmaya uygun. Bahçe içindeki bakkala sorduk burada kamp yapabilir miyiz diye. Bakkal da muhtara soralım deyip muhtarı aradık. Muhtardan olumlu cevap geldi. Biz çadırı kurarken muhtar geldi yanımıza. Kimlikleri alıp jandarmaya sorgulattıktan sonra kimlikleri geri verip evine gitti. Bizim gizli saklı bir şeyimiz olmadığı için içimiz rahat şekilde kampımızı kurduk. Kamp yerinde akşam yemeğini yaparken köylülerden olan Hasip Karakaya ve Necati Alkan bizi akşam çayına davet etti. Evi de yakın, bize gösterdi. Biz de davetini kabul ettik. Yemekten sonra çay içmeye gideceğiz. Yemeği pişirip yedik, sonrasında Hasip’in evine doğru giderek bahçede oturduk. Önümüzde tahta bir divanı masa olarak kullanıyoruz. Komşulardan iki köylü daha aramıza katıldı. Tanıştık köylülerle, çaylar içildi, sohbet kahve eşliğinde devam etti. Çayı Hasip’in eşi ikram etti. Karşılığında ben de kahve pişirip ikram ettim. Turumuzu anlattık, ne amaçla, nereden nereye, Büyük Menderes nehri buralarda çok kirli aktığını belirtik. Köylüler denetimsiz bir şekilde, arıtma tesisi olmadığı için tüm lağım sularını nehre boşalttıklarını öğreniyoruz. Köydeki yaşamı, çocuklarını okutup üniversiteyi bitirdikten sonra sadece tatillerde köye geldiklerini söyledi Nasip. Köydeki işleri kendi çabaları ile gücünün yettiği kadar yaptıklarını öğrendik. Gelecek nesil için durum pek iç açıcı değil. Köylerde tarım ve hayat bitmek üzere. Gençler tarımla, hayvancılıkla uğraşmak istemiyor. Kahve içerken divan etrafında oturmuş halde Ferdimen resmimizi çekiyor sokak lambasının ışığı altında.

IMG_2790

Akşam fazla geç olmadan köylülerden izin istedik. Onlar da yorgundurlar bütün gün tarla, bağ – bahçede çalışmaktan. Erken yatabilirler. Yanlarından ayrılıp  çadırlarımıza vardık. Çadırlara girip tatlı uykuyu bekletmedik fazla.

Bu gün yaptığımız yol yaklaşık 61 Kilometre civarı.

Aşağıda yaptığımız yolun haritası

Powered by Wikiloc